loading
close
SON DAKİKALAR

Adanan Serdaroğlu: Karakola hiç gitmediğiyle övünen bir sendikacı olur mu?

Adanan Serdaroğlu: Karakola hiç gitmediğiyle övünen bir sendikacı olur mu?
Tarih: 02.02.2018 - 14:32
Kategori: Sendika

Can Ataklı’nın konuğu olan Birleşik Metal İş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu, metal işkolunda hükümet tarafından grevleri yasaklanan 130 bin işçinin toplu sözleşme sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Serdaroğlu “Sarı sendikacılar diyor ki ben “hiç karakola gitmedim” diyor. Karakola gitmeyen sendikacı olur mu? Karakola hiç gitmediğiyle övünen bir sendikacı olur mu?” dedi.

Adnan Serdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

Bugün sonuçlanan sözleşmede metal işçileri kazançlı çıktı. Türkiye’de kötü şeyler olduğu gibi iyi şeylerde oluyor.

Metal sektörü diğer sektörleri etkiliyor. Metal sektörü ekonomiyi sırtlayan sektördür. İhracatın büyük bölümü metal sektöründen karşılanıyor.

Birleşik Metal İş olarak sadece bugün değil, dün de mücadele verdik. Biz sermaye ve iktidara karşı mücadele veren bir sendikayız. 12 Eylül öncesinde de sonrasında da mücadele ediyoruz. 12 Eylül niye yapıldı? Sosyal gelişmeyi ve DİSK’ in önünü kesmek için yapıldı. Vehbi Koç’un Kenan Evren’e gönderdiği mektubu vardır… 12 Eylül, metal sektörünü sarı sendikalara teslim etti. Maden İş’in üyeleri hapislere atıldı, sürüldü. İşçiler sarı sendikalara mahkûm edildi. Biz 30 yıl buyunca kontrol altına alınan metal sektörünü bugün kurtarmaya çalışıyoruz.

2010 da şunu söyledik: Eski mücadelemizi hayata geçireceğiz. Birleşik Metal İş, “sarı sendikaların imzaladığı sözleşmeyi imzalamayacak” dedik. Bu sendikalar işçiyi satan bir sözleşme yaptılar.

2010’daki bu kalkışma işçilerin kaderini değiştirdi. Biz misyon sendikasıyız. İşçi sınıfı mücadelesi veriyoruz. Sadece ücretler için değil, aynı zamanda kiralık işçiliğe ve taşeron ve zorun bireysel emeklilik gibi işçi haklarını gasp eden uygulamalara karşı çıkarıyoruz.

Yıllarca biz MESS’in esnek çalışma uygulamalarına karşı çıktık, kabul etmedik, reddettik.

2015’in Ocak ayında da  grevimiz yasaklandı. Ama greve çıktık, greve çıktığımız iş yerlerinde özlük haklarımızı aldık. 2015 Ocak’ında da 12 işyeri MESS’ten ayrıldı. Bir kısmı farklı sendika kurdu.

2015’ten sonra çok şey değişti. 40 bin işçi sarı sendikadan ayrıldı. Bize geldi bir kısmı. Ama o işçilerin başın gelmeyen kalmadı. Tehdit baskılarla işten attılar. 

2016’da yine greve çıktık yine yasakladılar… Biz bu grevde de dedik ki grevi tanımıyoruz. İşe gitmedik. Yine en iyi sözleşmeyi bu 2016’nın Ocak ayında yaptığımız grevde kazandık.

2017’de kıdem zammını gündeme getirdik. Taslağımızda da taleplerimizi yazdık... Böylece arkadaşlarımız açılık sınırı ücretten çok etkilenmeyeceklerdi. Prosedürler o kadar karışık ki, 60 gün bir sonuç çıkmadı. Biz işçinin toplu sözleşme yapması gerektiğini söyledik. “Hükümete de grev yasağını tanımayacağız” dedik.

Sarı sendikacılar diyor ki ben “hiç karakola gitmedim” diyor. Karakola gitmeyen sendikacı olur mu? Karakola hiç gitmediğiyle övünen bir sendikacı olur mu?

Sonuçta bizim taslağımızı Türk Metal’in önüne koydular. MESS bizim teklifimizi Türk Metal’e imzalattı. Türk Metal bizim istediğimiz taslağı imzalamış oldu.  

MESS de hükümet de bizim grevi tanımayacağımız bildiği için bu sözleşmeyi imzaladı. Bütün metal işçileri bize bakıyordu. Kötü sözleşmeye imza atılsaydı. 2 Şubat’ta greve başlayacaktık.

İşçiler memnum mu memnun. Biz bu anlamda Türkiye’de artık bazı şeylerin yerinden oynatılması gerektiğini düşünüyoruz. Artık sendikaların grev yasağını tanımayacaklarını söylemesi gerekiyor. Önemli olan işçinin memnun ayrılması. Açık açık söylüyorum imzalanan sözleşme benim taslağım. MESS’le imzalanan sözleşme benim sözleşmem. Bu teklif kiminse teklifler ortada baksınlar.

Hak İş’in hiçbir katkısı olmadı. Ana aktör biziz.

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları