loading
close
SON DAKİKALAR

Alevi sorunu!

Alevi sorunu!
Tarih: 25.11.2014 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık; İktidar bugüne kadar 7 Alevi açılımı yaptı... Hiçbir ilerleme kaydedilmedi... Başbakan Davutoğlu hafta sonu tantanalı bir Tunceli gezisi yaptı.

İktidar bugüne kadar 7 Alevi açılımı yaptı... Hiçbir ilerleme kaydedilmedi... Başbakan Davutoğlu hafta sonu tantanalı bir Tunceli gezisi yaptı... Vaatleri yine kimseyi kesmedi; Dersim’de eski kışla müzeye dönüştürülecek, adı da Dersim Müzesi olacakmış. Üniversitenin adı değişecek, Munzur Üniversitesi olacak... Vs...
Alevilere göre bunlar oyalama, gündemi saptırma girişimleridir. Alevilerin Siyasal Tarihi adlı kitabın yazarı Necdet Saraç konuyu izah ediyor:
- Kamuoyunda “Alevi sorunu” diye tartışılan sorun, esas itibariyle bir “Alevi sorunu” değil, bir “Sünni sorunudur”. Çünkü, Alevilerin talepleri içinde kendi elleriyle yarattıkları tek bir sorun yoktur. Ortadaki bütün sorunlar Sünni egemen sistemin kendi yarattığı sorunlardır: Eşit yurttaşlık hakkı da, cemevi statüsü de, zorunlu din dersleri de, Madımak da sistem tarafından yaratılmıştır.
Çünkü sisteme akıl veren “Sünni ulema” Alevileri dinden çıkmış sapkın insanlar, Aleviliği de sapkın bir inanç olarak görmektedir. İktidar sahipleri Alevilik sorununu çözeceğiz, derken; onları yola getireceğiz, demek istemektedir...
Ülkeyi yönetenler “Alevi” inancına biraz da Alevilerin gözlüğüyle ve laik açıdan bakmayı deneyebilir mi? O zaman sorun çözülecek!

Hayal ve gerçek

AKP Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay, Hürriyet gazetesine verdiği röportajda çözüm süreciyle ilgili bir soruyu yanıtlarken şöyle diyor.
“Çözüm sürecinin 2009’dan beri çok açık bir hedefi var; şiddetin bitirilmesi ve demokratik siyasetle Türkiye’nin sorunlarının tartışılması. Dışarı çıkma, silah bırakılması, örgüt mensuplarının eve dönüşlerinin sağlanması, bunlar işte.
... Bir yol haritası var. İlk önce alanda güvenliği sarsıcı, yasadışı hiçbir şey olmayacak. Oradan başlıyor, ondan sonrası bildiğimiz şeyler.”
İktidar böyle diyor da PKK buna karşı ne diyor? Onu da PKK’nın önde gelen isimlerinden Sabri Ok açıkladı.
“Kürt özgürlük hareketinin çıkış gerekçesinin ortada durduğu bir sırada silahsızlanma da, geri çekilme de mümkün değildir. Bu koşullarda silahsızlanmayı tartışmak Kürtlerin iradesine saygısızlıktır. Eğer Kürdistan’dan çekilmesi gereken bir güç varsa, o da işgalci konumda olan ordu ve polistir.”
Beşir Atalay, söz konusu röportajın bir başka yerinde, “Devlette hâlâ daha çok insan öldürüp sorunu çözebileceğini düşünen var” diyor. Onu bilmeyiz ama “Devlette hâlâ PKK’nın silah bırakacağına ve çekileceğine inanan çok safdil” olduğu kesin. Ayrıca kimse daha çok adam öldürülsün demiyor... Sadece teröristle masaya oturulmaz diyor. Oturdunuz sonuç meydanda.

ÖRT

Öğretmenler Günü’nde devlet yetkilileri yukarıdan aşağı doğru öğretmenleri övücü demeçler veriyor, saygı ve sevgi ifade ediyorlar... Fakat bu arada... Sanki saygı gösterilmesi gereken öğretmenler değilmiş de devlet büyükleriymiş gibi... Öğretmenler heyetler seçip devlet büyüklerinin ayağına gönderiyorlar... Kaymakamlar, valiler, bakanlar, başbakan ziyaret ediliyor... Türk Eğitim-Sen Başkanı İsmail Koncuk, bu konuda önemli bir çağrı yapıyor:
- Öğretmenlerden oluşan heyetlerin mülki amirleri ziyaretleri yerine mülki amirlerin öğretmenleri okullarında ziyaret etmelerini, öneriyor...
Böylece mülki amirler okulların durumunu da yerinde görebileceklerdir. Neden olmasın!

Erdoğan:
“Yasalar kötü, sultan adilse, adalet; yasalar iyi, sultan zalimse, zulüm doğar” diyor.
Yasalar kötü, sultan da zalimse ne oluyor, söylememiş!
Akif Kökçe

FITRAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün dedi ki:
“Bazen kadın - erkek eşitliği diyorlar, kadının kadına eşitliği erkeğin erkeğe eşitliği önemli olandır. Kadın ile erkeği eşit hale getiremezsiniz. Fıtratları farklı. Kadınları erkeklerin yaptığı her işte çalıştıramazsınız komünist rejimlerde olduğu gibi...”
CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter bu sözü şöyle yorumladı:
“Bu söylemden toplum, kadın erkekten daha aşağıdadır, mesajını alacaktır, bu söylemin amacı odur. Topluma, erkek kadının üstündedir mesajını vermek için kullanılmış, belirsizliklerle dolu bir cümledir bu. Bu koşullarda da ne kadının şiddet görmesini ne de toplumda geri plana itilmesini önleyemezsiniz.”

Melih Aşık - Miiliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları