loading
close
SON DAKİKALAR

Asıl sebep ne?

Asıl sebep ne?
Tarih: 30.11.2016 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık; Bakan Avcı’ya göre bu denli hızlı düşüşün en önemli sebeplerinden biri küresel hale gelen terör ve Türkiye söz konusu olduğunda uluslararası medya kuruluşlarının ve turizm firmalarının bunu kasıtlı şekilde abartması.

Turizmde kara bir yıl yaşıyoruz. Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın önceki gün Antalya’da yapılan 6. Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nde verdiği bilgiye göre sadece ülkemize gelen Alman turist sayısı 2015’te 5.5 milyon iken, bu yılın ilk 9 ayında %28 azalmayla 3.1 milyona düşmüş. Aynı dönemde Antalya’ya gelen Alman turist sayısındaki düşüş %35’i bulmuş. Bakan Avcı’ya göre bu denli hızlı düşüşün en önemli sebeplerinden biri küresel hale gelen terör ve Türkiye söz konusu olduğunda uluslararası medya kuruluşlarının ve turizm firmalarının bunu kasıtlı şekilde abartması.

Bakanın bu sözleriyle ne dediğini Almanya’da turizmcilik yapan kongre katılımcısı yurttaşımıza sorduk:
- Öncelikle şunu söyleyeyim teröre bağlamıyorum. Almanya’da hemen herkes gazete okur. Şu sıralar hemen her gün her ciddi gazetenin 1. sayfasında kimi zaman da manşetinde Türkiye var. Ama hep olumsuz haberlerle. Çocuklara cinsel tacizcileri affetmeyi ön gören yasa tasarısı bütün bunların üstüne tüy dikti. Zaten çok iyi olmayan algımıza adeta dip yaptırdı. Ve bu tasarı bana göre 10-15 terör olayından çok daha olumsuz oldu bizim için. Bana ve firmamıza bizzat gelip “Küçük çocuğumla Türkiye’ye gitmek tehlikeli olmaz mı?” diye soran analar babalar görüyorum...
Türkiye bu durumlara düşmemeliydi.

Dolar köprüsü!

Başbakan Binali Yıldırım “Bundan sonra yabancı parayla sözleşme yapmayacağız” diyor...
Peki ya bundan önce yapılanlar.. Onların yükünü nasıl kaldıracağız? Misal: Osmangazi Köprüsü...
Uğur Gürses Hürriyet’te anlatıyor:
“Osmangazi Köprüsü geçiş ücreti malum 88.75 TL olarak belirlenmişti. Oysa sözleşmeye göre işletmeciye kamu kasasından taahhüt edilen ödeme 35 dolar üzerinden. Temmuz itibarıyla bu bedelin TL karşılığı 120 TL idi.
Yani, 40 binlik geçiş garantisi çerçevesinde, kamu kesesinden çıkacak olan; geçmeyen her araç için 120 TL, geçen için de 31 TL fark demekti.
Dolar kuru 2.90’dan 3.45’e gelince, ödenecek bedel 142.5 TL’ye, işletmeciye ödenecek fark da 53 TL’ye çıktı. Özetle; kur yüzde 19 artarken, devletin cebinden çıkacak fark yüzde 73 artmış oldu.
Sözleşmeye göre yılbaşında ödeme kabaca araç başı 40 dolara çıktığında da, geçiş ücreti 88.75 TL’de kaldığı sürece; geçenlerin ücret farkı olarak ilave 74 TL, geçmeyenler için de 162 TL ödeme yapılacak.
İşte dövizle yapılan YİD projesinden vergi mükelleflerinin cebinden çıkacak para bu...”
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Üçüncü Havalimanı, Gebze İzmir Karayolu, Avrasya Tüneli derken dolar üzerinden yapılmış ve devlet garantisi verilmiş sözleşmelerin bedeli 23.7 milyar doları buluyor.
YİD sözleşmelerindeki hesapsızlığı biz ve gelecek nesiller ağır ödeyeceğiz...

EGE

Kemal Kılıçdaroğlu o soruyu dün ilk kez sordu:
“Ege’de 18 adamızı Yunanistan işgal etmiş vaziyette. Horoz öttüğünde duyuyoruz. Binali Yıldırım’a soruyorum. 18 adayı geri alacak mısın?”
Biz lider ülke rolünde Ortadoğu’ya çeki düzen verelim derken Yunanistan 18 adamızı 2004 yılından sonra işgal etmiş... İsmet Yılmaz, Milli Savunma Bakanlığı sırasında Meclis görüşmelerinde bir soruya yanıt verirken adaların işgal altında olduğunu kabul etti. Ortada ciddi bir konu var. Ne var ki bu konu Türkiye’de gündeme gelmiyor. İktidar çevreleri bu işgalleri özenle gözden kaçırıyor. Yandaş medya konuya hiç girmiyor.
SORU: Deniz ve Hava kuvvetleri Ege’de kimseye göz açtırmazken bu adalar nasıl ve ne karşılığı Yunanistan’a bırakıldı?

AB protesto edilecekse
Diyanet milyonluk ithal makam aracını iade ederek kampanyayı başlatsın!..

***

Nereye
baksan, dilenen Suriyeli çocuklar…
Suriyeliler
için harcandığı söylenen
36 milyar lira nereye/kimlere harcandı acaba?
Akif Kökçe

KUŞKU

15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu’nun CHP’li üyesi Aytun Çıray, MİT Müsteşarı (Hakan Fidan) komisyona gelirse soracağı soruyu açıkladı:
SORU: MİT, doğrudan Başbakanlığa bağlıdır. Devletin hiyerarşik yapısı gereği, darbe istihbaratının saat 16.00’da Genelkurmay Başkanlığı’na bildirilmesinin ardından, acilen önce Başbakan sonra da Cumhurbaşkanı’na bilgi vermeniz gerekmez miydi?
Sayın Çıray fırsat bulursa Fidan’a şu soruyu da sormalıdır:
- Bir darbe istihbaratı alınca neden İçişleri Bakanlığı’nı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nü de durumdan haberdar etmediniz?

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları