loading
close
SON DAKİKALAR

Asker eşinden 'Bizi anlayın' mektubu

Asker eşinden 'Bizi anlayın' mektubu
Tarih: 03.09.2014 - 00:00
Kategori:

Mustafa Mutlu; Başka yazarlara da gönderiyor musunuz bilemem ama sağ olun; bana mektup yağdırıyorsunuz...

Başka yazarlara da gönderiyor musunuz bilemem ama sağ olun; bana mektup yağdırıyorsunuz...

Bugünü "halk günü" ilan ettim ve sözü size bırakıyorum...

İlk mektup adı ve görev yeri bende saklı muvazzaf bir subayımızın eşinden...

Noktasına, virgülüne dokunmadan aynen yayınlıyorum:

***

"Mustafa Bey. Ben halen ... ... ... ...'de görev yapan Albay ... ...'ın eşiyim. 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle sütunlarınızda iki gün üst üste eşlerimizi sert bir üslupla eleştirdiniz.

Haklı gibi görünseniz de size katılmıyorum. Çünkü eşlerimizin tek başlarına 'kanunsuz emirlere' uymama gibi bir tavırları olamaz. Bunu yaptıklarında sadece askerlikleri yanmaz, aynı zamanda neyle suçlanacakları da belli olmaz. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne nasıl bir misyon yüklediğinizi bilmiyorum ama artık siz de halk da askere sadece 'asker' olarak bakmayı öğrenmelidir. Siyasi sorunlarımızın çözümü, askeriyeden geçmemektedir.

Sınırlarımızın yolgeçen hanı olduğunu, bunların güvenliğini sağlamanın askerin görevi olduğunu söylüyorsunuz. Yine haklı gibi görünebilirsiniz. Ama bir düşünün:

Ya siyasi iktidar, askerin sınır güvenliğini sağlamasını istemiyorsa? O zaman bizim eşlerimiz ve çocuklarımız, babalarımız; 'Bu benim görevim, emir olmasa da ben bu güvenliği bağlamakla mükellefim' mi diyecekler? Derlerse, orduda kaç gün barındırılacaklar?

Değerli Mustafa Bey.

Evet, haklısınız; eşlerimiz, tutuklanan sınıf arkadaşlarının hallerini hatırlarını soramadılar. Biz eşlerine, çocuklarına 'Geçmiş olsun'a gidemedik. Çünkü fişlenmekten çekindik. Onların yaşadığı haksızlığı bildiğimiz için korktuk en çok da... Aynı zulme muhatap olmaktan korktuk.

Sırf bu yüzden eşlerimize açıkça, 'Korkak' diyorsunuz. Ne yapacaklardı yani; toptan içeri mi gireceklerdi? O zaman mı kahraman olacaklardı?

Siz duyarlı bir gazetecisiniz. Eşlerimizi, çocuklarımızı, babalarımızı; sırf kendilerini tutuklattırmadılar, bizleri de cezaevleriyle tanıştırmadılar diye hedef göstermeyin, halkın öfkesini onlara yöneltmeyin.

Ortada bir ayıp varsa; bu eşlerimizin değil, zorbaların ayıbı.

Lütfen bunu anlayın ve biz sıradan insanların omuzlarına, taşıyamayacağımız yükler yüklemeyin.

Bu mektubu yayınlayacağınıza ihtimal bile vermiyorum.

Keşke yayınlasanız da halkımız, askerlerimizin de kendileri gibi basit kaygıları olan etten kemikten insanlar olduğunu duysalar. Not: Mektubumu yayınlamanız durumunda eşime ait tüm bilgileri ve benim kimliğimi deşifre etmemenizi özellikle rica ediyorum.

Saygılar.

D. ... ..."

***

D. Hanım'a yanıt vermek bile içimden gelmiyor.

Eğer günümüzde askerler görevlerini sadece siyasi iktidarın kendilerine vereceği emirle yapar hale geldiyse...

Vatana hizmet aşkının yerini, gelecek kaygısı aldıysa...

Asker eşleri, kocalarının arkasında durmaktansa D. Hanım gibi onların korkaklığına mazeret üretmeye soyunduysa...

Yanmıştır gülüm, keten helva!

Hepimize geçmiş olsun!

REVA MI?

"Ben bir emekli öğretmenim. İzmir Narlıdere Huzurevi'nde kalmaktayım. Bir yıl öncesine kadar devlet memurlarının maaşına zam yapıldığında, kaldığımız oda ücretlerine de aynı oranda zam yapılırdı. Geçen yıl, ikinci bir emre kadar oda ücretlerine zam yapılmayacağı söylendi. Bunun bir seçim yatırımı olduğunu söylediğimde iyi niyetli sakinler oda fiyatlarının fazla olduğunu, normale çekilmek istendiğini düşündüler. Ancak, padişah efendimizin cülusunun ertesi günü oda fiyatlarına yüzde 14 zam geldi. Üstelik bu tarihte bizim maaşlarımıza zam yapılmadı.

Güler Özsancak"

***

Devlete yıllar boyunca hizmet eden büyüklerimize bu zammı reva görenlere yazıklar olsun!

GÜNÜN SORUSU

Soru; engelli okurumuz Levent Ciboğlu'ndan Antalya'da kadınlara özel plaj açan AKP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'e:

Kadın plajı yapacağınıza "engelsiz plajlar" yapmanız daha mı zor?

MAVİ YOLCULUKTA GÖSTERİ AMAÇLI 'TEKNE NAMAZI!'

Okurlarımızdan Lale Halimoğlu yazmış:

"Arkadaşlarımızla mavi yolculuğa çıktık. 26 Ağustos'ta 6-7 tekne Fethiye'deki Tavşan Adası'nın önüne demirledik. Hepimiz teknelerimizden inerek denize girmeye başladık. Tam 16:50'de XXX Tur isimli bir tekne yanımıza yanaştı. 30 kişilik bir grup, teknenin güvertesinde toplandı. Sadece erkekler vardı. 7-8 kadarının üzeri çıplaktı. Yüksek sesle konuşarak herkesin dikkatini çektiler. Sonra bir imamın ardında namaza durdular. İmamın yüksek sesi, tüm yabancı turistleri endişelendirdi. Bu şekilde saat 16:54'te ikindi namazını kıldılar. Namazdan sonra tekneler arasında laf atışmaları başladı. Turistler daha da korktu. Çoğu fotoğraf makinelerini alıp teknede namaz kılanların ve tartışanların görüntülerini kaydetti. Daha sonra biz oradan ayrılmanın doğru olacağına karar verdik ve yola çıktık.

Ülkemde ilk kez böyle bir olaya tanık olduk ve ürktüm."

***

Ürkmeyelim Lale Hanım... Bu din şovmenlerinin dinimizi kullanarak korku salmaları karşısında artık korkmadığımızı gösterelim.

Yoksa tam da onların yaratmak istediği ortamı sağlamış oluruz ki; işte en kötüsü o...

GÜNÜN İSYANI

Günün isyanı, Kadıköylü okurumuz Sabahat Yanık'tan, Bağdat Caddesi'ndeki 30 Ağustos Zafer Bayramı yürüyüşüne destek vermeyen Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu'na:

Kadıköylülerin bayram kutlamalarını engellemek için mi başkan oldun; yüzümüze nasıl bakacaksın?

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları