loading
close
SON DAKİKALAR

Bağımsızlığa gel!

Bağımsızlığa gel!
Tarih: 13.02.2016 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık; İnsan hakları ihlalleriyle buna ilişkin haberlerin vukuat -ı adiyeden olduğu ülkemizde 'Türkiye İnsan Hakları Kurumu' diye bir kurum olduğunu kaç kişi bilir acaba.

İnsan hakları ihlalleriyle buna ilişkin haberlerin vukuat -ı adiyeden olduğu ülkemizde “Türkiye İnsan Hakları Kurumu” diye bir kurum olduğunu kaç kişi bilir acaba. Bilmeyenlerin artık bilmesine de gerek kalmayacak. Çünkü Meclis’e sevk edilen bir yasa tasarısıyla bu kurum lağvediliyor, yerine “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu” adıyla yeni bir kurum getiriliyor.

29 maddelik yasa tasarısında bu kurumun ana görevi özetle;

“İnsan haklarının korunmasına, geliştirilmesine, ayrımcılığın önlenmesine ve ihlallerin giderilmesine yönelik çalışmalar yapmak” olarak belirtiliyor.

İnsan haklarının ihlali ya da ayrımcılık yapılması durumunda özel ya da tüzel kişilere mahkeme kararı olmaksızın 15 bin liraya kadar para cezası verme yetkisi tanınan kurumun üst karar organı 11 üyeden oluşuyor. İyi de tasarısında kendisi ve üyeleriyle ilgili “bağımsızlık ve çoğulculuk” vurgusu özellikle yapılan bu kurumun 11 üyesini kim mi seçiyor? Hemen söyleyelim; sekiz üyesini Bakanlar Kurulu, üç üyesini de Cumhurbaşkanı seçiyor.

Böyle bir seçimle işbaşına gelen kurumun Türkiye’deki insan hakları ihlalleriyle ilgili ilk raporu ne mi olacaktır? Tabii:

“Türkiye’de insan hakları ihlali yoktur” olacaktır...

Muhalif olanlar pek insandan sayılmadığı için onların haklarının ihlali de söz konusu olmayacaktır!

MİLLET

Başbakan Davutoğlu Mardin konuşmasında diyor ki:

‘Parçalayıcı ulus anlayışının yerine birleştirici millet anlayışını getireceğiz.’

Başbakan millet anlayışını da şöyle açıklıyor:

- Biz millet derken, millet-i İbrahim’i kastediyoruz.

Davutoğlu “millet” sözünü “din” anlamında kullanıyor.

Anayasamız ise “millet”i ulus anlamında kullanıyor. Mesela:

MADDE 6: Türk Milleti, egemenliğini, Anayasa’nın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.

MADDE 7: Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.

MADDE 9: Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

Bütün bu maddeler Anayasa ile birlikte değişecek mi?

Mesela Meclis duvarına “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ibaresi yerine “Egemenlik kayıtsız şartsız Millet - i İbrahim’indir” mi yazılacak?

Böyle bir değişikliği yapmaya Ahmet Davutoğlu hükümetinin gücü yeter mi?

Atatürk bu tartışmaları görse ne çok gülerdi!

- İnsanın adil yasalara itaat etme gibi bir yasal sorumluluğunun ötesinde ahlaki sorumluluğu bulunmaktadır. Aynı şekilde, insanın adil olmayan yasalara karşı gelme ve itaat etmeme gibi bir sorumluluğu da olmalıdır.

(M.Luther King)

BİTAP

Antalya’daki “İltem Sahaf”ın sahibi İlhami Dilek Körfez gazetesine ilginç açıklamalar yapıyor:

“Son zamanlarda Türkiye genelinde yaygınlaşan bir durum var; devlet kütüphaneleri tasfiye ediliyor. Ankara’da Milli Kütüphane’nin kitapları ihale usulüyle kilosu 20 kuruştan kitapçılara satıldı. Sadece devlet ya da halk kütüphaneleri değil, okul kütüphaneleri de tasfiye ediliyor. Adını vermeyeyim ama bir okulun tasfiye edilen kitapları arasında eski Rumlara ait kitaplar elime geçti. Ortodoks Rum Kilisesi’nin Antalya’da basılan 1911 yılına ait nizamnameleri var bende.”

Kitaplar neye göre tasfiye ediliyor? Nasıl bir süzgeçten geçiyor? Kararı kimler veriyor?

Kültür Bakanı bu konuda açıklama yapmalı...

İddialara göre Acun Ilıcalı, Survivor’ı taşımak için yer arıyormuş!

Cizre, Sur, Silopi, Nusaybin…

***

ABD, PYD’yi AKP’ye tercih ediyor çünkü

Suriye, Rusya, İran ve Irak’a düşman olan AKP’nin

kendilerine mahkûm olduğunu biliyorlar…

Akif Kökçe

BAĞIŞ

CHP’li Umut Oran, İçişleri Bakanı’na “Ehliyet değişimi için her vatandaştan 2 TL’lik zorunlu bağış”ın neden alındığını sordu. Bu zorunlu bağışların Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfına 48 milyon liralık katkısı olacağı hesaplanırken Umut Oran bağışın zorunlu tutulmasını eleştiriyor ve ayrıca soruyor:
“Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’nda toplanacak söz konusu 48 milyon TL nerelerde, hangi amaçlar için kullanılacaktır? Vakıf ve derneklere ‘zorunlu’ olarak bağış yapılması, havale gönderilmesi yasak değil midir?”
Umut Oran bu dönemde miletvekili mi? Hayır... Ancak eski parlamenterlerin ülke sorunlarıyla ilgilenmesi önünde engel yok. O da bu bilinçle hareket ediyor.

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları