loading
close
SON DAKİKALAR

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası hükÜmet sözcüsü Bekir Bozdağ'dan açıklama; “Harekat kesinlikle Kürt kardeşlerimize yönelik değildir"

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası hükÜmet sözcüsü Bekir Bozdağ'dan açıklama; “Harekat kesinlikle Kürt kardeşlerimize yönelik değildir"
Tarih: 22.01.2018 - 23:48
Kategori: Gündem

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü'nde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının gündemine dair açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü'nde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının gündemine dair açıklamalarda bulundu.

"BM TOPLANTISI, SURİYE'DEKİ İNSANİ YARDIMLARLA İLGİLİ" 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, şunları söyledi:

"Bir defa bir hususu düzeltmekte fayda var, Fransa bildiğimiz kadarıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) özel olarak doğrudan bir toplantıya çağırmamıştır. Fransa’nın yaptığı şey, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bu pazartesi yapacağı toplantıda özel gündem maddeleri var bir de diğer işler bahsi altında gündemde yer alacak konular var. O diğer işler bahsinde oraya gündeme getirmek istediğiniz konuları getirmek isteyen taraflar oraya iletirler ve onlar da o toplantıda görüşülür. Tabi bu konuya ilişkin bir takım açıklamalar medyada yer alınca Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Fransa Dışişleri Bakanı ile bir telefon görüşmesi yapmıştır. Fransa Dışişleri Bakanı, rejimin son zamanlarda İdlib’te, Doğu Guta’da ve diğer bölgelerdeki saldırıları sebebiyle insani durumların oluştuğunu ve bunu Birleşmiş Milletler’in gündemine getirmek istediklerini söyledi. Ama daha sonra attığı bir tivitte Afrin kelimesi de geçince tekrar görüşmeler oldu, iletişim kuruldu ve sonunda en son yapılan açıklamada Fransa Dışişleri Bakanı resmi Twitter hesabından, BM toplantısının Suriye’deki insani yardımlarla ilgili olduğunu açıklamıştır."

"ULUSLARARASI TOPLUMDA BİR KONSENSÜS OLDUĞU GÖRÜLMEKTEDİR"

"Burada şunun altını çizmekte özellikle fayda görüyoruz, Türkiye’nin terörle ve terör örgütleriyle mücadelesini bütün uluslararası toplumun desteklemesi ve Türkiye’nin yanında durması son derece önemlidir. Bildiğiniz gibi Zeytin Dalı Harekatı başladıktan sonraki süreçte ve öncesinde uluslararası toplumdan gelen açıklamalara baktığımızda, esasında bu konuda uluslararası toplumda bir konsensüs olduğu görülmektedir. Elbette bazı konularda farklılıklar, farklı yaklaşımlar olabilir. Eğer bu noktada Türkiye’nin karşısında bir tutum ortaya konursa elbette bu tutumun tam anlamı terör örgütlerinin yanında yer almak olur ki bunu da biz dostlarımızdan ve müttefiklerimizden beklemeyiz."

HDP’NİN SOKAK ÇAĞRILARI...

"Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde herhangi suç oluşturan bir eylem ve söylem olduğunda hangi usül takip edilirse bu konuda da suç oluşturan eylem ve söylem içine girenler bakımından da aynı usül işleyecektir. Bunun için ayrıca ve özellikle bir talimata gerek yoktur. Hem güvenlik güçlerimiz, hem de yargı Anayasa ve yasaların kendilerine verdiği yetki çerçevesinde bunlarla ilgili işleri ve işlemleri reesen yapmak ve yürütmekle yetkili ve görevlidir. Bildiğiniz gibi HDP’ye ait bazı vekiller bazı yetkililer bazı siyasiler, halkı kin ve düşmanlığa birbirine karşı tahrik eden açıklamalar yapıyorlar ve sokaklara davet ediyorlar. Bunlar bizim kanunlarımızda suçtur. Terör örgütlerine destek anlamına gelen çalışmalar yapıyorlar. Terör örgütlerinin propagandası yapan, terör örgütlerine destek veren, terör örgütleriyle aynı hedeflere koşanlar, bizim hukukumuz terör örgütlerine, terör örgütlerine destek verenlere, terör örgütünün propagandasını yapanlara hangi şekilde muamele yapıyorsa onlar da aynı şekilde muamele göreceklerdir. Bu, hukukun bir gereğidir."

Bozdağ devam eden 'Zeytin Dalı' Harekatı ile ilgili "Taciz ve saldırılarda hayatını kaybeden vatandaşlarımız olduğu gibi yaralanan vatandaşlarımız da olmuştur.  Son olarak Kilis ile Hatay ili Reyhanlı ilçesi ve diğer bazı ilçelerimize ve yerleşim yerlerine de roketatarlı saldırılar yapıldığı hepinizin malumudur. Suriye rejiminin etkin kontrolünün bulunmadığı Afrin bölgesindeki terör gruplarının mevcudiyeti hem Türkiye’yi hem de Suriye’yi tehdit ettiği gibi güvenlik açısından büyük riskler taşıdığı gibi Suriye’nin toprak bütünlüğü bakımından da ayrıca büyük bir tehdit oluşturmaktadır." dedi.

Bozdağ şöyle devam etti:

“TERÖR ÖRGÜTLERİ SURİYELİ SİVİLLERİ ETNİK TEMİZLİĞE TABİ TUTMAKTADIR”

DEAŞ ile PKK, KCK, PYD ve YPG bir terör şebekesi olarak masum Suriyeli sivilleri tahakküm altına almak için her türlü teröre başvurmakta, Sadece Araplar ve Türkmenler değil, kendisine boyun eğmeyen Suriyeli Kürtleri de etnik ve ideolojik temizliğe tabi tutmaktadır.

Nitekim Suriye’den ülkemize bu süreçte yüz binlerce Suriyeli Kürt kardeşimiz de sığınmıştır. Şu anda Türkiye’de 370 bin civarında Suriye’den Türkiye’ye gelmiş, misafir ettiğimiz Kürt kardeşlerimiz bulunmaktadır.

Bu nedenlerle ülkemizin sınır güvenliğini sağlamak, Afrin bölgesindeki terör örgütlerini ve teröristleri temizlemek ve etkisiz hale getirmek, Bölgede yaşayan Kürtler, Araplar ve Türkmenleri terör örgütlerinin ve teröristlerin baskı, tehdit ve zulümlerinden kurtarmak maksadıyla 20 Ocak 2018 Cumartesi saat 17:00 itibariyle Zeytin Dalı Harekâtı başlamıştır.

“SİVİLLER ZARAR GÖRMESİN DİYE HER TÜRLÜ TEDBİR ALINDI”

Geçen süre içerisinde Zeytin Dalı Harekâtı planlandığı gibi başarıyla devam etmektedir. İnşallah yine bundan sonraki süreçte de harekât başarıyla devam edecek, plandaki hedefler bir bir gerçekleştirilecektir. Harekât gelinen noktada Türkiye için bir tercih değil, zorunluluktur. Zeytin Dalı Harekâtı meşrudur ve uluslararası hukuka uygundur. Uluslararası toplum harekât öncesinde harekâtın hukuki zemini ve gerekçeleriyle hedefleri hakkında bilgilendirilmiştir. Her devletin halkını ve sınırlarını koruması doğal ve meşru hakkıdır. Türkiye’de bu hakkını kullanmıştır.

Altını çizerek ifade etmek isteriz ki bu harekâtta tek hedef PKK, KCK, PYD, YPG ve DEAŞ terör örgütleridir. Bu terör örgütlerinin, teröristleri, barınakları, sığınakları, araçları gereçleri, silahları, lojistik noktaları üstleridir. Bunun dışında bir hedef bulunmamaktadır.

Harekât sırasında ve süresinde sivillerin zarar görmemesi için azami dikkat ve itina gösterilmektedir. Harekât sırasında ve süresinde sivillerin zarar görmemesi için her tür planlama yapılmış, tedbir alınmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri Fırat Kalkanı Harekâtı’nda olduğu gibi sivillere en ufacık bir zarar gelmemesi için dikkatin ve hassasiyetin azamisini gösterecek büyük bir itina ve titizlikle harekatı sürdürecektir.

“HAREKÂT KESİNLİKLE KÜRT KARDEŞLERİMİZE YÖNELİK DEĞİLDİR”

Türk Silahlı Kuvvetleri “Sivilleri vurdu” veya “Vuruyor” şeklindeki haberler kara propaganda ürünüdür. Algı maksatlı oluşturulmuş haberlerdir. Bu haberler terör örgütleri ve bu terör örgütlerinin destekçileri oluşturmakta ve yaymaktadır. Altını çizerek ifade etmek istediğimiz diğer önemli bir husus ise Zeytin Dalı Harekâtı’nın kesinlikle bölgede yaşayan Kürt kardeşlerimize karşı bir harekat olmadığıdır. Bir kez daha ifade edeyim. Bu harekat bölgede yaşayan Kürtlere karşı yapılan bir harekat değildir. Bu harekat bölgede yaşayan Kürt kardeşlerimiz dahil Arapları, Türkmenleri DEAŞ, PKK, PYD, YPG, KCK terör örgütlerinin baskısı ve zulmünden kurtarma harekatıdır.  Bu harekat dostlarımız mazlum ve mağdurlar için zeytin dalı olan bir harekattır. Türkiye mazlum ve mağdur, Kürt Arap ve Türkmen kardeşlerinin dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam edecektir.

“TÜRK MİLLETİNİN DESTEĞİ TAMDIR”

Zeytin Dalı Harekâtı’na aziz Türk Milletinin desteği tamdır. ‘Söz konusu gerisi teferruattır’ diyen aziz Milletimiz bu harekât vesilesiyle bir ve beraber olmuştur. Dualarıyla harekâtı yürüten ordumuza ve harekâta katılan Mehmetçiklerimize en büyük desteği aziz milletimizin verdiği tartışmasızdır. Terör örgütünün uzantısı olan siyasi parti hariç Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerimiz ve Meclis dışındaki partiler, sivil toplum örgütleri ve medyamızın harekâta verdiği desteği de takdirle karşıladığımızı buradan bir kez daha ifade etmek isterim.

“ZEYTİN DALI HAREKÂTI SON TERÖRİST TEMİZLENİNCEYE KADAR DEVAM EDECEK”

Zeytin Dalı Harekâtı bölgedeki terör örgütleri ve en son terörist temizleninceye kadar devam edecektir. Bölge terörden, terör örgütlerinden ve teröristlerinden arındırdıktan sonra harekat başarıyla hedefine ulaşmış olacaktır. Allah ordumuzun, Mehmetçiklerimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum.

 

“TÜRKİYE’NİN BAŞKA BİR ÜLKEYE VERDİĞİ HERHANGİ BİR GARANTİ YOKTUR”

Türkiye’nin bu konuda Rusya’ya veya başka bir ülkeye verdiği herhangi bir garanti yoktur. Zeytin Dalı Harekâtı’nın hedefi Afrin bölgesini terör örgütlerinden, teröristlerden temizlemek ve güvenli bir bölge haline getirmektir. Harekâtın zaten hedefi Afrin bölgesidir. Bunu biz açıkladık. Bunun için ayrıca bir söz vermeye, bir pazarlık yapmaya gerek yok. Afrin bölgesine yapılan ve Afrin bölgesindeki terör örgütlerini ve teröristleri bölgeden uzaklaştırmak ve bölgeyi bunlardan arındırmak isteyen ve bölgedeki Kürt, Türkmen ve Arapları terör örgütünün baskı ve zulmünden kurtarmayı amaçlayan bir hedeftir. Daha önce biliyorsunuz Fırat Kalkanı Harekâtı vardı. O hedeflendiği bölgelerde icra edildi. Bu harekât da Afrin bölgesinde icra edilecektir.  Türkiye bunu başlamadan önce açıkladığı gibi harekat başladıktan sonra da açıklamıştır. İlerde Türkiye harekât başlatmak istediği zaman o ayrı bir isimle nerede başlatmak isterse orada başlayacaktır. Bu harekâtın hedefi Afrin bölgesini terör örgütlerinden ve teröristlerden temizlemektir.

SİVİLLERE YÖNELİK TEDBİRLER...

"Burada bir hususun altını çizmekte fayda görüyorum. Özellikle bölgede faaliyet gösteren terör örgütleri ve bunlara destek veren çevreler Türk Silahlı Kuvvetlerinin sivillere zarar verdiği, zara verme ihtimali olduğu hususunu çok yüksek sesle dile getiriyorlar. Ben tabi bunları ifade edenlere şunu söylemekte fayda görüyorum. Bölge PKK, KCK, PYD ,YPG terör örgütleri baskı kurarken, sivil kişilerin mallarına el koyarken, sivilleri haraca bağlarken, terör örgütüne herkesi tabi olmaya zorlarken, tabi olmayanlara baskı ve tehditle bölgeden göce mecbur ederken, hatta bazıları infaz ederken, bu terör örgütlerinden sivilleri koruma için ne yaptılar? Bu terör örgütlerine bu gölgede yaşayan sivillere böyle bir muamele yapamazsınız, yapmamalısınız yaptığınız yanlıştır dediler mi? Demediler. Ve bakın Afrin bölgesinden Kürt, Türkmen ve Arap 250 bin civarında insan Türkiye’ye geldi ve PYD-YPG Terör örgütleri bölgedeki demografik yapıyı değiştirme terör koridoru oluşturmak maksadıyla oradaki Arapları, Türkmenleri kendilerine biat etmeyen kürtleri yerinden yurdundan ederken, pek çoğunu öldürürken, mallarına mülklerine el koyarken, bunlara karşı bugün Türkiye’yi eleştiren hiç bir şey söylemediler. Ama bakın Türkiye bu durumda ne yaptı? Bu terör örgütlerinden kaçan Suriyelilere kucağını açtı. Bugün Türkiye, Suriye’de terör örgütlerinin baskısından terör örgütlerinin tehdidinden kaçan ve çatışmalardan kaçan sığınan 3,5 milyon civarında insan var. Türkiye bunlara kucağını açtı, ekmeğini bunlarla paylaştı ve bugün dünyada en fazla sığınmacı barındıran ve sığınmacılara en fazla harcama yapan ülke Türkiye’dir. 30 Milyar dolardan fazla Türkiye harcama yaptı. Kendi ülkelerine birkaç mülteci fazla gelecek ama gelmesin diye tel örgüleri örenlerin siviller konusunda kaygı ifade etmelerini biz anlamakta zorlanıyoruz. Türkiye hem Suriye’deki iç çatışmalar hem PYD-PKK-KCKYPGDEAŞ terör örgütlerinin tehdit ve baskıları ile oradan kaçan bütün mazlum sivillerin hepsine kucağına açmıştır. Bugün ülkemizde misafir ediyoruz ve bölgede de onlara yardım elimizi uzattık uzatmaya da devam ediyoruz. Fırat kalkanı harekâtı sırasında siviller zarar görmesin diye kılı kırk yaran bir itina ile Türkiye hareket etti ve harekât planlanandan uzun sürdü. Bunun nedeni TSK nın harekât sırasında bölgedeki sivilleri zarar görmemesi konusunda gösterdiği hassasiyetten kaynaklanmıştır. Bir zarar gördü mü ? Görmedi? Şimdi burda da çok net söylüyoruz. TSK’nın yürüttüğü zeytin dalı harekatından bölgede yaşayan sivillerin zarar görmememsin için büyük titizlik gösterilecektir, azami gayret gösterilecektir, bunun için her türlü planlama ve tedbir alınmıştır. Süreç içerisinde ortaya çıkacak durumlar karşısında da nasıl davranılacağına dair planlamalar yapıldığını buradan ifade etmek isterim. Tabi terör örgütü TSK’nın sivillere karşı harekat yaptığını yaymak istiyor. Tabi Türkiye’nin aleyhine uluslararası ve Türkiye kamuoyunu geçirmek isteyen çevrelerde Türkiye’yi bu noktadan suçlamak için bu tür haberlere daha fazla yer veriyorlar. Ben burdan çok net söylüyorum. Sivillerin hukukunu korumak onlara sahip çıkmak ve onlara yardım etme konusunda Türkiye kendisine dönük kaygı belirten bütün ülkelere örneklik teşkil edecek uygulamaların ve güzel örneklerin sahibi olmuştur. Onlara tavsiyen kaygı belirlemeleri yerine Türkiye’nin sivillere sahip çıkma konusunda bu örnekliği kendilerine örnek edinmeleridir. Tabi zeytin dalı harekatı sırasına bölgede yaşayan sivillere dönükte insani yardımları en üst düzeyde yapacağımızı herkesin bilmesi lazım. Şu anda Kızılay’ın bölgedeki insanların sağlık bakımından ihtiyaçlarını , gıda bakımından ihtiyaçlarını ve diğer insani ihyacılarını karşılama konusunda çalışmalarına başlamıştır ve bu çerçevede önümüzdeki günlerde Türkiye’nin bölgedeki insanların insani ihtiyaçlarını giderme konusunda attığı adımları da yakından göreceklerdir. Biz sivillere sahip çıkmaya devam edeceğiz."

ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜNÜN: HAREKATLA İLGİLİ ‘SÜRELİ VE SINIRLI OLMALI’ AÇIKLAMASI

"Her harekatı planlayanlar, bu harekat için elbette ne kadar sürer, hangi alanları kapsar, hedefte kimler var, bunlarla nasıl mücadele edilir? Bunun bütün detaylarını planlayarak yaparlar. Ama harekatın masa üzerinde planlaması ayrı şeydir, arazide bunun icrası ve planlandığı gibi netice vermesi o da ayrı bir şeydir. Harekatın ne kadar süreceğini biz Türkiye olarak defalarca açıkladık, Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, Sayın Genel Kurmay Başkanımız, Dışişleri Bakanımız ve bizler açıkladık. Dedik ki, bu harekat, terör örgütleri ve bu terör örgütlerine mensup teröristlerin tamamı bölgeden temizleninceye kadar devam edecektir. Bu ne kadar sürer? Son terörist etkisiz hale getirilene kadar sürecektir. Bu kaç gün olur, onu bilemeyiz, onu kestiremeyiz de."

"SON TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLENE KADAR ZEYTİN DALI HAREKATI SÜRECEKTİR"

Ama biz şunu söylüyoruz, bunu mümkün olan en kısa sürede başarmayı ve bölgeyi terör örgütlerinden, teröristlerden arındırılmış, huzur, barış ve güven içerisinde insanların yaşadığı güvenli bir bölge haline getirmeyi hedefliyoruz. Bunun zamanını elbette şartlar belirleyecektir. Türkiye’ye kimsenin bu konuda sınır ve süre tayin etme hakkı yoktur. Türkiye, sınırını da, süresini de kendisi belirleyecek ve bu konuda göbeğini kendi kesecektir. Kimsenin bu noktada bize süre ve sınır tayin etmesini kabul etmemiz de mümkün değildir. Terör örgütleri bitene, son terörist etkisiz hale getirilene kadar Zeytin Dalı Harekatı sürecektir. Bu ne kadar olur, onu zaman gösterecektir.

 

"TERÖR ÖRGÜTLERİNDE SİLAH VERİLMEMESİ KONUSUNDA DA BİZ HAKEZA DEFALARCA UYARDIK"

Bozdağ, ABD Dış İşlerinden gelen değerlendirmelere yanıt olarak, "Biz bundan önce defalarca şunu ifade ettik. Terör örgütlerinden biri ile mücadele ederken başka terör örgütleri ile konjektürel de olsa stratejik de olsa, geçici de olsa birlikte hareket etmek büyük bir yanlıştır" dedi.


Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bölgeye ve bütün dünyaya büyük bir felaketten başka bir sonuç doğurmaz. Terör örgütlerinde silah verilmemesi konusunda da biz hakeza defalarca uyardık. Bizim buradan söyleyeceğimiz şey bu noktada birlikte nasıl çalışacağımızı görmek istiyorlarsa, bu terör örgütlerine yaptıkları silah yardımlarını kesmeleridir ve verilen silahları da toplamalarıdır. Çünkü PYD-YPG-PKK ve bölgede faaliyet gösteren terör örgütlerine verilen silahların geri toplanacağı da Türkiye’ye defalarca yetkililer tarafından ifade edildi. İşbirliğinin yolu belli. Silahları vermeyi durdurmak, bundan önce verilmiş olan silahları toplamaktır. Bizim dost ve müttefik olarak gördüğümüz model ortak mı denir, stratejik ortak mı denir NATO’da birlikte çalıştığımız mı denir? Müttefik mi denir ? Hangi tanımlama ile yaparsak yapalım bir ülkenin diğer ülkeden beklediği en doğal en meşru şeylerdir Türkiye’nin beklentisi. Bir işbirliği istiyorlarsa biz bu işbirliğine hazırız. İlk adım olarak da  terör örgütlerine silah yardımını durdurmaları ve dağıtılmış ve verilmiş silahları toplamaları olarak atabilirler."

 

ZEYTİN DALI HAREKATINDA SON DURUM...

Bakanlar Kurulu gündemine dair açıklamalar yapan Bozdağ, şunları söyledi:

"Harekât planlandığı gibi devam ediyor. Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri karadan da harekât bölgesine girmiş durumdadır. Belli bir mesafe almıştır. Bu mesafeye ilişkin rakamları değişik yerlerden herkes alıyor ama bunları açıklamayı tek tek şuradayız buradayız diye açıklamak teröristlere adres ve yer göstermeyi yer göstermeyi de doğru görmeyiz. Ama bilinmesi lazım ki; ilk 3 günde planlanan mesafe, alan kontrolü sağlanmış durumdadır. Harekât süresince silahlı kuvvetlerimiz mensupları içerisinde şehit olan yoktur. Allah’a şükür. İnşallah bundan sonrada burnu kanayan bir askerimiz olmaz. Yaralı askerimizde şu ana kadar bize gelen bilgiler içerisinde yoktur. Ancak terör örgütlerinin Türkiye’ye attığı roketler nedeniyle bazı yerleşim yerlerinde yaralanan vatandaşlarımız var. Hayatını kaybedenler var. Ben hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. DEAŞ terör örgütünün bölgede olduğunu biz ifade ettik. Bu bir gerçeğin açıklanmasıdır. Bildiğiniz gibi ABD ile PYD/YPG terör örgütlerinin dayanışması ile Rakka’da birlikte yapılan DEAŞ’a karşı yapılan operasyonun sonunda Rakka’daki DEAŞ’lı teröristler , PYD/YPG terör örgütünün, teröristlerinin açtığı koridor içerisinden onların sağladığı emniyet ve güven ortamı içerisinden araçlarına bindiler, silahlarını yükledir ve oradan ayrıldılar gittiler. Nereye gittiler bunlar? O teröristlerin bölgeden ayrılması ABD’nin bilgi ve onayı dışında olabilir mi? Mümkün değil. Çünkü PYD/YPG onlara onaylatmadığı bir işi orada yapamaz. Elbette onlarında onayı var. DEAŞ teröristlerini yok etmek, etkisiz hale getirmek isteyenler o zaman bu teröristleri ne yapması lazımdı? Ya orada etkisiz hale getirmesi lazımdı ya da teslim alması gerekirdi. Ve onların hem bölgeye em başka ülkelere hem başka insanlara zarar vermemesi için gerekenleri yapmaları lazımdı. Ama yapılmadı. Nereye gitti bu teröristler? Nerede, hangi insanların canını yakmak için hangi tür faaliyetler içindeler? Elbette bunu sorgulamamız gerekiyor. Şimdi bu teröristlerin bir kısmı Afrin bölgesine intikal etmiş. Bazı sivil kıyafetlerle daha doğrusu DEAŞ’ın simge kıyafetlerini çıkararak, traş olarak kendilerini PYD/YPG safları içerisine kattıklarına ilişkin haberler var. Bir başka kısmı oradan Türkiye’ye ve veya Akdeniz üzerinden batıya geçme gayretleri ve sızma çabaları var, Türkiye’de eylem yapma çabaları var. İşte bugün de haberlerde yansıdı ki bu doğru bir tespittir, PYD/YPG terör örgütleri Afrin’de ellerinde olan DEAŞ’lı teröristleri Türkiye’ye karşı savaşmak şartıyla serbest bırakmışlardır. Bu da bizim söylediğimizin çok net bir ispatıdır, doğruluğunu göstermektedir. O nedenle bizim bu mücadelemiz, sadece PKK, KCK, PYD, YPG terör örgütlerine karşı değil, aynı zamanda onlarla birlikte DEAŞ terör örgütü ve teröristlerine karşı da bir mücadeledir."

Kaynak : DHA

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları