loading
close
SON DAKİKALAR

Bekaroğlu ve CHP

Bekaroğlu ve CHP
Tarih: 25.06.2016 - 00:00
Kategori:

İmambakır Üküş; Kimse çıkıp bu 'CHP milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun kişisel görüşüdür' bu 'rapor' veya 'metnin' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talebi ve isteği ile yazılmadı diyemedi.

CHP’de Mehmet Bekaroğlu tartışılması devam ediyor…

CHP’ye gelişi de “
tartışmalı” olan Bekaroğlu’da tartışmalı durumunu devam ettirmek için elinden geleni yapıyor…

Bekaroğlu; önce milletvekillerine CHP’yi ve temel ilkelerini tartışmaya açan bir metin gönderdi…

Yetmedi; kendisini ve yayınladığı metni eleştirenleri “faşistlik”le suçladı…

***

Aslında Mehmet Bekaroğlu CHP’ye katılmadan önce kamuoyunda "muhafazakar” ama “muhalif” kimliğiyle bilinir ve önemsenirdi…

Hatta Bekaroğlu, Ertuğrul Günay ile birlikte “Müslüman sol” bir hareket oluşturmak için çaba sarf etti…

Ama olmadı; Ertuğrul Günay AKP’ye geçti; Bekaroğlu ise Numan Kurtulmuş’la birlikte “Has Parti”yi kurdu…

Ne Ertuğrul Günay AKP’de kalabildi ne de Bekaroğlu Has Parti’de…

***

CHP’ye katılmadan önce “muhalif” kimliği ve insan hakları ihlallerine karşı tavrından dolayı sol çevrelerde de “sempati” ile bakılan isimlerden birisiydi Mehmet Bekaroğlu…

Ama Saadet Partisinden, “Sol Müslüman”lara oradan da Has Partiye serüveni kamuoyunda hakkındaki “olumlu” havayı sildi…

Hele CHP’ye katılımındaki “kural hataları” da “sempatiyi” hızla “antipatiye” dönüştürdü…

Bir de buna “hile” yoluyla CHP yönetimine alınması eklenince Bekaroğlu’na yönelik tepkiler büyüdü…

***

Ne yazık ki siyasetçilerin büyük bir bölümünde olan “kibir” ve “üsttenci” bakış açısı bol miktarda Bekaroğlu’nda da var…

Bekaroğlu, daha CHP’ye “uyum” sağlamadan CHP’ye “ayar” vermeye yeltendi…

Bu tarzı ve tavrı ona olan tepkilerini daha da büyüttü…

Bekaroğlu, ona yönelik “tepki” ve “itiraz”ları anlamak ve gidermeye çalışmak yerine MYK üyeliğine/genel başkan yardımcılığına ve Kılıçdaroğlu’nun desteğine güvenip herkesle “restleşme” yoluna gitti…

***

Daha da ötesi CHP’ye “ayar” vermeye; CHP içinde daha çok “hemşehricilik” ilişkileriyle bir “yapı” kurmaya çalıştı…

Kılıçdaroğlu’nun tam desteğini alan Bekaroğlu CHP’ye elli kez yaptığı toplantıları sanki “ilk kez” yapıyormuş gibi yapma yoluna gitti.

Bu toplantılar ve hemşehricilik ilişkileriyle kendine bağlı bir “kanat” oluşturmaya çalıştı.

En başta Rize ve Trabzon örgütleriyle kavgalı hale geldi.

***

Belki bu kadar zorlama ve kural hatasıyla değil de normal ve basit bir şekilde CHP’ye katılsaydı bu kadar tepki çekmezdi.

Belki bu kadar kural hatasıyla; zoraki olarak CHP yönetimine taşınmasaydı bu kadar tepki çekmeyebilirdi.

Belki bu kadar “üsttenci” ve “en doğru bilen” ve CHP’ye “öğreten adam” pozlarına girmeseydi bu kadar tepki çekmeyebilirdi.

Belki CHP’ye ayar vermeye çalışmak yerine CHP’yi ve CHP’lileri anlayarak görüşlerini dile getirmeye çalışsaydı bu kadar tepki çekmeyebilirdi.

***

Sonuçta CHP’ye katılımındaki “kural hataları” ve kendisinin “üsttenci” tavrıyla CHP’de tepkilerin odağı oldu.

Kılıçdaroğlu’nun bütün desteğine ve gayretine rağmen CHP Parti Meclisi’ne seçilemedi.

Buna rağmen Kılıçdaroğlu onu kendisine başdanışman yaptı.

Ama anlaşılan Mehmet Bekaroğlu’nu bunlar kesmemiş.

***

Türkiye kritik bir eşikten geçiyor.

CHP’nin bütün gücünü ve enerjisini AKP diktatörlüğüne yöneltmesi gerekiyor…

CHP’nin gücünü ve enerjisini parti içine yönelten herkes bilerek veya bilmeyerek AKP diktatörlüğüne hizmet ediyor.

Bu zor süreçten ancak aynı hedefe ve amaca kilitlenmiş güçlü ve etkili bir CHP bizi çıkarabilir.

***

Meclis Başkanı “Laikliği Anayasa’dan çıkaracağız” diyor...

Bir başka AKP’li “Atatürk’ün adını Anayasa’dan çıkaracağız” diyor…

Meclis başkanı Atatürk’ün sözlerini Meclis’ten silmeye çalışıyor…

Bütün Türkiye bu olan bitenlere tepki duyuyor; bütün Türkiye ayağa kalkıyor…

***

İşte tam da böyle bir süreçte Mehmet Bekaroğlu’nun dağıttığı bir metin tartışılmaya başlanıyor.

Bekaroğlu; CHP’nin kuruluş ilkeleri ve temel değerleriyle “hesaplaşma” öneriyor…

Laiklikten ulusalcılığa aklınıza ne gelirse tartışmaya açıyor…

Hem de bu yazdıklarının medyaya yansıyacağını bile bile…

Hem de bu yazdıklarının CHP örgütlerinde büyük tepki çekeceğini bile bile…

***

Tabi ki CHP’de ve Türkiye’de her şey tartışılabilir ve tartışılmalıdır da…

Tabi ki CHP’nin temel ilkelerini ve kuruluş felsefesini herkesin aynı şekilde anlaması mümkün değil…

Zorunlu da değil…

Ama CHP’nin hiçbir ilkesine ve değerine inanmıyorsan CHP’de işin ne?


***

Raporun içeriğini sonra tartışacağız ama bu “rapor” veya “metin” konusunda da Bekaroğlu “kural hataları” yapıyor.

Bekaroğlu “metni” veya “rapor”u CHP Genel Başkanına veya MYK’ya vermiyor.

Genel başkan ve MYK’yı “atlayarak” bütün milletvekillerine “servis” ediyor.

Bu “tarz” bir “servis”in aynı zamanda basına da bir “servis” olacağını bile bile…

***

Bekaroğlu AKP’nin tartışmaya açtığı konu başlıklarını başka bir zeminde, başka bir biçimde CHP içinde açarak aslında AKP’ye bilerek veya bilmeyerek destek oluyor…

Daha da ötesi CHP’yi yeni bir sonuçsuz tartışmanın içine çekerek enerjisini tüketiyor.

CHP’nin temel ilkelerini veya programını bir “program ve ilkeler kurultay” olmadan değiştirilemeyeceğini Bekaroğlu bilmez mi?

Peki; gündemde CHP’nin temel ilkelerini ve programını değiştirmeye veya tartışmaya açmaya yönelik bir kurultay mı söz konusu?

***

Hani bir halk deyişi vardır: Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü?

CHP’de bir program kurultayı yok; CHP’de bir temel ilkelerimizi tartışmaya açalım gündemi yok.

Bekaroğlu buna niye ihtiyaç duydu, hem de böylesi bir zamanda…

Yoksa Bekaroğlu kendisine CHP’den gidişin “gerekçe”lerini mi oluşturmaya çalışıyor?

***

CHP gerçekten kötü yönetiliyor…

Çok kolay çözülecek sorunların büyümesine izin veriliyor.

CHP aylaeca “Atatürk portresini kim indirdi”yi tartıştı…

Şimdi de Bekaroğlu “rapor”u veya “metnini” tartışıyor…

***

Kimse çıkıp bu “CHP milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun kişisel görüşüdür” diyemedi.

Kimse çıkıp bu “rapor” veya “metnin” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talebi ve isteği ile yazılmadı diyemedi.

Diyemediği için de Bekaroğlu’nun yazdıkları ve söylediklerini CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na yazıldı…

Bunun üzerinden CHP ve Kılıçdaroğlu eleştirileri yapılmasına zemin hazırladı…

***

Geldiği günden beri CHP’ye verdiği zararı ve tahribatı görmeyen Bekaroğlu, kendisini eleştirenleri suçluyor…

Bekaroğlu; kendisini eleştirenleri “faşistlik” ve “işçi partili” olmakla suçluyor…

Boş ver seni eleştirenlerin kim olduğunu…

Bırak İstanbul’u, Ankara’yı, İzmir’i bir yana sen bu söylediklerini Trabzon ve Rize’de örgüt toplantıları yapalım. Gel söyle: Var mısın?

***

Kolay ve emek harcamadan elde edilen hiçbir şeyin değeri olmuyor…

Sen de kolay bir şekilde ve CHP’de hiçbir emek vermeden MYK üyesi ve milletvekili oldun Mehmet Bekaroğlu…

Bu iş “garantilenmiş” listelerden parti meclisine seçilmeye benzemez…

Bu iş garantilenmiş milletvekili sıralarından milletvekili seçilmeye benzemez…

***

CHP’ye katkı vermek isteyen, CHP’yi büyütmek isteyen CHP’nin büyümesi için emek verir.

CHP’nin zayıf olduğu ve oy alamadığı yerlerde CHP’yi büyütmeye çalışır…

CHP’ye bırakın oy getirmeyi, varlıklarından dolayı CHP’ye oy kaybettirenlerin CHP’ye verecekleri bir şey yok…

CHP’ye bir oy kadar bile katkınız yok; bari bırakın da CHP’ye daha fazla zarar vermeyin…

***

CHP’nin “sağ’'dan veya “muhafazakar”lardan oy almak için aday gösterme veya “ünlü isimler” bulma hastalığından kurtulması gerekir…

Sezgin Tanrıkulu aday oldu diye hiçbir kürt CHP’ye oy vermedi; tam tersine doğuda ve batıda CHP’ye oy kaybettirdi...

Mehmet Bekaroğlu aday oldu diye hiçbir “muhafazakar” veya “dindar” birisi CHP’ye oy vermez; tam tersine varlığı her yerde CHP’ye oy kaybettirdi…



***

CHP’yi CHP’li olmayanlardan kurtarırsak CHP’yi iktidara taşımak mümkün olacaktır.

CHP’nin öncelikli işi, CHP’li olmayanlardan ve emek hırsızlarından kurtulmaktır.

Gerisi kendiliğinden gelecektir…

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel yayın Yönetmeni

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları