loading
close
SON DAKİKALAR

Bile bile lades

Bile bile lades
Tarih: 02.10.2013 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık, Kemal Kılıçdaroğlu üniversitede türban sorununu çözeceği iddialarını 2010 yılı referandumu öncesinde hızlandırdı...

Kemal Kılıçdaroğlu üniversitede türban sorununu çözeceği iddialarını 2010 yılı referandumu öncesinde hızlandırdı. Ortada anayasal engeller varken bu sorunu nasıl çözeceği sorularına doyurucu yanıt veremiyordu ama...
Bu kadarı AKP için yeterliydi... İktidarın işaretiyle YÖK üniversite rektörlerine gönderdiği genelgelerle türbanı fiilen serbest bıraktırdı. O zaman sık sık yazılmıştı...

“Siz yasalar varken türbana yeşil ışık yakarsanız ilkokula kadar iner... Kamuya da sıçrar...”
Bunlar söylendiğinde Kılıçdaroğlu garanti veriyor, örneğin 10 Ekim 2010 tarihli demecinde şöyle konuşuyordu:
“İlköğretim ve ortaöğretimde türban diye bir şey olmaz. Orada devletin koyduğu kurallar vardır. Kamuda da konan kurallar vardır. Bir milletvekili TBMM Genel Kurul Salonu’na kravatsız girebiliyor mu?”

Murat Yetkin bakın 1 Kasım 2010’da Radikal’de ne yazmış:

Kılıçdaroğlu CHP’nin tutumunu değiştirip üniversitelerde türbana itirazını kaldırınca, Erdoğan bu hamleyi görüp kamuda türban konusunu açtı. Şimdi bunu tartışmanın eşiğindeyiz...”
Aradan üç yıl geçti... Kamuda türban serbest... Kemal Bey’den dün buna itiraz yoktu. Oysa bu karar en azından kamuda türbanlılar - türbansızlar ayrımı getirecek, kadın çalışanlar arasında gerilim yaratacaktır. Yaratacağı diğer sorunları ilerleyen zaman içinde göreceğiz...

Avrupa’nın bakışı

Avrupa basını demokratikleşme paketini bize göre daha özgür yorumluyor... The Times gazetesi “Laikliğe saldırı” diye yorumlamış paketi...
Almanya’da yayımlanan Markische Öderzeitung gazetesi ise bakınız ne demiş:
“Türkiye İslamlaşma yönünde yeni bir adım daha atıyor. Devlet ve din işlerinin ayrı tutulmasının sembolü olan başörtüsü yasağı daha da sulandırılacak. Bu adımla Başbakan Erdoğan, Türkiye’yi kültürel açıdan Avrupa’dan daha da uzaklaştırmış oluyor. Bu gelişmede Ankara ile yakınlaşma konusunda ağır aksak davranan AB de suçlu! Erdoğan’ın İslamî muhafazakâr partisi, Kürtlere taviz vermek suretiyle doğabilecek tepkileri, başörtüsü konusunda düzenlemeye giderek örtmeye çalışıyor.”

***

Paketle kaldırılan “Andımız” konusunda bakınız Eğitim İş Sendikası ne diyor:
“Andımız’a karşı son yıllarda gerici ve bölücü yapılarca eş zamanlı kampanya başlatılmıştır. Öğrenci andı ırkçılıkla tanımlanamaz. Nitekim Danıştay 8. Dairesi de, Andımızda yer alan Türk kelimesinin bir ırkı değil, tüm vatandaşların ortak adı olduğunu vurgulamış ve kaldırılmasına yönelik açılan davayı reddetmiştir.”

ÇARK

Başbakan’a 16 Ağustos’ta soruluyor:
- Pakette anadilde eğitimin önü açılıyor deniyor. Ne boyutta düzenleme?
Cevabı:
- Hayır yok. Özel okullarda da yok. Biz, ülkemizi bölecek konular üzerinde adım atamayız....
Ve demokratikleşme paketinden anadilde eğitim çıkıyor. Böylece Başbakan 6 hafta önce ülkeyi bölecek dediği adımı 6 hafta sonra atıyor...
Belli ki İmralı ve Kandil bastırınca Başbakan bu konuda U dönüşü yapmış...
Ancak anlaşılan o ve kurmayları Anayasa’nın 42. Maddesi’ni unutmuşlar...
O madde:
“Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.”
Bu arada terör suçlularına siyaset yolu açılması da PKK’ya okkalı ikinci taviz oldu...

Bazı şirketlerin vergi borçları yüzde 90 oranında silinmiş.
Önemli değil! Silinen bu tutarlar yandaş olmayan şirketlerden “ceza yazılarak” tahsil edilecek demektir...

***

Taraftar gruplarına bile tahammül edemeyen bir iktidarın, rakip siyasi partilere tahammül etmesi imkansızdır!
Akif Kökçe

AYDIN

Başbakan’ın demokratik paketi açıklayacağı basın toplantısına şu gazetelerin muhabirleri sokulmadı:
Evrensel, Birgün, Yurt, Özgür Gündem, Aydınlık, Sözcü, Yeni Mesaj, Sol ve Yeniçağ...
Geçmişte Genelkurmay bazı gazetelerin muhabirlerini basın toplantılarına çağırmadığında “demokrat” aydınlar ortalığı ayağa kaldırırdı.
Sivil iktidarın gazetelere yasak koyması ise fazla tepki görmedi.
Çünkü artık o tepkiyi göstermek de demokratik cesaret istiyor.
Başbakan’ı eleştirmek Genelkurmay Başkanı’nı eleştirmek kadar kolay değil.

Melih Aşık / Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları