loading
close
SON DAKİKALAR

Birleşik Kamu-iş; Sözde toplu sözleşmeyi red ediyoruz!

Birleşik Kamu-iş; Sözde toplu sözleşmeyi red ediyoruz!
Tarih: 03.08.2015 - 19:07
Kategori: Sendika

Birleşik Kamu-iş; Yandaş bir konfederasyon ile geçici hükümetin temsilcileri arasında yapılacak bu toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden emekçiler lehine olumlu bir sonuç alınması mümkün değildir.

''Yandaş bir konfederasyon ile geçici hükümetin temsilcileri arasında yapılacak bu toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden emekçiler lehine olumlu bir sonuç alınması mümkün değildir'' diyen Birleşik Kamu-İş' basın açıklaması yaptı. 

Birleşik Kamu-iş' in yapmış olduğu basın açıklaması şöyle:

Hem ekonomik alandaki kötü gidişatın hem de hak ve özgürlükler alanındaki baskı ortamının zirve yaptığı koşullarda 7 Haziran genel seçimleri gerçekleştirildi. Türk halkı, gelecek kaygısıyla sandığa gitti ve AKP’nin giderek otoriterleşen 13 yıllık iktidarına son verdi. 

Ancak; emekçiler, yurtseverler, tüm sömürülenler, aydınlar, kısaca geniş halk kitleleri AKP’nin baskıcı rejiminden kurtulup rahat bir nefes almayı beklerken, Türkiye, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin yarattığı yeni bir kaos ortamına sokuldu.

Ne yazık ki seçim sonuçlarını bir türlü hazmedemeyen AKP, yaşanan bu kaosu iktidarı kaybetmemenin hesabıyla büyütmeye çalışmakta, kendine yeniden kanla yol açmaya çalışmaktadır. 

Genel seçimlerin üzerinden 2 aya yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen ortada henüz hükümet bulunmamaktadır. Yeni hükümetin ne zaman kurulacağı, hatta kurulup kurulmayacağı bile belli değildir. AKP hakkı olmayan tek başına iktidarını bir süre daha sürdürebilmek için zulüm ve baskı politikasının dozunu giderek artırmakta ülkeyi siyasi, etnik ve kültürel bir çatışma ortamına hızla sürüklemekledir.

Böylesine birçok olumsuzluğun birarada yaşandığı bir dönemde 2016-2017 yıllarını kapsayan sözde bir yeni toplu sözleşme görüşmeleri sürecine girilmektedir. Adına “toplu iş sözleşme görüşmeleri” denilen, hükümet ve onun beslediği yandaş konfederasyonun temsilcileri arasında oynanacak bu “orta oyunundan” kamu emekçileri adına herhangi bir kazanım beklemiyoruz. Zira ortada ne gerçek bir toplu iş sözleşmesi görüşmesi ne de toplu pazarlık masası bulunmaktadır. Hepsi göstermeliktir. Türk halkı önünde bir tiyatro oynanmaktadır.

Kamu çalışanlarına dayatılan sözde toplu iş sözleşmesi düzeni tam bir kurmaca ve aldatmacadır. Bu sistem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşma ve sözleşmelerdeki taahhütlerine aykırıdır ve çağdaşlıktan uzaktır. Çağdaş ülkelerdeki sendikaların ve çalışanların sahip olduğu hiçbir hak ve özgürlük Türkiye’deki kamu sendikalarına ve kamu çalışanlara tanınmamıştır. 

Sözde, toplu iş sözleşmesi masası, “görüşmeler yapılsın ama sonunda hükümetin istediği olsun” mantığıyla kurulmuştur. Masaya taraflar eşit silahlarla oturmamaktadır. O masada kamu çalışanlarını temsil edecek olan yandaş konfederasyonun, göbekten bağımlı olduğu hükümete karşı, en ufak bir direnç gösteremeyeceğini Türkiye kamuoyu önceki yıllardan iyi bilmektedir. Kaldı ki hükümeti temsilen masaya oturacak olan Çalışma Bakanı geçici bir hükümetin üyesi olduğu gibi milletvekili bile değildir. Bu bakımdan kamu heyeti başkanının atacağı imzaya yeni kurulacak hükümetin uyup uymayacağı bile belli değildir.

Bu nedenle de yandaş bir konfederasyon ile geçici hükümetin temsilcileri arasında yapılacak bu toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden emekçiler lehine olumlu bir sonuç alınması mümkün değildir.
Çalışanların grev hakkının olmadığı bir toplu sözleşme düzeninin çalışanlar lehine sonuçlar vermesini beklemek hayaldir. AKP’ye yandaş bir konfederasyon ile hükümet temsilcilerinin bir masada bir araya gelerek yaptıkları görüşmeler asla bir toplu sözleşme görüşmesi olamaz. Nitekim önceki toplu sözleşme görüşmelerinin yürütülüş şekli ve sonuçta imzalanan toplu sözleşmenin kamu çalışanları yararına hiçbir olumlu sonuç doğurmadığı bugün net olarak görülmektedir.

Sadece mali ve sosyal hakların konuşulabildiği bir toplu sözleşme masasında kamu çalışanlarının, örgütlenme hakkı, grev hakkı, taşeronlaşma, kamu hizmet alanlarının tasfiye edilmesi ya da tümüyle ticarileştirilmesi; işe alma, atama ve görevde yükselmelerde giderek artan partizanlık ve kayırmacılık gibi sayılamayacak daha birçok sorunun adı bile geçmeyecektir. 

Kaldı ki sözleşme masasında görüşülen mali ve sosyal haklar açısından da son iki sözleşmede de çalışanlar hiçbir kazanım elde edememiştir. Kamu çalışanları refah artışından pay alamamakla kalmamış, enflasyonda ezdirilmişlerdir.

2014-2015 yıllarını kapsayacak sözleşme görüşmeleri başlamadan önce Birleşik Kamu-İş olarak “bu düzen değişmelidir” söylemi ile yola çıkmış, toplu sözleşme masanın meşru olmadığını, uluslararası sözleşmelere, Anayasaya ve Türkiye’nin taraf olduğu ILO’nun 87. ve 98. sayılı kararlarına aykırı olduğunu dile getirmiştik. Bu savlarımızı da 29 Ağustos 2013 Ankara’da iş mahkemesine açtığımız davada dile getirdik.

Bir ihanet sözleşmesi olan 2014-2015 Toplu Sözleşmesi ile ilgili olarak açtığımız bu dava halen Yargıtay’da temyiz aşamasındadır.

Göstermelik bir toplu iş sözleşmesi masasından kamu çalışanlarının haklı taleplerinin karşılık bulmayacağını, baskıcı ve sermayenin emrindeki bir iktidarın kamu çalışanlarının hakkını vermeyeceğini biliyoruz. Ancak umutsuz değiliz. Bu hakların mücadeleyle alınacağını biliyoruz. 

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu bu orta oyununda figüran olmak yerine, emekçilerin sendika özgürlüğü, grev ve toplu sözleşme hakkı, mali ve sosyal hakları için verdiği meşru mücadelesini bu dönemde de alanlarda sürdürecektir.

Vişne Haber Ajansı - Çiçek Güçlü


ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları