loading
close
SON DAKİKALAR

Birleşik Metal-İş ve Nakliyat-İş 1 Mayıs'ta Taksim'e çağrı yaptı

Birleşik Metal-İş ve Nakliyat-İş 1 Mayıs'ta Taksim'e çağrı yaptı
Tarih: 18.04.2018 - 14:19
Kategori: Sendika

Emek ve meslek örgütlerinin 1 Mayıs'ı Maltepe'de kutlayacaklarını açıklamasının ardından Birleşik Metal-İş ve Nakliyat-İş sendikaları 1 Mayıs için Taksim'e çağrı yaptı.

Taksim'de Galatasaray Meydanı'nda yapılan basın açıklamasına uluslararası sendikaların temsilcileri de katıldı.

Birleşik Metal-İş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu'nun okuduğu basın açıklamasında "1 Mayıs’ın bize dayatılan bir yerde kutlanmasını kabullenmemiz mümkün değildir. Birleşik Metal-İş ve Nakliyat-İş sendikaları olarak yasal ve meşru olan bir hakkımızı kullanıyor, işçi sınıfının yanında yer alan, kalbi emekçilerle atan tüm sendikaları, demokratik örgütleri 1 Mayıs’ı gerçek yerinde, Taksim’de kutlamaya, “İşçi sınıfının Birlik, Dayanışma ve Mücadele Gününde” bizimle birlikte olmaya çağırıyoruz" denildi.

Açıklamanın tam metni şöyle:

"Günlerin bugün getirdigi baskı zulüm ve kandır. Ünlü 1 Mayıs Marşı'nın ilk dizeleri böyle başlar. 1976 yılında ilk kez Taksim 1 Mayıs alanında seslendirildiginden bu yana o meydanda hep bu marş yankılanmıştır.

37 insanımızın yaşamını yitirdiği 1977 1 Mayısı'nda, 2007'de, 2008'de veya 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarında da. Çünkü bu dizelerde dile gelen baskı, zulüm ve kan işçi sınıfı için yaşadığımız bugünlerde katlanarak devam etmekte, işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı, gelir dağılımında artan adaletsizlik tüm emekçileri ezmektedir. İş cinayetleri adeta bir katliama dönüşürken, yurdun dört bir yanında meydana gelen iş cinayetIerinde her gün beş işçi yaşamını yitirmektedir. Grev yasakları. örgütlenme önündeki engeller, toplu iş sözleşmelerine yönelik kısıtlamalar yetmiyormuş gibi kiralık işçilik, zorunlu arabuluculuk, zorunlu bireysel emeklilik, işçilerin açacakları davalarda zamanaşımı sürelerinin düşürülmesi gibi yasal degişikliklerle gelen dayatmalar, emekçilerin yaşamını daha da zorlaştırmaktadır. Diger yandan kıdem tazminatının fona devredilmesi, taşeron işçi çalıştırmanın kolaylaştırılması ile ilgili yasal hazırlıklar uygun zaman için bekletilirken esnek çalışmanın tamamen işverenlerin istekleri dogrultusunda gerçekleşmesi için yapılan çalışmalar da kamuoyunca çok iyi bilinmektedir.

Bu ülkenin yiğit evlatları, yoksul emekçi çocukları şehit düşerken, iki yıla yakın süredir uygulanan olağanüstü hal ne yazık ki yine emekçileri ezmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır. Kadınlar üzerindeki baskı her geçen gün artmakta taciz, tecavüz vakalarındaki dramatik artış hepimizin vicdanını sızlatırken, oluşan şiddet ortamı adeta bir zulme dönüşmektedir. Diğer yandan toplumsal şiddet hepimizi rahatsız edici boyutlara ulaşmaktadır. Bu nedenlerle ve bütün bu baskılara, zulme, akan kana dur demek için gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, bağımsız, demokratik bir ülkede, yasaksız, baskısız ve özgürce yaşamak için, işçi sınıfının "Birlik Dayanışma ve Mücadele" günü olan 1 Mayıs'ı ilk kutlandığı yerde, 1 Mayıs Taksim alanında kutlamak karar ve azmindeyiz. 1 Mayıs'ın Taksim Meydanı'nda kitlesel bir mitingle kutlanması, işçi sınıfının ve emekçi halkımızın en meşru hakkıdır. Taksim 1 Mayıs'ın DİSK ve Kemal Türkler öncülüğünde kitlesel olarak kutlandığı ilk meydandır. 1 Mayıs'ın Taksim'de 500 bin kişiyle kutlandığı1976 yılından sonra Taksim bir simge haline gelmiş ve bu durum en çok sermayeyi ve sermaye yandaşı olan kesimleri rahatsız etmiştir.

1977 yılında yüzbinlerce emekçinin Taksim’de toplanmasını engelleyemeyenler, bu defa yükselen dalgayı durdurmak için katliam emri vererek 37 insanımızın yaşamını yitirmesine neden olmuşlardır.
 
Ancak işçi sınıfı yine de 1 Mayıs Taksim talebinden vazgeçmemiş, bir sene sonra 1978 yılında DİSK, 1 Mayıs’ı aynı yerde ve kitlesel olarak kutlamıştır.
 
12 Eylül 1980 darbesinden sonra tatil olmaktan çıkarılan, işçiler tarafından kutlanması yasaklanan 1 Mayıs ve Taksim Meydanı için verilen mücadele ise asla bitmemiş, işçi sınıfı bu inadını hep sürdürmüştür.

Bir yanımız 1 Mayıs’ı kutlamaktaysa eğer, diğer yanımız hep 1 Mayıs’ın Türkiye’de kitlesel olarak ilk kutlandığı yerde, Taksim’deydi. 1987 yılından beri hep tekrarlanan, bitmeyen ama bir türlü tamamlanamayan bir şiir gibiydi bu talebimiz.
2007 yılında özellikle katliamın 30. Yılı olması nedeniyle aslında hiçbir zaman vazgeçemediğimiz Taksim 1 Mayıs talebimizi çok daha güçlü ve kararlı bir biçimde dile getirdiğimizde, bize inanmayanlar çoğunluktaydı.
 
Önce 2007, ardından 2008’de DİSK ve bağlı sendikaların kadroları kolluk güçlerinin tazyikli su, gaz ve cop kullanarak yaptıkları acımasız saldırılarla karşı karşıya kaldılar ama yılmadılar. Bu kararlı duruş ve fedakarcaverilen mücadele, ilk olarak işçi sınıfının makul çoğunluk sınırlamasına rağmen on bin kişiyle 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlaması ve resmi tatil günü olarak elde edilmesini sağladı.
 
Takvimler 1 Mayıs 2010’u gösterdiğinde ise artık yüzbinlerce emekçi yediden yetmişe korkusuzca ve coşkuyla Taksim meydanında taleplerini haykırıyor, hep bir ağızdan marşlarını söylüyorlardı.

Uğruna şehitler verdiğimiz, gaz, cop, dipçik, plastik mermi yememize karşın hiçbir zaman vazgeçmediğimiz bu sevdamıza 2010 yılında kavuştuğumuzda “ancak bu böyle gitmez” diyorduk, hep bir ağızdan, yüzbinlerle birlikte: “Sömürü devam etmez”.

2013 yılına kadar Taksim’de büyük bir katılım ve coşkuyla gerçekleşen 1 Mayıs kutlamaları bir kişinin bile burnu kanamadan sonuçlanmış, kitlelerin umut günü olarak taçlanmıştır. Ancak aynı 1977 yılında olduğu gibi, işçi sınıfının yükselen sesinden rahatsız olanlar hukuka aykırı biçimde ve sudan gerekçelerle bir kez daha Taksim Meydanı’nı 1 Mayıs kutlamalarına kapattıklarını ilan ettiler.
Onların korkusu, işçi sınıfının azmidir, mücadeledeki inadımızdır.

Bütün kurumları ve hatta bazı konfederasyonları ehlileştirerek kendi havuzuna dahil eden iktidar, 1 Mayıs’ı da Taksim’den kopararak işçi sınıfının kalelerinden birini daha düşürmek istemektedir.
 
Taksim’i 1 Mayıs’a kapatanlar, yıllarca futbol taraftarlarına, yılbaşı kutlamalarına ve çeşitli etkinliklere birçok kez izin verenler, bizlere Maltepe veya Yenikapı gibi yerleri önerdiklerinde, DİSK başta olmak üzere işçi sınıfının yanında yer alanlar bu dayatmayı asla kabul etmeyeceğimizi açıkça beyan ettik. Bu oldubitti ve dayatmayı kabullenmeyi işçi sınıfının iradesini iktidara teslim etmek olarak değerlendirdik. 
Bu nedenle, bugün de 1 Mayıs’ın bize dayatılan bir yerde kutlanmasını kabullenmemiz mümkün değildir.

Böyle bir yasağın ve dayatmanın hiçbir hukuki gerekçesinin olmadığını söylemeye bile gerek yokken tekrarlamak zorunda kalmamızın ise, bu ülkedeki yasakçı anlayışın ve hukuk dışılığın bir sonucu olarak değerlendirilmesini umut ediyoruz.

1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda yapılması iradesi, bir alan tartışması değildir. İşçi sınıfı mücadelesinin meşru, yasal kazanımlarına (AHİM ve yerel yargı mahkeme kararları ile de kesinleştiği gibi) DİSK’in ve 1 Mayısların tarihine sahip çıkmaktır.

Taksim Meydanı dışında kitlesellik yaratma bahanesiyle mücadele kaçkınlığının İşçi sınıfı mücadelesinde hiçbir karşılığı yoktur.
1987’lerden başlayarak en kitlesel 1 Mayıslar 2010-2011-2012’lerde, 500 binlerin katıldığı 1 Mayıslardır. Bu irade, Konfederasyonların, kitle ve meslek örgütlerinin öncülüğünde en geniş katılımlı 1 Mayıs mitinglerinin yapılmasını sağlamıştır.

Birleşik Metal-İş ve Nakliyat-İş sendikaları olarak yasal ve meşru olan bir hakkımızı kullanıyor, işçi sınıfının yanında yer alan, kalbi emekçilerle atan tüm sendikaları, demokratik örgütleri 1 Mayıs’ı gerçek yerinde, Taksim’de kutlamaya, “İşçi sınıfının Birlik, Dayanışma ve Mücadele Gününde” bizimle birlikte olmaya çağırıyoruz."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları