loading
close
SON DAKİKALAR

Buğday üreticisi zararda, üretim düştü, ithalat arttı, çözüm ne?

Buğday üreticisi zararda, üretim düştü, ithalat arttı, çözüm ne?
Tarih: 07.07.2015 - 16:17
Kategori: Siyaset

CHP Edirne Milletvekili Gaytancıoğlu,buğdayın rekolte durumu hakkında bilgi vermek, fiyatların düşüklüğüne ve çiftçimizin mağduriyetine ulusal düzeyde dikkat çekmek için TBMM'de bir basın toplantısı düzenledi.

CHP Edirne Milletvekili Doç.Dr. Okan Gaytancıoğlu, 7 Temmuz 2015 Salı günü ülke genelindeki buğday hasadı nedeniyle, buğdayın rekolte durumu hakkında bilgi vermek, fiyatların düşüklüğüne ve çiftçimizin mağduriyetine ulusal düzeyde dikkat çekmek için TBMM'de bir basın toplantısı düzenledi. 

Edirne Halkının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki, sesi, varlığı ve temsilcisi olarak ülkemizin ve şehrimizin tüm mağdur kesimlerini, tüm sorunu olan kesimlerini meclis kürsüsünden haykırmaya devam edeceğini belirten Gaytancıoğlu’nun basın açıklaması ise şu şekilde;

Türkiye tarımında 1980’li yıllardan sonra başlayan üretim azalmaları ve belirginleşen tarım ürünleri ithalatı özellikle 2000’li yıllardan sonra uygulanan tarım politikaları ile birleşerek günümüzde tarımı ülkemizin en sorunlu sektörlerinden biri haline getirmiştir.

Türkiye’de tüm tarım bölgelerinde çok sayıda çiftçinin üretim yaptığı buğday sektöründe yıllardır üretici eline geçen fiyatların neredeyse değişmemesi ve uygulanan istikrarsız tarım politikaları da maalesef buğday üretimini olumsuz yönde etkilemiştir. İzlenen yetersiz ve yanlış tarım politikaları sonucu son 10 yıl içinde işlenen tarım arazileri 35 milyon dekar azalmış yani üreticiler üretim için yaptığı masrafı ürettiği ürünün geliri ile karşılayamaz olmuştur. Bundan dolayı üretimden vazgeçmiştir. Buğday ekim alanları 2002 yılından günümüze 17 milyon dekar azalmıştır. (www.tuik.gov.tr).

 BUĞDAY ÜRETİMİ ve İTHALAT

TMO tarafından açıklanan buğday müdahale alım fiyatlarının sürekli olarak beklentilerin altında belirlenmesi çiftçimizi buğday üretiminden vazgeçirmektedir. Türkiye‘nin buğday üretimi 1990‘lı yılların başında 20 milyon tonun üzerindeyken günümüzde de üretim miktarı son 20 yıldır aynı düzeydedir.

Türkiye gıda sanayi hammaddesinin % 60‘ını sağlayan, en önemlisi ülke insanının temel gıdası ekmeğin de hammaddesi olan buğdayı giderek artan miktarlarda yurtdışından ithal ederek satın almaya başlamıştır. 2003-2014 yılları arasındaki süreçte toplam 30 milyon tonu aşan buğday ithalatına karşılık 9 milyar dolar ödeme yapılmıştır.
Tarımda kendi kendine yetebilen bir konumda olan Türkiye, uygulanan neo-liberal politikalarla bu özelliğini kaybederek, pek çok ürünü ithal etmek zorunda kalmıştır. Böylelikle tarımda net ihracatçı konumdan net ithalatçı konuma gelinmiştir.

TARIMSAL GİRDİ FİYATLARI ve BUĞDAY FİYATLARI

Artan ülke nüfusuna karşın tarımsal üretim alanının daralması tarımın iyi yönetilmediğinin göstergesidir. Girdi fiyatlarının hızla yükselmesine rağmen çiftçinin ürettiği ürün aynı oranda değer kazanmamış, üreticiler zor şartlarda üretim yapmak zorunda kalmışlardır.

TUİK verilerine göre 2002 yılında yaklaşık 1 TL olan mazotun litresi 2015’e geldiğimizde 4 katın üstünde bir artışa ulaşmış, aynı dönemde buğday fiyatı 2 kat artmıştır. Hatta son 5 yıldır buğday fiyatları 70 -80 Kuruş bandında seyretmektedir.

Tüm Gübre fiyatlarında cinsine göre değişen oranlarda 3-4 katlık artış görülmektedir.

Görüldüğü gibi üreticinin girdilerinde 3-4 kat fiyat artışı gözlenirken sattığı üründe fiyat ikiye katlanmıştır. Yine gıda gibi insanlık için önemli bir üretim yapan bu sektörün en önemli girdisi olan gübrede KDV % 18 gibi kabul edilemez orandadır. Bu oran mücevher sektöründe % 0, deniz taşıtlarında kullanılan mazotta ÖTV ve KDV yok sayılacak düzeyde iken çiftçinin en önemli girdisi olan mazotta ödenen ÖTV ve KDV oranı Tarım Bakanlığı‘nın tarımda üreticiye verdiği desteklemelerden daha fazladır. Sonuçta desteklemelerin yeterince olmaması üretim azalmalarını beraberinde getirmiştir.

Tüm ürünlerde olduğu gibi buğdayda da görülen bu üretim azalmaları çiftçilerin köylerinde geçinememesine ve topraklarını yok pahasına bırakarak yada ucuz fiyatlarla satarak üretim yapmamalarına neden olmaktadır. Devlet, tarımsal üretimi destekleme yerine ithalatı artırma yönünde politikalar uygulamaktadır. Kısacası kendi üreticisinden esirgediği parayı yabancı ülkelerin çiftçilerine vermektedir.

SONUÇ ve ÖNERİLER

Tüm olumsuzluklara rağmen üretimini inatla sürdürmeye çalışan çiftçimiz için 2014 yılında bütçeden sadece 10 milyar TL destek ayrılmıştır..

Türkiye, sermayenin küresel borsalarda tarım ürünlerine yönelerek spekülasyon yarattığını, dünya tahıl ticaretinin sadece birkaç çokuluslu şirketin elinde olduğunu, iklim değişikliği kapsamında yaşanan meteorolojik olumsuzlukların üretimi olumsuz etkilediğini göz önüne alarak vakit kaybetmeden tarımsal altyapı yatırımlarını tamamlamalı ve tarımını göstermelik değil gerçek anlamda desteklemelidir.

Buğdayın anavatanı olan Türkiye bu üründe bile tamamıyla yurtdışına bağımlı hale getirilmiştir. Küreselleşmenin kendine biçtiği pazar olma rolünü benimseyen Türkiye tarım politikalarını değiştirmediği sürece adım adım açlığa sürüklenmektedir. Tarımımızın birileri tarafından Avrupa birincisi ilan edilmesi bu gerçeği değiştirmemektedir.
Üretimde görülen dalgalanmalar özellikle net ithalatçı olunan temel gıda maddesi niteliği taşıyan tarım ürünlerinde ciddi politikaların uygulanması yönünde Devletlerin tarımda önlemler alması gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Türkiye bulunduğu stratejik konum itibariyle tarım ürünlerinde kendine yeterli bir politika izlemek zorundadır. Bu durum küresel mali krizin yaşandığı ve dövizin son derece önemli olduğu günümüzde daha da önem kazanmaktadır. Çünkü sürekli ithalat yapılan bir ürün için her yıl dövizin ihracatla kazanılması gerekmektedir.

 Ayrıca ithalat bağımlısı olunan ürünün bir tarım ürünü olması ve yurtiçinde üretim potansiyelinin bulunması politika eksikliği olduğunun göstergesidir. Bu durum yani döviz tasarrufu, resmi rakamlara göre750 milyar doların üzerinde iç ve dış borcu olan Türkiye için son derece önemlidir.

Bir ülke kendi üretemediği ürünleri ithal edebilir. Bir ülke herhangi bir ürün ithal etmekle ekonomik olarak sıkıntıya düşmeyebilir. Ancak kendi üretebileceği ürünleri dışarıdan almasını izleyeceği akılcı politikalarla önleyebilir. Gelişmekte olan ülkeler sınıfında olan Türkiye’nin döviz kaybının önlenmesi bakımından tüm tarım ürünlerinin üretiminin artırılması zorunludur. Sahip olunan tarımsal kaynaklar üretimin artırılmasını sağlayabilecek düzeydedir.
Türkiye tarımında uygulanabilecek bilinçli ve tutarlı tarım politikaları, yeniden üretici bir ülke olmamızı sağlayabilir. Burada yapılacak en önemli şey tarımsal desteklemelere daha fazla kaynak ayırmaktır. Burada tek çözüm vardır. “Üretimi arttırma yönünde politikalar geliştirmek”. Bu yapıldığı taktirde yapılan birçok araştırma sonucu göstermiştir ki, Türkiye ciddi, tutarlı ve bilimsel nitelikli bir tarım politikası uygularsa başta buğday olmak üzere birçok üründe net ithalatçı konumdan kendine yeterli hatta ihracatçı konuma geçebilecektir. Çünkü Türkiye tarımsal potansiyeli yüksek bir ülkedir.

Bu noktada Cumhuriyet Halk Partisi yeni bir kırsal kalkınma anlayışıyla, tarım üretiminin başta turizm olmak üzere alternatif sektörlerle desteklendiği yeni bir modele geçişini öngörür. Ürün alım fiyatının bir yıl önceden belirleyerek çiftçinin üretim amaçlı kullanacağı mazotu 1,5 TL’den vermeyi taahhüt etmektedir.

Yine Cumhuriyet Halk Partimiz Tarım sektöründe çalışanların sosyal güvenlik primlerini 30 yaşına kadar hazineden karşılayarak tarımsal üretimi, genç çiftçileri desteklemeyi hedeflemektedir. Başka geliri olmayan çiftçiye hane başına asgari ücret düzeyinde gelir garantisi sağlanması da bu politikalardan biridir.

Geçici tarım işçilerinin sosyal güvenliğini de devlet güvencesi altında alacak olan Cumhuriyet Halk Partisi, mera alanlarını da ıslah edilerek meraların amacının dışında kullanılmasına izin verilmeyecektir.

Cumhuriyet Halk Partisinin hedefi Üreten Çiftçiyi yeniden milletin efendi yapmak , üreten ve hakça bölüşen bir Türkiye yaratmaktır.

Vişne Haber Ajansı - Sevcan Yörük

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları