loading
close
SON DAKİKALAR

Çember daralıyor

Çember daralıyor
Tarih: 19.09.2014 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık; Ankara bu yüzden öfkeli ve tedirgin ama. IŞİD’la ilişkiler de gizlenemeyecek boyutlarda.

ABD bir noktaya çullanacağı zaman önce kamuoyu oluşturur.. Şu sırada basınıyla politikacısıyla Türkiye’nin IŞİD’e desteğini parlatıyor. Dışişleri Bakanı John Kerry önceki gün Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde IŞİD’in petrol kaçakçılığı yapmasına Türkiye ve Lübnan’ın aracılık ettiğini söyledi.

Senatör Ed Markey onu destekledi:

“Türkiye’yi tam merkeze oturtmak, dünyaya da Türkiye’yi durdurmak zorunda olduklarını söylemek zorundayız.”
Amerikan basını sık sık IŞİD’e katılımlar için transit merkezi olarak Türkiye’nin kullanıldığını yazıyor. Kerry’nin konuşması sırasında sunulan haritada da Urfa ve Gaziantep hava alanları net olarak işaretlenmişti.

Ankara bu yüzden öfkeli ve tedirgin ama... IŞİD’la ilişkiler de gizlenemeyecek boyutlarda. Siyah giysili uzun saç ve sakallı iki militan dün İstanbul’un göbeğinde tramvayda görüntülendiler örneğin.

Bu arada... ABD’nin hedef olarak IŞİD’i seçmesi, diğer terör örgütleriyle ilgilenmemesi dikkati çekiyor. Bu yüzden Washington’un esas hedefinin Şam olduğu, operasyonun Esad’ı devirmeye yöneleceği ifade ediliyor.

Türkiye ise kendini rehinelerle bağlamış durumda. Bölgede ABD’nin askeri olmama kararı yerinde... Ama bu karar daha önce yapılan hataları örtmüyor.

Kamuoyuna Musul Başkonsolosluğu’nu boşaltmamanın sorumlusu olarak başkonsolos gösteriliyor. Başkonsolos son sözü söyleyen merci olabilir mi?
Belli ki o veya bu, “IŞİD dostumuz bize dokunmaz” hayaline kapılmış. İyimserlik o derecede ki, kadın ve çocukları geri çekmeyi bile düşünmemişler!

Suriyeli gitmez!

Türkiye’de kaçakçılık, hırsızlık ve yaralama gibi suçlardan ceza alan ancak adresleri belli olmadığı için kendilerine ulaşılamayan 900’e yakın Suriyelinin adları Resmi Gazete’de ilan edildi... Nerede oldukları bilinmediği için haklarında herhangi bir işlem de yapılamıyor...
Bu mültecileri bizler orada, burada, metro girişlerinde veya otobüs duraklarında dilenirken görüyoruz. Kimileri ailece sessizce oturuyor. Kimimiz bu görüntülere kızıyor. Ama acaba kızmaya hakkımız var mı?
Hatırlar mısınız? Van depreminin yaraları sarılırken afetzedelere yeterli çadır verilemezken Kilis’te konteynır kentler yapılıyordu. Mülteciler adeta davet ediliyordu. Suriye henüz karışmamıştı. Komşu ülke karıştı ve halk ilk adres olarak Türkiye‘ye hücum etti. Hesaba göre Esad birkaç ayda devrilecek mülteciler evlerine geri dönecekti. Hesap tutmadı. 1 milyonu aşkın mülteci başımıza kaldı. Bugün ülkemizde bulunan Suriyeli insanların hemen hepsi ülkelerinde devam eden kanlı iç savaşın mağdurlarıdırlar. Suriye’ deki bu iç savaşın şiddetlenmesinde, ağırlaşmasında Türkiye’nin yangına körükle gitmesinin de etkisi vardır...
Mültecilerin geri dönmesi yıllar alır. Önemli bir bölümü de kalıcıdır. O yüzden bu insanların insanca yaşaması için gerekli önlemleri alalım. Barınmalarıyla, eğitimleriyle ilgili gerekenleri yapalım. Aksi takdirde aç kalacak, bunalacak bu insanlar daha da fazla suça bulaşacaklardır.

KART

CHP milletvekili Atilla Kart önceki gün yaptığı basın toplantısında Suriye ve Irak’a militan naklinden sorumlu IŞİD militanlarının isimlerini, adreslerini ilgili mercilere ilettiğini ancak hiçbirinden sonuç alamadığını anlattı. Kart’ın anlattığı şu olay da en az IŞİD’in yaptıkları kadar tüyler ürperticiydi.
“Bir baba... Oğlu IŞİD’e katılmak üzere evden ayrılınca sorup soruşturuyor, Gaziantep’teki IŞİD evlerinden birinde olduğunu öğreniyor. Gaziantep Emniyeti’ni arıyor, evin adresini de vererek oğlunun kurtarılmasını istiyor. Aldığı yanıt şu oluyor;
- Senin çocuğunu tek başına alamayız. O evlerdeki herkesi almamız lazım ama o zaman da ortalık karışır!”

Sorun “imam” ya da “imam hatip” değil!
Sorun hırsızların “imam” maskesi takıp dini halkı uyutmak için kullanıyor olması...
***
Demokrasilerde iktidarlar “kitle örgütlerinden” çekinir, faşizmde kitle örgütleri iktidardan...
***
II. Abdülhamit’e gönderilmiş olan hediyeler Yıldız Sarayı Kaskat Köşkü’nde sergileniyor.
Suudi Kralının Başbakan ve Cumhurbaşkanına getirdiği hediyeler hâlâ gizleniyor.
Akif Kökçe
BANK
Oturacak tek
bir bankın bulunmadığı bir meydan olabilir mi?
Olabilir... işte Taksim Meydanı... Bu meydanın hiçbir yanında üç kişinin oturacağı bir bank yoktur
O yüzden insanlar ya taşlara oturuyor ya Cumhuriyet Anıtı etrafındaki çimenlere yayılıyor.
Beşiktaş’ta keza deniz kenarında oturacak bir tek bank bulamazsınız...
Bank pahalı mı geliyor?
Kimi Avrupa ülkelerinde gözümüze çarptı... Bankın parasını aileler veriyor karşılığında bankın üzerine “Ahmet İyioğlu’nun hediyesidir” gibi bir ibare yazılıyor. Bankları reklam karşılığı şirketler de verebilir.
Çözüm çok... Ama ülkede malesef meydan kültürü yok...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları