Tarih:
30.05.2016 - 17:30
Kategori:
Siyaset
CHP'li Biçer'den 'Manisa Tarzanı' Ahmed Bedevi'ye anma mesajı
CHP Manisa Milletvekili Dr. Tur Yıldız Biçer in Manisa Tarzanı Olarak Bilinen Ahmeddin Carlak ya da kendi ifadesi ile Ahmed Bedevi'nin ölüm Yıldönümü sebebiyle yazılı bir mesaj yayımladı.
CHP Manisa Milletvekili Dr. Tur Yıldız Biçer in Manisa Tarzanı Olarak Bilinen Ahmeddin Carlak ya da kendi ifadesi ile Ahmed Bedevi'nin ölüm yıldönümü sebebiyle yazılı bir mesaj yayımladı.Biçer'in açıklaması şöyle:
Bugün doğa,insan topluluğunun artığı bir anlayışla ele alınıyor.
Oysa insan doğanın küçük bir parçası olarak varlık mücadelesini sürdürüyordu.
Şimdi doğa,insanın kendisiyle sürdürdüğü acımasız savaşın mağlubu olmaya doğru gidiyor.
Bu korkunç anlayıştaki belirleyici sorun ise toplumun "çevre adaleti" diye adlandırabileceğimiz bir bilgi ve vicdan yapısından kopmuş olmasıdır.
"Benim sadık yarim kara topraktır"dan tüm doğal kaynaklara ve her türlü ekolojik dengeye fiyat biçilen,sadık yarin dolar yeşiline döndüğü anlayışa geldik.
Bu vahşi anlayışın ne doğada ne de toplumsal yaşamda sürdürülebilirliği
açısından mümkün artık.
İnsanın doğaya karşı yürüttüğü ekolojik savaşın sonucunu da
"Bizi ne yaşatır,neye değer veriyoruz?" sorularına verdiği cevaplar belirleyecek.
Yaşam stratejisini "doğayı kendine gören düzenleme biçimi" üzerine kuran insan,farkında olmadan hem kendisinin hem de doğanın sonunu getirecek.
Biz Manisalılar;
halk için yaşanacak bir çevre yaratmak,ekolojik bir düzen gözetmek,yeşilin dengesine,su kaynaklarının korunmasına,iklimi olan haliyle yaşamaya,insanın doğanın bir parçası olduğuna,dünyadaki her şeyin doğa ile insan arasında olan ilişkiye bağlı olduğunu ıspata çalışmış ve bunu da samimi ve doğrudan bir yaşama dönüştürmüş bir kahramana sahibiz.
Bizler onun mirasçıları olarak insanı ve doğayı günümüzün modern dünyasında insan için doğa,doğa için insan bütünlüğü içinde görmeliyiz.Bunun aksi bir anlayış bize çevresel ve iklimsel problemler olarak yansıyor,yansıyacak da.
Doğal felaket diye tanımlanan her şey bu doğa ve insan ikiliğinin bir sonucu çünkü.
Çevre adaleti dediğimiz şey tam da bu.
İnsanın kendi egosunu ekolojiye baskın kılmaya çalışarak doğayı organize etmek,düzenlemek için ürettiği her yeni şey;çevrenin adaleti ile yüzleşecek.
Bu hak doğada.Doğa kendi yok oluşuna sessiz kalmayacak.
Mağlubiyeti bir köşede beklemeyecek.
Bugünün kazananı olan insan yarının nihayi kaybedeni olacak.
Biz Manisa Tarzanının mirasçıları, doğa ile savaşan değil doğa ile ittifak kuran bir nesil olacağız.Onun bizi içene koyduğu ve orada kalmamızı öğütlediği yaşam ağının içinde yer alacağız.
Yaptığını yapıp doğanın bir geçmişe sahip olduğunu atlamadan,bizim de doğadan ayrı olmadığımızı unutmadan, doğayı koruma hissimizi kaybetmeden onunla aramızda bir "yaşam üretme" ilişkisi geliştirmek zorundayız; çünkü bunun aksini yapmak ikimizin de sonunu getirecek.Zira "Gezegenin kıyameti" artık çok uzak değil.
Bu vesile ile bugün yaptıklarını ve fikirlerini örnek almamız için çok daha sebebimizin olduğu Ahmed Bedevi'yi rahmet,saygı ve şükranla bir kez daha anıyor Manisalı hemşehrilerime sevgilerimi sunuyorum.
Bugün doğa,insan topluluğunun artığı bir anlayışla ele alınıyor.
Oysa insan doğanın küçük bir parçası olarak varlık mücadelesini sürdürüyordu.
Şimdi doğa,insanın kendisiyle sürdürdüğü acımasız savaşın mağlubu olmaya doğru gidiyor.
Bu korkunç anlayıştaki belirleyici sorun ise toplumun "çevre adaleti" diye adlandırabileceğimiz bir bilgi ve vicdan yapısından kopmuş olmasıdır.
"Benim sadık yarim kara topraktır"dan tüm doğal kaynaklara ve her türlü ekolojik dengeye fiyat biçilen,sadık yarin dolar yeşiline döndüğü anlayışa geldik.
Bu vahşi anlayışın ne doğada ne de toplumsal yaşamda sürdürülebilirliği
açısından mümkün artık.
İnsanın doğaya karşı yürüttüğü ekolojik savaşın sonucunu da
"Bizi ne yaşatır,neye değer veriyoruz?" sorularına verdiği cevaplar belirleyecek.
Yaşam stratejisini "doğayı kendine gören düzenleme biçimi" üzerine kuran insan,farkında olmadan hem kendisinin hem de doğanın sonunu getirecek.
Biz Manisalılar;
halk için yaşanacak bir çevre yaratmak,ekolojik bir düzen gözetmek,yeşilin dengesine,su kaynaklarının korunmasına,iklimi olan haliyle yaşamaya,insanın doğanın bir parçası olduğuna,dünyadaki her şeyin doğa ile insan arasında olan ilişkiye bağlı olduğunu ıspata çalışmış ve bunu da samimi ve doğrudan bir yaşama dönüştürmüş bir kahramana sahibiz.
Bizler onun mirasçıları olarak insanı ve doğayı günümüzün modern dünyasında insan için doğa,doğa için insan bütünlüğü içinde görmeliyiz.Bunun aksi bir anlayış bize çevresel ve iklimsel problemler olarak yansıyor,yansıyacak da.
Doğal felaket diye tanımlanan her şey bu doğa ve insan ikiliğinin bir sonucu çünkü.
Çevre adaleti dediğimiz şey tam da bu.
İnsanın kendi egosunu ekolojiye baskın kılmaya çalışarak doğayı organize etmek,düzenlemek için ürettiği her yeni şey;çevrenin adaleti ile yüzleşecek.
Bu hak doğada.Doğa kendi yok oluşuna sessiz kalmayacak.
Mağlubiyeti bir köşede beklemeyecek.
Bugünün kazananı olan insan yarının nihayi kaybedeni olacak.
Biz Manisa Tarzanının mirasçıları, doğa ile savaşan değil doğa ile ittifak kuran bir nesil olacağız.Onun bizi içene koyduğu ve orada kalmamızı öğütlediği yaşam ağının içinde yer alacağız.
Yaptığını yapıp doğanın bir geçmişe sahip olduğunu atlamadan,bizim de doğadan ayrı olmadığımızı unutmadan, doğayı koruma hissimizi kaybetmeden onunla aramızda bir "yaşam üretme" ilişkisi geliştirmek zorundayız; çünkü bunun aksini yapmak ikimizin de sonunu getirecek.Zira "Gezegenin kıyameti" artık çok uzak değil.
Bu vesile ile bugün yaptıklarını ve fikirlerini örnek almamız için çok daha sebebimizin olduğu Ahmed Bedevi'yi rahmet,saygı ve şükranla bir kez daha anıyor Manisalı hemşehrilerime sevgilerimi sunuyorum.
Vişne Haber Ajansı - Çiçek Güçlü
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
