loading
close
SON DAKİKALAR

CHP'li Tezcan: Erdoğan'ın hiçbir partilimize söyleyebileceği sözü yok, geçmişi açarsak arşivlerde boğulur

CHP'li Tezcan: Erdoğan'ın hiçbir partilimize söyleyebileceği sözü yok, geçmişi açarsak arşivlerde boğulur
Tarih: 17.01.2018 - 15:14
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Tezcan 3-4 Şubat'ta yapılacak CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nın temasının 'Adalet ve Cesaret Kurultayı' olacağını söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
Tezcan 3-4 Şubat'ta yapılacak CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nın temasının 'Adalet ve Cesaret Kurultayı' olacağını söyledi. 
 
Tezcan, Erdoğan'ın İstanbul il başkanı seçilen Canan Kaftancıoğlu'nu hedef almasıyla ilgili olarak, "Bizim hiçbir partilimize söyleyebileceğin bir şey yoktur. Senin yanağında Hikmetyar'ın dizinin sıcaklığı var. Devleti çeteye teslim ederken, Kozmik Oda'ya FETÖ'yü sokup casusluk faaliyeti yapılırken devletin başında siz vardınız. Geçmişi açarsanız arşivlerde boğulursunuz" dedi. 
 
Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal'ı ziyarete gidiyor
 
Tezcan'ın açıklamaları şöyle:
 
"Bu hafta sonu sayın genel başkanımız önceki genel başkanımız sayın Deniz Baykal'ı Almanya'da ziyaret edecek. Bir an önce sağlığına hızla kavuşup aramıza dönmesini bekliyoruz. Devlet sorunlarının bu sıkıştığı süreçte sayın Baykal'ın birikimlerinin ne kadar kıymetli olduğunu biliyoruz. 
 
"HSK alması gereken önlemi almamakla yargıyı iktidarın, sarayın hapsetmiştir"
 
Geçtiğimiz hafta skandal sayılabilecek yargı uygulamasıyla karşı karşıya kaldık. AYM kararlarında dönüş yaptı. Evrensel hukuka uygun karar verdi. Şahin Alpay ve Mehmet Altan'la ilgili hak ihlali kararı verdi ve tahliye edilmeleri gereğine işaret etti. Bir hukuk devletinde olması gereken AYM kararından sonra mahkemenin tahliye kararı vermesiydi. Üst mahkemenin kararına uymak zorundaydı ama tutuklamayı yapan mahkeme AYM kararına uymak yerine AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın talimatına uymayı yeğledi. Daha önce Can Dündar'la ilgili karar vermişti, Erdoğan karara uymuyorum saygı da duymuyorum, mahkeme de uymasın demişti. Mahkeme bugün bunu hatırladı. Mahkemenin yaptığı suçtur. Karara uymamama ve hürriyeti tahdit suçu işlemiştir. 
 
HSK hala bu konuda bir adım atmış değil. Mahkeme diyor ki AYM kararları bağlayıcıdır ama AYM'nin hukuka uygun kararları bağlayıcıdır, diyor. Yani ben AYM'nin hukuka uygunluk denetimini yaparım, diyor. Sen kimsin? Hukuk düzeninin olmadığı düzenin adı darbe düzenidir. Bu kararın çok açık göstergesi 20 Temmuz OHAL darbesinin, düzeninin yarattığı tablodur. İktidarın hukuka uygun sınırlara çekilmesini beklerken görüyoruz ki yargı sarayın sınırları içine hapsolmaya başlıyor. HSK alması gereken önlemi almamakla yargıyı iktidarın, sarayın hapsetmişlerdir. 
 
"O vatandaşı yakan OHAL düzeni, bu iktidarın uygulamalarıdır"
 
Enis Berberoğlu hakkında tahliye kararı verilmiş, mahkeme tahliye etmemiştir. Türkiye'de darbe düzeninden çıkmanın birinci koşulu OHAL'in kaldırılması. Türkiye darbe düzeninde yönetilmektedir, modern dünyada yalnızlaşmıştır. Özgür ülkeler sınıfında değildir. Özgür olmayan ülkeler düzeyine düşürülmüştür. Türkiye'yi böyle bir tabloya mahkum ettiler. OHAL'i 6. kez uzatmanın hazırlığındalar. 18 aydır Türkiye OHAL şartlarında. İktidar uyuşturucu bağımlısı gibi OHAL bağımlısı olmuştur. Buna son vermek zorundayız. Parlamento OHAL'i uzatmamalı yetkilerine sahip çıkmalıdır. Vekillere çağrıda bulunuyoruz. 
 
Bu sıkışmışlığın içinde vatandaşımız TBMM önünde kendisini yaktı. O vatandaşı yakan OHAL düzeni, bu iktidarın uygulamalarıdır. Bu sıkıntılardan mustarip vatandaşımız da İŞKUR'un önünde soyunmayı tercih etmiştir. AK Parti'nin Türkiye'ye layık gördüğü tablo budur. Bazı basın yayın organları haber bile yapamadılar. 
 
Asgari ücret 2 bin lira olsun dediğimizde elinize yüzünüze dursun diyor. Sarayın 1 günü 1 asgari ücret yiyor.
Vatandaşı bu hale düşüren iktidardır. Bu OHAL'i uzatmaya oy veren vekillerin ayıbı olacaktır. 
 
"Erdoğan, Man Adası sorularını cevaplamak yerine il başkanımızla uğraşıyor. Geçmişi açarsanız arşivlerde boğulursunuz"
 
Erdoğan cevap beklediğimiz bazı soruları unutturacağını sanıyor. Man Adası belgelerini açıklamıştık, para transferi vardı. 5 liralık şirket 15 milyon dolarlık ticaret yapıyordu. Sayın Erdoğan çıktı kendisi söyledi 'yakınlarım şirketlerini sattılar' dedi. İki aya akın zaman geçti. Sahte dediler savcılığa dilekçe verdik. Dün de yine savcılığa dilekçe verdik. Bu şirketler nedir, uzun uzun araştırılsın dedik. Kamuoyu önünde Erdoğan'a unutturmaya çalıştığı soruyu soruyorum: Yakınlarınız hangi şirketi satmıştır, 15 milyon dolarlık şirketin adı nedir, bilançosu ne kadardır, ne kadar vergi ödemiştir, bu mal varlığına nasıl kavuştu? Sen cumhurbaşkanlığını işgal eden birisin. Bunu açıklamak zorundasın. 
 
Erdoğan bunun cevabını vermek yerine il başkanımızla uğraşıyor. Senin bizim hiçbir partilimize söyleyebileceğin bir şey yoktur. Senin yanağında Hikmetyar'ın dizinin sıcaklığı var. Devleti çeteye teslim ederken, Kozmik Oda'ya FETÖ'yü sokup casusluk faaliyeti yapılırken devletin başında siz vardınız. Geçmişi açarsanız arşivlerde boğulursunuz. 
 
"Bölgede başından beri tutumumuz açıktır. Suriye'nin bütünlüğü esastır"
 
Suriye'nin kuzeyinde, Irak'ta ülkemizin güvenliğini tehdit edecek her girişime cesaretle karşı koymak zorundayız. Bu iktidar-muhalefet meselesi değil. Türkiye'nin sınırında terör oluşumlarına verilecek desteğe karşı çıkacağız.  Bunları yaparken diplomasiyi hamasete kurban etmeyeceğiz. Bölgede başından beri tutumumuz açıktır. Suriye'nin bütünlüğü esastır. Bu oluşumlara karşı dururken Türkiye'yi problemli eşiğe taşıyan politikalar neydi, soracağız. Çıkıp esip kükreyeceksin Salih Müslim'i devlet protokolüyle ağırlayan kimdi? Bu oluşumlara destek veren sen değil misin, hesabını vereceksin. Yerli ve milli olmaktan bahsediyorsan Oslo'da Türkiye Cumhuriyeti devletini terör örgütlerinin hakemliğinde masaya oturtmaktan utanacaksın. Çadır mahkemelerine davul-zurnacı, hakim-savcı yollamayacaksın. Bölgedeki yapılanma cansuyunu buralardan aldı. Bugünleri göremeyen iktidar yarınları da göremiyor. 
 
"Kurultayımızın teması Adalet ve Cesaret Kurultayı olacak"
 
Hafta sonu itibariyle il kongrelerimizi tamamladık. Partimiz yenilendi. 3-4 Şubat'ta kurultayımızı yapacağız. Önümüzdeki günlerde Tekin Bingöl bilgileri sizlerle paylaşacak. Kurultayın temasını kararlaştırdık. 2017 Türkiye için öneli bir süreçti. Türkiye önemli bir referandum geçirdi. Büyük bir hayır buluşması yapıldı. Adalet yürüyüşüyle buluşma gerçekleştirdik. Adalet kurultayını gerçekleştirdik. Yapılan bütün araştırmalar adalet ihtiyacının yükseldiğini gösteriyor. Korku topluma egemen olmuş, herkes çıkış arıyor. Mahkemeler, hakimler, üniversiteler, STK'ler korkuyor. Toplum korkuya teslime dilmiş. Yıllar önce bir miktar sevgiyle geldikleri iktidarı korkuyla sürdürmek isteyen iktidar var. Önümüzdeki cesaretli bir çıkışın yılı olacak. Kurultayımızın teması Adalet ve Cesaret Kurultayı olacak. 
 
"Erdoğan'ın kutuplaştırıcı, hakaret etmeyi maharet sanan dili MHP yöneticilerine de sirayet etmiş"
 
-Semih Yalçın ve MHP'nin açıklamalarını izliyoruz. Körle yatan şaşı kalkar. MHP, AK Parti'ye yanaştığı ölçüde onun dilini de devralmaya başlamış. Herkese hakaret etmeyi maharet sanan, kutuplaştırıcı olan Erdoğan'ın dili MHP yöneticilerine de sirayet etmiş. Şaşı kalkmamaya özen göstersinler. Söyleyecek çok sözüm var ama muhataplarına söylediğim için şaşılara sözüm yok. 
 
"Erdoğan'ın suç duyurusu iyi olmuş, döner bakarlar"
 
(AKP'nin Kılıçdaroğlu'nun Meclis önünde kendisini yakan işçiye 'git sarayı da yak' dediği iddiası) Kuyruklu yalan. Genel başkanımız sarayı yak dememiştir. Yıllarca milleti yalanla kandırdılar. Sarayı yak sözü yoktu ama suç duyurusu iyi olmuş. Döner bakarlar o söz var mı yok mu göreceklerdir. 
 
"Kimse aday olurken CHP'nin pozisyonu ve durduğu hattı kendine göre tartışmaya açma yetkisine sahip değildir"
 
(Ümit Kocasakal'ın adaylığını açıklarken sarf ettiği sözler) CHP'nin üyesi olan herkes aday adayı olabilir. Yüzde 10 imzayı toplaması lazım ama kimse aday olurken CHP'nin pozisyonu ve durduğu hattı kendine göre tartışmaya açma yetkisine sahip değildir. Kurulduğundan beri CHP'nin misyonu, kimliği bellidir. Bugünkü partini yönetim anlayışı o kimlikten zerrece sapmayan bir anlayıştır."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları