loading
close
SON DAKİKALAR

CHP Sözcüsü Tezcan: AK Parti iktidarı döneminde yolsuzluk kurumsallaşmıştır

CHP Sözcüsü Tezcan: AK Parti iktidarı döneminde yolsuzluk kurumsallaşmıştır
Tarih: 21.03.2018 - 15:00
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Tezcan, hakimler ve savcıların görev yerlerinin belirlendiği kura çekiminin sarayda yapılmasına değinerek, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'ün kızı Gonca Hatinoğlu'nun Elazığ'a tayini çıkmasından 24 saat sonra Yargıtay'a atanmasını sert bir dille eleştirdi.

"Türkiye, yargının paspas edildiği, paçavraya çevrildiği bir dönemden geçiyor" diyen Tezcan'ın açıklamaları şöyle:

"Bugün acı bir haberle uyandık. Türk siyasetine uzun yıllar hizmet etmiş bir siyasetçi ve diplomat Sayın Deniz Bölükbaşı’nı kaybettik. Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyoruz.

Bugün Nevruz Bayramı. Öncelikle barış, huzur, kardeşlik duygularının güçleneceği bir gelecek arzusuyla insanlık için kutlu Nevruz Bayramı kutlu olsun diyoruz. Ortak değerlerimizi hasretle andığımız günlerden geçiyoruz. Nevruz da ortak değerlerimizden biri. Baharın gelişinin, Orta Asya’dan Balkanlara yeniden doğuşun müjdelendiği gün, kardeşlik koridoru. Kutuplaşma kültürünün yerleştirilmeye çalışıldığı bugünlerde Nevruz’un birleştirici duygusuna her zamankinden çok ihtiyaç var.

Bugün Anadolu coğrafyasında Nevruz’un temsil ettiği kardeşliği şiirlerine türkülerine yansıtan büyük halk ozanı Aşık Veysel’i yitirişimizin 45. yıl dönümü. Rahmet, sevgi ve özlemle anıyoruz.

Türkiye’de her şey güzelliklerle gitmiyor. Siyasetin görevi güzel bir gelecek yaratmak. Çözülmesi gereken meselelerin başında hukuk devleti, yargı bağımsızlığı geliyor. Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü,  ekonomiyi güçlendirmek için, yatırımların artması, işsizlikle mücadele için hukuk devletinin tesisine ihtiyaç var.

Kişilerin, sendikaların, çiftçinin, kurumların kendisini güvende hissetmeye ihtiyacı var. Bunun yolu da yargı bağımsızlığıdır. Yargının paspas edildiği, paçavraya çevrildiği bir dönemden geçiyor Türkiye. Utanç fotoğrafıdır. Hakim ve savcılarımız kura çektiler. Kura sarayda çekiliyor. Saray rejiminin yargının üzerine bir kez daha sıçrattığı lekedir. Cumhurbaşkanlığını işgal eden zat AK Parti genel başkanı… Türkiye yargı tarihinde üst üste ayıplar yaşanmaktadır. Hakimler ve savcılar bir siyasi partinin genel başkanı önünde, olmayan cübbelerinde ilik düğme arar duruma düşmüş, ayakta alkışlamışlardır.

Saray hakim savcıların iradesini ipotek altına almak istemiştir, bir kısmını da almıştır. Bu kirli düzen hakim savcıların şanslarını ipotek alma düzenidir. Bin 236 hakim savcı atandı. Tespit edebildiğimiz 113’ü AK Parti ile doğrudan temas halinde. Ya il, ilçe başkanları ya kadın kollarında ya gençlik kollarında… Yolu AK Parti’nin içinden geçmiş. 90’ın üzerinde puan alanlar sözlüden geçemezken 70 puan şartını karşılamayanlar savcılık yargıçlık yapmak üzere mesleğe iktisap etti. Bazıları ödüllerini aldılar.

Bizim Adalet Yürüyüşümüze ‘sözde Adalet Yürüyüşü’ diyen sözde Danıştay Başkanının kızı Gonca Hatinoğlu sarayda kurayı çekiyor. Talihine Elazığ hakimliği çıkıyor. Sözde Danıştay Başkanın sarayda kazandığı itibarın karşılığını alıyor, kızı aynı gün Yargıtay Tetkik Hakimliğine atanıyor. Bu ayıp, ayrımcılık değil mi? Elazığ yurt toprağı değil mi? Bunla kalmıyor, Man Adası belgelerini biliyorsunuz. (Erdoğan) ‘Yakınlarım 15 milyon dolarlık şirket sattı’  demişti. 5 liralık sermayesi olan şirket 70 trilyon liralık şirketi satın alıyor. Bekledik açıklayamadı. Sattığı şirketin adı, bilançosu, ne? Man Adası ile ilgili (Erdoğan) genel başkanımıza 3 dava açtı. Bu davalar İstanbul Anadolu Adliyesi 9., 20. ve 24. Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüyordu. Bakacak 3 mahkemenin hakimleri başka yerlere verildi. Yandaş hakimler getirmek için… İstabul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi üyelerini de değiştirdiler. Enis Berberoğlu davasına bakan heyeti karar duruşmasından önce değiştirdiler. Bütün bunları dünya biliyor. AİHM, ‘AYM kararlarına uymak zorundasın’ dedi. Şimdi soruyorum utanmadınız mı? Anayasada yazan hukuku görmezden gelerek, mahkemeleri, yargı düzenini rezil ettiniz. AİHM’nin AYM’nin etkisiz iç hukuk yolu olduğu kararı verebileceği tehlikesi ortaya çıktığından tahliye kararı vermek zorunda kaldınız. Utanmadınız mı?

Bu düzenin bir adı var: Tosuncuk düzeni. Milletin çocukları bu düzenin dışındandır. Devlet, milletin çocuklarını görmez tosuncukları görür. Bakanların, hükmete ve AK Parti’nin kaymak tabakasına yakın olanların çocukları holding, gemi, imtiyazlı atama sahibi olurlar. 70 altında puan alsalar bile hakim savcı olarak atanırlar. Tosuncuklar Elazığ’a tayinleri çıksa bile Ankara’ya atanırlar. 500 bine yakın atama bekleyen öğretmenimiz var. Bunlar milletin çocuğu. 100 binin üzerinde gıda, ziraat mühendisi, veteriner hekimler atama bekliyor. Dirsek çürüttüler. Anaları babaları ceketlerini sattı okusunlar diye. Bu tosuncuk düzenini yıkmak görevimiz.

AK Parti iktidarı döneminde yolsuzluk kurumsallaşmıştır. Hiçbir dönemde bu kadar soygun olmamıştı. Çiftlik Bank çıktı. Açılışlarına siyasetçiler gidiyor, TV’lerde reklamını yapıyorlar. Milletin 511 milyonunu tosuncuk alıp götürüyor. Kombassan bunların dönemindeydi hesap soruldu mu? Deniz Feneri bunların dönemindeydi, hesap soruldu mu? Tam tersine korundular, güç sahibi oldular.

Şeker fabrikalarını, milletin malını peşkeş çekme peşindeler. Sendikalar ciddi mücadele yürütüyor. 20 kişilik milletvekili grubumuz Anadolu’da şeker fabrikalarını geziyor ve milletle şeker fabrikalarını koruma mücadele veriyor. Saadet Partisi’ne, İYİ Parti’ye teşekkür ediyoruz. Milletin varlığını korumak konusunda milli duyarlılık oluşuyor. Milletin tarihini bilmeyenler şeker fabrikalarını satmaya kalkarlar. Bunlar milli ekonomini amiral gemileriydi. Amiral gemilerini bunlar batırmaya çalışıyor. Bunların tarihi öğrendiği yer tren istasyonlarında satılan mecmualar. Tarihi fesli delilerden dinleyenlerin milli ekonominin amiral gemilerini anlamalarını beklemiyoruz.
Milli olmanın yolu bu fabrikalara sahip çıkmaktan geçer, sözle milli olunmaz. Sata sata doymadılar. Sarayın 13 günlük gideri zarar eden şeker fabrikalarının zararlarını karşılamaya yetiyor. 1 dakikada 1 asgari ücret harcıyor saray.

Şimdi de sulama birliklerini köylünün elinden almaya çalışıyorlar. Köylünün kendi yönetimini seçtiği, karar verdiği yerler buralar. Sulamada çiftçinin söz sahibi olduğu yerler. Meclis’te getirdikleri teklif bu. Başka bir şey daha bu özelleştirmeye hazırlık. Bu düzen devam ederse tosuncuklar yarın da çiftçilerin sulamasına el atacak. Türkiye, yapay gündemlerle değil üretenin huzurla geleceği kuracağı esas gündemi kurmak zorunda. Milletin gündemi bu, biz bu gündeme sahip çıkacağız."

Kaynak : Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları