loading
close
SON DAKİKALAR

CHP'li Gürer: Gıda enflasyonu yüzde 94.72’ye çıktı

CHP'li Gürer: Gıda enflasyonu yüzde 94.72’ye çıktı
Tarih: 06.02.2019 - 15:34
Kategori: Ekonomi

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yıllık sebze enflasyonunun yüzde 94.72’ye çıkmasının, AKP iktidarının yanlış tarım politikalarından kaynaklandığını söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyerek, ülkemizde artış gösteren sebze fiyatlarını, artan enflasyonu, tarımda yaşanan sorunları ve alınması gereken önlemleri açıkladı.

Marketten aldığı mevsim sebzelerini de basın toplantısını düzenlediği salona getiren Gürer, içinde soğan, domates, patlıcan, patates olmadan ve yağ, et de kullanılmayarak su ile yemek pişirmesi halinde dahi sadece mevsim sebzeleriyle beslenmek isteyen 4 kişilik bir ailenin yalnız günlük marul, birer, pırasa, karın bahar, havuç, portakal, ıspanak, semizotu, yer elması ile en ucuzundan zeytin almasının aylık giderinin 2 bin 707 lira olduğunu belirtti.

Gürer, asgari ücretin 2 bin 20 lira olduğu ülkemizde, insanların sadece mevsim sebzesi alacak gücünün bile bulunmadığını ifade etti.

SEBZE ENFLASYONU YÜZDE 94.72

Türkiye’de yıllık sebze enflasyonunun yüzde 94.72’ye çıktığını belirten Gürer, AKP’nin 16 yıldır uyguladığı yanlış tarım politikalarının ülkemizi bu günlere getirdiğini ifade etti. Ocak 2018 fiyatı 3.68 olan biberin Ocak 2019’da 12 lirayı gördüğünü, ıspanağın Ocak 2018’de 2.49 kuruş iken Ocak 2019'da 7.95 kuruşa eriştiğini söyleyen Gürer, farklı ürünlerden örneklerle de tüm ürünlerde ciddi fiyat artışlarını sergiledi. Gürer, üretim girdileri yanında elektrik mazot ve ulaşım giderlerindeki artışlarla fiyatların katladığını, Cumhurbaşkanı ve Bakanın yaklaşımları ile de sorunun çözümlenemeyeceğini, Tarımda planlama ve üretimde ucuz girdi sağlanmadan da sıkıntıların azalmayacağını ifade etti.

NAKLİYEYLE ÜRÜN FİYATI İKİ KATINA ÇIKIYOR

Üretim maliyetlerindeki artış ve girdi fiyatlarındaki yükselişin, üreticinin ürün üretmemesi sorununu da doğuracağını da vurgulayan Ömer Fethi Gürer, “Sebze fiyatlarındaki artışta aracılığın varlığı tartışılmaz ama nakliye, mazot, ulaşım giderlerini ile girdi fiyatları değerlendirilip enflasyonun etkisi dikkate alınmadan değerlendirme yapılamaz, Bir ürünün bir kentten başka bir kente nakliyesi ürünün kendi fiyatı kadar üstüne katlanıyor” dedi.

TARIM ALANLARI BETONLAŞTI

Üreticilerin girdi maliyetlerine bakıldığında yeraltından elektrik enerjisi kullanılarak çıkarılan sulama suyunun de önemli bir maliyet olduğuna değinen Ömer Fethi Gürer, son yıllarda 4 milyon hektar tarım arazisinin ülkemizde yok olduğunu, bunun nedeninin ise kent çevrelerindeki ekilebilir alanların, yanlış yapılaşma, yanlış sanayi alanları seçimi sonucu betona bürünmesi ve tarımsal alanlardaki göçün varlığından kaynaklandığını belirtti.

Tarım alanlarının sürekli daralmasına, İstanbul’un Tuzla ilçesinde eskiden var olan bostan alanlarının şimdilerde neredeyse yok olmasını örnek gösteren Gürer, aynı şekilde Niğde ile Bor ilçesindeki tarım alanın da tarım alanı olmaktan çıkarılıp betonlaşmasının da başka bir örnek olabileceğini vurguladı.

"FİYATLARA BÖYLE AYAR ÇEKİLMEZ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fiyatlara ayar çekeceğini beyan ettiği konuşmasına da atıfta bulunan CHP Milletvekili Gürer, “Fiyatlara ayar çekebilmenin yolu, maliyetlerin düşürülmesinden geçer. Girdi fiyatlarında, ilaç, tohum, gübre, elektrik, mazot fiyatlarında düşürülme sağlanamazsa, sebze ve meyve fiyatlarının düşmesi mümkün olmaz. Yanlış tarım politikası, yanlış destekleme programları ülkenin getirildiği durumu özetlemektedir” diye konuştu.

"TÜRK ÇİFTÇİSİNİN SORUNLARI GÖRMEZDEN GELİNİYOR"

Basın toplantısında yabancıların ülkemizde edindiği tarım arazilerine de vurgu yapan CHP Gürer, “Yabancılar sürekli tarım arazileri alıyor. Yerli çiftçi icralık olduğu için arazilerini satmak zorunda kalıyor. Giderek tarımdan uzaklaşan köylerimizde nüfus azalıyor. İktidar 16 yıldır bu sorunlara çözüm bulamıyor. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Et ve Balık Kurumu ve Toprak Malzemeleri Ofisi gibi çiftçinin üreticilerin yanında olan kurumlar, özelleştirme kapsamında içleri boşaltıldı. Tarım arazileri doğru değerlendirilip bilimsel tarım yapılmadı. Sudan’a gidip tarım arazisi kiraladılar ve orada yetiştirecekleri ürünleri Türkiye’de satacaklar. Sudan tarımının sorunlarıyla ilgilenen, Sudan çiftçisinin yanında olan iktidar ne yazık ki Türk çiftçisinin sorunlarını görmezden geliyor” şeklinde konuştu.

PLANLI VE BİLİNÇLİ TARIM

Sorunun çözümü için kalıcı olarak aile tipi tarıma yönelmek, planlı ve bilinçli tarım politikası izlemek, kentten köye dönüş projesini desteklemek gerektiğini anlatan Gürer, bu sorunların çözülmemesi durumunda ülkemizde tarım ve hayvancılığın daha da sorunlu olmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

BAKANIN “MEVSİM MEYVESİ-SEBZESİ TÜKETİN” ÖNERİSİNE TEPKİ

Gürer, marketten alıp basın toplantısına getirdiği mevsim sebzelerini ve etiketlerini de basın mensuplarına gösterdi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin artan enflasyona karşı ülkemizde mevsim sebzelerinin tüketilmesini önerdiğini hatırlatan Gürer, mevsim sebzelerinin fiyatlarının da yüksek olduğunu anlattı.

ETİKET FİYATLARI

Gürer, “Sabah markete giderek, soğan, domates, patlıcan, patates olmadan ve içinde yağ ve et kullanılmadan sadece mevsim sebzeleriyle beslenmek gerektiğinde 4 kişilik bir ailenin aylık sebze giderlerinin hesaplamak için mevsim sebzeleri aldım. Sebzeler ve etiketlerin üzerindeki fiyatlar burada; 1 adet marul 5.95 lira, pırasa 5.95 lira, turp 2.40 lira, sivri biber 11.90 lira, portakal ve mandalina 4 ila 5 lira arasında, karnabahar 4.75 lira, havuç 4.95 lira, yer elması 6.95 lira semizotu, 8.95 lira, en ucuz zeytin 24 lira, Bunların içinde, ekmek, peynir, yağ, doğalgaz gideri yok. Bu aldıklarım için 4 kişilik bir aile aylık 2 bin 707 liraya ihtiyaç duyuyor. Asgari ücret 2 bin 20 lira. Yani bir asgari ücretli, yağ, et kullanmadan su ile pişirse bile sadece sınırlı mevsim sebzeleri bile alacak güce sahip değil. Sayın bakanın mevsim sebzeleri önerisi de asgari ücretli için çözüm sağlayacak bir fikir değil” ifadelerini kullandı.

ÇARŞI PAZAR YANGIN YERİ

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, insanların alım gücünün düştüğünü, çarpı ve pazarın adeta yangın yerine döndüğünü ifade ederek, “Pazarlar boşalmış, marketlerde fiyatlar çok yüksek, üreticinin girdi maliyetleri de yüksek, nakliye giderleri çok yüksek. Ayar çekerek, baskı uygulayarak, mevsimlik sebze yiyin demekle bu işler olmaz. Aile tipi işletmelerin var kılınmalı, bilimsel tarıma geçilmesi, planlı tarımın yapılması,  kooperatifçiliğin geliştirilmesi gerekiyor. Her köyde bir veteriner hekim ve bir ziraat mühendisinin olması lazım. Ülkemizde neredeyse ithal edilmeyen ürün kalmadı. Fasulye, nohut, arpa, buğday ithal. İthal edilen ürünlerin gümrük vergileri sıfırlanıyor. Nohutta benzer bir durum oldu. Üretici 10 liraya tohum alıp 2.80 liraya satamadığı nohudu depoda bekletiyor. Ancak nohut tüketiciye 18 liraya ulaşıyor. Üretim de de planlama da sorun var. Bir bütün olarak değerlendirdiğimizde ülkemizin tarımda ve hayvancılıkta erdiği nokta çok vahim” ifadelerini kullandı.

"ZABITALAR NASIL MÜDAHALE EDECEK?"

Üreticilerin fiyat artırdığı algısı yaratılarak depoları depolara baskın düzenlenmesinin anlamsız olduğuna işaret eden Gürer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Zabıtalar market fiyatlarına müdahale etsin” sözlerini de değerlendirerek, “Çıkarılan kanunla belediye zabıtalarının bu yetkileri elinden alındı. Denetim için etikete bakan zabıta ürün bozuk olduğunda buna müdahale edemiyor ve tarım il müdürlüğü ancak buna müdahale edebiliyor. Belediyenin fiyatı kontrol etme şansı da yok, yalnız etiket okur bu düzenlemeleri yaparken AKP bugünleri göremedi.” dedi.

"İKTİDAR BAŞARISIZ PROJELERLE ALGI YARATMAYA ÇALIŞIYOR"

Ürünlerin nakliyesi konusunda köprü geçiş ücretlerinin, yol ve mazot giderlerinin üreticinin ürettiği ürünün maliyetine eşdeğer duruma geldiğini anlatan Gürer, “Yeniden köylere dönüşün sağlanması gerekiyor. Köylerde artık üretim yapabilecek gençler kalmadı. Çeşitli projeler açıklayarak kamuoyunda bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Genç Çiftçi projesine baktığımızda bundan yararlananların sayısı çok az. Her çiftçiye 300 koyun projesi de keza öyle” dedi.

"ÜRETİM MAMİYETİ DÜŞÜRÜLMELİ"

Fiyat artışlarında sadece aracılık sisteminin var olmasının sorunun bütünü anlamına gelmediğine de dikkat çekti. Gürer, “Bu sistemin varlığı tek başına bir sorun değil. Ortada maliyet artışları var. Devlet elektriği, mazotu, üretim maliyetini, köprü geçiş ücretini düşürdü de üretici ürün fiyatlarını da düşürmedi? Böyle bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Girdi maliyetlerindeki artış, yanlış tarım politikası en önemli etkendir” şeklinde konuştu.

ÇARLİSTON FİYATLARI UÇTU

Bazı ürünlerdeki fiyat artışlarından örnekler de veren Gürer, “Çarliston biber 3.68’den 12 liraya, dolmalık biber 4.73’ten 9.79’a, sivribiber 3.89’dan 10 liraya, domates 2.5 liradan 10 liraya, taze fasulye 7.37’den 11.46’ya çıktı” dedi.

ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Gürer, tüketici ve üreticinin perişan olduğu bir dönemde hedef saptırmakla sorunların çözülemeyeceğine de dikkat çekerek, “Planlama, üretim ve aracılık sistemini en dar alana getirip tüketiciye ulaştırmak gerekir” ifadelerini kullandı.

MARKETLERDE PARA ÜSTÜ SORUNU: TÜKETİCİYE 1 KURUŞ PARA ÜSTÜNÜ NASIL VERECEKSİNİZ?

CHP Milletvekili Gürer, basın toplantısında marketlerin etiket fiyatı düzenlerken uyguladığı kuruşlu sisteme de eleştiri getirdi. Ürünlerin çoğunun fiyatının örneğin, 4.99 veya 11. 95 gibi etiketlerinin olduğunu söyleyen Gürer, “Kredi kartı ile yapılan alışverişlerle belki bir sorun olmaz ama nakit alışverişlerde bir tüketici 4.99’a aldığı ürün için 5 lira verirse üzerine alacağı 1 kuruşu nasıl alacak. Çünkü böyle bir para birimi yok. Denetim yapılarak olmayan para birimin etiketlere yansıtılmasının engellenmesi gerekiyor” dedi.

AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ SORUNU

Gürer, düzenledi basın toplantısında ayrıca önceki yıllarda Akdeniz Bölgesinde, geçtiğimiz yılda Niğde ve İç Anadolu bölgesindeki illerde etkili olan “Akdeniz Meyve Sineği” hastalığıyla ilgili de bakanlığın şimdiden tedbir alması gerektiğini anlattı.

Ürünlerde yüzde 90’lara varan kayıplara neden olan hastalıkla mücadele konusunda tuzaklama ve ilaçlama sisteminin uygulandığını belirten Gürer, “Bu sistem toplu bağ ve bahçelerin olduğu yerlerde kısmen sonuç veriyor ama Niğde’de gibi bir üreticinin farklı alanlarda ürünlerinin bulunduğu bölgelerde sonuç getirmiyor. Tahribat nedeniyle ürünler yenmez duruma geldi” dedi.

Niğde’den getirdiği ve Akdeniz meyve sineği hastalığının tahrip ettiği elmayı da basın mensuplarına gösteren Gürer, “Bu yıl yeterince önlem alınmaz ise elmada da sıkıntı olur. İlkbaharda bununla ilgili mücadele başlanılmalı” diye konuştu.

Kaynak : Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları