loading
close
SON DAKİKALAR

Çiğdem Toker: Adalet bekleyerek gelir mi?

Çiğdem Toker: Adalet bekleyerek gelir mi?
Tarih: 31.12.2017 - 00:00
Kategori:

Çiğdem Toker: Türkiye’nin milyarlarca dolarlık alım garantisi verdiği Akkuyu Nükleer Güç Santralı ile ilgili gelişmeler de sessiz sedasız sürüyor.

Hepsini listelemek imkânsız.
Kaldı ki, hiçbir adaletsizlik, diğerinden daha az önemli, daha az anmaya değer değil.
Yine de deneyeyim desem yer yetmez, içiniz kararır.
Ülkemizin üzerinde, yaraları oluk oluk kanayan katliamlardan; çocuklara, kadınlara, bilim insanlarına, gazetecilere, milletvekillerine yaşatılan ağır hak ihlallerinden oluşan ağır bir hava mevcut.
Gazetecilik ülke tarihinin en karanlık dönemini yaşarken ve bunu her gün hissederken, bazı “gazeteciler” tercihini çoktan yaptı.
Ülkenin üzerine çöken ağır havayı solumuyormuş gibi yapıyor onlar.
Cezaevlerinde işkence, tarikat yurtlarında çocuklara cinsel istismar uygulanan, bir anda bütün kazanımları ellerinden alınan eğitimcilerle, kamu görevlileriyle aynı ülkede yaşamıyormuş gibi.
Çeşit çeşit davranarak/ davranmayarak yapıyorlar bunu.
Haber saklamak, sırtını dönmek, bütün bu icraatta imzası olanlara soru sormamak, zoraki gülüşlerle top çevirmek, çok daha ötesine geçip periyodik kötülükler tasarlamak. Yaşanan bu ağır tabloda; haksızlık ve adaletsizlikler karşısında konforunu kaybetmemek için kıpırtısız kalanların, susanların ve top çevirenlerin payı büyük.

***

İnanın yılın bu son yazısında, “iyi yıllar, mutlu yıllar” filan demek çok kolay.
Hepsini sizin için diliyorum. Niye dilemeyeyim.
Ama içinde adalet olmayan bir iyilik, iyilik değil.
Bebeklerin cezaevine girdiği, çocuk istismarının arttığı, işkencenin meşru görüldüğü, dinsel gericiliğin her yerde kol gezdiği bir ülkede hissedilen huzur gerçek bir huzur olamaz.
O nedenle bir soruyla bitireyim.
(Bu soruyu üzerine alınması gereken kalabalık bir kitle var.
Hepsinin kendisini bildiğini de biliyorum.)
Adalet bekleyerek gelir mi?

Bir esrarengiz değişiklik daha
Devletin yaptırdığı altyapı projeleri ile satın aldığı hizmet ihalelerine dair mevzuatta sessiz sedasız köklü değişiklikler oluyor.
Art arda iki yönetmelikte değişen maddeler, bu alanda kamuda sıkışıklıklar yaşandığının işareti.
İlk kritik değişiklik, geçen hafta ve Borç Üstlenim Yönetmeliği’yle ilgiliydi. Yazdık. Hazine garantili Kamu Özel İşbirliği projesinde, “fesih olursa şirketin ve kreditörün de bu bildirimi yapabileceği, eğer Kamu İdaresi zamanında yapmazsa, kredi veren bankanın yaptığı fesih bildiriminin kamu idaresi yapmış gibi sonuç doğuracağı” düzenlenmişti.
O değişiklik için “Adeta bir KÖİ projesinde gerçekleşmiş ya da gerçekleşmek üzere olan bir fesih var da hatta bu feshi yurtdışından kredi veren bir banka yapmış da ona uygun bir madde yazılmak zorunda kalınmış gibi izlenim bırakıyor” dedik.
Yıl biterken bir kallavi değişiklik de Hizmet Alımı İhaleleri Yönetmeliği’nde yapıldı. 2009 tarihli yönetmeliğin “tahkim” maddesi upuzun değiştirilmiş. Mesela, uyuşmazlığın esasına ilişkin hukuk kurallarında (... ...) biçiminde boşluk bırakılmış ve “uygulanması istenilen ülke hukuku belirtilecektir” denilmiş.
Keza tahkim dili de Türkçe dışında başka bir dil olabilecek.
Bir ilginç not da bu değişikliğin 20 gün sonra yürürlüğe gireceğine dair.
AKP’nin yabancı ülke şirketlerinden satın aldığı hangi büyük hizmette uyuşmazlık çıktı acaba?

Kaş: Otobana ihtiyacımız yok

Likya orkidelerinin koruma alanı orada. Yedi arkeolojik, iki doğal sit alanı, meşhur Kaputaş Plajı, uluslararası üne sahip Likya yürüyüş yolu da...
Her santimiyle bir doğa ve tarih harikası olan Kaş- Kalkan arasına duble yol planlanıyor. 28.7 km’lik ikişer şeritli, 4 viyadüklü.
Neden ihtiyaç duyulduğunu da şöyle açıklıyor devlet:
- Mevcut Kaş-Kalkan yolu düşük standartlı,
- Güvensiz ve yoğun trafik,
- Yorucu sürüş,
- Sürenin kısaltılması gerekiyor.
Kaşlılar da bu gerekçelerin gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmadığını söylüyor. Masa başında, kendilerine sorulmadan planlanan yola dair gerçek durumu, somut verilerle şöyle anlatıyor:
- Mevcut Kaş-Kalkan yolu da 29 km.
- Yeni yolun sağlayacağı süre farkı ise sadece 5-8 dakika!
- Virajlı olduğundan hız yapılamaz. Dikkatli ve yavaş seyir.
- Kaza oranı son derece düşük.
- Dünyanın en güzel manzaralı kıyı yollarından biri. Bu nedenlerle hem güvenli hem keyifli.
Bu yolun yapılması halinde olacakları okumak bile kötü geliyor:
“Her biri 25-30 dönüm olan 3 büyük alana hafriyat, moloz yığılacak. 1.5 milyon metrekare arazi, toprak doğrudan talan olacak. 30 km boyunca sadece 3 altgeçit olacak. Çiftçiler, hayvanlarını geçirip tarlalarına ulaşmak için çok zorlanacak. Mevcut kıyı yolu ve köy yollarımız var iken, tüm coğrafya gereği olmayan bir otoban uğruna ağır bir tahribata uğrayacak.Tarım arazileri, otlaklıklar, ormanlar, makilikler, zeytinlikler, bademlikler gibi bölgenin bereketini sağlayan eşsiz doku yok olacak.”
Özetle, bu yol istenmiyor.

Akkuyu’da denetim operasyonu tamam
Türkiye’nin milyarlarca dolarlık alım garantisi verdiği Akkuyu Nükleer Güç Santralı ile ilgili gelişmeler de sessiz sedasız sürüyor.
Mesela Akkuyu Nükleer A.Ş.’de beklenen denetim operasyon tamam.
“Beklenen” derken, 12 Aralık’ta burada duyurduğumuz olağanüstü genel kuruldan söz ediyorum.
Rusya, 20 milyar dolarlık bu proje için kurulan Ankara merkezli şirkette denetim yetkisini güçlendirmek istiyordu. Hedefe ulaştı.
25 Aralık’taki genel kurul sonucu, Ticaret Sicil’de yayımlandı. Düne kadar şirket CEO’su Yuriy Fedorovich Galanchuk, denetim kurulu üyesi olamıyordu. Artık olacak.
Yapılan değişiklikle “CEO hariç” ibaresi kalktı. Artık CEO, şirketin bütün belgelerine sınırsız erişim hakkına sahip.
Bu neden önemli biliyor musunuz?
Akkuyu A.Ş.’nin yüzde 49 payı hâlâ kesin sözleşmeleri açıklanmayan, belirsizliği devam eden bazı Türk şirketlerce satın alınacak da ondan.

Diyanet 1603 TL için ne diyor?
Diyanet İşleri Başkanlığı piyangonun haram olduğunu bildirdi malum. Hatırlatalım biri genel, diğeri özel bütçeli olsa da sonuçta her ikisi de devlet kurumu. Söz konusu piyango olduğunda sözünü, keskin yorumunu esirgemeyen Diyanet, acaba asgari ücret konusunda ne düşünür? Şahsen 1603 TL olarak belirlenen 2018 asgari ücretiyle ilgili olarak, Diyanet’in hakkaniyet ve nasafet bakımından görüşü nedir epeyi merak ediyorum.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları