loading
close
SON DAKİKALAR

Çipras dostluğu!

Çipras dostluğu!
Tarih: 17.05.2015 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık; Çipras hükümetinin Dışişleri Bakanı Nikos Kocias verdiği röportajda, bir barış meleği gibi takdim ediliyor. Aslında hiç de dostane sözler sarf etmiyor

Antalya’da NATO zirvesine katılan Çipras hükümetinin Dışişleri Bakanı Nikos Kocias Hürriyet gazetesine röportaj vermiş. Bir barış meleği gibi takdim edilen Kocias aslında hiç de dostane sözler sarf etmiyor:
- Türkiye’nin Ege’de it dalaşına neden olan uçuşları illegaldir.
- Yunan Savunma Bakanı’nın Kardak’a çiçek bırakması saygı amaçlıdır.
- Kardak Yunanistan’a aittir.
- Kıbrıslı Rumlar Türk askerinin adadaki işgaline son vermesini istiyor. Sabahları dağda Türk bayrağını görerek ve ‘Ertesi gün Türkler mahallemize gelir mi’ korkusuyla uyanmak istemiyorlar.
Yunan Bakan bunları Türk yetkililerin yüzüne de söylediğini bildiriyor.
Ancak bizim tarafta bir rahatsızlık gözlenmiyor...
Stratejist Cahit Dilek diyor ki:
- Yunan Bakan Ege’de uçmayın, bunlar illegaldir diyerek Ege Denizi’nin ve üstündeki hava sahasının Yunalılara ait olduğunu vurguluyor. Daha önceleri hava sahası ihlali falan diyorlardı. İllegal diyerek sanki ellerinde yasal bir anlaşma varmış izlenimi yaratarak tüm Ege’de hak sahibiyiz diyor. Halen Yunan işgali altındaki 16 adaya yönelik AKP hükümetinden hiç tepki gelmemesinden cesaret alarak 1996 krizinde pılını pırtısını toplayıp kaçtığı Kardak’ı sahiplenip burası Yunan toprağıdır diyebiliyor...
Yunan Dışişleri Bakanı ile ilgili haber ve röportajları okuduk.. Kendisine hiç kimse Ege’de işgal ettikleri adaları sormuyor. Yunan Bakan belli ki Türkiye’nin edilgen ve tavizci siyasetinden cesaret almış... Doludizgin koşuyor...



Pierre Loti’den...

Onur Öymen geçen yıl Paris’te sahafları dolaşırken çok ilginç bir kitaba tesadüf ediyor; “Les Massacres d’Armenie” yani “Ermenistan’daki katliamlar”... Yazarı ünlü bir isim; Pierre Loti... 1918 yılında yazılmış olan kitapta Türklerle Ermeniler arasındaki çatışmalar, Ermenilerin saldırıları ve yaşanan acılar dile getiriliyor. İstanbul’a ilk kez bir deniz subayı olarak gelen Pierre Loti’nin (1850 - 1923) yazdığı 50 dolayında kitabın 15’i Türkiye ile ilgili. Yukarıda sözü edilen kitabın en ilginç yanı Fransızca baskısında iki sayfasının boş bırakılmış olması ve üzerinde “Sansür edilmiştir” ibaresinin bulunması. Tabii Ermenilerin baskısıyla sansür edilmiş...
? ? ?
Pierre Loti 23 Ocak 1921 tarihinde zamanın Fransa Dışişleri Bakanı Aristide Briand’a bu kitabıyla ilgili yazdığı mektupta diyor ki:
“Ermenistan’daki katliamları kitabımda tanıkların ve kanıtların desteğinin gücüyle sanıyorum ki, söylenebilecek hemen her şeyi söyledim; öldürmelerin karşılıklı olduğunu... Ermenilerin sahip oldukları Hıristiyan sıfatını kullanarak Batı’nın bağnazlığını Türkiye’ye karşı kışkırtmak için yaptıkları şikâyetlerdeki çılgınca abartmaları anlattım”...
Türkçesi yanına Fransızcası da konulan kitabı, Kaynak yayınları “Ermenistan’daki Katliamlar ve Türkler” başlığıyla kısa süre önce yayımladı. Okumanızı öneririz...

ÇİNLİ

2014 Aralık ayı Belleten’inde Ebru Boyar’ın “Türk - İngiliz ilişkilerinde prestij faktörü” adlı makalesini okuyoruz. Orada bir alıntı gözümüze çarpıyor. Çinli yazar Tsen King’den bir alıntı:
“Bazıları Kemal’in bir diktatör olduğunu söylerler. Belki bazen bir diktatör gibi hareket ediyordu. Bunu inkâra hacet yoktur fakat bu, faşist diktatörlüğü ile hiç alakası olmayan bir diktatörlüktü. Faşist diktatörler hayati harici işlerde tecavüzkâr, dahili işlerde müstebittirler. Kemal’in siyasi harekâtı ise tamamen başka idi. Onun diktatörlüğü sadece Türk halkının iyiliği ve cumhuriyetin müstakbel emniyeti meselesine inhisar ediyordu.”
Özetle... Her diktatör aynı değildir.

“Güneş doğarken de batarken de gökyüzü aynı renge boyanır. Zamanı bilemezsen aradaki farkı yani gündüz mü başlıyor gece mi başlıyor anlayamazsın...”
Peter Ustinov

ALKOL

Diyanet İşleri Başkanlığı, gazlı içeceklerin alkollü içecekler sayılamayacağına karar verdi.
Açıklamada şu satırlar dikkati çekiyor:
“ Meyvelerde doğal olarak yüzde 0.01 - 0.05 oranında alkol bulunabildiği gibi, aromatik bileşenlerin kullanılması durumunda ürün içinde etil alkol, keton gibi maddeler oluşabilmektedir. Hatta ekmek de dahil birçok fermante üründe üretim sonucunda az miktarda alkol ortaya çıkabilmektedir. Bileşiminde yüzde 0.5 gr/litre ve daha az oranda alkol bulunan gıda maddelerinin tüketimi, alkol alımı amaçlı değildir. Bu ürünlerin tüketilmesi, alkol tüketimi anlamına gelmemektedir.”
Diyanetin açıklaması bilimseldir. Hiç kimse artık “Hayatımda ağzıma alkol koymadım” demesin!

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları