15 Temmuz akşamı ordu içinde hareketlenen grupların, demokrasi için harekete geçmediğinin altını çizen Demirtaş, "Parlamentoyu bombalamalarından ve sivilleri katletmelerinden belliydi. Ama Türkiye'de o akşam zaten demokrasi yoktu. 'Demokrasiye karşı darbe yapıldı' deniliyor. Hayır, darbe demokrasi mücadelesine karşı yapıldı. Türkiye'de demokrasi zaten yoktu. Darbe tehlikesi geçtiğinde de otomatikman demokrasiye geçmedik" diye belirtti.
Darbe girişimi sonrasında AKP'nin devreye koyduğu tasfiye operasyonlarına da değinen Demirtaş, şöyle devam etti:,
"Paralel sızdı diyorlar. Nasıl sızdı? HDP'ye neden sızamadılar peki? Çünkü bunun adı sızma değil, süzmedir. Bunlar sızmadı, siz süzerek oralara getirdiniz. Hepsini süze, süze kendi elleriyle devlete yerleştirdiler. Bunlar olmamış gibi davranıyorlar. Aklımızla, hafızamızla alay ediyorlar. Özür dilemek, özeleştiri erdemdir erdem. Korkmayın, kandırıldık demeyin. Siz beraber Türkiye'yi kandırdınız. Çıkın özür dileyin. Sadece Ankara'da Büyükşehir Belediyesi'nin cemaate sunduğu imkânların haddi hesabı yok. Bütün şehirlerde komiteler vardı, ablalar abiler, valiler de vardı bu komitelerde. Şehrin gündemini bunlar belirliyordu. Kimler işe alınacak, kimler atılacak, kimler ihale alacak bunlar belirliyordu. Vali olmak mı istiyorsunuz? Uçurduğunuz şeyhten bir selam geldi mi yeterli."
'GENELKURMAY BAŞKANI İSTİFA ETMELİDİR'Demirtaş, darbe girişimin ardından yaşanılanlar ve yapılan açıklamalardaki çelişkilere de dikkat çekti. “Demirtaş, "Tek bir şeyden eminiz, darbenin ardındaki siyasi çizgi biz değiliz. Gerisi belli değil. Genelkurmay'ın açıklamalarını dinliyorsunuz, Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları ile çelişiyor. MİT'in açıklamalarına bakıyorsunuz, hepsi çelişiyor. Bir kere Genelkurmay Başkanı neden hala görevde. Darbe olmuş engellememişsin, neyin kahramanlığını yapıyorsun. Ben olsam istifa ederim. Kuvvet komutanlarına düşen istifa etmektir. Cumhurbaşkanı; 'eniştemden duydum' diyor. Şaka gibi ama hakikat bu. Enişteyi MİT müsteşarı yapalım. Hayır, darbe girişimi olduğu kesin, bu senaryo değil, ama açıklamalar hepsi şaibeli bunların hepsinin ortaya çıkarılması lazım. İyi soruşturulursa AKP içinden de şu ya da bu şekilde darbeden olmuş siyasi kişiler çıkacaktır" şeklinde konuştu.
Son iki gündür HDP-Cemaat ilişkisi üzerine farklı bir takım iddialarla yazılar yazan kimi AKP yandaşı gazetecilere de yüklenen Demirtaş, "Siz neyi gizlemeye çalışıyorsunuz. Bunu yazıp çizenler bu darbenin altından siz çıkarsanız hiç şaşırmam. Darbe girişimi başarıya gitseydi, bugün hükümetin etrafında olan yalakalar, darbeyi desteklemek için bayraklarını alıp sokağa çıkacaklardı" dedi.
‘OHAL YETKİLERİN PARLAMENTODAN ALINIP TEK BİR KİŞİYE VERİLMESİDİR’Demirtaş, darbe girişimi sonrasından OHAL ilan edilmesi ve ortaya çıkan işkence görüntülerine dair de "OHAL yetkilerin parlamentodan alınıp tek bir kişiye verilmesidir. Zaten bunun heveslisi çok vardı ülkede. Sadece darbeciler değil, binlerce insan gözaltına alınıyor. Bugün işkenceye karşı çıkmayalım, onlar darbe suçlusudur dersek ilkelerimizi yitiririz. İşkence insanlık suçudur. Kime yapılırsa yapılsın. Adalet Bakanı'nın iddiaları ciddiye alması lazım, kendisi biliyor ne olduğunu. Yine idam tartışmaları, milleti kandırmanın bir âlemi yok. Şimdi çıkarırsanız, hiçbir darbeciyi idam edemezsiniz. Yasalar geriye doğru işlemez. İdam gelirse darbecilere uygulanmaz, yarın kime uygulanacağı belli olmaz" değerlendirmesinde bulundu.
PKK VE HÜKÜMETE ÇAĞRI "Kürt sorunu halen bir yaradır. Bu yara durdukça kaşıyanlar olur. Bu yaranın kapatılması ve çözüm sürecine dönülmesi lazımdır" diyen Demirtaş, Türkiye'de yeni bir durumun ortaya çıktığına dikkat çekerek, hükümet ve PKK'ye mevcut durumu değerlendirmeleri çağrısı yaptı.
Demirtaş, konuşmasında darbe girişimi sonrasında ortaya koydukları 9 maddelik çözüm önerilerini bir kez daha yineledi. Bu kapsamda çözüm sürecine yeniden dönülmesi ve İmralı'daki tecridin derhal kaldırılması gerektiğini söyleyen Demirtaş, siyasi parti liderleriyle Meclis çatısı altında bir zirve çağrı yaptı.
DİHA