loading
close
SON DAKİKALAR

Dersim’i kaşırken!

Dersim’i kaşırken!
Tarih: 27.11.2014 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık; CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün dün Meclis’te 'Dersim halkı ne istiyor?' başlıklı bir basın toplantısı düzenledi.

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün dün Meclis’te “Dersim halkı ne istiyor?” başlıklı bir basın toplantısı düzenledi. Aygün, “katliam” olarak nitelendirdiği bu olaydan dolayı devletin özür dilemesini, ayrıca Seyid Rıza’nın mezarının bulunarak cesedinin sahiplerine teslimini istedi. Toplantının sonunda arkadaşımız Fahrettin Fidan’ın Aygün’e sorduğu sorular ve aldığı cevaplar şöyleydi:

- Olayda sadece ölen isyancı sivillerden ve onların ölümlerine duyduğunuz acıdan söz ettiniz ama isyancıların katlettiği 33 askerimizden hiç söz etmediniz. İkinci sorum da şu; Cumhuriyet yönetimi Dersim’e, hiçbir isyan, hiçbir kalkışma yok iken, sırf ora insanına eziyet, zulüm olsun diye mi operasyon düzenledi?
- Bu konuları burada tartışamayız. Biz burada mezar yerlerini konuşuyoruz. 33 askerin öldürüldüğü yalandır. Tarihçi kılığındaki bazı insanlar söyleye söyleye gerçek haline getirdiler. 3 Mayıs 1937 itibarıyle ölen toplam asker sayısı sadece 2’dir.
- Diyelim ki öyle, peki bu askerler niye ve nasıl öldü?
- Çatışmada öldü.
- O zaman askerle çatışan bir karşı tarafın olması lazım, kimdi o taraf?
- Beyefendi, biz buraya bunları tartışmaya gelmedik.
Hüseyin Aygün, başka soruları yanıtlarken Dersim isyanında ölen toplam asker sayısının 200 olduğunu söyleyiverdi... Rakamlar iyice karıştı...

Alevilik ve İslam

Türkiye’de Alevilerin konumu ve Alevilik elbet merak konusu. Tartışmalar arasında yazar Hüseyin Demirtaş, Aleviliği şöyle anlatıyor:
- Alevilik asla İslam’ın farklı bir yorumu ve özü değildir. Alevilik, İslam’dan etkilenmekle beraber özgün (kendine has) ve bağımsız bir inançtır. Çünkü bir inanç ibadet yerini ayırdıysa, (cami yerine cemevi) İslam’ın içinde yer alamaz. Aleviler bir kez İslam olmanın en önemli şartı olan ehli-i kıble değildir. Ehli-i kıble olmak ne demektir? İbadet ederken yönünü kıbleye yani Mekke kentindeki Kâbe’ye doğru dönmektir. Bugün Müslüman’ım diyen herkes yönünü kıbleye dönüyor ve öyle ibadet ediyor. Aleviler ne yapıyor? “Benim Kâbe’m insandır”, “Ne ararsan kendinde ara/Mekke’de, Kudüs’te, hacda değildir” anlayışıyla hareket ederek, cemlerinde yüz yüze ibadet ediyor. Camiye gitmiyor. Ramazan’da değil Muharrem’de yas orucu tutuyor. Hacca gitmiyor. Kısaca Kelime-i Şahadet hariç İslam’ın hiçbir şartını yerine getirmiyor.
...Demek istediğim Aleviliğin İslam’dan tamamen ayrı bir teolojisinin; Tanrı, evren ve insan kavrayışının olduğudur. Buna karşılık Alevilik tamamen İslam’ın dışında da değildir. İslam’la benzerlikleri ve ortak noktaları vardır. Lakin bu ortaklıklar özde değil şekildedir/yüzeydedir...”

BELGE

Ekonomi eski bakanı Zafer Çağlayan’dan, Gümrük Bakanlığı, gümrük vergisi ve ceza olarak 250 bin lira tahsil etti. Böylece saatin kaçak olduğu tescillendi. Oysa hazret, Meclis kürsüsünde saati kendisinin satın aldığını “işte faturası” diye bağıra çağıra elindeki bir kâğıdı sallayarak anlatmıştı. Demek yalanmış.
Olayın bir başka boyutunu Sözcü gazetesi yazdı.
Gazete mevcut kanunları anımsatıyor... Ceza Kanunu Madde 207:
“Bir sahte özel belgeyi, sahteliğini bilerek kullanan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapisle cezalandırılır...”
Yani o “sallama” eylemi de epey ağır cezaya tabi... Tabii savcılar hareketlenirse...

Erdoğan “Biz ülkeyi nasıl uçuracağız, onu düşünüyoruz” diyor. Ustalık budur işte!
Acemi biri olsa “Ülke uçurumun eşiğinde,aşağı uçmasını nasıl önleyeceğiz” diye düşünürdü...
***
Erdoğan “Esnaf gerektiğinde askerdir, alperendir, polistir, hâkimdir” diyor.
Hitap ettiği esnaf, hemen her gün zabıtadan dayak yiyen esnaf...
Akif Kökçe

TARİHÇİ

Moda’daki Tarihçi Kitabevi cumartesi söyleşilerine devam ediyor... Bu hafta cumartesi günü saat 15:00’teki söyleşinin konuşmacısı Prof. Taner Timur... Konu; “Amerika’nın Keşfi ya da Tarihi Nasıl Okumalıyız?”
Mülkiye’den hocamız Taner Timur’un son günlerde bir de yeni kitabı çıktı piyasaya: “AKP’nin önlenebilir Karşı Devrimi...”
Kitapta Necip Fazıl’a, İktidar -Cemaat kavgasına, Kobani konusuna da yer ayırmış Taner Timur. Kitabın önsözünde şu ifade gözümüze çarpıyor:
“Karşı devrim sürecindeki demokrasi ve özgürlük kavgasının laiklik kavgasından bağımsız yürütülemeyeceği inancındayım.”

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları