loading
close
SON DAKİKALAR

Devlet adamı...

Devlet adamı...
Tarih: 22.05.2016 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık; İsviçreli mimar Egli anılarında (Genç Türkiye İnşa Edilirken - İş Bankası Yayınları) o günlerin Ankara’sını ve Mustafa Kemal’le ilgili izlenimlerini de anlatır.

Ankara’da 1930’larda Marmara Köşkü ve önemli okulların mimarlığını yapan Ernst Egli’den dün söz etmiştik. İsviçreli mimar Egli anılarında (Genç Türkiye İnşa Edilirken - İş Bankası Yayınları) o günlerin Ankara’sını ve Mustafa Kemal’le ilgili izlenimlerini de anlatır.

Bunlardan ilginç biri şöyle...
Ernst Egli, bir gün Ankara Palas’ın alt katında akşam yemeğine davetlidir. Bir ara Atatürk bir grup eşliğinde aynı mekâna gelir, karşılarındaki masaya oturur. Ve sohbet sırasında bir soru ortaya atar:
- Gelecek kuşaklar benimle ilgili nasıl bir değerlendirme yapacaklar?
Sözü alan ilk kişi dalkavukça içi boş övgüler düzünce Atatürk’ün isteğiyle masadan uzaklaştırılır.
Gerisini Egli’nin kitabından aktaralım:
“Atatürk orada bulunanlara kısa bir konuşma yaptı. Sözlerinden şu ilke ortaya çıkıyordu. Bir devlet adamının büyüklüğü halkının yaşantısına kattığı sevinçlerle, mutluluklarla ölçülür; hangi mutluluklar ne ölçüde sağlanmıştır? Bu bazı büyük Çin hükümdarlarının ve bazı Çin filozoflarının da savundukları bir görüştü.”
* * *
Falih Rıfkı Atay “Atatürk Ne İdi?” adlı kitabında, Ata’nın Romanya Dışişleri Bakanı’na hitaben söylediği şu sözleri aktarır:
“... Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Hayatta tam zevk ve saadet ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, saadeti için çalışmakla bulunabilir.”

Nobel Anıtkabir’de

Prof. Aziz Sancar daha önce söz verdiği gibi... 19 Mayıs’ta Türkiye’ye geldi, Nobel ödülünü Anıtkabir’e armağan etti, sebebini izah etti:
‘Anıtkabir bu Cumhuriyet’in madalyasıdır.”
Bu sözlerin dile getirildiği salonlar alkıştan inledi.
Eski Bakan Rifat Serdaroğlu, Aziz Sancar için “Büyük Atatürk’ün Cumhuriyet felsefesinin ete kemiğe bürünmüş halidir” diyor ve alınan bu ödülün anlattığı gerçekleri şöyle özetliyor:
- Atatürk Cumhuriyet’inde, kimseye etnik kökeninden, inancından dolayı ayrım yapılmamıştır. Herkese fırsat eşitliği tanınmıştır.
- Kürtçü bölücülerin ve şeriatçıların propagandaları külliyen yalandır. Cumhuriyet, ayrımcılığa karşı çıktığı gibi, Laiklik ilkesiyle de herkesin inancına saygılı olmuştur.
- Cumhuriyet; fikri özgür, inancı özgür, barışçı insanlar yetiştirmiştir.
- Cumhuriyet dönemi eğitim sistemi çağdaştır ve konularında dünyadaki muhataplarıyla yarışacak kalitede gençler yetiştirmiştir.
Ne demiştir Atatürk: Cumhuriyet fazilettir...

OTEL

Firari işadamı Akın İpek’in Marmaris’teki 7 yıldızlı Angel’s Peninsula Oteli’ne kayyum atanmıştı. Akın İpek, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e bir Tweet mesajı göndermiş diyor ki:
“Rızam olmamasına rağmen kayyumlar kendilerine teslim edilen otelimde eşleri dostları ahbapları çoluk çocuk kalıyor, yiyip içip eğleniyorlar.
Giren çıkan belli değil. Güvenlik kameraları silinmiş. Bir ailenin otelinde, rızası dışında ağırlanan bu misafirlere, keyifli eğlencelere Diyanet İşleri personelinin de aileleri ile katılmaları caiz midir?”
Kayyumlar aldıkları emanetin keyfini çıkarırken Diyanet personeline de ikramda bulunmuşlar... Vur patlasın çal oynasın gidiyorlar demek.
Ne memleket?

ANAP döneminin modası “yükselen değerlerdi”,
AKP döneminin modası “düşen profiller”…
Akif Kökçe

ÖZVERİ

Dokunma oylamasında 20 dolayında CHP’li neden evet oyu verdi?
Hürriyet’te Deniz Zeyrek şöyle yorumlamış:
“Bunda Kılıçdaroğlu’nun olası bir referandumun yaratacağı tablodan çekinmesi ve 20 CHP’liden ‘evet’ oyu istemesi etkili oldu. Kılıçdaroğlu’nun CHP’lileri ‘Hapis cezası alabilir, siyasi hayatımı bitirebilirim. Ancak referandum tehlikesinin neden olacağı karanlık tabloyu engellemek için değer’ sözleriyle ikna ettiği öğrenildi.”
Kemal Bey’e sormalı: Oluşacak tablodan iktidar endişelenmiyorsa siz neden endişeleniyorsunuz?
Bu arada.. Her konuda taraf olan Cumhurbaşkanı Rize gezisine Yargıtay ve Danıştay başkanlarını da götürmüş. Orada yargıya mesaj veriyor: Alın yargılayın, bedeli neyse ödesinler.
Ne memleket?

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları