loading
close
SON DAKİKALAR

Dün dilinizden düşürmediğiniz 'Fuhuş' kelimesi bugün ayıplı mı oldu?

Dün dilinizden düşürmediğiniz 'Fuhuş' kelimesi bugün ayıplı mı oldu?
Tarih: 02.03.2016 - 00:00
Kategori:

Ahmet Tatar; Şimdi bundan vazgeçtiler. Sanki casusluk, fuhuştan daha az ayıpmış yada daha makul bir suçlamaymış gibi. Amaç hasıl olmuştur. Kelimeler görevlerini tamamlamıştır belki.

İzmir ve İstanbul casusluk davaları sona erdi.

Davaların adı sadece casusluk değildi. Ama diğer kelimeleri artık kimse kullanmıyor. Gazeteler televizyonlar hep casusluk deyip geçiyor.

Fuhuş kelimesi artık ayıp kaçıyor herhalde. Oysa yakın zamana kadar davaları “askeri casusluk fuhuş ve şantaj” olarak uzun uzun haber yapıyorlardı.

Şimdi bundan vazgeçtiler. Sanki casusluk, fuhuştan daha az ayıpmış yada daha makul bir suçlamaymış gibi. Amaç hasıl olmuştur. Kelimeler görevlerini tamamlamıştır belki.

Öte yandan asıl bu adlarla insanları suçlayanlar, bu suçlamaları uzun uzun iddianamelere yazıp mahkeme salonlarında okuyanlar, pehlivan tefrikaları gibi gazetelerinde yayınlayanlardan hiç ses çıkmıyor.

Azıcık olsun utanç belirtisi göstermiyorlar.

Hiç olmazsa aralarından bir kaçının “Ölçüyü kaçırdık ayıp ettik” dediklerini duymadık.

Yine iktidar sahiplerinden bir kaçının “Bu konuda bizi aldatmalarına izin vermemeliydik” dediklerini de duymadık.

Fakat Genelkurmay ses verdi.

Yapılan açıklamada;

“Sahte delillerin kullanıldığı” tespiti ile dava için “derinden” üzüldüklerini belirtiliyor.

“Hukukun üstünlüğüne saygının gereği ve adil yargılanma ilkesi çerçevesinde, söz konusu yargılamaların hakkaniyete uygun neticeleneceğine olan inanç” ları nedeniyle şimdiye kadar ki, sessizliklerini açıklayıp haklı çıktıklarını söylüyorlar.

Kim bilir belki bu açıklamaların dava mağduru yüzlerce subay astsubayı tatmin edeceğini düşünüyorlar.

Muhakkak bu konuda hepsinin söyleyeceği birer çift lafları vardır.

Bizim de var.

Bu suçlamalar yapılırken çıkıp “Bizim aramızda casus olmaz. Olsa da, bu kadar olmaz. Bu kadar ahlak düşkünü bizim aramızda barınamaz. Bizim aramızdan vatanını satan çıkmaz. Çıkarsa da onu önce biz bulur çıkarırız demek hiç aklınızdan geçmedi mi?

Bu suçlamaların karalama kampanyasının asıl hedefinin TSK olduğunu düşünmediniz, (afedersiniz sizin deyiminizle) “değerlendiremediniz” mi?

Bu orduya komuta edenler, kavgada söylense cinayet sebebi sayılacak bu suçlamaların, bütün hukuk ve ahlak sınırlarını aştığını göremediler mi?

Ya ordunun Başkomutanı? diye de soran olabilir ama bir kıymeti harbiyesi, hatta ciddiyeti olur mu? O da başka konu?

Fakat sorular çok.

Bu davaların soruşturma, iddianame, yargılama aşamasında TSK ya komuta edenler, istihbaratından, hukuk kurullarından sorumlu olanlar;

Ayağa kalkın ve sorularımıza cevap verin.

Çok yakıcı sorular, ama cevap vermek zorundasınız.

Sakın yeniden, “yargıya saygınızdan”, “mahkemelere saygınızdan” falan söz açmayın. O yargının kimin yargısı olduğunu, uygulanan düşman hukukunu, artık ilkokul çocukları bile biliyor.

İzmir’de, İstanbul’da yargılanan yüzlerce sanık beraat etti. Kanıt olarak ortaya konan her şeyin daha önceki davalarda olduğu gibi sahte ve üretilirmiş oldukları yada doğrudan suçlamalara dayanak olamayacakları mahkeme kararlarına geçti.

İnşallah kısa sürede kesinleştiğini de göreceğiz.

Asıl şimdi ne olacak?

Artık bu davalarla hayatları gerçek anlamda alt üst olanlar buna bakıyor.

Hukuk, en azından kendini temizlemek adına bir adım attı.

Şimdi sıra diğer sorumlularda.

Hukuki araştırma ve destek bir yana, daha dava aşamasında birçok askeri ordudan uzaklaştıranlar, düzenledikleri raporlarla, açık gizli enformasyonlarla insanların yıllarca çile çekmesine neden olanlar, kamuoyu sizden açıklama bekliyor.

Hiç kimsenin, emekli olup anılarına yazmasını, günah çıkarmasını bekleyemeyecek kadar hayati bir mesele bu.

Bu ordu, bu ulusun ordusu. Her Türk vatandaşı çoluğunu çocuğunu onurla, gururla askere gönderiyor. Hepimiz bunu bir namus borcu olarak görüyoruz.

Böyle bir kurumun üstüne düşürülmek istenen kara leke en sonunda karakoldan deyilse, mahkemeden geri döndü.

Şimdi bu bomba, öncelikle bu iftirayı atan alçakların, sonrada olup bitene seyirci kalanların, hatta yardımcı olanların kucağındadır.

Kimse kulağının üstüne yatmaya kalkmasın.

Temizleyin bakalım.

Ahmet Tatar

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları