loading
close
SON DAKİKALAR

Medyanın gergedanlaşma yılıydı! Ve OMM

Yazgülü Aldoğan
Tarih: 29.12.2018
Kaynak: Cumhuriyet

Yazgülü Aldoğan: Gazetenizden vazgeçmeyin. Biz, aldığımız cezalara ve başımızın üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan hapis tehditlerine rağmen gazetecilikten vazgeçmiyoruz, siz de bizden vazgeçmeyin.

Yılın son yazısı; 40 yılını bu meslekte geçirmiş bir gazeteci olarak, bir yıl sonu yazısında size güzel dilekler sunmak, güzel umutlar aşılamak, bu yıl eh, ama önümüzdeki yıl şahane olacak diyebilmeyi ne kadar isterdim! Ama meslek hayatımın en zor yılı bile sayabileceğim 2018’e baktıkça, “Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır!” diye düşünmemek mümkün mü? Ekonomiyi, uzmanlarına bırakıyorum, 2018’de ben en çok neyin özlemini çektim, neye susadım derseniz, size defalarca aynı kelimeyi yazabilirim: ADALET, ADALET, ADALET! Herkes için ADALET! Ve bu anahtar kelime hayata geçebilmiş olsa ekonomi de düzelir, istihdam da, demokrasi gerçekleşir, özgürlük olur. Çünkü yanlışları adalete götürür, sıkıntıların çözümünü adalette arar ve sonuç alırsınız. Ama tuz koktu, ADALET de ele geçirildi. En büyük sıkıntıyı da inanın biz gazeteciler yaşıyoruz, vicdan ve namus doğrultusunda çalışmak isteyen gazeteciler için yer kalmadı. Medyada yaşanan inanılmaz kuşatma ve tekseslilik, okyanusta sığınılacak birkaç adacık bıraktı, bunlardan biri de çok şükür gazeteniz, gazetemiz Cumhuriyet. Yoksa bunları yazabilir miydim? En son çalıştığım grubun el değiştirip “Gergedanlaşma” sürecine katılmasından sonra geriye nefes alınabilecek burası gibi bir iki yer kaldı ama devletin sopası üzerimizde, üzerlerinde. FOX Ana Kaber ve Halk TV’ye yayın durdurma cezalarını bonbon şekeri gibi dağıtan RTÜK kararları kabul edilebilir gibi değil. Benim gibi gazetecilere ise “tehir edilen hapis cezaları” ile “sus yoksa içeridesin” tehdidiyle gözdağı veriliyor. Özgür Özel gibi ana muhalefet partisi grup başkanvekili olan bir milletvekiline, kürsü dokunulmazlığı olan TBMM kürsüsünde bir başka milletvekili ile yaptığı tartışmadan ötürü, ceza biçilerek yargıya yol gösteriliyor, adeta emir veriliyor. Basın Konseyi’nin medyanın içinde bulunduğu bu zor durumu değerlendiren açıklamasını yılın son gününe doğru Konsey üyelerinin katılımıyla Başkan Pınar Türenç yaptı: “2018 yılı Basın tarihimize Kara Yıl olarak geçecek. İki yılın ardından OHAL kaldırılmış olmasına rağmen gazeteciler toplu gözaltı ve tutuklamalara maruz kaldı. İktidara en küçük eleştiriler bile örgüt yaftasıyla soruşturuldu. Gazetecilik “terör suçu” kabul edilerek gazeteciler müebbet hapis cezalarına çarptırıldı. Bağımsız ve özgür gazetecilik yapan medya kuruluşları ve gazeteciler şeytanlaştırılmaya çalışıldı. Bu medya kuruluşlarına akreditasyon yasakları uygulandı, saldırılar yapıldı. “Had bildirme” “ense patlatma” gibi tehditlerle susturulmak istendi. Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan Basın Yayın’dan sonra Basın Kartları Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak hükümetin hoşuna gitmeyecek gazetecilerin basın kartının iptalinin yolu açıldı. Tutuklu gazeteciler cezaevinde unutuldu. Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısı değişik kriterlere göre 217’den 68’e kadar değişiyor! Türkiye, basın özgürlüğü sıralamasında değişik örgütlere göre farklılık gösterse de 100 ülkeden sonra geliyor.”
Hayli özetleyerek yer vermek zorunda kaldığım bu açıklamayı sizce internet dışında gazeteler yayımlayacak mı? Gazete? Televizyon? Kaldı mı? Çok üzgünüm. Eğitim veren yüzü aşkın iletişim fakültesi mezunlarının çalışabileceği bir medya ortamı da kalmadığı için ayrıca üzgünüm. Gazetenizden vazgeçmeyin. Biz, aldığımız cezalara ve başımızın üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan hapis tehditlerine rağmen gazetecilikten vazgeçmiyoruz, siz de bizden vazgeçmeyin.

Odunpazarı Modern Müze: OMM

Hadi bir güzel haberle girelim yeni yıla: İnşaat firması sahibi ve sanata harcayacak parası olan bir iş insanı Erol Tabanca. Bir iki resim satın alarak başlıyor koleksiyonerliğe. Evin duvarları dolunca galeriye dönüştürdüğü bir depo kiralıyor, orası da bitince Hüsamettin Koçan’ın köyünde açtığı Baksı Müzesi’nden heveslenip memleketi Eskişehir’e bir modern sanat müzesi açmaya karar veriyor. Anadolu Üniversitesi’nden sonra Eskişehir’i yeniden yaratan Yılmaz Büyükerşen Hoca, ona sanat sevdalısı bir ilçe olan Odunpazarı’nı öneriyor. Müze binası, içindekiler kadar önemlidir fikrinden yola çıkarak ünlü Japon mimar Kengo Kuma ve ekibiyle anlaşıyor. Onlar tasarımın önce malzeme ve içinde bulunduğu yere uygun olması fikrinden yola çıkarak bir zamanlar odun pazarı olan ve odunların üst üste konularak satıldığı yere öyle bir ahşap yapı sistemi tasarımı yapıyorlar ki sırf bunun için gidilir görülür. İçindeki 4 bin 500 m2’lik alanda ise çoğunluğu Türk sanatçılardan oluşan modern sanat eserleri, etkinlik alanları, atölyeler, kafe ve müze dükkânı yer alıyor. En güzeli ise 2019’un ilkyarısında açılacak olan Odunpazarı Modern Müze OMM’yi baharda gidip gezebilecek olmamız! Varını yoğunu nakde çevirip kapağı daha özgür, daha güvenli, daha rahat yaşanacak ülkelere atma telaşındakilerin yanında Erol Tabanca’yı, Eskişehir’e, orada eğitim alan on binlerce genç insana, Eskişehirlilere, “Eskişehir’in sembolü haline gelmiş bir çekim merkezi olacağını hayal ediyorum” dediği böyle bir müze armağan ettiği ve parasını sanata gömdüğü için kocaman bir alkış, yürekten bir teşekkür! Bir ülkede hâlâ sanat için para harcanıyorsa umutlar tükenmemiş demektir; yarınlar güzel olacak, tünelin ucunda ışık var, bir mum da siz yakın demektir! 2019 kolay olmayacak, ama inşallah umut dolu olacak, adalet istemeye devam edelim, sanatsız da kalmayalım!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları