loading
close
SON DAKİKALAR

Andımız

Yılmaz Özdil
Tarih: 20.10.2018
Kaynak: Yılmaz Özdil - Sözcü

Yılmaz Özdil; Andımız... Türk alerjisi olanların zannettiği gibi herhangi bir etnik kökeni dışlamaz, Ne Mutlu Türküm Diyene bütünlüğü içinde, vatan, cumhuriyet ideallerini barındırır, saygı, sevgi kavramlarını içselleştirir, kalkınma hedefini simgeler.

1931 sonbaharıydı.
Hukukçularla, tarihçilerle, sanatçılarla oturulan Dolmabahçe'deki sofranın o akşamki konusu eğitimdi.
Her servis tabağının yanında birer not defteri vardı, konuklar hem sohbet ediyor, hem not alıyordu.
Yemek bahaneydi…
Demokrasi sofrasıydı.
Özgürce konuşuluyordu.
Herkes fikrini açık açık dile getiriyordu.
Aydın milletvekili Reşit Galip gözünü budaktan sakınmayan bir yurtsever, lafını esirgemeyen atak bir devrimciydi.
Masanın başında oturan Mustafa Kemal'in Harbiye'den öğretmeni olan Milli Eğitim Bakanı Esat Sagay'ı hayli sert dille eleştiriyordu, neredeyse gericilikle suçluyordu.
Mustafa Kemal dayanamayıp “burada bulunmayan hocam hakkında böyle konuşmanıza müsaade edemem, onun da bulunduğu ortamda konuşursunuz” deyince, Reşit Galip öfkeyle kafa tuttu… “Biz karşılık beklemeden yırtık gömlekle çalışıyoruz, siz bizi azarlıyorsunuz” deyiverdi!
Sofra tel gibi gerilmişti.
Mustafa Kemal babacan ses tonuyla karşılık verdi. “Yoruldunuz artık, buyrun istirahat edin” diyerek, kibarca sofradan kalkmasını istedi.
Ama, Reşit Galip geri adım atmadı, tam tersine iyice diklendi.
“Burası sizin sofranız değil, milletin sofrası, milletin işlerini görüşüyoruz, burada oturmak sizin kadar benim de hakkım” dedi!
Hava iyice buz kesmişti.
Memleketin en güçlü insanı Mustafa Kemal, dünya demokrasi tarihine geçecek bir davranışta bulundu…
“Öyleyse ben kalkayım” dedi!
Kalktı, salondan çıktı.
Bu hadise kulaktan kulağa yayıldı.
Ankara'ya dönen Reşit Galip her girdiği ortamda eleştiriye uğruyordu, ölçüyü kaçırdığı için mahçuptu.
Tatsızlığa yine Mustafa Kemal son verdi.
Bir hafta kadar sonra Reşit Galip'i yine sofraya davet etti, her zamanki sıcaklığıyla hiçbir şey olmamış gibi sohbet etti.
Ve hatta…
Fikirlerini savunmak için karakterinden taviz vermeyen, zoru görünce eğilip bükülmeyen, kendisine bile kafa tutmaktan çekinmeyen bu yürekli devrimciyi Milli Eğitim Bakanı yaptı!

Andımızı…
Reşit Galip yazdı.

(Danıştay'ın kararını okumuşsunuzdur mutlaka… Sayın hükümetimiz yönetmelik çıkararak 1933'ten beri okunan Andımızı kaldırmıştı, Türk Eğitim-Sen yargıya taşımıştı, Danıştay dün itibariyle bu yönetmeliği iptal etti. Bu iptal kararına göre, eğer bu ülkede hukuk varsa, Andımız tüm okullarımızda yeniden okutulmaya başlanacak.)

Andımız… Türk alerjisi olanların zannettiği gibi herhangi bir etnik kökeni dışlamaz, Ne Mutlu Türküm Diyene bütünlüğü içinde, vatan, cumhuriyet ideallerini barındırır, saygı, sevgi kavramlarını içselleştirir, kalkınma hedefini simgeler.

Andımıza yönelik husumetin, kinin, nefretin sebebi gayet açıktır.

Andımız okutulan milli eğitim sistemi, Reşit Galip gibi özgür ruhlu, özgüvenli, mücadeleci, toplumcu, sorumluluk duygusuna sahip, ilerici, insan odaklı evlatlar yetiştirmeyi amaçlar.
Aciz nesillerin panzehiridir.

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları