loading
close
SON DAKİKALAR

Gürcan Dağdaş: Türkiye 16 Nisan’daki gibi 'evet-hayır' tercihiyle karşı karşıya

Gürcan Dağdaş: Türkiye 16 Nisan’daki gibi 'evet-hayır' tercihiyle karşı karşıya
Tarih: 20.03.2018 - 18:01
Kategori: Medya

Eski bakan ve MHP eski Milletvekili Gürcan Dağdaş, Can Ataklı'nın sunduğu Yazı İşleri programına konuk olarak katıldı.

Gürcan Dağdaş’ın açıklamaları şöyle:

“(İslam’ın güncellenmesi) Bir müslümanın nasıl olması gerektiği Kuran’da tarif edilmiş. Öldürmeyecek, çalmayacak, adaletli, imanı güçlü, vicdanlı olacak, yalan söylemeyecek, iftira atmayacak.

Zaman zaman İslam ülkelerinde cami yapma yarışı ortaya çıkar. Taksim’e cami yapılıyor. İktidar açısından sembolik anlamını anlıyorum. Cami yaptırmak insanı bir an önce cennete atan araç mıdır?

Taksim’de caminin arka sokaklarında binlerce çocuğumuz uyuşturucu girdabında çırpınıyor. Şimdi cennete gideceksek cami üzerinden bunu yapacaksak mübarekler o etini satan kız çocuklarını kurtarmak bizi cennete daha çabuk götürmez mi? Cami İslam’da ilk üniversite deneyimidir. 4 temel sütun var: Mekan, öğrenci, hoca, program. Cami müslümanların istişare ettikleri alandır. Siz camiyi sadece uydurulmuş bir dinin üzerinden dükkanlaştırır promosyon malzemesi haline getirirseniz, her sokağa cami İslam’ın yaşandığı anlamını çıkarmaz.
Müslüman nasıl kendisini güncelleyecek? Dibinde oturduğu hocası kimse ondan yakasını sıyırarak başlamalı. Şeyhin anlattığı din şeyhin dükkanına müşteri taşıma için süslediği din olmuş. Özgürleşmemiz için postun üstünde oturanların ne dediğine değil kuranın ne dediğine bakmalı.

Yaşar Nuri Öztürk'e neler söylediler. Bizi din dışı münafık diye ilan edebilirler. Orijinal metin üzerinden bakamayacaksak ne üzerinden bakacağız? Keşke samimi Müslümanı kendi zemininde sorgulama iklimine sokulan süreç açılabilse.

Siyaset uzun süredir kutsalların kendisi üzerinden müşteri buluyor. Sayın cumhurbaşkanı üzerinden konuşacağımız konu değil. İlahiyat fakültelerinin olduğu, din adına ahkam kesenin çok olduğu ülkede onların konuşacağı konuydu.

Toplumsal basınç yükselince İslam’ı tonlandırmaya başlarsınız, ılımlı İslam diye. Birçok İslam yok tek bir İslam var. Tek bir İslam’ın renklendirilerek farklı dönemleri de içine alan şekilde magazinleştirilmesi vahim. İslam, coğrafyadaki otoriter iktidarların aşağıdakileri kontrol edebilecekleri promosyon aracına dönmüş. Görüyoruz ki imam efendi caminin kapısını dükkanın kapısını açar gibi açıyor. Türkiye dükkanlaşıyor. Obezleştirdiğiniz toplum doğal olarak kutsallarını çürütmeye başlar. Biz bu topluma şimdi titre ve kendine dön diyeceğiz.
Avrupa ‘kilisenin yarattığı dini öldüreceğim’ dedi. Bizim camilerimizde din ve tanrı yaratılmış. Müslüman için yarattığı tanrı ve din birçok fetvayı içinde barındırıyor. Caminin ortaya çıkardığı din ve tanrı ile mücadele edilmediği müddetçe İslam’ın rengini yeşil, haki yaptınız, başını açıp kapattınız bunun üzerinden sağlıklı toplum ve birey çıkmaz.

Her 5 aileden birinin evine uyuşturucu giriyor.  Saman ithal ediliyor, et ithal ediliyor bir tane fakülteden ses yok. Üniversite niye var?
‘Kahrolsun Amerika, Avrupa’ diyelim de bizim dememiz gereken yaşasın Türkiye’dir. Bunu demek için ne yapmak lazım? Doların karşısında bu kadar rezil durumdayken kahrolsun dediğiniz ülkenin parası tedavüldeyse, borcunu dolar üzerinden konuşuyorsan neyi konuşacağız?
16 yıl boyunca iktidarın değiştireceği bu kadar görmemiştim. Sanki Türkiye seçim yaparsa kaybedeni AKP ve cumhurbaşkanı olacak. Benim için önemli veri bir iktidar siyaset mühendisliğine soyunmaya karar verdiği andan itibaren toplumdaki karşılığında ciddi düşüş vardır. Şunu yanıma alayım, bunu karşıya konumlandırayım diyorsa siyaset bu iktidarın toplumdaki karşılığında ciddi düşüş vardır.

Siyaset mühendisliği seçmenin işidir. 2002'deki tabloya bakın, kime oy verecektiniz? Siyaset mühendisliğine soyunan iktidar seçmen tarafından cezalandırılacak. Tek kar eden MHP'dir. Devlet Bey eleştirilebilir. Yüzde 12’lik partiyi yüzde 49’luk partiye eşitledi. MHP’nin iddia edildiği gibi baraj sorun varsa bu sorun ittifakla kalkmıştır.

Seçim 2. tura kalırsa 2. turda CHP’nin adayının cumhurbaşkanının karşısında konuşacağı sözler önem arz ediyor. Cumhurbaşkanı dindar kitleyi etkiliyor. Karşısındaki dindar kitleyi ürkütmemesi lazım. Vatan, millet, Sakarya diyen cumhurbaşkanının karşısında aynı şekilde…
(Referandumda hayır’ın oyu) Yüzde 49’un aslında yüzde 52-53 olduğuna dair toplumda kanaat var. Dün gasp edilmiş, çalındığı iddia edilen oyları göz önüne alarak söylüyorum o cepheyi avantajlı tutar. O cephe bir araya geldi. Türkiye 16 Nisan’daki gibi evet hayır tercihiyle karşı karşıya. Hayır diyenler yerinde duruyor. Evet diyenlerde dağılma var.

CHP referandumda ortada parti bayrağıyla görünmedi ama biliyoruz ki hayır cephesinde ağırlığı vardı. CHP sözcüleri suskunlaştı. Karşısındaki cepheyle el sıkıştı. önümüzdeki seçim CHP’nin adayı 2. tura kalırsa 16 Nisan’daki kıvama kendisini taşıyabilir.
Kaygımız Türkiye gemisinin batması üzerinde oluşuyorsa gemi battığında sağından solundan atlamışız kıymeti kalmıyor önemli olan gemiyi yüzdürmek."

Kaynak : Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları