loading
close
SON DAKİKALAR

‘Hangi toprağın evladısın’ diyen adama: Sana ne?

‘Hangi toprağın evladısın’ diyen adama: Sana ne?
Tarih: 26.07.2014 - 00:00
Kategori:

Mustafa Mutlu; Başbakan Erdoğan dün çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ''doğduğu yeri'' diline doladı...

Başbakan Erdoğan dün çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun “doğduğu yeri” diline doladı:

“Kahire’de doğmuş, 30 yaşında gelmiş... Hangi toprağın evladı? Biz burada doğduk, buranın evladıyız.”

***

1955’te Gümülcine’de doğdu. 1970’te öğrenim için İstanbul’a geldi. Yabancı uyruklu bir öğrenci olarak “Mehmet Alioğlu” adıyla bir süre İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde öğrenim gördü. Bu okulda Recep Tayyip Erdoğan ile sınıf arkadaşı oldu. 1982’de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Yunanistan’da hekimlik yapmasına izin verilmediği için 1983’te Meriç Nehri’ni kaçak olarak geçip Türkiye’ye iltica etti. 1983-1986 arasında Türkiye’de haymatlos (vatansız) olarak ikâmet etti. 1986’da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu ve “Müezzinoğlu” soyadını aldı. Bugün, Recep Tayyip Erdoğan’ın kabinesinde Sağlık Bakanı!

Çok merak ediyorum; Mehmet Bey, Erdoğan’ın dün Ekmeleddin Bey için “Hangi toprağın evladı?” diye bağırdığını duyunca...

Acaba ne hissetti?

***

Atatürk milliyetçiliğinin eşsiz tarafı, insanları dillerine, doğdukları yerlere, tenlerine, dinlerine göre ayırmamasıdır.

Tanım basittir:

“Kendisini vatandaşlık bağı ile Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı hisseden herkes Türk’tür!”

Başbakan daha geçen yıl bu tanımı bile “ırkçı” bulup “Her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına aldığını” açıkladı ama... Bugün çıkmış, anası-atası bu topraklarda doğan, bu ülkenin vatandaşı olan ve daha düne kadar aynı kaptan beslendikleri bir insan için “Hangi toprağın evladı?” diyor.

Onun Türk olmadığını ima ediyor!

Yani; kendi yandaşları için aramadığı “doğduğu yer” şartını, kendisine rakip olanlar için rahatlıkla kullanıyor!

***

Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu’na bak Başbakan... Anayasaya bak!

“Türkiye topraklarında doğmayanlar aday gösterilemez” diye bir şart mı var?

Ya da etnik kökeni Arap, Ermeni, Gürcü, Rum, Rus olan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının seçme ya da seçilme hakkı ne zamandan beri tartışma konusu olabiliyor?

***

Yaklaşık sekiz yüz yıl önce, “Gel, gel, ne olursan ol yine gel... İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel... Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel” diyen Mevlana bile senin yanında nasıl “çağdaş” kalıyor bir bilsen!

***

Sahi... Dün Ekmeleddin Bey için söylediğin o sözler hakkında, Arap asıllı eşin Emine Hanım ne diyor?

Bugünkü mitinginde de onun düşüncelerini paylaşır mısın bizimle?

ADALET!

“F Tipi Polis” soruşturmasında dün çok sayıda polis ve emniyet müdürü tutuklandı.

Dün geceyi Metris’te geçirdiler.

Bir iki gün içinde de Silivri’ye, yani eski kurbanlarının yıllarca yattıkları cezaevine götürülecekler. Belki de günahlarını aldıkları masum insanların kokularının sindiği koğuşlarda, onların ranzasında yatacaklar!

Üzülmesinler, “her devirde mazlum ve mağdur” olmayı başaran iktidar mensupları da çok yakında onların yanına gidecek...

Eğer adalet varsa...

Bunun da gerçekleşeceğine adım gibi eminim!

GÜNÜN SORUSU

Başbakan’a 2004’te cesaret ödülü veren ABD’deki Amerikan Yahudi Kongresi, ödülü geri istemiş... Gerekçe olarak da Erdoğan’ın Gazze saldırısı nedeniyle İsrail’e yönelik sert eleştirilerini göstermiş... Sorum Erdoğan’a:

Gazze’de çocukların öldüğü bir dönemde, onların istemesine fırsat bırakmadan bu ödülü senin onların başına atman gerekmez miydi? Neden yapmadın da kendini bu duruma düşürdün?

YÜKSEK HIZLI TREN İÇİN ‘ACİL’ UYARI...

Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren seferleri, Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı kampanyasına “gaz vermek” için, dün apar topar başlatıldı.

Oysa bu hattın inşaatı henüz bitmedi.

Haydarpaşa-Pendik arasının durumu zaten tam bir bilmece...

Deyim yerindeyse bu hatta henüz çivi bile çakılmadı. Üstelik tarihi tren istasyonlarının akibeti de henüz belli değil...

Ancak “hazır” denilen hatta da sorun var.

Pendik-Köseköy arasındaki hat, “yüksek hızlı tren”e kesinlikle uygun değil...

Bunu hatırlattığımızda TCDD yetkilileri hep aynı yanıtı veriyor:

“Sorun yok, çünkü bu yüzden trenlerimiz bu bölgede hızlarını saatte 120 kilometreye düşürecek.”

İyi de güvenlik önlemlerinin henüz tamamlanmadığı ve önemli bir kısmı yerleşim bölgesi içinde kalan bu alanda, 120 kilometre sürat az mı?

Yetkilileri uyarıyorum:

Sırf Başbakan’ın propaganda yapabilmesi için aceleye getirdiğiniz bu erken açılış, umarım bir felakete yol açmaz!

Aksi halde işlediğiniz suçun adı “katliama zemin yaratmak” olur!

GÜNÜN İSYANI

Pazartesi günü Şanlıurfa’nın Suriye sınırındaki Ceylanpınar ilçesinde, üç askerimizin şehit olduğu çatışmayı PKK üstlendi. İsyanım, bu katiller şebekesiyle masaya oturup pazarlık yapanlara:

O kanın elinize bulaştığını ve çıkardığınız yasaların bile size korumaya yetmeyeceğini görmüyor musunuz?

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları