loading
close
SON DAKİKALAR

İnsan: Neşet Ertaş

İnsan: Neşet Ertaş
Tarih: 25.09.2016 - 13:22
Kategori: Sağlık, Yaşam

Bu toprakların her şeyini sazına söz eylemiş halk ozanı Neşet Ertaş'ı ölümünün 4. yılında sevgiyle ve saygıyla anıyoruz...

Bu toprakların her şeyini sazına söz eylemiş halk ozanı Neşet Ertaş'ı ölümünün 4. yılında sevgiyle ve saygıyla anıyoruz...

İnsanca yaşayıp insan kalabilmeyi gözler önüne seren büyük usta....

Büyük üstat Neşet Ertaş’ın doğum tarihi halen kesin olarak bilinmiyor. 

5-6 yaşlarında bağlama ve keman çalmaya bağlayan Neşet Ertaş, babası Muharrem Ertaş ile birlikte gittikleri düğünlerde babasına kemanla eşlik ediyordu. Geçimlerini düğünlerde aldıkları paralardan temin eden Ertaş'lar, birlikte 8 yıl il il gezerek bu işi sürdürdüler.

Neşet Ertaş, bu seyahatler yüzünden okula da gitmemiş, gidememiştir.

Neşet Ertaş’ın Kendi Ağzından İstanbul’a Gelişi

Cebimde iki buçuk liram vardı. Kırşehir’den Ankara’ya kadar da otobüs iki buçuk lira, ben İstanbul’a gidiyorum. Ankara’da otobüsten indim, çığırtkanın birine gittim dedim ki "ben İstanbul’a gideceğim, param yok". Elimde sazım var ya, "çal" dedi ben başladım çalmaya... Sırası gelince çığırmaya gidiyor, geri geldiği zaman çal demesine gerek yok, alıştım çalıyorum. 

Neşet ERTAŞ - Yazımı Kışa Çevirdin(Leylam) 

Ne zaman vardıysam, ta gece yarısına kadar saz çaldım. En son otobüsün arkasında şöyle bir oyuk yer vardı beni oraya verdi, İstanbul’a kadar ayakta geldim..

Neşet Ertaş Ölür mü?

Hiçbir zaman ben demeyen bir karakter. Devlet sanatçılığını kabul etmemesi, ayrımcılık olarak görmesi onun mütevazılığını ve karakterini ortaya koymaya yeterli oldu. Nil Karaibrahimgil’in: ” Neşet Ertaş’ı tanımıyorum, dinlemedim.” Sözlerinden sonra: Biz yaşlı adamız, kızımız henüz genç dinlemeyebilir, duymamış olabilir bu normal, bunda yanlış bir şey yok diyerek mütevazı kişiliğinden ödün vermemiştir. Bu açıklamalar sonrası Nil Karaibrahimgil’in özrü gecikmemiştir.

Neşet Ertaş, İTÜ’den fahri doktora unvanı almış ve fahri doktora unvanı aldığı günün akşamı Can Dündar'ın "evet Neşet Usta, tebrik ederim. Önce heykeliniz dikildi, şimdi doktora aldınız. Ne hissettiniz bugün sahnede?" sorusuna;

"Efendim, dikilen bir heykel bir gün olur sökülür, ama ekilen emek hiçbir zaman sökülemez. O koparılsa bile yine devamı gelir." diye cevap vermiştir.

Neşet Ertaş önceki bestelerinin çoğunda sevgiliye duyulan aşk ve özlem konularını işlemişti. Son kasetlerindeki bestelerinde ise insanlara belli mesajlar veriyor: Allah aşkı, insan hakkı ve sevgisi, ana ve babaya duyulan özlem, ilim ve cehalet, memleket hasreti, ölüm gibi. Sanatçı bunun nedenini şöyle açıklıyor: "Aşık Veysel‘in de dediği gibi benim sadık yarim gara topraktır. Gözünen görülen, e! İnen tutulan, yediğimiz içtiğimiz, canımız topraktır. Bu toprağın en güzeli insandır, insanların en güzeli de anamız ve yarimizdir. İnsanı seven insan; hakkı sever, biz de o hakkın aşığıyız. Şüphesiz ki ölmez, yitmez, yemez, içmez, solmaz bir tek Allah' tır. Allah hepimizi eşit yaratmış. Haksızlık, cana gıyma, düşük görme olmasın. Allah’tan geldik Allah’a gideceğiz. Cehalete hatırlatabildimse mutluyum. "

25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de tedavi gördüğü hastanede ileri evrede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Cenazesi Kırşehir Bağbaşı Mezarlığında Toprağa verildi.

Mezarı ise babası Muharrem Ertaş'ın yanındadır. Mezar taşında ise ''Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp , hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme.'' yazılıdır.

Neşet Ertaş’ın Kendi Kaleminden Hayatı


Bin dokuz yüz otuz sekiz cihana
Kırtıllar köyünde geldin dediler
Babama muharrem, anama döne
Dediysen atayı bildin dediler

Dizinde sızıydı anamın derdi
Tokacı saz yaptı elime verdi
Yeni bitirmiştim üç ile dördü
Baban gibi sazcı oldun dediler

O zaman babamdan öğrendim sazı
Engin gönül ile hakka niyazı
O yaşımda yaktı bir ahu gözü
Mecnun gibi çölde kaldın dediler

Zalım kader devranını dönderdi
Tuttu bizi ibikliye gönderdi
Babam saz çalarken bana zil verdi
Oynadım meydanda köçek dediler

Anam döne ibiklide ölünce
Tam beş tane öksüz yetim kalınca
Beşimiz de perişan olunca
Babamgile burdan göçek dediler

Yürüdü göçümüz tefleğe doğru
Bu hali görenin yanıyor bağrı
Üç aylık çoçuğun çekilmez kahrı
Bunlara bir ana bulun dediler

Yozgatın Kırıksoku Köyüne vardık
Bize ana yok mu diyerek sorduk
Adı arzu dediler bir ana bulduk
İşte bu anadır buldun dediler

En küçük kardaşı kayıp eyledik
Onun için gizli gizli ağladık
Üstelik babamı asker eyledik
Yine öksüz yetim kaldın dediler

Zalım kader tebdilimi şaşırttı
Heybe verdi dalımıza devşirtti
Yardım etti Yerköyüne göçürttü
Biraz da burada kalın dediler

Yerköyden Kırıkkaleye geldik
Babam saz çalarken biz çümbüş aldık
Kırşehire varınca kemanı çaldık
Aferin arkadaş çaldın dediler

Yarin aşkı ile arttı hep derdim
Babamı bir yere dünür gönderdim
Başlık çok istemişler haberin aldım
İstemiyor yarin seni dediler

Kırşehirde yedi sene kalınca
Düğün düzgün hepsi bize gelince
Burada herkese yer daralınca
Ankaraya gider yolun dediler

Ankarada (sünnetçi) Veysel Ustayı buldum
Epeyce eğleştim, evinde kaldım
Yüz lirayı verip bir yatak aldım
Etti isen böyle buldun dediler

Bir ev kiraladım münasip yerde
Kaldı kavim kardaş hep Kırşehir’de
Bu aşk hançerini vurdu derinde
Çaresini bulmazsan öldün dediler

Yarin aşkı ile döndüm şaşkına
Arada içerdim yarin aşkına
Canan acımaz mı garip dostuna
Bunu da içeriye alın dediler

“Cahildim dünyanın rengine kandım” türküsünün hikayesi türkülerle...

Babası Muharrem Ertaş da, en az onun kadar büyük bir sanatçıydı. Ve Neşet Ertaş, her zaman babasını örnek aldığını dile getirirdi.

Bu baba-oğulun arası, Neşet’in Leyla’ya aşık olması yüzünden bozuldu bir dönem… Bugün biz, kendi aramızda konuşarak bile iletişim sağlayamazken, o dönemin güzel insanları türkülerle, şiirlerle kuruyorlardı iletişimin en güzel halini.

“Ahirim sensin”, dinlerken bizi alıp başka diyarlara götüren çok sevdiğimiz bir Neşet Ertaş türküsü. Ve bu türkünün ortaya çıkmasına sebep bir yaşanmışlık var.

Neşet Ertaş, Leyla’ya gönül verir ama babası bu duruma şiddetle karşı çıkar. Ve oğluna ‘evladım’ redifli bir türkü söyler: “Aslı bozuk alma dedim evladım”

Temiz ruhlu, saf kalplisin şöhretsin
Hakkın vardır evlenmeye evladım
Mevlam sana yapanları kahretsin
Aslı bozuk alma dedim evladım

Dokunsalar nazif tene kir gelir
Bizden önce ceddimize ar gelir
Köle olmak şanımıza zor gelir
Aslı bozuk alma dedim evladım

Babasının, Leyla’ya ‘aslı bozuk’ demesi, Neşet Ertaş’ı inanılmaz yaralar… O da babasına ‘ana’ ile cevap verir: “Analar insandır, biz insanoğlu”

Ulu arıyorsan analar ulu
Sevmişiz biz onu olmuşuz kulu
Analar insandır biz insanoğlu
Aslı bozuk deme gel şu insana

Aşkı kimden aldın sevgiyi kimden
Aslı bozuk deme gel şu insana
Soracak olursan eğer ki benden
Aslı bozuk deme gel şu insana

Yazımızı felek yazdı Mevlâdan değil
Senin dediklerin evladan değil
Her hata suç bende Leylâ’dan değil
Aslı bozuk deme gel şu insana


Muharrem Ertaş, oğlunun bu ‘ulu ana’ göndermesine boyun eğer ve şöyle der: “Küsmedim Neşedim kahrettim sana”

Küsmedim Neşedim kahrettim sana
Baban değil miydim sormadın bana
Olan olmuş yavrum ne deyim sana
Sen aklını yitirmişin evladım


Neşet Ertaş, babasının isteksizliğine rağmen Leyla ile evlenir. Ancak bir süre sonra ayrılırlar


Bu iki büyük sanatçı(aynı zamanda da baba-oğul) arasındaki şiirsel atışma, bu ayrılıktan sonra da sürer…


Ve Neşet, Leyla’ya hatanın kendisinde olduğunu söyler: “Körümüş gözlerim görmedim seni, boşa mecnun eylemişim ben beni”

Bilemedim kıymetini kadrini
Hata benim günah benim suç benim
Eliminen içtim derdin zehrini
Hata benim günah benim suç benim

Bir günden bir güne sormadım seni
Körümüş gözlerim görmedim seni
Boşa mecnun eylemişim ben beni
Hata benim günah benim suç benim

Sonra da Neşet Ertaş, babası ve Leyla arasındaki bu hikayenin sonucunu anlatan türkü çıkar ortaya: “Cahildim dünyanın rengine kandım”

Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Sözüm yok şu benden kırıldığına
Gidip başka dala sarıldığıma
Gönlüm inanmıyor ayrıldığına
Gözyaşım sen oldun kahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Garibim can yıkıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım
Daha bir gönüle ikrar vermedim
Batınım sen oldun zahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Bu türkünün hikayesi, usta sanatçının hayatına dair küçücük bir kesit belki ama her şeye rağmen, onun düşünce derinliğinin bir kanıtı…

Eserleri:


1957 - Neden garip garip ötersin bülbül
Çoban

1957-1979 Yılları arasında Kendisinin bile bilmediği birçok plak albüm yapmıştır.Bazıları Şunlardır;

Hareli Gelin
Diloylu Halay Havası
Varıp Bir Kız On Yaşına Değince
Şeytanın Atına Binip Yeldirme
Bir Leyla Misali
Yardan Tatlısı Bulunmaz
Engeller Koymuyor Yar Sana Varsam
Ceylan
Vefasız Yar Aşkına (vay bana vah bana)
Kıbrıs Destanı (Kıbrıs Barış Harekatından Sonra Yazmış Olduğu Türküsü)
Giyindim Kuşandım Gittim Düğüne
Aşk Elinden Ağlayan
Sar Leyla Leyla(ayrıldığı karısına yazmıştır)
Hasta Düştüm
Tor Şahin Misali
Uyma Sakın

Albümleri;

1957 - Neden garip garip ötersin bülbül
1960 – Gitme Leylam
1979 – Türküler Yolcu
1985 - Sazlı Oyun Havaları
1987 - Türkülerle Yaşayan Efsane Deyişler Bozlaklar Türküler
1988 – Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde
1988 – Kendim Ettim Kendim Buldum
1988 – Kibar Kız
1989 – Hapishanelere Güneş Doğmuyor
1989 – Sazlı Sözlü Oyun Havaları
1990 – Gel Gayri Gel
1992 - Şirin Kırşehir
1993 – Kova Kova İndirdiler Yazıya
1995 – Seçmeler 2
1995 – Seçmeler 3
1995 – Seher Vakti
1995 – Altın Ezgiler 3
1995 – Benim Yurdum
1997 - Nostalji 1
1998 - Ölmeyen Türküler 2
1999 - Ölmeyen Türküler 3
1998 – Gönül Yarası

Neşet Ertaş Külliyatı 15 Seriden oluşmaktadır.

1999 – Zülüf Dökülmüş Yüze 1 Kayıt tarihi:1969-1974
1999 – Gönül Dağı 2 Kayıt tarihi:1969-1974
1999 – Muhur Gözlüm 3 Kayıt tarihi:1969-1974
1999 – Zahidem 4
1999 - Neredesin Sen
2000 - Garibin Dünyada Yüzü Gülemez 5 Kayıt tarihi:1969-1974
2000 - Niye Çattın Kaşlarını 6 Kayıt tarihi:1969-1974
2000 - Çiçekdağı 7 Kayıt tarihi:1969-1974
2000 - Ayaş Yolları 8
2000 - Sevsem ÖLdürürler 9 Kayıt tarihi:1974-1986
2000 - Ağla Sazım 10 Kayıt tarihi:1974-1986
2000 - Hata Benim 11
2001 - Dostlara Selam 12
2001 - Sabreyle Gönül 13
2002 - Yar Gönlünü Bilenlere 14
2002 - Vay Vay Dünya 15
2003 - Gurban Olduğum
2008 - Neşet Ertaş 2008

Belgesel

Can Dündar, Garip: Neşet Ertaş Belgeseli, Kalan Müzik
TRT İç Yapım, Bozkırın Tezenesi, TRT
Cine5 İç Yapım, Portreler Neşet Ertaş belgeseli, Cine5

Vişne Haber Ajansı - Çiçek Güçlü 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları