loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu: Haziran diktatörleri yolcu edip demokrasiyi getireceğimiz aydır

Kılıçdaroğlu: Haziran diktatörleri yolcu edip demokrasiyi getireceğimiz aydır
Tarih: 24.04.2018 - 14:28
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

"Adıyaman'ın Samsat ilçesinde deprem oldu. Bütün yaralılara acil şifalar diliyorum. Acılarını paylaşıyoruz.

Dün 23 Nisan'dı. TBMM'nin açıldığı tarihti. TBMM'nin açılış konuşmasını yaparken iktidar kanadı rahatsız oldu. Ben Meclis'i savunuyorum onlar tek adamı savunuyor. Ben Gazi Meclis diyorum onlar aksak Meclis diyorlar. Ben herkesin temsil edilmesini istiyorum, onlar seçim barajıyla birilerinin gelmesini engellemek istiyorlar. 1920'de Heyeti Temsiliye üyesi olan Atatürk genelge yayınlar. 6. Maddesi şöyle: Meclis üyeliğine herkes tarafından aday gösterilmesi caiz olduğu gibi her ferdin de bu mukaddes mücadeleye fiilen katılmak için bağımsız adaylığını ilan etmeye hakkı vardır'. Kimsenin inancından, yaşam tarzından ötürü dışlanmadığı, vatan, bayrak sevgisi olan herkesi TBMM çatısı altına davet etmiştir Gazi. Ben aynı duyguları ifade ettim. Darbe girişimine karşı mücadele veren 107 vekile şükranlarımı sundum. 20 Temmuz darbesine izin verenlerin de çocuklarına kötü miras bırakacaklarını söyledim, kızdılar. Biz 15 Temmuz darbe girişimine karşı nasıl yüreklice tavır aldıysak 20 Temmuz darbesine de aynı şekilde karşı olduk.

"Cumhuriyetin kuruluşunda hangi değerler söz konusuysa 24 Haziran'a giderken aynını savunmak zorundayız"

Önümüzde seçimler var. Bu seçimler koltuk arayışı seçimleri değil 'Söz konusu vatansa gerisi teferruattır' seçimleridir. CHP Genel Başkanı olarak hiçbir beklentim yok. Mütevazi bir evim var, aylığım var. Çocuklarım büyüdü. Vatanda huzur içinde yaşayalım istiyoruz. Geniş bir ittifakı sağlamak zorundayız. Herkes parlamentoda bir şekliyle yerini almalıdır. Cumhuriyetin kuruluşunda hangi değerler söz konusuysa 24 Haziran'a giderken aynını savunmak zorundayız. Devleti kirlettiler. Aramızda ömür boyu hapis verilen erlerin aileleri var. Adaleti kirlettiler. Kirlenen devleti temizlemek, kurucu ayarlara dönmek için dönem A partisi, B partisi dönemi değildir. Biz her türlü özveride bulunmaya hazırız. Ülkemizi seviyoruz. Biz üniversiteleri susturulan değil, bilgi üreten bir Türkiye istiyoruz. Vatandaşın korku içinde olduğu değil, sokağında, evinde huzur içinde olduğu bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz. Bunları sağlamak için, demokrasi için bir araya gelmek zorundayız. Önce 301'i aşacağız sonra cumhurbaşkanlığını alacağız. Haziran ayında hepimize görev düşüyor. Yaz geldi, tatile gidelim deme lüksümüz yok. Ülkeyi seven herkes sandığa gururla gidecek, Gazi'nin kurduğu ülkeyi kurucu ayarlarına döndürmek için oyumu verdim, diyecek. Haziran ayı karanlığın az aydınlığın fazla olduğu bir aydır. Haizran umudun adıdır. Beklentilerimizin gerçekleşeceği bir aydır. Diktatörleri yolcu edip demokrasiyi getireceği bir aydır.

"Türkiye demokraside Amerika'yı, Avrupa'yı geçti, diyorlar. Külahıma anlat"

2 örnek vermek istiyorum. İbrahim Kaboğlu dünya çapında bir akademisyen. Anayasa hukuku hocası. Pasaportuna el koyup uluslararası toplantılara katılmasını engellediler. Kendisi için bildiri yayınlandı. Çok sayıda ülkenin bilim adamı Türkiye Cumhuriyeti hükümetini protesto ettiler. Dünya lideriyim diyor. Git bakalım orada konuşturuyorlar mı?

İhsan Eliaçık herkesin inancına saygı duyar. İnançların sömürülmesine karşıdır. Adalet Çalıştayı'na geldiğinde şöyle bir cümle kullanmıştı: Evinizde çıkan yangını söndürmek adalet değildir, komşunuzda çıkan yangını söndürürseniz o adalettir.

Hendek Savaşı'nı anlatıyor. Birisi Diyarbakır'daki hendekleri anlattı diye ihbarda bulunuyor. 6 yıl 3 ay hapis cezası veriliyor. Pasaportunu alıyor, İstanbul dışına da çıkmamazsın, diyorlar. Diyorlar ki bir de Türkiye demokraside Amerika'yı, Avrupa'yı geçti. Külahıma anlat.

Erdoğan'a: Karşıma çık da kim kimin ağzının payını veriyormuş 80 milyona göstereyim

Grup Başkanvekilimiz konuştu. Erdoğan, 'Aşağıda olsaydım gereken dersi verirdim, demiş. Recep Bey senin yerin orası değil, aşağı geleceksin. Karşıma çık da kim kimin ağzının payını veriyormuş 80 milyona göstereyim ben.

Yörük Çalıştayı vardı. Katıldım. Yörük Türkmen geleneğinin önemini biliyorum. Ülkenin çimentosudur. Beni kıl çadırlarında ağırladıkları için yürekten şükranlarımı sunuyorum. Yörük Türkmenler Kuzey Irak'tan da Kıbrıs'tan da geldiler. Onların gelenekleri hepimizin adetidir. O çadırlar zalime, zulme karşıdır. Dadaloğlu'nun, Köroğlu'nun, Yörük Ali Efe'nin, Kuvayı Milliyecilerin mekanıdır.

"Bolu Beyi zulmetmeseydi Köroğlu çıkar mıydı?"

Zulme her dönemde karşı çıkmışlardır. Bugün Bay Recep, 'Kılıçdaroğlu Türkmenlere zulüm yapılmış diyor' demiş. Dedim, tarih bilmiyorsan ben ne yapayım. Tarih kitabı göndereyim oku. Dadaloğlu şöyle diyor: Kalktı göç eyledi Avşar elleri, ağır ağır giden eller bizimdir. Arap atlar yakın eder ırağı, yüce dağdan aşan yollar bizimdir. Belimizde kılıcımız kirmani, taşı deler mızrağımın temreni. Hakkımızda devlet etmiş fermanı, ferman padişahın dağlar bizimdir. Dadaloğlu'm bir gün kavga kurulur, öter tüfek davlumbazlar vurulur. Nice koçyiğitler yere serilir. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir.

Bolu Beyi zulmetmeseydi Köroğlu çıkar mıydı? Padişah zulmetmeseydi çıkar mıydı? Sözüm söz Dadaloğlu nasıl zume karşı çıktıysa ben de karşı çıkacağım. Yörük Türkmenlere en çok sahip çıkan Gazi Mustafa Kemal'dir. Zulme karşı isyanları da, firavunu da Musa'yı da biliyoruz. Firavun kültüründen gelenler Musa'yı bilmezler.

"Kumpas kurdular açığa çıkardık

Ezber bozduk. 15 milletvekili arkadaşımız İYİ Parti'ye geçti. Vay efendim nasıl yaparsınız? Kümeste yakalanan tilki gibi hep beraber saldırmaya başladılar. Ben senin kumpasını bozacağız. Demokrasiyi sonuna kadar savunacağız. O nedenle bütün ayarları bozuldu. Sözümüz, gönlümüz demokrasiden yana. Benim gibi düşünmeyenle de bir masada oturup Türkiye'nin sorularını konuşabilmeliyim. Kumpas kurdular açığa çıkardık. Bu kararı niye aldık? CHP

Merhum Erdal İnönü ve SHP, Türkeş'in, Ecevit'in siyasi yasaklarını kaldırdılar. 'Muhtar bile olmazsın dediler Cumhurbaşkanı oldum' diyor. Beyefendi unutmuş herhalde. Sana cumhurbaşkanlığı yolunu CHP açtı. Seni sevdiği için değil demokrasi için yaptı.

"Ülkenin milliyetçi, muhafazakar, liberal, sosyal demokratlarına, bütün sosyalistlerine sesleniyorum"

2016'da yüzde 49,5 oy alan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu çağırdılar. 'Gel Binali şu Bakanlar Kurulu listen, Başbakansın' dedi. Davutoğlu'nu kapını önüne koydular. Onu biz savunduk. Bizim dışımızda savunan da olmadılar. Recep Bey'den korkuyorlardı. 15 arkadaşımıza görev verdik. Hepsinin alnından öpüyorum. 450 km yürüdük. İstanbul'a vardığımızda 1 milyon vatandaşımızla karşı karşıyaydık. Kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin bizim ilk adımımızdır. Gittiğimiz yer ayıpsız, noksansız bir yerdir, dedim. Ülkenin milliyetçi, muhafazakar, liberal, sosyal demokratlarına sesleniyorum. Bütün sosyalistlerine sesleniyorum. Gelin birlikte olalım, birlikte mücadele edelim.

"Demokrasi ona uygun kafa ve ruh yapısını ister. Sizde bu kafa yoksa ben ne yapayım?"

Toplumda büyük bir beklenti oluştu. Birilerinin rengi attı. Bizi anlayamazlar. Demokrasi tramvay gibi istediğim yerde inerim diyen bizi anlayamaz. Kendi kurultayında bir kişinin gönderdiği bildiriyi herkesi ayağa kaldırarak okutması bizim anlayışımızda yok. Bir kişi için Allah'ın bütün vasıfları onda toplanmıştır diyenler bizi anlayamaz. Kula kulluk etmeyin deyince bize bu bunun adı itaat dediler. Demokrasi ona uygun kafa ve ruh yapısını ister. Sizde bu kafa yoksa ben ne yapayım?

"Beyefendi 'yurt dışına para kaçıranları affetmeyeceği' diyor. Ben de Bilal'i, enişteyi çağırdı sandım"

Ekonomiden bahsedeyim. Bir arkadaşım yazmış. 2008'de 1800 gün prim ödeyen birine 1150 lira emekli aylığı bağlanıyordu. Arkadaşım 5600 gün prim ödemiş. Bağlanan aylık 960 lira. Referandumda 'evet çıkarsa ekonomi şaha kalkacak' diyorlardı. Geldiğimiz noktada gördük şaha kalkan dolar oldu. Lira yaya kaldı. Gelir dağılımı düzelecek dediler. 250 gr'lık ekmek 200 gr'a düştü.

Bugün bi inşaat ustası intihar etmiş. Bakıyorlar cebinde borç ihtarnamesi var. Bu vatandaşımız borcunu ödeyemediği için intihar ediyor. Vallahi billahi yatacak yerleri yok. Beyefendi 'yurt dışına para kaçıranları affetmeyeceğim' diyor. Ben de Bilal'i, enişteyi çağırdı sandım.

"Türkiye Cumhuriyeti hükümeti dünyanın en yüksek faiziyle yurt dışından borç arıyor"

Londra'daki bir avuç tefeciye 150 milyar dolar ödediler. Çık ödemedik, de. Diyemiyor. İçeride bir avuç kişiye 675 milyar lira ödedi.

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti dünyanın en yüksek faiziyle yurt dışından borç arıyor. Ona rağmen istediği kadar bulamıyor. Yakayı tefeciye kaptıran adamdan memlekete hayır gelmez.

"Muhtarlar için 105 maddelik kanun taslağı hazırladık"

Muhtar kardeşlerim gayet iyi bilirler. Muhtar başımızın tacı denir. Bu laflar karın doyurmuyor. Ben inanıyorum ki muhtarlık demokrasinin temel taşıdır. Bu topraklarda yapılan ilk seçim muhtarlardır. 1933'te ilk kez bir kadın muhtarımız seçiliyor. Atatürk bu kadın muhtarımızı özel olarak ödüllendirmiştir. Madem ki muhtarlar demokrasinin temeli bu ve önceki hükümetler mhtara gerekli değeri verdi mi? Muhtarlık kurumunu demokrasinin ana kurumu haline nasıl getiririz? 82 değişik kanunda muhtar adı geçer. Bunları kimse bilmez. Yapılması gereken ilk şey temel kanun hazırlamak. 105 maddelik kanun taslağı hazırladık. Hepinize göndereceğiz. Sizden gelen önerileri de dikkate alacağız. Niye muhtarlar için birleşik oy pusulası getirilmiyor?

Türkiye'de nerede muhtar varsa muhtarlık evi olmalı.

Muhtar seçiliyor. Yanında sekreter bile yok, bir yere giderse kapatmak zorunda. Bazı belediyelerimiz personel gönderiyor, aylıklarını ödüyor. Belediye İl Özel İdaresi muhtara birini gönderecek.

Köy tüzel kişilikleri yeniden inşa edilmek zorunda.

Vergi toplayacaksan, Man Adası'nda topla. Köylüden ne istiyorsun.

Sosyal yardımlar muhtarlar aracılığıyla dağıtılmalı.

Mahalleyle ilgili karar alınacaksa, o belediye Meclisi'nde muhtar söz ve karar sahibi olmalıdır.

Muhtarlığın bütçesinin olması lazım. Muhtar kamuya hesap vermek zorunda. Emlak vergisi toplanıyor. Bu para belediyeye gidiyor. Alınan verginin belli bir payın muhtarlığa tahsis edilmesi lazım."

Kaynak : Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları