loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu, ön seçimde kendine oy veremeyecek

Kılıçdaroğlu, ön seçimde kendine oy veremeyecek
Tarih: 26.03.2015 - 08:42
Kategori: Sendika

CHP Genel Başkanı 29 Mart tarihinde yapılacak ön seçime İzmir'den giriyor. Üyeliği Ankara'da olan Kılıçdaroğlu kendine oy veremeyecek...

CHP Genel Başkanı 29 Mart tarihinde yapılacak ön seçime İzmir'den giriyor. Üyeliği Ankara'da olan Kılıçdaroğlu kendine oy veremeyecek. CHP yöneticilerinin yaptığı açıklamada ön seçim kararının geç alınmasını üyeliğin taşınmasına imkan vermedi açıklaması yapıldı...

1. sıradan seçilme derdim yok

Ön seçime gireceği İzmir’e gelen Kılıçdaroğlu, ‘Birinci sıralara kadın aday sözünüz vardı. Birinci sıradan seçilmemek sizi rahatsız etmeyecek mi?’ sorusuna şu cevabı verdi: Sözümüz söz. İkinci de olabilirim, dördüncü de, altıncı da. İktidar olmak istiyorsanız bazı riskleri de göze alacaksınız...


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ön seçime gireceği İzmir’de Milliyet’e “7 Haziran’da İzmir ilk kez bir Başbakan seçecek” dedi. CHP’nin artık seçim haritasında sadece kıyılara mahkûm bir parti olmaktan kurtulduğunu, Anadolu’nun her yerinden milletvekili çıkaracaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Bunun da sırrı 55 ilde yaptığımız ön seçimdir” diye konuştu.

Deniz Baykal’dan sonra İzmir’e hep CHP’nin Genel Başkanı olarak gelen Kılıçdaroğlu, bu kez genel başkan apoletlerini Ankara’da çıkarıp 2. Bölge’den ön seçime girecek milletvekili aday adayı olarak geldi. inciraltı’ndaki Wyndham Hotels’de yaptığımız sohbetimizde karşısında oturduğum kişi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu değil, bu seçim çevresinden 29 Mart’ta liste sıralaması için ön seçime girecek olan CHP’li 81 aday adayından biri olan Kemal Kılıçdaroğlu’ydu.

‘Demokrasi için ön seçim’
İlk sorum, “Neden İzmir?” oldu. İzmir 2. Bölge ön seçim sıra numarası 57 olan milletvekili aday adayı Kılıçdaroğlu gülümseyerek yanıtladı:
“CHP, 7 Haziran seçimleri öncesi Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi. Diğer siyasi partilerin aksine tam 55 ilde ön seçim yapıyoruz. Ülkeyi demokratikleştirmek için önce bu kavramı partinizde uygulamanız şart. İzmir’i tercih etme nedenim, Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu’nun mart başındaki bir açılışta bana ön seçime girerek İzmir Milletvekili olmam konusunda yaptığı çağrı ve davettir. Böyle bir arayış içindeydim, kabul ettim. Sıra kaygım yok. 6’ıncı sıra da benim için onurdur.”

Kılıçdaroğlu, diğer sorularımıza ise şu yanıtları verdi:

CHP üst yönetiminde ön seçime girecek olan tek kişisiniz. Diğer genel başkan yardımcıları, Genel Sekreter için de bu konuda baskınız oldu mu?
Kararı onlara bıraktım. Ama seçim takvimi sonlandı. Süre kısıtlı olduğu için kontenjandan adaylık tercihleri kesinleşti. Bu saatten sonra isteseler de ön seçime giremezler.

1. sırada kadın olacak

Birinci sıralara kadın aday sözünüz vardı. İzmir 2. Bölge’de liste birincisi olsanız bile 2. sıra, belki de 4 ya da 6. sıradan milletvekili seçileceksiniz. Bu sizi rahatsız etmeyecek mi?
Sözümüz söz. İstanbul, Ankara ve İzmir’de birinci sıralara kadın aday koyacağız. Dediğiniz gibi ikinci de olabilirim, dördüncü de, altıncı da. İktidar olmak istiyorsanız bazı riskleri de göze alacaksınız. CHP’li üyeler beni kaçıncı sıraya uygun görürlerse, o sıradan seçilirim. İlla birinci olacağım diye bir isteğim yok.

Ön seçim yapılacak illerde milletvekillerinin bir bölümü ön seçimle diğerleri kontenjanla seçilecekler. Bu parti için kaos yaratmaz mı? Örneğin seçimden sonra MYK’ızı ön seçimden gelenlerle mi, kontenjandan gelenlerle mi oluşturacaksınız?
Kontenjanları daha çok akademisyenler ve partinin vitrini için kullanmayı düşünüyoruz. Bir tüzük değişikliği yaparak kontenjandan adaylığını bir kez ile sınırlayabiliriz.

İzmir ‘CHP’nin kalesi’ deniyor ama, partinizin 13, Ak Parti’nin de 11 milletvekili var. Sizin adaylığınızla bu sayının artacağını düşünüyor musunuz?
İzmir’de milletvekili sayısının artması lazım. Bu sayı İzmir’e yakışmıyor. Bu kent lokomotif olmalıdır.

2011 genel seçimlerinde tek başınıza iktidar olacağınızı açıklamıştınız. Olmadı. bugün aynı sözleri tekrarladığınızı görüyorum. Aradaki fark nedir?
Geçen seçimlerde de önemli projelerimiz vardı. Ancak yeteri kadar anlatamadık. Çünkü ilk olarak örgütümüze anlatamadık. Vakit çok dardı ve proje çoktu. Şimdi altı temel proje hazırladık. Temeli, altyapısı bitti. Projeler doğrudan vatandaşa, geniş kitlelere dokunan projeler olacak. Vatandaşı borç batağından kurtaracağız. Yurt dışından çok önemli finans yöneticileri gelip gönüllü olarak çalıştılar ve çalışmaya da devam ediyorlar. Önemli bankaların yöneticileri ile biz de bir araya geldik. Bu dönemde aile sigortasını yeniden revize edip tekrar sunacağız. Esnafa ve KOBİ’lere sıfır faizle krediler vereceğiz. Parti dışından önemli uzmanlar bu konuda çok büyük emek sarf etti.

CHP’nin, özellikle genel başkan olarak sizin yeterince muhalefet yapamadığınız gibi bir algı var. Bunun için ne diyorsunuz?
Sizin de söylediğiniz gibi bu sadece iktidarın yarattığı yanlış bir algıdır. Bu seçimin başka bir özelliği daha var.
Geçen seçimde Ak Parti dolar bolluğu içerisinde ciddi bir ekonomik sorun yaşamadı. Dünyada da bu böyleydi. Ancak bugün çok ciddi bir ekonomi ve dış politika sorunu var. Dolar bolken ülke yönetmek kolaydır. Hadi bugün yönetsinler de görelim. Zaten yönetemedikleri ortada. Eskiden iş dünyası ‘aman borcumuz var’ diyor değişiklik istemiyordu. Bugün ise iş dünyası ve yatırımcı sorunun merkezi olarak iktidarı görüyor. Sadece iş dünyası değil, işçi, memur, emekli, esnaf da bu görüşte.

Kimlik üzerinden siyaset yapılmaz

Ülkemizde siyaseti çirkinleştiren faktörler nelerdir?
Bizim siyasetin önünde iki ciddi handikap var değerli arkadaşım. Birincisi etnik kimlik üzerinden siyaset, iki din üzerinden siyaset. İkisi de çağdaş demokrasilerde yasaktır. Bizim yasalarımıza göre de yasaktır. Din üzerinden siyaset yapılmaz, etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmaz. Ama ikisi üzerinden de siyaset yapılıyor. Elimizi kolumuzu bağlayan budur. Biz herkesin inancına saygılıyız. İnanç üzerinden siyaseti de doğru bulmuyoruz zaten. Etnik kimlik üzerinden de siyaset yapmıyoruz. Herkesin kimliğine saygılıyız. Hatta şunu söylüyoruz. Herkesin kimliği kendi şerefidir. Yani insanlar dar bir kulvarın içinde etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset kulvarının içine sıkıştırılmış durumda.”

Diğeri nedir?
İki nci büyük sıkıntı, yoksulluk, rüşvet ve her şeyin üzerinden birilerinin “nemalanmak” istemesidir. Ne yazık ki bugün ülkeyi yönettiklerini iddia edenler, başta Erdoğan ve Davutoğlu, bir Japon mühendis kadar haysiyetli olamadılar. Adam ‘kopan halatın sorumlusu benim, ihmalim yüzünden o kaza oldu’ dedi, intihar etti. Erdoğan ve Davutoğlu’nun da bu ülkeyi yönetemedikleri, yolsuzluk, rüşvete göz yumdukları ve içinde yer aldıkları için haysiyetleri varsa intihar etmeleri lazım. Diyelim ki, etmediler, hiç olmazsa istifa ederek haysiyetlerini Türk halkına göstermelidirler.

Anadolu’da yükselişteyiz

CHP önümüzdeki seçimlerde yine kıyı şeridine sıkışıp mı kalacak, yoksa parti olarak farklı beklentileriniz var mı?
Hemşericilik bağına ilk kez önem veriyoruz. 7 Haziran’da iktidar olmamamız için hiçbir sebep yok. Sizler İzmir’de belki rahat olabilirsiniz. Ama tüm Türkiye için aynı şeyi söyleyemeyiz. CHP’nin uzun yıllardır ihmal ettiği Anadolu’da kentler var. Buralarda varlık göstermemiz gerekiyor. Dönemin başbakanı CHP’yi ‘Sivas’tan öteye gidemiyor’ diye suçlardı. Şimdi Türkiye’nin her yerine gidiyorum. Yılların algısını ters yüz etmeye çabalıyorum. CHP’nin neden iktidar olması gerektiğini anlatmamız gerekiyor. Bu yöntem kesinlikle büyük mitingler değildir. Bulunduğunuz kentlerde kanaat önderlerini ikna etmeniz gerekiyor. Bunu da yapıyoruz, seçime kadar da yapacağız.

Başbakan vesayet altında

CHP Genel Başkanı olarak hükümetin zirvesinde yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başbakan Ahmet Davutoğlu için üzülüyorum. “Allah’ın gariban kulu” haline dönüştürdüler. Bir başbakan düşünün ki onu kimse dinlemiyor. Söylediklerinin önemi yok. Kendisi vesayet altında... Ali Babacan desen arada kalmış. Tayyip Erdoğan egoist ve narsist bir kişiliğe sahip. Bu tür kişiliklerin en önemli özelliği kural tanımazlıktır. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı ne var? İhracatı mı patlattı? Bizim kadrolarımız gerçekten önemli işler yapacak boyuttadır. Bizde ülkeyi krizden çıkartacak kadrolar var. Nitekim Kemal Derviş’in sağ kolu ve yardımcısı bizimle çalışıyor. Çok önemli görevler yapmış kişilerle birlikteyiz. Bütçeyi, vergiyi en iyi biz biliriz. Bizim kadromuzdan en az üç tane Bakanlar Kurulu çıkar. Zaten 6 maddelik Türkiye’nin kurtuluşunu sağlayacak seçim vaadimizi açıkladığımızda herkes şaşıracak. Bekleyin göreceksiniz.

Başbakan Davutoğlu için “Garipoğlu” diyorsunuz niçin?
Adamın soyadını değiştirdiler. Davutoğlu’ydu, Garipoğlu’na çevirdiler. Ben de anlamıyorum; neden susuyor? Niye sessiz? Sanki ülkeyi o yönetmiyor, başka birisi yönetiyor. Ya sen ülkeyi yönetiyorsun. Bütün bu olaylar oluyor, bütün televizyonlar veriyor, gazeteler manşete çekmiş onda tık yok. Neden? Vesayet altında olduğu için.

‘Arınç yolsuzluğu itiraf ediyor’

Kılıçdaroğlu, Burdur Belediyesi’nin yaptırdığı katlı otoparkın açılışı için Burdur’a gitti. Törende konuşan Kılıçdaroğlu, “Hani bir hükümet sözcüsü Bakanlar Kurulu toplantısından sonra medyanın önüne çıkıp 77 milyon yurttaşa şunu söylüyor; ’Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Ankara’yı parsel parsel sattı. Ne iş yaptığını ben çok iyi biliyorum’ dedi. Şimdi Allah aşkına bundan daha büyük bir itiraf olabilir mi? Yolsuzluğu itiraf ediyor” dedi.
CHP’ye kızıp, eleştiriler yapılabileceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Ama şunu hiç kimse söyleyemez, ’Cumhuriyet Halk Partililer yolsuzluk yapıyor, Cumhuriyet Halk Partililer kul hakkı yiyor, halka hesap vermiyor, yandaşa hizmet ediyor.’ Asla asla. Bizim partiden olur veya olmaz. Kimsenin ekmeğiyle oynamayız. İsteriz ki her evde huzur olsun. Artık gerginlikten bıktık. Bu ülkede huzur istiyoruz. Beraber yaşamak istiyoruz. Huzur içinde yaşamak istiyoruz ve bunun için de herkesin tutarlı, sağlıklı gelire kavuşmasını istiyoruz” diye konuştu.

DHA

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları