loading
close
SON DAKİKALAR

Köprüden önceki son çıkış

Köprüden önceki son çıkış
Tarih: 05.01.2015 - 00:00
Kategori:

Can Ataklı: Seçim yarışı nasıl olursa olsun, yüzde 10 barajının kaldırılması en çok iktidar partisini etkileyecektir.

Köprüden önceki son çıkış

Eğer AKP son dakika oyunuyla seçimleri Nisan ayına çekmezse, tam 5.5 ay sonra sandık başına gideceğiz.
Genel kanı “bu seçimlerin çok önemli olduğu” yönünde.
Özellikle AKP iktidarının baskısından ve dayatmalarından bunalan geniş bir kesim Haziran 2105 genel seçimlerini “son seçim” olarak görüyor.
Neden “son” seçim?
Çünkü eğer AKP bu seçimlerden de tek başına iktidar olarak çıkarsa Türkiye’nin rejimi değişir.
Bununla da kalınmaz ülkenin önemli bir bölümü de elden çıkar, başka ülkenin toprakları haline gelir.
Gerçi 2007 seçimlerinden bu yana ister genel ister yerel isterse referandum olsun “Aman bu seçim çok önemli, bu seçim artık son seçimimiz” sözlerini çok duyduk.
Bu nedenle Haziran 2015 seçimi de elbette çok önemli ve hayatidir ama dünyanın da sonu değildir.
Peki, bu seçimler çok önemli ve hatta “son seçim” olarak niteleniyor da neden toplumda henüz bir seçim heyecanı ve telaşı yok?
Toplumu bırakın partilerde henüz bu heyecan oluşmadı.
Özellikle muhalefet partileri için sanki 5.5 ay sonra seçim yok.
Ne bir çaba, ne bir atak, ne bir plan, proje görmüyoruz.
Sessiz bir bekleyiş var. Sıradan seçmenler için pek önemli görülmese de partilerin ve bu seçimlerde siyasette yer almaya çalışan her türden siyasetçinin gözü kulağı Anayasa Mahkemesi’nde.
Zamanlamasını ve nedenini normal vatandaşlar tam kavramış olmasa da Anayasa Mahkemesi, muhtemelen bu hafta ama en geç 20 gün içinde çok önemli bir karar verecek.
“Siyasette istikrar sağlansın” diye Turgut Özal tarafından Anayasa’ya konulan “genel seçimlerde ülke çapında yüzde 10 baraj uygulanır, toplamda yüzde 10 oyun altında kalan siyasi partiler meclise üye gönderemez” maddesi iptal edilebilir.
İşte herkes bu kararı bekliyor.
Çünkü barajın tamamen kalkması halinde siyasi manzara da tamamen değişecektir.
Eğer Anayasa Mahkemesi yüzde 10 barajının devamı konusunda karar alırsa, seçim yarışı büyük olasılıkla mevcut partiler arasında yapılacaktır.
Oysa barajın kalkması halinde barajı geçtiği için Meclis’e girebilen siyasi partilerin bu avantajı bitecek ve yarışta pek çok parti varlık göstermek için çaba harcayacaktır.
Seçim yarışı nasıl olursa olsun, yüzde 10 barajının kaldırılması en çok iktidar partisini etkileyecektir.
Uzmanların yaptığı hesaba göre, AKP barajın olmadığı bir genel seçimde, son seçimde aldığı oyu aynen alsa bile kendisini tek başına iktidara taşıyacak sayıda milletvekili çıkaramayacak.
Bu da şu demektir; eğer baraj uygulanmazsa AKP’nin tek başına iktidar olma dönemi önümüzdeki haziran ayında son bulacaktır.
AKP için ya muhalefet dönemi ya da bir koalisyon ortaklığı dönemi başlayacaktır.
İşte kritik nokta bu.
AKP’nin, daha doğrusu ülkeyi Cumhurbaşkanlığı koltuğundan tek başına yönetmeyi hayal eden Tayyip Erdoğan’ın en büyük korkusu seçim barajının tamamen kalkmasıdır.
Eğer Anayasa Mahkemesi bu doğrultuda bir karar alırsa AKP’nin bunu uygulamamak için akıl almaz hukuk dışı yollara başvuracağını söylemek kehanet olmaz.
Tayyip Erdoğan “başkanlık hayalinin kabusa dönüşmesine neden olacak” böyle bir karar karşısında sessiz kalmayacaktır. Elinden geleni ardına koymayacaktır.
Nitekim AKP sözcülerinin “Böyle bir kararı yok sayarız” açıklamaları hala kulaklarımızda çınlıyor.
AKP hiçbir konuda hukuk tanımadığı için muhtemelen böyle bir gelişme karşısında da hukuku yok saymak isteyecektir.
Ama bu kez büyük bir duvara çarpacağı da kesindir.
İşte bu nedenle yazımın başlığına “köprüden önceki son çıkış” başlığını attım.
2015 AKP iktidarının da son yılıdır.
Önümüzdeki seçimde Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle “tepe” noktayı gören AKP oylarında ciddi bir düşüş olacaktır. Bunu AKP’ye en yakın araştırma şirketleri bile kabul ediyorlar.
AKP’li araştırma şirketleri AKP’nin oylarını yüzde 10 barajlı sistemde “tek başına iktidar olacak” düzeyde tutmaya özen gösteriyorlar.
Daha tarafsız ve ciddi araştırma şirketleri AKP’nin oyunun yüzde 40’ın altına indiğini açıklıyorlar.
AKP Türkiye’ye çok büyük zarar verdi.
Ekonomi büyür gibi görünmesine rağmen dışa bağımlılık olağanüstü arttı, Türkiye’nin 90 yıldaki tüm kazanımları yok pahasına satıldı, bu halkın elinde sahip olduğu ne bir telefon kuruluşu, ne bir liman, ne bir sanayi tesisi, ne turizm yatırımı, ne banka kalmadı.
Toplumda yaratılan ikilik düşmanlıklara varan noktalara tırmandı. Toplum bugüne kadar hiç alışık olmadığı biçimde “etnik köken” ve “mezhep” kavgalarının içine itildi.
Yolsuzluk ve hırsızlık neredeyse yükselen değer haline getirildi, sadakaya bağlanan milyonların bu zayıf noktasından yararlanılarak siyasi dengeler alt üst edildi.
Dış politikada atılan yanlış adımlar Türkiye’yi her alanda yalnızlaştırılırken, teröristlere yardım ve yataklık yapıldığı iddiaları ülkemizi “savaş suçlusu” konumuna düşürecek kadar vahim hale geldi.
Atatürk, Atatürk ilke ve devrimleri önce unutturulmaya sonra da tamamen kaldırılmaya çalışılıyor. Türkiye’nin 90 yıllık sağlam temelleri bir avuç gerici zihniyetin elindeki balyozlarla yıkılmaya çalışılıyor.
Türkiye’nin bunu artık daha fazla tahammül göstermesi mümkün değildir, olmamalıdır.
Bunun da yolu bu çağdışı iktidarın ilk seçimlerde yerinden uzaklaştırılmasıdır.
AKP içindeki aklı başında, sağduyulu, vicdanlı insanlar da bu gidişin iyi olmadığını görüyor ve Türkiye’nin yeniden demokrasiye dönmesini arzuluyordur.
Bunun için de seçimden birinci çıkılsa bile “tek başına iktidar” döneminin bitmesi gerektiğini onlar da biliyorlar.
Kimsenin beklemediği hatta aklına bile getirmediği “barajın kalkması içinAanayasa Mahkemesi’ne başvurulması tesadüfi değildir.
İki siyasi parti sanmıyorum ki, kendilerine de bir avantaj sağlanması için bu yola başvurdular.
Türkiye’nin ortak aklı bu iktidardan demokrasiye zarar verilmeden kurtarılması için bu yolu buldu.
İşte bu nedenle yüzde 10 seçim barajı mutlaka kalkmalı, baraj korkusu nedeniyle kendini gösteremeyen tüm siyasi hareketler yarışa katılmalı, AKP son seçimlerdeki oyunu alsa bile tek başına iktidar koltuğunda oturmamalıdır.
Tayyip Erdoğan da, “başkanlık hırsı” içinde barajın kaldırılması için hukuk dışı yöntemlere başvurmak yerine demokrasinin ve eşitliğin sarsılmaz güvenine kendini bırakmalı ve Anayasa Mahkemesi’ne yönelen baskılara son vermelidir.
Barajın kaldırılması ihtimali, köprüden öncesi son çıkıştır. Bu çıkıştan çıkılmazsa Türkiye’nin bundan sonraki dönemi çok daha çetin olacaktır.
İktidarda kalmak için her türlü hukuk ve demokrasi dışı yöntemlere başvurmaktan çekinmeyenler benzer bir durumun altında kalabileceklerini de mutlaka hesaplamalıdır.
Sevgili okurlar; barajın kalkması halinde çok renkli ve değişik bir seçim dönemi geçireceğiz. Önümüzdeki yazılarda bu durumda kimlerin şansı olduğunu, seçim kampanyası boyunca nelerle karşılayacağımızı yazmaya çalışacağım.
ÖNEMLİ NOT-1: Uzun bir süredir hiçbir yerde yazmıyordum. İstanbul Gerçeği Genel Yayın Müdürü İmambakır Üküş “Yazman gerek, tarihe not düşmen gerek” dediğinde ben de İstanbul Gerçeği’nde yazmaya karar verdim. Belli yazı günüm olmayacak. Ancak eski alışkanlıkla muhtemelen her gün yeni bir yazı paylaşacağım. Hepinize merhaba..
ÖNEMLİ NOT-2: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP’den aday adayı olmuştum. Ancak CHP’nin tercihi başka bir isim olmuştu. O tarihte “Hiçbir şekilde ilçe belediye başkan adaylığı için teklif beklemediğimi, gelirse de şiddetle reddedeceğimi” açıklamıştım. Ancak Şişli, Beşiktaş, Bakırköy ve Kadıköy adaylarının belirlenme aşamasındaki çirkin uygulamaları görünce, tamamen bu çirkin politikalara tepkimi göstermek ve durumu CHP’li kamuoyuna da duyurabilmek için Beşiktaş’tan aday olmuştum. CHP’de akıllı ve mantıklı olanlar amacımı anlamışlardı elbette. Çok değil 9 ay önce yaptığım uyarıları dinlemeyenler şimdi dizlerini dövüyor. Bana “hain” yaftası yapıştırarak “CHP’den belediye başkanı adayı yapılmayınca DSP’ye koştu” diyenlere elbette üzülmüştüm ama bana saldıranların şimdi CHP’nin “mafya örgütü” diye anılır hale getirilmesine neden olmalarına üzüntüm, şahsi üzüntümün çok üstüne çıktı. Neden olanlarda acaba utanma duygusu var mı?

Can Ataklı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları