loading
close
SON DAKİKALAR

'Küçük yaşta dini eğitim çocukta kaygıyı artırıyor'

'Küçük yaşta dini eğitim çocukta kaygıyı artırıyor'
Tarih: 22.01.2018 - 15:00
Kategori: Eğitim

Psikolog Banu Bülbül, kız çocuklarına başörtüsü töreni düzenlenmesini değerlendirerek, "Küçük yaşta din eğitimi, çocuklarda büyük kaygılara yol açar" dedi.

Yalova’da küçük yaştaki öğrencilere başörtüsü takılarak düzenlenen “taç töreni” ardından benzer bir skandal da Urfa’da yaşandı. Urfa’nın Viranşehir ilçesinde bulunan 4-6 yaş Kuran kursu öğrencilerine yönelik düzenlenen “karne merasimi”nde yaşları dört ile altı arasında değişen kız öğrencilere başörtüsü takılarak taç töreni düzenlendi.

Skandal törene Viranşehir Müftüsü Kamil Oktay’ın yanı sıra Kaymakam Ömer Çimşit de katıldı. Etkinlikte konuşan Kaymakam Çimşit, çocukların küçük yaşta Kuran öğrenmesinin çok önemli olduğunu ileri sürerek, “Çocuklarımızın Kur’an-ı Kerim ve değerler eğitimi ile yetişmeleri ailelerinin onlara vereceği en büyük imkândır” dedi. Küçük yaşta din eğitimi alan çocuklarda sürekli gözetlendiği duygusu, günah işlemekten ve hata yapmaktan aşırı korku gibi yoğun kaygılar görülebildiğini söyleyen Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği (TODAP) psikologlarından Banu Bülbül, çocuk yaşta verilen dini eğitimin çocuklar üzerindeki etkisini BirGün’den Mustafa Mert Bildircin'e değerlendirdi.

Soyut kavramları anlama becerisinin gelişimsel sürece bağlı olarak geliştiğini belirten Bülbül, “Okul öncesi çocuğun pek çok soyutlanmayı kavraması mümkün değil. Sadece İslam dini açısından değil, Hıristiyanlık ve Yahudilikte de dinsel inanışın özünde var olan soyutlamalar bu yaşta yeterince kavranamıyor” diye konuştu. Bülbül, çocukların soyut kavramları anlama noktasında erken yaşlarda verdiği mücadelenin, gözetlenme duygusu, günah işlemekten ve hata yapmaktan aşırı korku, rahatlıkla ve sorgulayarak düşünememe gibi yoğun kaygılara yol açabileceğini belirterek şunları kaydetti:

“Erken yaşlarda verilen dini eğitim, çocukların ölüm ve ölüm sonrasına ilişkin erken meraklar yaşaması ile hayata dair heyecanlarının, ilgilerinin önüne geçiyor. Gündelik yaşama, hayal gücüne, gelecek düşlerine yatırım azalırken, korkuları ve kaygıları besleyen merak ve düşünceler artıyor. Din eğitiminde genellikle sorgulamayı değil itaati öğütleyen yöntemler kullanıldığından (tüm dinler için) çocukların itiraz, sorgulama, kendi düşüncelerini oluşturma ve özerkleşme süreçleri sekteye uğruyor.”

Doğal gelişim sürecinde öğrenilmeli

Türkiye’de denetlenmeyen çok sayıda kurumda dini eğitimin erken yaştan itibaren verildiğine dikkati çeken Bülbül, “Dini eğitim veren kurumların ve kişilerin denetiminin bağımsız eğitimcilerce ve velilerce gerçekleştirilebilmesi önemli” dedi. Çocukların, doğal bir gelişim sürecinde anne ve babalarının dine bakışlarını ve inançlarını öğrendiklerini ifade eden Bülbül, “Böylesi bir öğrenme okulöncesi için fazlasıyla yeterlidir. Büyüklerin, karmaşık ölüm, ölüm sonrası, dinler, varoluşsal sorunlar konulu sohbet ve tartışmalarına tanık olmamaları da çocuklar açısından iyi olacaktır” ifadelerini kullandı.

***

2013 yılında uygulanmaya başladı

İlk olarak 2013 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uygulamaya konulan 4-6 yaş Kuran kurslarının sayısı 2017 yılı sonunda bin 552 ye ulaştı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi verilerine göre “sıbyan mektebi” adı da verilen bu kurslarda 2017’de dört ile altı yaşlarındaki 51 bin 327 çocuğa dini eğitim verildi. Diyanet’in resmi internet sitesinde bu kurslar, “4-6 yaş Kur’an Kursları”nda, milyonlarca çocuğumuz yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’le tanışıyor; değerler eğitimi alıyor” ifadeleriyle tanıtıldı.

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları