loading
close
SON DAKİKALAR

Mayıs, Haziran!

Mayıs, Haziran!
Tarih: 17.04.2014 - 00:00
Kategori:

Mustafa Mutlu; Biliyorsunuz; 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak yıllardır yasaktı; her defasında büyük olaylar çıktı.

Yaz geliyor ve çok sıcak günlere giriyoruz. Biliyorsunuz; 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak yıllardır yasaktı; her defasında büyük olaylar çıktı.
Polis, Taksim’de bayram yapmak isteyen gençleri ve işçileri şiddet kullanarak püskürttü.
Çok sayıda vatandaşımız yaralandı; hatta bazı yıllar ölenler bile oldu.
Sonra Taksim üç yıl üst üste, 1 Mayıs kutlamalarına açıldı. Milyonlar meydana aktı; bir kişinin bile burnu kanamadı.
Her ne akla hizmetse AKP iktidarı geçen yıl meydanı tekrar kutlamalara kapattı. Gerekçe olarak da süren yayalaştırma çalışmalarını ve Gezi Parkı’nın önündeki dev çukuru gösterdi.
Kimse bu gerekçeye inanmadı; ortalık yine savaş alanına döndü.
Bu yıl çukur mukur da yok ama Vali Hüseyin Avni Mutlu, işçilere Yenikapı’yı gösterdi.
Taksim’e gitmeyi düşünenleri ise tehdit etti.
***
Sözü uzatmaya gerek yok:
Taksim Meydanı, 1977’deki kanlı 1 Mayıs’tan sonra işçi sınıfının mabedi haline gelmiştir.
Sendikalar vazgeçse bile işçiler, gençler Taksim’den vazgeçmez!
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu; alt tarafı emir kulu…
Emri veren ve işçilerle iki yıldır yeniden zıtlaşan ise bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi…
Çünkü… Her ne kadar daha dün bile, “Biz gerilim siyaseti yapmıyoruz” dese de gerilimden, şiddetten, kandan beslendiği ortada…
***
Bugün henüz 16 Nisan… 1 Mayıs’a 15 gün var. Başbakan’ı şimdiden uyarıyorum:
Taksim’i üç yıl üst üste kutlamalara açtınız da iktidarınızı mı kaybettiniz?
Havanız mı bozuldu?
Prestijiniz mi sarsıldı?
Hayır… Tam tersine Türkiye ilk kez 1 Mayıs’larda savaş alanına dönmedi. Sadece Taksim’de değil; ülkenin dört bir yanında karnaval fotoğrafları çekildi.
Şimdi yeniden yasaklayarak çok büyük bir yanlış yapıyorsunuz.
Eğer o gün işçilerden, gençlerden ya da güvenlik görevlilerinden birinin başına bir şey gelirse Başbakan…
Tek bir vatandaşımızın bile burnu kanarsa…
Ortalık yine cehenneme dönerse…
Tek suçlusu sen olacaksın!
***
Unutma; Mayıs’ın arkası Haziran!
Yani; sadece 1 Mayıs’ta değil; Haziran’da da Taksim’de olacağız…
Şehitlerimizi anacağız, Gezi’deki ağaçlarımızın altına oturup, şarkılar söyleyeceğiz…
Öldür öldür ne kadar Başbakan; ne vakte kadar sürdürebileceksin bu zalimliği?
Bak; Haziran’dan iki ay sonra da Cumhurbaşkanlığı seçimleri var…
Gel; gözyaşıyla, biber gazıyla, tazyikli suyla götürme bizi sandık başına…
Kanla, ölümle dost olma Başbakan; canla, yaşamla dost ol…
Unutma ki çekirge bir zıplar, iki zıplar… Üçüncüsünde…
Neyse!
40 VE 600!
Başbakan, sıradan yurttaşların eleştirilerinden kurtulmak amacıyla yasaklattığı Twitter için,
“Zaten bunlar Türkiye’de vergi mergi de vermiyor” demişti.
Twitter, Türkiye’de yılda 70 milyon lira kazanıyor. Bir temsilcilik açması durumunda ödeyeceği vergi aşağı yukarı 15 milyon lira…
Peki; iktidarın kayıtsız şartsız destekçisi olan atv-Sabah Grubu’nun, Yeni Şafak’ın ve Kanal A’nın; Maliye tarafından 2010 yılında bir kalemde silinen vergi borcu ne kadar?
600 milyon lira…
Yani; Twitter’ın 40 yılda ödeyeceği vergiye eşit bir para…
Başbakan’dan yedikleri fırçadan sonra Ankara’ya koşan Twitter’ın yöneticileri bu gerçeği biliyorlar mı acaba?
GÜNÜN SORUSU
Başbakan dün yine, “Hiçbir zaman gerilim siyasetinin tarafı olmadık” dedi. Sorum kendisine:
Gerilim siyasetinin tarafı değilken (!) bile Gezi Direnişi sırasında yedi gencimizin ölümüne neden olduğunuza göre acaba bir de taraf kahraman (!) polisiniz kaç kişiyi katlederdi?
TÜKETMİYORUZ (14)
Yedinci madde olmazsa!
Demokrasinin yedi olmazsa olmazı vardır:
Birincisi; laik bir devlet yapısı…
İkincisi; özgür ve eşit oy…
Üçüncüsü; siyasi partilere eşit koşullar…
Dördüncüsü; güçlü bir üretim ekonomisi…
Beşincisi; bağımsız yargı ve hukukun üstünlüğü…
Altıncısı; bağımsız medya…
Ve yedincisi güçlü sivil toplum!
Bugün bizde hepsi acınacak halde… Yıllardır kent kent dolaşıp, bu maddelerin bizde nasıl yerlerde süründüğünü örnekler vererek uzun uzun anlatıyorum.
Ancak özetle söyleyebilirim ki ilk altı maddedeki sorunların hepsinin düzelmesi, yedinci maddeye bağlı…
Yani sivil toplumun örgütlenmesine; masaya yumruğu vurmasına…
İşte bu yüzden seçimden sonra durumdan vazife çıkardık ve Facebook’ta TÜKETMİYORUZ isimli bir sayfa açarak, tüm adaletsizliklere dur demek için örgütlenmeye başladık.
Eğer hâlâ bize katılmadıysanız; bir an önce gelin ki hep birlikte pasif direniş destanları yazmaya başlayabilelim.
(TÜKETMİYORUM’a destek olmak için LÜTFEN TIKLAYIN)
GÜNÜN İSYANI!
Türkiye’ye sığınan 1 milyondan fazla Suriyeli’nin önemli bir bölümü caddeleri, meydanları parselleyerek dilencilik yapmaya başladı. İsyanım, sanki böyle bir sorun yokmuş gibi davranan hükümete:
Mimarı olduğunuz bu sefaleti önlemek için ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları