loading
close
SON DAKİKALAR

Mimarlar Odası Başkanı Muhcu: Mesele Maçka Parkı'ndaki 200 ağacın kesilmesi değildir, projenin etkisi çok daha büyüktür

Mimarlar Odası Başkanı Muhcu: Mesele Maçka Parkı'ndaki 200 ağacın kesilmesi değildir, projenin etkisi çok daha büyüktür
Tarih: 22.02.2018 - 11:01
Kategori: Medya

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, Can Ataklı'nın sunduğu Yazı İşleri programına konuk olarak katıldı.

Muhcu, Maçka Demokrasi Parkı'ndaki ağaçların Sarıyer'e taşınmasının geniş kapsamlı bir sorun olduğunu belirterek, Maçka bölgesinde yapılacak tünelin trafik sorununu daha da artıracağını söyledi.

Eyüp Muhcu'nun açıklamaları şöyle:

"-(Maçka Tünel Projesi) Projeyi uygulayanlar yararlarını anlatmakla bitiremiyorlar. Ağaçları Maçka Parkı'ndan alıp Sarıyer'e dikiyorlar. Orada yaşamlarını sürdürebilecek mi? Maçka Parkı konusu kapsamlıdır. Dolmabahçe'yi, Demokrasi Parkı'nı etkileyen bir proje. Dolmabahçe'den başlayıp 3. köprüden Karadeniz kıyısına uzanan tünellerden söz ediyoruz. Asıl hedef Kuzey Marmara Otoyoluna araç taşımak. Tünellerle bağlantılı yeni yolların ihdas edilmesi, buraların imara açılması söz konusu.

Maçka Demokrasi Parkı Nurettin Sözen'in projelerinden birisidir. Çocukların, yaşlıların, herkesin gidebileceği yer haline geldi. 1939'da Gezi Parkı'ndan başlayarak Dolmabahçe'ye uzanan alan park alanı ilan edilmişti. Fakat ilk ihlal önemlidir. 1950'den sonra Marshall planıyla birlikte vadiye bina yapılma zorunluluğu getirildi. Uluslararası oteller hegemonyayı simgeler. Otel yapılması hegemonya projesiydi. Otelin adı plana yazılmıştı. Tarihte ilk kez bir otelin adı bir plana yazıldı. 

-Gökkafes mahkeme kararlarına rağmen Dalan ve Özal zamanında yapıldı, Dolmabahçe tahrip edildi. Bugün ortadan kaldırılan 200 ağaç değildir konu. Projenin etkisi çok daha büyüktür. Tünel çift yönlü düşünülmektedir. Trafiği rahatlatacağı söylenmektedir. Tünel varsa gelen araç sayısı artacaktır. Zaten trafik sorunu var. Tünel yüzünde şimdiden yollar tıkanmıştır. Tünel yapılınca ilk başta rahatlık olur gibi görünür sonra araçlar geldikçe daha fazla trafik bölgeye akacaktır.
 

Projeyle birlikte Maçka Parkı zarar görmekte. Levazım, Ortaköy Vadisi, Ihlamur Vadisi etkilenecektir. Bacalar belli yükseklikte olacaktır. Hava zehirlenecektir. Rant açısından şimdiden tünel güzergahıyla ilgili emlak piyasası oluşmaktadır. Tüneller çok ciddi rant getirir. Söz konusu tünel için 830 milyon lira bedel ödenecek. Bir tünelin metresi 105 bin liranın üzerindedir. İzmir'de yapılan metro tünelinin metresinin 30-40 bin liraya mal edildiğini biilyoruz. İnönü-Maçka'yı Piyalepaşa'ya bağlayan tünelin bedeli 820 bin liradır. 

Projeyle ilgili halka danışılmamış. İBB Başkanlığı kendi birimlerine bile danışmamış. İlgili kamu kuruluşlarının görüşleri alınmamış. Kadir Topbaş 'otobüs durağı dahi yapılsa halka soracağız' demiştir. Bu projeyi neden sormamıştır? 

-Ulaşımın temel ilkesi ihlal edilmektedir. Kente araçları taşımak değil insanları bir yerden bir yere taşımak esastır. Bu ihlal ediliyor. 2009'da 1/100 bin ölçekli planı deldirmeyeceğiz, dediler. Bu proje plana aykırıdır. Hiçbir şekilde savunulacak proje değildir Mesele 200 ağacın kesilmesi değildir.

Avrasya Tüneli'nden geçiş 5 dakika. Bence yanlış. Trafiğin en yoğun olduğu saatlerde 5 dakikada geçmek için 1 saatlik kuyruğa girmeniz gerek. Çıkışta da 1 saatlik kuyruğa girmeniz gerekiyor. Oldu mu 2 saat. Ben buraya vapurla geldim. Vapura ulaşmak için Avrasya Tüneli'nin trafiğini de bekledim. Bu şehre zarar veriyor. Hazinenin paraları bu yatırımlara gidiyor. İBB'nin bütçesinin yüzde 60'ı ulaşıma akıtılıyor. Buna rağmen trafik sorunu daha da büyüyor. 

Kavşaklara dünyanın parası ödeniyor. 15 yıl içinde 200'e yakın kavşak inşaatı yapıldı, milyonlarca lira bedel ödendi. Topbaş'ın itirafıyla çoğu yanlış olmuştur. Boğaz Köprüsü ve otoyol üstündekiler yanlış olmuştur. En az 20 milyon liradır bedeli. Bunu biz ödedik, halk ödedi. Trafiği çözmedi. Neden ders almayıp gereksiz kavşaklar yapıyoruz. İBB kadroları ideolojik olarak örgütlenmiş olsalar da bunu bir an için görmeyelim kendi kadrolarına sorsunlar. 

Bizlere düşen sorumluluk projelerin doğru yapılıp yapılmadığını raporlamak, ilgili kuruluşlara sormak. Plan hazırlanırken meslek odalarıyla birlikte raporlar sunduk. Bunlar dikkate alınmadı. İBB'nin planı dikkate alınmadı. Hükümet dikkate almadı. 3. köprü ve havalaalanı raporu vardı. İstanbul'un akciğerleri olan ormanların yaşam değerlerinin ortadan kaldırılacağı, ulaşımı çözmeyeceği raporlarda vardı.Dönemin başbakanı Erdoğan İstanbul'a 3. köprü ve 3. havalimanı yapacağız, dedi. Kendi raporlarını sümen altı ettiler. Kendi planlarını savunmadılar.  

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, Ulaştırma Bakanlığının, Karayolları Genel Müdürlüğünün, İBB'nin uzmanlarına sorsunlar. Aynı şeyi söyleyeceklerdir. Bunlara hayır demekle kalmıyoruz, rapor sunuyoruz. Bunlar dikkate alınmıyor. Hukuk da anlaşma yoludur. Yargıya götürmemizden niye gocunuyorlar, niye eleştiriliyoruz? Kendileri atadılar yargıçları. Neden yargıçlar görevden alınıyor. Kesinleşmiş kararları atanmış yargıçlarla neden bozmaya çalışıyorlar? Demokratik ülkelerde görüş ifade etmenin tarzı demokratik etkinliklerdir. Hala kamu yönetimine yardımcı olmak için çaba içindeyiz. Maçka eylemlerini ne idüğü belirsiz odaklar tehdit etmektedir. Maçka Demokrasi Parkı'nı oradaki ağacı, Dolmabahçe Vadisini savunmak vatanseverlik değil midir? Nazım'ın dediği gibi vatanseverlik cebinizdeki yeşil dolarlar mıdır, emperyalist projelerin taşeronu olmanız mıdır? Vatanseverlikten bahsediliyorsa bu direnen bir avuç insana ödül verilmelidir.

Medeni ülkelerde böyle bir girişim yaparsa yurttaşlar, devlet dikkate alır. Biber gazı sıkmaz, karanık odaklar üzerinden tehdit etmez. Bu odaklar tehdit ediyorsa arkasında iktidar vardır. Öyle değilse iktidar yargıya taşır, arkasında durmadığını gösterir. 

Gökkafes kent suçudur. Yargı bağımsız karar verebiliyordu, şimdi veremiyor. 16/9 gökdelenleriyle ilgili raporlarımız vardı. Erdoğan başbakandı, yanlış dedik. Dikkate almadı. Bir ara ne olduysa sayın Erdoğan yıkacağız, dedi, küstü. Bir kişi dava açtı. Yöntem doğruydu yarısı kesilecekti silüeti bozmasın diye. O inşaatın sahibine bir takım işler yaptırıldı, yargı kararı kaldırıldı. 

'Hakimler FETÖ'den yargılanmakta, kararları hukuki olamaz' denildi. Soralım hangi imar kanuna göre değerlendiriyorsunuz? Bu insanlar FETÖ üyesiyse daha önceki kararlarını da bozun. Niye bozmuyorsunuz, sizi etkiliyor değil mi? Talimatlı bir yargı süreci, yasallaştırılmış deniyor ama hukui değil.

Maçka Projesi tek başına da değil. Yakınında Kabataş transfer merkezi var. Altındaki otoparka bazen bin bazen 2 bin araç gelecek. Taksim Meydanı'nın altının boşaltılmasını ekleyelim. İçinden çıkılmaz bir trafik olacak. Bu bölge İstanbul'un kalbidir. Bu projelerle birlikte yer üstünde başka projeler gündeme gelecektir. Dikey mimariye karşı olanlar yatay mimari adı altında yönetmelik yaptılar. Gökdelenler devam ediyor. 

Yerin altı da inşaat alanı haline getirildi. Dikey yaptık, ihanet ettik, derken yerlatına da ihanet edilmeye başlandı. Parkın altında bina yapılırsa asırlık ağaçlar yaşabilir mi. Su kaynakları ve yer altındaki doğal yapının bozulması, drenaj sorunları var. Araç miktarı artacak. Ulaşım sorununu çözelim derken daha da sorunlu hale getirecekler. Otokratik yönetim yasal statüye kavuşursa bu sorunlar artacak, içinden çıkılmaz hal alacaktır."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları