loading
close
SON DAKİKALAR

Onlar hiçbir zaman gazetecilik yapmadı!

Onlar hiçbir zaman gazetecilik yapmadı!
Tarih: 04.09.2015 - 00:00
Kategori:

Mustafa Mutlu; Çağdaş insan, kula kulluk etmez. Bunlar, Fethullah’a kulluk ettiler.

Çağdaş insan, kula kulluk etmez. Bunlar, Fethullah’a kulluk ettiler.
Onun örgütüne girip kendileri gibi düşünmeyen herkesi katletmeye soyundular.
Büyük paralar kazandılar, büyük ama kirli... Bu yüzden daha da göbekten bağlandılar sahiplerine...
***
Sahte belgeler düzenlediler.
Telefonları dinlediler...
Yatak odalarına bile girdiler.
Milyonlarca insanı fişlediler; bel altına çalıştılar.
Tehdit ettiler; ellerini kollarını bağladılar!
Masum insanları sırf muhalif oldukları için suçladılar...
***
İktidarla işbirliği içindeydi “sahip”leri; tüm bunları iktidara yaranmak ve daha güçlü pozisyonlara gelebilmek için yaptılar.
Sonra ürettikleri suçları, örgütlerine bağlı polislerle soruşturmaya dönüştürüp...
Yine örgüte bağlı hakim ve savcıları tarafından “sabit” buldular...
Daha hazırlık soruşturmalarında insanları “darbeci”, “katil” diye suçladılar.
Kendi uydurdukları suçları, kendi gazetelerinde yayımlayıp binlerce hayatı mahvettiler.
Beş parasız Kuddusi Okkır’ı bile sözde Ergenekon Terör Örgütü’nün kasası ilan ettiler; adam kahrından öldü!
Onur cellatlığı yaptılar; büyük acılara neden oldular... Ve tüm bunlar olurken, pis pis sırıttılar!
***
Gün geldi “sahip”lerinin yolu, iktidar partisinin yoluyla ayrıldı.
Bunlara düşen rol bu kez iktidar sahiplerini ısırmak oldu.
İktidar da üzerlerine yürüyünce; ayyyy...
Hepsi “muhalif” oluverdi...
Vatanserverliği, hakkı, hukuku, yargı bağımsızlığını, doğruluğu, dürüstlüğü, namusu hatırladılar birden bire...
En komiği de ne biliyor musunuz?
***
Bu arkadaşların çıkardığı paçavralarda çalışanlar, “iftira ekranları”nda mesai yapanlar da “gazeteci” oluverdi...
Düne kadar çamur attıkları, içeri tıktırdıkları, işten attırdıkları, en ağır hakaretlerle, iftiralarla saldırdıkları gerçek gazetecileri bile gölgede bıraktı, bunların “çakma gazeteciliği...”
İçeri girme kabusu görmeye başlayınca bir de basın özgürlüğü savaşçısı oldular ki; inanamazsınız...
Her gün gazetelerinde Fethullah Örgütü üyesi sözde milletvekillerinin, akademisyenlerin “basın özgürlüğü”nü savunan demeçlerini yayınladılar...
***
Dün bu arkadaşların bir gazetesini daha bastı iktidar sahipleri...
Bir de baktık ki daha önceki gün gazetesinin sürmanşetinden esip gürleyen patron kuş olup uçuvermiş...
“Suçsuzsan, neden korkuyorsun?”
Yıllarca böyle demişlerdi yurtseverlere...
Şimdi aynı soruyu ben soruyorum Fethullahçı gazete patronuna:
Suçsuzsan, neden korkup kaçıyorsun? Sen de bu ülkenin aslan yürekli binlerce askerinin, gazetecisinin, hukukçusunun, siyasetçisinin yaptığı gibi yargılanıp aklansana!
***
Peki; kim bu patron?
Bu ülkenin en değerli altın madenlerinin üzerine, bu iktidar sayesinde konan arkadaş!
Müflisken, tarikat üyeliği sayesinde adı dolar milyarderleri arasında geçen bir yürek yoksunu!
***
Eğer bunların gazeteci olduğuna zerrece inansaydım; yanlarında olurdum.
Ama değiller...
İktidara peşkircilik yapıp çok büyük suçlar işlediler.
Şimdi o iktidar tarafından yok ediliyorlar...
Diyecek tek söz var:
Yesinler birbirlerini!

156+113!
Bugün Abdullah Bey’e seslenme sırası, okurlarımızdan Pervin Bolcak’ta... Sizin de Gül’e soracaklarınız ya da söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com’a gönderin...
***
“Abdullah Bey...
Ben 17 yaşında bir lise son sınıf öğrencisiyim. Mustafa Mutlu’nun yazılarını okumamı annem önermişti. O zaman 14 yaşındaydım. Son bir yıldır her gün size sorduğu soruları okuyorum. Ve cevap vermemenizi anlayamıyorum. ‘Susmak, kabullenmektir’ diye bir söz var... Siz tam bir yıldır susarak bu çok ağır suçlamaları kabul ettiğinizin gerçekten farkında değil misiniz? Ben bir genç olarak bu ülkenin geleceğinin soru işaretleriyle dolu olmasını istemiyorum. Lütfen size sorulan soruları cevaplayın...”

GÜNÜN SORUSU
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı kanlı örgüt, düne kadar kendilerine silah göndermekle suçlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı mürtet (dinden çıkmak) olmakla suçlamış ve ölümü için fetva yayımlamış... Sorum ortaya:
Birileri, birilerini Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanmaktan kurtarmaya mı çalışıyor?


İhsan Özkes’e kızanlara...
Herkes bir süre önce CHP’den istifa eden İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’e kızıyor...
Neymiş; düne kadar eleştirdiği Recep Tayyip’e övgüler düzüyormuş!
Sevgili CHP’liler; boşuna adamı karalamayın; suç sizde!
Sizin seçip partiye genel başkan yaptığınız kişi ve kişilerde...
Ertuğrul Günay sizin genel sekreterinizdi; değil mi? Sonra AKP’den bakan oldu!
Savcı Sayan, Merkez Yönetim Kurulu üyeniz ve Baykal’ın sağ koluydu... Şimdi en hızlı AKP’li!
Peki; gerçek CHP’liler nerede?
Nerede olacaklar hepsi tek tek partiden uzaklaştırıldı.
Kısacası CHP’li dostlar; siz genel başkanlarınızın, üç beş oy uğruna gerçek CHP’lileri partiden atıp yerlerini “dinci-bölücü” adamlarla doldurmalarına tepkisiz kaldığınız sürece; daha yüzlerce “İhsan Özkes olayı” yaşarsınız...
“İhsan Özkes ihaneti”nde en masum olan, İhsan Özkes’tir!
Suç, onları koruyarak kollayarak CHP’de en üst koltuklara oturtanlarındır!

GÜNÜN İSYANI
Yargıtay Başkanı dün açıkladı: Ülkemizdeki her üç kişiden biri davacı ya da davalı... İsyanım ortaya:
İyi ki “barış” içinde yaşıyoruz.. Bir de savaşsak ne olurdu kim bilir?

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları