loading
close
SON DAKİKALAR

'Otizm genetik değildir, doğru beslenme ile otistik semptomlar hafifler, hatta tamamen iyileşebilir'

'Otizm genetik değildir, doğru beslenme ile otistik semptomlar hafifler, hatta tamamen iyileşebilir'
Tarih: 03.04.2018 - 15:31
Kategori: Sağlık, Yaşam

Otizmin genetik bir hastalık olmadığını söyleyen Dr. Ümit Aktaş, “Otizm, çevresel toksinler, yiyeceklerin içindeki kimyasallar, DNA’mızın tanımadığı suni yiyecekler ve aşılarda kullanılan ağır metallerle ilişkili bir sorun" dedi.

Otizm, görülme sıklığı inanılmaz bir hızla artan, her geçen yılla birlikte giderek dikleşen bir ivmeyle tırmanıyor. 2016 yılı rakamlarına göre her 88 çocuktan biri otistik. İstatistiklere göre bundan 20-30 yıl sonra her iki çocuktan birinin otistik olacağı öngörülüyor diyen Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, toplumda hala bu problemin son derece nadir göründüğüne dair bir algı olsa da, tehlike büyük ve beslenmenin etkisi çok büyük diyor.

Otizm konusuna Mutluluk Kürleri kitabında detaylı olarak yer veren Aktaş, Nisan ayı boyunca tüm dünyada otizm konusunda yapılan farkındalık çalışmaları kapsamında, konu ile ilgili görüşlerini ve beslenme önerilerini paylaştı.

Otizmle, nadir rastlanan genetik bir hastalık olarak 1940’larda tanıştığımızı, genetik olmadığının ise yarım yüzyıl sonra anlaşıldığına dikkat çeken Dr. Ümit Aktaş, “Otizm, çevresel toksinler, yiyeceklerin içindeki kimyasallar, DNA’mızın tanımadığı suni yiyecekler ve aşılarda kullanılan ağır metallerle ilişkili bir sorun. Bu toksik saldırı, sağlıksız bir mikrobiyomla birleşince ortaya, birçok farklı faktörün birlikte rol oynayarak beyin fonksiyonlarında bozukluğa yol açtığı bir tablo çıkıyor” dedi.

'Doğru bir beslenme modeli ile otistik semptomlar hafifler, hatta tamamen iyileşebilir'

Bilinenin aksine, doğru bir beslenme modeli ile otistik semptomların hafifleyeceğini, hatta tamamen iyileşebileceğini belirten Dr. Ümit Aktaş, belirlenen teşhis ne kadar erken konmuşsa ve doğru beslenme modeline ne kadar erken geçildiyse tedavinin başarı şansı da o kadar artar dedi.

Dr. Aktaş, anne adaylarına 7 maddede sağlıklı çocuk yetiştirme önerilerini şöyle sıraladı:

- Toksinlere maruz kalmayın
- D vitamini eksikliğine dikkat edin
- Sağlıklı yağlardan zengin gıdalar tüketin
- Ciddi bir tıbbi komplikasyon söz konusu olmadıkça normal doğum yapın
- Diyetinize omega-3 ekleyin
- GDO yemeyin, yedirmeyin
- Beslenme modelini değiştirin, glüten içeren her şeyi kesin

'Otizm teşhisi konmuş çocuk glutenden uzak durmalı'

Otistik semptomların hafiflemesini, hatta bazı durumlarda tamamen ortadan kalkmasını sağlayacak beslenme modelinin yapıtaşlarını sıralayan Dr. Ümit Aktaş, öncelikle glutenden uzak durulması gerektiğini belirtti. Pek çok nörolojik ve psikiyatrik problemin arkasındaki esas sorumlunun gluten hassasiyeti olduğunu gösteren birçok bilimsel çalışma olduğuna dikkat çeken Aktaş, “Otistik çocuklarda çölyak hastalığının daha sık görülmesi kesinlikle bir tesadüf değil. Otizm teşhisi konmuş bir çocuğun diyetinden ilk çıkarılması gereken şeyler makarna, ekmek, börek, çörek gibi gluten içeren tüm besinlerdir. Otistik çocukların hemen hepsinde bağırsak ve mide problemleri olması da sürpriz değil. Bu yüzden çocuğa bağırsak florasını iyileştirecek bir beslenme modeli uygulanmalı, fermente gıdalardan zengin bir diyet ve probiyotik takviyeleri tercih edilmeli. Otizmle savaşta, süt ve süt ürünleri beslenme modelinden tamamen çıkartılmalı, probiyotik takviyesi, turşu ve sirke gibi seçenekler tercih edilmeli, mevsiminde sebzeler yenmeli ve işlenmiş, paketlenmiş tüm yiyeceklerden uzak durulmalıdır” diye konuştu.

Otistik bir çocuğun beslenme modelinde şeker kesinlikle yer almamalı diyen Dr. Aktaş, otizm teşhisi konmuş tüm çocuklara ilk yapılması gereken şeyin ağır metal testi olduğunu vurguladı.

Aktaş’ın otizmle savaşta oluşturulacak beslenme modelinde mutlaka bulunması gerekenlere dair önerileri ise şöyle:

- Mevsiminde her türlü taze sebze
- Ev turşusu
- Paça çorbası, işkembe çorbası
- Kemik suyu. Hazırlanıp derin dondurucuya konularak, her yemekte kullanılmalı
- Kaya tuzu (kararında kullanılacak, rafine tuz kullanılmayacak)
- Saf sızma zeytinyağı (her gün en az 10 yemek kaşığı)
- Hakiki köy tereyağı (her gün en az 3 yemek kaşığı)
- Organik Hindistan cevizi yağı (her gün en az 1 yemek kaşığı)
- Deniz balığı (mevsim balığı)
- Kırmızı et (merada yayılmış hayvan eti)
- Karabuğday (greçka)
- Kinoa
- Her türlü kuruyemiş (kavrulmadan yenilecek)

Kaynak : Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları