Ranttan beslenenler hesap soramazlar!

CHP’de yüzlerce insan 'siyaset' yoluyla zenginleşiyor. Belediye başkanlarından, büyükşehir meclis üyesine; milletvekilinden genel başkan yardımcısına…

Geçmişten günümüze “siyaset”ten zenginleşenleri görüyoruz…

Her “dönem” kendi “zengin”lerini yarattı…

“Bal tutan parmağını yaladı”…

Ama, artık “parmak yalama” noktasını çoktan aştı…

***

Yeni dönem “zenginleşme” aracı “kent rantı” oldu…

Devletten veya belediyelerden “ihale” almak işi, çoğu zaman artık “hamallık” gibi görülmeye başladı…

Şimdi, Türkiye’nin en “anlı-şanlı” sanayicileri bile “inşaat” işine girmiş durumda…

Fabrikalar yıkılıp ye AVM ya rezidans; olmadı ikisini bir arada yapıyorlar…

***

Milyon dolarların havada uçuştuğu “kent rantının” kaynağı ise belediyeler…

Daha doğrusu “imar” ve “plan” yetkileri…

AKP, “kent rantını” en iyi “gören” ve “kavrayan” parti…

“Rant çarkının” daha kolay işlemesi için AKP; kimi “imar” ve “plan” yetkilerini kendi belediyelerinden bile “sakınarak” bakanlık ve TOKİ bünyesine aldı…

***

Türkiye’de “imar” ve “plan” yapma veya yapılmış “imar” ve “plan”larda “tadilat” yapma yetkisi “olağan” koşulda belediyelerde…

Ancak, inanılmaz boyuttaki “kent rantının” “tadını” alan AKP’ye belediyeler eliyle “imar” ve “plana” “takla” attırmak yetmedi…

Turizm bakanlığına, Çevre ve Şehircilik bakanlığına ve TOKİ’ye “özel” “imar” ve “plan” yapma yetkisi verildi…

***

AKP, belediyeden yapamadığı veya belediyelerce yapılmış “imar” ve “plan”dan dolayı “yapılamayacak” ne varsa bakanlık veya TOKİ yetkisiyle yapmaya başladı…

Çevre ve Şehircilik başkanlığı veya TOKİ’nin yaptığı “imar” ve “plan”larla milyar dolarlık projeler ortaya çıktı…

“İmar” ve Plan” oyunlarıyla ortaya çıkan “kent rantının” “paylaşımı” ne yazık ki Türkiye’de “Siyaset”in “kirlenmesinin” kaynağı haline gelmiş durumda…

***

“Kent rantının” paylaşımından dolayı AKP’si de, CHP’si de, MHP’si de, HDP’si de ne yazık ki bu “çark”ın bir dişlisi haline gelmiş durumda…

Herkes; belediye başkanından belediye meclis üyesine; ilçe yöneticisinden il yöneticisine; milletvekilinden genel başkan yardımcısına hatta genel başkanına kadar “işleyen” sistemin bir parçası haline gelmiş durumda…

Herkesin “ranttan” beslendiği bir süreçte kimse, “rantçılardan” hesap soramaz…

“Sisteme” karşı durmayanların, “sisteme” hesap sorması mümkün değil…

***

Hangi parti olursa olsun önemli olan bu “işleyen” sisteme karşı tavır almasıdır…

13 yıllık AKP iktidarının “yeni zenginlerinin” kaynağı olan “kent rantına”; Kent yağmansa “itiraz” etmesini beklemek boş hayalcilikten öte bir şey olmaz…

Bu “sisteme” karşı durması gereken CHP ise, bu “sistem”den beslenen haline gelmiş durumda…

“Sistemden” beslenen bir “yapı”nın veya “kişi”nin “sisteme” itirazı mümkün mü?

***

Bir parti düşünün…

Milyarlarca liralık seçim masrafını “belediye”lere yüklüyor…

Belediye başkanlarına yüklüyor…

Belediyelerinin bütçeleri ve neleri yapabileceği belli…

Belediye başkanlarının “maaş”ları belli…

Belediye başkanları bu “yük”leri ve “harcamaları” nasıl karşılayacak?

Bilerek veya bilmeyerek bizzat parti genel merkezleri belediyeleri bu “bataklığa” itmiş olmuyor mu?

***

“Siyaset zenginleşme aracı olmamalı” diyor Kemal Kılıçdaroğlu…

Çok doğru söylüyor ama inandırıcı değil…

Çünkü; CHP’de yüzlerce insan “siyaset” yoluyla zenginleşiyor…

Belediye başkanlarından, büyükşehir meclis üyesine; milletvekilinden genel başkan yardımcısına…

***

“Rant”tan beslenenler kimseden hesap soramazlar…

Temiz siyaset ve Temiz toplum için; siyasi etik yasası şart…

Şeffaf ve denetlenebilir; hesap verebilir bir siyaset için ise ilk şart; var olan “sisteme” “itiraz” etmek/“isyan” etmektir…

Bozuk düzende sağlam çark olmaz…

Çarkı kırmadan, hesap sormak mümkün değil…

Bu sistem”le çalışan partiler “çark”ın bir “dişlisidir”…

Hiçbiri hesap soramaz…

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel yayın Yönetmeni