loading
close
SON DAKİKALAR

Reklam rüşvetiyle gizlenen ölüm!

Reklam rüşvetiyle gizlenen ölüm!
Tarih: 20.04.2014 - 00:00
Kategori:

Mustafa Mutlu; Yemiyor, içmiyor, gezmiyor; Van’da dershaneye gitmesi için gereken 7 bin lirayı denkleştirmeye çalışıyordu.

Bugün size hüzünlü bir öykü anlatacağım; dershane parası biriktirmek için beş ay önce Van’dan İstanbul’a gelen 18 yaşındaki Erdoğan Polat’ın öyküsünü...
Erdoğan, İstanbul’da önce bir tekstil atölyesinde çalıştı.
Para kazanamayınca bir tanıdığı aracılığıyla Torunlar İnşaat’a hizmet veren bir taşeron şirkete amele olarak girdi.
Mecidiyeköy’deki eski Ali Sami Yen Stadı’nın yerine yapılan dev kulelerden birinin inşaatında çalışmaya başladı.
Bu arada bir arkadaşıyla Esenyurt’ta ev tuttu.
Yemiyor, içmiyor, gezmiyor; Van’da dershaneye gitmesi için gereken 7 bin lirayı denkleştirmeye çalışıyordu.
***
Van’daki abisiyle her konuştuğunda, çalıştığı inşaatın çok yüksek olduğunu, doğru dürüst güvenlik önlemi almadan çalışmak zorunda olduklarını anlatıyor ve korktuğunu söylüyordu.
Korkusu o kadar büyümüştü ki, ailesi Van’a dönmesini istedi.
O da dönmeye karar verdi, eşyalarını topladı.
Planlarına göre o gün, işteki son günü olacaktı.
İnşaattan doğru otobüs terminaline gidecek ve İstanbul’a veda edecekti.
***
Evet; İstanbul’a veda etti.
Hatta Van’a, Van’daki ailesine ve sevenlerine, Türkiye’ye, dünyaya veda etti Erdoğan!
İşyerindeki o son gününde üst katlara çıkmak için bindiği “sepet”in halatı koptu... On beşinci kattan yere çakıldı ve olay yerinde öldü!
***
Erdoğan’ın ailesi haberi alır almaz İstanbul’a koştu.
Ailenin acısı büyüktü ama Torunlar İnşaat da dertliydi!
Bu haber duyulmamalıydı.
Çünkü duyulursa proje büyük yara alabilir, milyon dolarlık daireler ellerinde kalabilirdi.
Devreye hemen şirketin halkla ilişkiler ve reklam bölümü girdi.
Bütün yüksek tirajlı gazeteler tek tek arandı.
Gazeteleri arayan görevliler, “Üç Büyükler Ali Sami Yen’de Buluşuyor” başlıklı kampanya ilanını o gazeteye de vermeyi düşündüklerini, ancak küçük (!) bir ricaları olduğunu söylüyordu:
Erdoğan Polat isimli gencin talihsiz ölüm haberi gazeteye girmemeliydi! Aksi takdirde bu yüksek bedelli ilanı o gazeteye vermeleri mümkün olmayacaktı!
***
Söylemesi zor ama rahmetli Abdi İpekçi’nin gazetesi Milliyet başta olmak üzere birçok gazete ve televizyon kabul etti bu koşulu...
Haberi ya hiç girmediler ya da küçük gördüler.
Yayınlamakta sakınca görmeyenler ise şirketten reklam koparamayanlar oldu!
***
Şimdi... Arkanıza yaslanın dostlar ve düşünün:
Bir yanda 18 yaşında solup giden bir hayat...
Diğer yanda; onu insanlık dışı koşullarda çalıştırıp öldürenlerin, haberi engellemek için havaya savurdukları milyonlar...
Ve ayrı bir yerde de para karşılığı “haber yapmaktan vazgeçen” gazeteler, televizyonlar!
Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama...
Ben parayı icat edenlere küfretmekle meşgulüm!
VE İZMİR!
TÜYAP tarafından düzenlenen 19. İzmir Kitap Fuarı bugün açılıyor.
27 Nisan Pazar gününe kadar açık kalacak olan bu yılki fuara yaklaşık 350 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılıyor.
Ben de yarın (20 Nisan Pazar) günü Fuar’da olacağım ve saat 15.00’te Kırmızı Kedi Yayınevi’nin standında Dön Kardeşim’i imzalayacağım.
İzmir’deki bütün dostlarımı bekliyorum:
Not: Geçen yılki Fuar’da bu yıl için vaat ettiğiniz börekleri, çörekleri unutmadım. Aç geliyorum, ona göre... :)
GÜNÜN SORUSU
Uydu üzerinden tüm dünyayı sokak sokak bilgisayara taşıyan arama motoru Google Earth’te Şanlıurfa, “Kürdistan” olarak gösteriliyormuş...
Sorum, ülkemizin AKP ve PKK tarafından bölündüğü gerçeğini hâlâ görmek ve kabullenmek istemeyenlere:
Google da ilan etti; gerçeği kabul etmek için ille de Urfa’ya, Diyarbakır’a pasaportla gideceğimiz günlerin gelmesini mi bekliyorsunuz?
BAŞBAKAN’DAN ‘HİLE’YE ÖVGÜ!
Başbakan dün partisinin İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu ve son seçim sonuçlarını değerlendirdi:
“Anadolu’da bir söz vardır: Allah düşmanın bile şereflisini versin.
Öyle düşmanlarla mücadele ettik ki maalesef hepsi şeref yoksunuydu. Savaşta bile yapılamayacak şeyler vardır. Harp hiledir ama; hile, namertlik değildir. Strateji, çeviklik, akıl ve zekâdır.”
İşte; budur...
“Hile yapmayı” öven bir Başbakan yönetiyor bu ülkeyi...
Sahi; siz hâlâ her seçim gecesi kesilen elektriklere, trafolara giren kedilere mi şaşırıyorsunuz?
Ne diyeyim; daha çok şaşırırsınız!
GÜNÜN İSYANI!
Yatağan’da bulunan Kemerköy ve Yeniköy Termik Santralları dün 2 milyar 671 milyon dolara Çelikler-Kalyon Mola ortaklığına satıldı. Sıra Yatağan Termik Santralı’nın ihalesine geldi. Bu arada özelleştirmeyi protesto için 10 Nisan’dan bu yana Ankara’da bulunan işçiler, polis tarafından acımasızca dövüldü. İsyanım, bulduğu her şeyi satan ve devletin birikimini sudan ucuz paralar karşılığında yandaşlarına aktararak “sıfırlayan” iktidara:
Bu peşkeşin hesabının sorulmayacağını mı sanıyorsunuz?
Not: Facebook’taki TÜKETMİYORUZ’a katılımlarınızı bekliyoruz.

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları