loading
close
SON DAKİKALAR

Soykırım vurgunu!

Soykırım vurgunu!
Tarih: 21.04.2015 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık; Mesajın altında AGBU, Egam, Durde gibi ABD’li ve Türk sivil toplum örgütlerinin adları geçiyor.

E-posta’dan dün şu davet çıktı:
“Sizi İstanbul’da 22 Nisan 2015 günü saat 11:00’de yapılacak Ermeni Soykırımı’nın Yüzüncü Yılını Anma Etkinlikleri’nin programının ve amaçlarının sunulacağı basın toplantısına davet etmekten memnuniyet duyarız.”
Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yıldönümünün hemen öncesinde Türkiyeli ve Ermeni asıllı Amerikalı sivil toplum örgütleri, Türkiye hükümetine, tarihi olayların hakikatını tanıması, dolambaçsız bir özür yayınlaması ve hesap verme ve tazmin ve telafi etme istikametinde ilerlemesi için bir çağrı yaptıklarını duyurdular.”
Mesajın altında AGBU, Egam, Durde gibi ABD’li ve Türk sivil toplum örgütlerinin adları geçiyor.
? ? ?
Geçmişte Türkiye’nin “Özürün arkası tazminat ve toprak talebidir” gibi itirazlarına karşı taraf “Acılara ortak olun, özür dileyin, başka bir şey istenmiyor” diyordu.
Artık daha açık konuşuyorlar...
Türk hükümetine yapılan çağrı apaçık: “dolambaçsız bir özür yayınlaması ve hesap verme ve tazmin ve telafi etme istikametinde ilerlemesi”...
Telafi etmek nasıl olacak? Ağrı Dağı’nın Ermenistan’a takdimi şeklinde mi!
Onu da bir zahmet açıklasalar iyi olacak...
Aniden bu noktaya nasıl gelindi? Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’nun tavizkâr demeçleri elbet büyük etkendir. AKP’nin Türkiye’ye bir hediyesi de bu oldu...
Umarız Türk halkı başına örülen çorabı görmeye başlamıştır...

Vaat fırtınası...

400 TL. kreş desteği, 360 TL. askerlik desteği, 1500 lira net asgari ücret, kredi borcu faizlerinin yüzde 80’inin silinmesi, emeklilere iki maaş ikramiye, yoksullara bedava elektrik vs... vs...
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelen bu vaatler AKP’nin dengesini bozdu. “Kaynak nerede?” soruları başladı.
Biz de meraklanıp bir iktisatçı dostumuza bu vaatlerin olabilirliğini sorduk...
- 2015 gider bütçemiz 473 milyar lira, faiz dışı fazla 33 milyar lira, faiz gideri 54 milyar lira... Bu rakamlar dikkate alınır ve Bülent Arınç’ın dahi kabul etmek zorunda kaldığı israf hatırlanırsa söz konusu vaatlerin yerine getirilmesi aslında imkânsız değil. Örneğin faiz dışı fazla vermekten vazgeçiyorum derseniz 33 milyar lira, ekonomide biraz istikrar sağlarsanız 5 - 6 milyar lira ek kaynak elde etmiş olursunuz. Tabii yaklaşık 40 - 50 milyar liralık vergi kaçağını da unutmamak lazım. Vergi oranlarını biraz düşürüp vergi tabanını genişletmek suretiyle oradan bir ek gelir elde etmek mümkün... Ayrıca kimi büyük şirketlere o kadar inanılmaz vergi kolaylıkları sağlandı ki, neredeyse ortalama bir yurttaşın ödediği kadar vergi ödüyorlar.
İktisatçı dostumuz ekliyor:
- Saray’a 5 milyar lira, örtülü ödenek’e yılda 2,5 milyar lira, Suriyeli mültecilere 5 milyar dolar, Libya’daki alacaklara 7 milyar dolar savurabiliyoruz... Halkımıza da biraz verebiliriz.

EĞER

Sağduyulu bir Ermeni dostumuz diyor ki:
“Yüz yıl önce çekilen acılara ortak olun, sizden istenen bu.”
Eğer öyle olsaydı... O dönemde Türklerin çektiği acılara da... Şehit edilen diplomatlarımızın acılarına da ortak olan bulunurdu...
Bizden istenen acılara ortak olmak değildir.
Bizden istenen diyasporanın koyduğu adı yani “soykırım”ı kabul etmemizdir.
Peşinden nelerin geleceği de hemen yandaki yazıda okunabilir.
Bu arada bakın... İstanbul’un göbeğinde Türkiye’yi soykırımcı olarak suçlayabilirsiniz.
Ama Kıbrıs, Fransa veya İsviçre’de: “Soykırım olmadı” diyemezsiniz
Hatta ve hatta... Soykırım olmadı diyecek olanların CNN Türk, Habertürk, NTV gibi kanallara çıkması da yasaklanmıştır. Daha ne yapalım!

Erdoğan “Koalisyon kâbustur” diyor.
Evet! 13 yılın hesabının ortaya dökülmeye başlayacağı bir kâbus...
Akif Kökçe

DÜŞTÜ

Başbakan Davutoğlu, hafta sonu gazetecilerle yaptığı toplantıda:
- Seçim beyannamesinde neden çözüm sürecine dair bir bölüm yok, sorusuna şu yanıtı verdi:
- Beyanname dijital ortamda metin baskıya gönderilirken bazı kaymalar olmuş, bir iki sayfa düşmüş. Onlar eklenerek beyanname tekrar baskıya gönderilecek...
Haberi görünce birileri gırgır geçiyor sandık... Meğer aynen öyle demiş.
Tabii sosyal medyada hemen tevatür başladı:
- Daha ‘Seçim Beyannamesi’ni matbaaya kadar sağlam götürmeyi beceremiyorsunuz.
Türkiye’yi mi yöneteceksiniz? diyenler oldu...
En çok da şu soru kafaları kurcaladı:
- Seçim sonuçları sandıklardan seçim kurullarına iletilirken de acaba böyle kayıplar olur mu?

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları