loading
close
SON DAKİKALAR

Uyan, vatandaş!

Uyan, vatandaş!
Tarih: 27.04.2015 - 00:00
Kategori:

Mehveş Evin; Türkiye, başına gelen büyük felaketlerden ders almasını bir türlü öğrenemedi...

Türkiye, başına gelen büyük felaketlerden ders almasını bir türlü öğrenemedi. Aksi takdirde 1999 İzmit, 2011 Van gibi büyük depremlerin verdiği hasar ve can kaybından sonra akıllar başa gelirdi.
En azından deprem bölgesindeki yerleşimler için farklı bir yaklaşım benimsenirdi. Halk, afetlere hazırlıklı olmak üzere eğitilirdi.
Ancak kentsel dönüşüm kisvesi altında, bitişik nizam kalitesiz yapılaşma, denetleme ve bilinçlenmede sıfır gelişmeyle afetlere karşı hazırlıkta hala yerimizde sayıyoruz…
Nepal’deki 7.9 büyüklüğündeki deprem, “depreme ne kadar hazırlıklıyız” sorusunu tekrar gündeme getirdi. Şimdiden 2 bini aşkın insanın hayatını kaybettiği açıklandı; başkent Katmandu başta olmak üzere pek çok kent ve köy yerle bir…
Peki kendi afetlerimizden ders alamazken, dünyanın öbür ucundaki felakete “vah vah” demenin ötesinde ne yapıyoruz? Arama kurtarma ekipleri çok önemli, ama yeterli mi?
İstanbul senaryosu
AFAD’ın 2009’da güncellediği “İstanbul’da büyük bir deprem halinde ne olur” senaryosu şöyle: *10 bin ila 30 bin ölü, *2500-10 bin çok hasarlı bina, *13 bin-34 bin ağır hasarlı bina, *85 bin-150 bin orta hasarlı bina 530 bin acil barınma ihtiyacı olan hane, *400 adet patlayıcı ihtiva eden binada hasar, *450 noktada içme suyu, 1500 noktada atık su hattı hasarı, *650 noktada doğalgaz şebekesi hasarı.
Konunun uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’na göreyse İstanbul’da büyük bir deprem, tahminen 73-87 bin arasında can kaybına yol açacak. Tahmini ekonomik kayıp, Türkiye’nin yıllık GSMH’sinin yüzde 27.8’sini bulabilir… Prof. Kadıoğlu, afet tedbirsizliği konusunda tabiri caizse yıllardır kendini paralıyor.
“Afet yönetimi sadece arama kurtarma değildir” diyen Kadıoğlu’na göre, tek başına kriz yönetimi tepkisel, etkisiz, hatta afetin felakete dönüşmesine neden olur.
Zararı büyük olacak
Bilimsel olarak İstanbul’da yaşayan herkes, ömrünün bir noktasında ciddi bir depremden etkilenecek. Prof. Kadıoğlu, deprem durumunda sonucu, olayın kendisi (fay kırılması, heyelan, çığ, sel, yangın vb) çarpı hassasiyet olarak formüle ediyor. “Hassasiyetler”in hepsi, İstanbul için yüzde 100 geçerli:
* Hızlı ve kontrolsüz kentleşme,
* Yetersiz altyapı,
* Zayıf planlama ve kontrol,
* Nüfusun artması, n Çevrenin bozulması (ağaçsızlanma, yeşil alanların yok oluşu) n Uygunsuz bölgesel işlemler ve uygunsuz arazi kullanımı, n Afet bakımından hassas bölgelerde nüfus yoğunluğu, n Farkındalık ve
risk eğitim eksikliği.
Şöyle bir İstanbul’a, yaşadığınız mahalleye bakın: Deprem olduğunda kurtulma şansınız var mı?
Bunun sorumlusu kim?



BELEDİYELERE SORUN

* Dünyada afet yönetimleri için çerçeve kanunlar geliştirilirken, bizde mesele, Belediye Kanunu ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’ndan ibaret.
* Belediyeler, afetlerden korunmak ve zararlarını azaltmak için afet planı yapmak ve ilgili kuruluşlarla koordinasyon halinde olmakla yükümlü. Ayrıca halkın eğitiminden de sorumlu! Aynı şekilde İl Özel İdareleri de
bunlardan sorumlu.
* Sorun bakalım her yerel seçimde kapınıza dayanan, sokakta türkü çalarak oy isteyen Belediye’nize: Nerede afet planın? Nerede halk eğitimin? Nerede, acil durumlarda gecici sığınak yapacağın yer?
* Vali’lere de sorun: 5302’ye dair ne yaptın? Acil durumda ekip ve donanımın hazır mı? Bakanlık, kamu kuruluşları, meslek birliklerini harekete geçirip halkı afet konusunda eğittin mi?

BUNLARI TALEP EDİN

Prof. Dr. Kadıoğlu’nun Milliyet’te yayınlanan bir yazısından yola çıkarak yapılması gerekenleri hatırlatalım:
1 Şatafatlı arama kurtarma ekipleri yerine yerel afet gönüllüleri eğitilip donatılmalı.
2 Her yere dikilen alışveriş merkezlerinde, havalimanı ve otogarlarda afet ve acil sağlık müdahale merkezi var mı, ne kadarı yeterli?
3 Kamu binaları, fabrikalar, parklar, spor salonları, okullar, oteller, metro hatları afet anında geçici sığınma yeri olarak kullanılabilir. Peki hangisinde en az üç gün yetecek temel gıda ve sağlık malzemesi var?
4 Afet sonrasında yaralılar nerede toplanacak, yardımlar nerede depolanıp dağıtılacak, toplu barınma ve bakım çalışmaları planlandı mı?
5 Afet anında haberleşme nasıl sağlanacak? GSM şirketleri Japonya’daki gibi bir sesli mesaj servisi kuramaz mı?

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları