loading
close
SON DAKİKALAR

Yalçın Bayer; Cumhuriyet’in görkemli çınarı

Yalçın Bayer; Cumhuriyet’in görkemli çınarı
Tarih: 09.11.2017 - 00:00
Kategori:

Yalçın Bayer; Modern Türk devletini oluşturmak için bütün alanlarda devrimler yaparak kültür temelleri üzerinde Türkiye Cumnhuriyeti bir görkemli çınar gibi yükseliyor.

GAZİ Mustafa Kemal Atatürk’ü yarın anıyoruz.
Onun en önemli sözü şudur:
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”
Türk halkı tekdir, bütündür ve ulus olmuştur. Binlerce yıllık geçmişten gelerek kaynaşmış ve sonsuz geleceğe akıp gidecektir.
Modern Türk devletini oluşturmak için bütün alanlarda devrimler yaparak kültür temelleri üzerinde Türkiye Cumnhuriyeti bir görkemli çınar gibi yükseliyor.
1881’de dünyaya gözlerini açan ve bütün güçlükleri aşarak üstün zaferlere ve eşsiz başarılara kısa sürede koşarak 10 Kasım 1938’de hayata, “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır;fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır” diyerek veda eden Atatürk’ün, fikir ve düşünceleri bayraklaşarak sonsuza dek yaşatılacaktır.
Bütün dünyanın hayranlık ve saygı ile andığı ve hatırladığı bu ulu çınarın altında oturanlar,gölgesinden ve nimetlerinden yararlananlar, ona ihanet edemez.
Atatürk meşalesi sonsuza dek yanacak ve ‘Cumhuriyet Çınarı’ halkımızın ellerinde, omuzlarında ve gönüllerinde sonsuza dek gelişerek yaşayacaktır.

10 KASIMLAR

10 Kasımlar, Atatürk’ü anma, anlama ve anlatma günüdür. Büyük önderin günlere, yıllara ve asırlara sığmayan insanlık hizmetleri, aydınlık düşünceleri, fikirleri ve devrimleri ulusal ve uluslararası her ortamda dile getirilmeli ve vurgulanmalıdır.
Atatürk’ün Milletine son buyruğu:

“Benim türk milletine, Türk cumhuriyetine ve Türklüğün istikbaline ait görevlerim bitmemiştir, sizler onları tamamlayacaksınız. siz de, sizden sonrakilere benim sözümü tekrarlayınız.”

‘ADALET YÜRÜYÜŞÜ’ İLE İLGİLİ 6. KİTAP ÇIKTI

KILIÇDAROĞLU’nun 24 günlük ‘Adalet Yürüyüşü’yle ilgili olarak 6. kitap çıktı. CHP İzmir örgütünde siyaset yapan siyaset bilimci Banu Özdemir’in ‘Turuncu’nun Seyir Defteri’ adlı ‘Günce’ türünde yazılmış kitabı bir ilk kitap. Resmi belge niteliği taşıyan ‘Tarihi bir vesika’. Kitapta 24 günlük ‘Adalet Yürüyüşü’ ve 4 günlük ‘Çanakkale Adalet Kurultayı’ ile ilgili birçok öykü bulunuyor. Kılıçdaroğlu’nun ‘Mavilisi’nden (Hereke’de sunulan tatlı) Tavşancıl’daki (Kocaeli) Rojin’e, Güvenpark’taki Hatice Teyze’den Bulak (Kızılcahamam) köyündeki Müesser Teyze kitaptaki en çarpıcı öyküler... (Özdemir, kitabın gelirini Haytap’a bağışlamış...) Önsözünü Kılıçdaroğlu’nun yazdığı kitapta, Kılıçdaroğlu’nun konuşmaları, Maltepe deklerasyonu ve Çanakkale Kurultayı sonuç bildirgesi de yer alıyor.
Adalet Yürüyüşü ile ilgili olarak şimdiye kadar Barış Yarkadaş’ın ‘Adalet Yürüyüşü’, Selahattin Sönmez’in ‘Adaleti Yolda Arıyanlar’ albümü, Mustafa Balbay’ın ‘Vicdanın Ayak Sesleri’, Şükrü Küçükşahin’in ‘Adalet İçin Yürümek’ ile tutuklu milletvekili meslekdaşımız Enis Berberoğlu’nun ‘Siz Yürürken/Ben Yatarken Yazı-Yorum’ kitapları çıkmıştı.

PANO

CUMHURİYET’İN BALKAN İZLERİ


- İSTANBUL Anadolu Yakası Bosna Sancak Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği’nin düzenlediği ‘Cumhuriyet’in Balkanlar’daki izleri: Cumhuriyet’in Kurucu Değerleri’ konulu panelde Dokuz Eylül Öğr. Ü. Yrd. Doç. Dr. Türkan Başyiğit konuşacak. (Yer: Sapanbağları Mah. Nesimi Sokak, No: 11, Pendik/Halka açık.)

LEVANTENLER KONFERANSI

- BEYOĞLU Belediyesi’nin düzenlediği 2. Beyoğlu Levantenler Konferansı’nın ‘Osmanlı İmparatorluğu’nda Sanayileşme ve Modernleşmenin Öncüsü Levantenler’ başlığıyla 10-12 Kasım tarihlerinde Yapı Kredi Kültür Merkezi ve Zografyon Lisesi’nde yapılacak oturumlarda konuşmacılar; Nuri M. Çolakoğlu, Jonathan Beard, Craig Encer, Ahmet Misbah Demircan, Dr. Philip Mansel, Şafak Altun, Hakkı Cemal Ererdi, Maria Bruckman, Clifford Endres, Prof. Dr. Zafer Toprak, Behice Tezçakar Özdemir, Paolo Girardelli, Luca Orlandi, Doç. Dr. Celali Yılmaz, Engin Özendes, Marloes Cornelissen, Miyuki Aoki Girardelli.

İKTİDARIN KASTI MI VAR

- BODRUM’da halkın serbestçe denize girebileceği çok nadir yerlerden biri daha parası olan otel ya da ‘beach’lere 30 yıllığına satılmak üzere. 14 Kasım günü ihale ediliyor. Burası yine plaj olarak kullanılacağına göre bu muhafazakârlık bile değil, tam anlamıyla rant dağıtmak, halkın önüne set çekmektir. Gündoğan esnafının rızkını kesmektir. İhale derhal iptal edilmelidir. Bülent SOYLAN-BODRUM
- MİLLİ iradenin seçtiği belediye başkanları görevden alınıp yerlerine atama yapılıyor. Her fırsatta milli irade, milli irade diyenler, milletin kafasına bir şeyler kazımaya çalışanlar, yeni başkanlar için neden bu iradeye itibar etmiyor? Metin ALTAY

BİLİYOR MUSUNUZ

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun CHP’li her belediyenin kız öğrenci yurdu yapması konusundaki talimatına karşın, Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli’nin plana işlenen yurt alanı ile eski başkan Mustafa Değirmenci tarafından yaptırılan huzurevini ve onun giriş katındaki Özgecan Aslan Kadın Sığınmaevi’ni 29 yıllığına özelleştirme kararı almak için meclisi yarın toplantıya çağırmasının tepki uyandırdığını (Bu arada hangi meclis üyeleri kafeterya sahibi? Bütün bunlardan Kılıçdaroğlu’nun haberi var mı?)... ÜSKÜDAR Üniversitesi öğrencilerinin Zehra Rümeysa Fidan, Elyesa Karatepe, Anıl Ümül’ün ‘Göç Eden Hayatlar’ projesinin TRT Geleceğin İletişimcileri yarışmasında birincilik ödülü aldığını...

FERERRO TÜRKİYE’NİN ‘FINDIK’ TEKELİNİ KIRMAK MI İSTİYOR
FERRERO TÜRKİYE’Yİ SEVMİYOR

BİLİR MİSİNİZ, endemik bitkilerde olduğu gibi fındık fidelerinin il dışına çıkarılması yasaktır. Ne yazık ki, Giresun fındığını değil Trabzon’a komşu Ordu’ya bile dikilmesi yasaktır; fideyi yurtdışına götürenler de bazı kesimlerce ‘vatan haini’ olarak nitelendirilir. Yasal olarak da suçtur.
Bugün ‘Trabzon Yomrası’ diye bir fide vardır; peki bu türü Akçakoca’ya kim götürüp dikmiştir? Bakanlık 50-60 yıldır seyretmektedir Almanya’ya ve Amerika’ya götürülüp dikilen fidanların kim tarafından nasıl kaçak götürüldüğü de sorgulanmamaktadır.
Trabzon’da konuşulur; kendilerinden dışarıda dikmek için fide istenen ihracatçılar “o fideleri akşam tuzu suyun içine bırakıp, öyle gönderirlermiş, tutmasın diye… Vatanseverlik bu... Gıda ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba, fide kaçırmak isteyenlere karşı bir önlem almalı. Tarım Bakanlığı’nın Koruma Şube Müdürlüğü ne oluyor diye bir sorgulama yapmaya kalksa; yer yerinden oynar. Aynı balıkçılıkta olduğu gibi; kimse ses çıkartamaz.
Gözler Ferrero’da; Türkiye’den fındık almayacak diye haberler çıkıyor.
Burada bir soru gündeme gemektedir.
Türkiye’nin en büyük fındık ithalatçısı iken ihracatçı Türk firmasını bir gecede alıp ‘tekel’ konumuna geçen firmayı ‘aldıranlar’ kimdir acaba?
Asıl ihanet Türkiye’ye karşı yapılmıştır.
Ferrero, dünyanın bazı yerlerinde fındık sahaları kuruyor. Türkiye’deki fındık bahçelerinin ‘bitmesi’, fiyatları düşürmek istemesi gibi bir amacı var tabii..
Ferrero fındık alıyor ama alımları bu sezon randevu sistemine dönüştürdü.
Müşterisine bir ‘takvim’ veriyor. Şu kadar malı şu gün, bu kadar malı da bu getir diyor; veya bir hafta ya da on güne yayıyor alımını.
Bu algıyı muhtemelen arka taraftan birileri yapıyor; bu stokçu da olabilir. Piyasayı karıştırmak için yapılan oyunun amacı malı üreticiden düşük fiyattan alıp stok yapanların da ‘kışkırtması’ olabilir. “Ferrero mal almıyor” denirse fiyatlar yukarı çıkar; stokçu da vurur. Kaybeden de üretici olur.
Bütün bunlar da fındığın sahibinin olmamasından kaynaklanıyor.
BEKLEYİNİZ... Orduspor nasıl battı; Büyükşehir Belediyesi niye sahip çıkmıyor?

YEDİ GÖLLER” EVET SAHİDEN BİR DOĞA HARİKASI AMA…

4-5 KASIM 2017 tarihinde Türkiye Gezginler Kulübü üyeleri olarak fotoğraf sanatçısı İbrahim Zaman’ın önderliğinde Yedi Göllere fotoğraf çalıştayı amacı ile gittik. Ne yazık ki! Tam bir karmaşa yaşanıyordu. Tuvaletlere kirlilikten girilmiyordu. Yol boyunca araçlar park etmiş. İçinde araç bulunmayan fotoğraf çekmek için akrobasi yapmak gerekiyordu. Her yer çöp idi. Araçlar geçemiyor, yol kapanıyor, araç plakaları anons ediliyor. Oysa oraya gelenler kuş sesi duymak istiyorlar. Yaşlı ve engellilerin hiçbir şansı yoktu. Çünkü araçlarına ulaşmak için yokuş yukarı en az 20 dakika kadar yürümeleri gerekiyor. Yol boyunca egzoz gazları eşliğinde yüzlerce insan adım atıyordu. Oysa çözümü basit!
Öğrendiğim kadar zaten düz bir alanda bir otopark sahası tespit edilmiş. Oraya tüm araçlar zorunlu park etmeli. Elektrikli (sessiz) golf arabaları (10 kişilik) ring seferi yapacak. Tespit edilen duraklarda duracak. Bu, Los Angeles Universal stüdyolarında böyle Aggra’daki Taç Mahal’de de böyle. Daha yüzlerce örneği var. Niye olmasın! Medeniyet böyle bir şey.
Yedi Göller’i de kaybetmeyelim.
Prof. Dr. Orhan KURAL- İTÜ Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı, T.Gezginler Kulübü Derneği Başkanı

CHP ABD TEMSİLCİSİ YURTER ÖZCAN SOSYAL DEMOKRAT DERGİSİ İÇİN YAZDI:

SON 17 senedir ABD’de yaşayan birisi olarak, Türk-Amerikan ilişkilerinin bu kadar zora girdiği başka bir dönemi hatırlamıyorum. Bu zorluklar sadece Washington’da değil, ABD kamuoyunda da ciddi bir şekilde gözle görülür hale geldi. Belki de bu sorunu daha karmaşık ve çözülmesi daha zor hale getiren, artık Türkiye imajının Amerikan kamuoyunda da oldukça hırpalanmış olması.
El Kaide’nin üstlendiği 11 Eylül’de ‘İkiz Kuleler’ terör saldırılarından sonra bile Türkiye, çoğunluğu Müslüman olan ülkelere duyulan tepkiden muaf kalmıştı. Bu, dünyada çoğunluğu Müslüman olan tek demokratik, laik, Batılı ülke olmanın verdiği bir avantajdı belki de.
1 Mart 2003’de TBMM’nin tezkereye onay vermemesi ve Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden Kuzey Irak’a girememesi bile siyaseten bu kadar sıkıntı yaratmamıştı. Tayyip Erdoğan tezkerenin geçmemesine sebep olarak Türk ordusu ve muhalefetin rolünü Washington’da iyi işleyebilmiş, hatta suçun bir kısmını da Abdullah Gül ve ona yakın AKP’li gruba fatura edebilmişti. Hatırlanacağı üzere, tezkerenin geçmemesine rağmen Amerikan ordusu Irak’a yaptığı kargo ve sevkiyatların %75’ini İncirlik üzerinden gerçekleştirmiş; siyasi iktidar, ABD ile ilişkileri çok da yara almadan yeniden düzenleyebilmişti.
Peki böyle büyük bir terör saldırısından ve Irak tezkeresinin reddinden sonra bile ABD karar alıcıları ve kamuoyu önünde saygısını, itibarını kaybetmeyen Türkiye ne oldu da ABD ile ilişkilerinde bu kadar zora girdi? Geçmişte NATO müttefiki kimliği ile daimi partner statüsü, artık eskisi için de geçerli mi?
Makaleyi okumak için: http://www.sosyaldemokratdergi.org/yurter-ozcan-turk-amerikan-iliskileri-nereye/

Yalçın Bayer - Hürriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları