loading
close
SON DAKİKALAR

Mersin'e kalkınma ve kentleşme açısından yeni bir bakış açışı ve öneriler

Prof. Dr. Ahmet Özer
Tarih: 11.12.2018
Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Özer

Ahmet Özer: Bir dünya kenti, bir marka kent olmak istiyorsak, kent kültür sermayesinin yaratacağı o muhteşem katma değerden yararlanılmalı ve dünyadaki emsallerimizle yarışmalıyız.

GİRİŞ

Mersinin nadide güzellikleri var. Saymakla bitmez.. Mavi Akdenizi, yeşil Torosları, ikisinin arasında yer alan narenciye bahçeleri, üç büyük dinin kutsal mekanları, Roma’dan beri gelen ve hala ayakta duran yerleşkeleri...
Kalkınmak için kendine “üç t stratejisini” seçmiş. Tarım, ticaret ve türizm. Bunu eksik buluyorum. Bunlara tarıma dayalı sanayiyi, lojistiği, üniversite ve kongre kenti olmayı da eklemek gerekir, dolayısıyla 3 T’yi “4 T” yapmak gerekir.
Bu noktada yapmamız gereken şey bu zenginliklerimizi gelecek projeksiyonumuza entegre etmektir.Markaları olan bir dünya kenti olmak istiyorsak; bizim için “sihirli bir değnek” olan “sürdürülebilir, yaratıcı, ekonomik kalkınma ile eşgüdüm içinde kentleşme” kavramını bir an önce hayata geçirmemiz lazım.

1. TARIM, TİCARET, TÜRİZM VE TEKNOLOJİ

a.Tarım vazgeçilmezimizdir.
Mersin tahribatlara rağmen hala Türkiye’nin narenciye bahçesi. İyi organize edebilirsek Avrupa’nın da organik tarım bahçesi de olabiliriz. Ancak bu noktada tarımda yeni teknolojilerin kullanılması vemeta üretimine geçilmesi gerekir. Tarımsal kalkınma stratejimiz,  tarıma dayalı sanayilerin ihraç edildiği üst haline gelmek, olabilir.
b. Lojistik ticaretin kalbidir.
Mersin kara deniz, hava ve demiryolunun ve limanın bulunduğu ender illerimizdendir. Bu özelliğiyle lojistiğin başkenti olması lazım, ama maalesef hala bir lojistik bölgemiz yok. o halde hem limanı reorganize etmeliyiz hem de bu eksiği behemahal gidermeliyiz.
c.Mersinin türizmden hak ettiği payı alması gerekir.
Dünyada turizminin % 37’sinin kültür turizmi oluşturuyor ve sadece bu alana yönelik kentler oluşuyor. (heryıl binlerce tuistin ziyaret ettiği İtalya’nın mağaralarıyla meşhur Matera kentine gitmiştim. Matera’lılar türizm ile kültürü birleştirmiş “Kal-tür” dedikleri yeni bir sektör oluşturmuş. Bu sektöle kendilerini dünyaya tanıttıkları gibi, ürünlerini de pazarlıyorlar.)Bizde bunun bin katı var, neden yapmayalım?
d.Mersinin dört üniversitesiyle kültür kenti olması gerekir.
Kültür, müze, opera, sinama, tiyatro, festivalbir kente yaratıcı kişilerin daha çok gelmesini ve kentin  gelişmesini sağlar. Mersinin kültür açısından bilinen, bilinmeyen bir çok zenginliği var.Bu potansiyellerimizi realize etmenin vakti çoktan geldi geçiyor bile.
e.Mersin üstündeki rehaveti atarak “teka off” aşamasına geçmeli.
Antep, Konya, Kayseri, Denizli gibi son yıllarda büyük aşama kaydeden kentlerin aksine Mersin’de mevduat ve yatırım dengesizliği sözkonusu. Bu dengeyi yakalayankentler büyük aşamalar kaydettiler. Biz bunu neden yapmayalım? Bir kentin finans sermayesi, endüstriyel üretimi çok büyük olabilir. Çok büyük iktisadi tesislere sahip olabilir. Ancak, bunlar o kenti bir marka ve dünya kenti yapmaya yetmez. Finansı kültürle birleştirseniz işte o zaman “kalkış aşamasını ” yakalarsınız. Mersin’in ekonomisinin gelecek projeksiyonu sosyal sermayesinin, sporun, kültürün kent ekonomisine entegre etmesi olmalıdır. 
f.Mersin yönetim dinamiklerini ve yaratıcı ekenomi modelini harekete geçirmeli.
Yaratıcı ekonomi ve kültür sermayesi dediğimiz şey, her çeşit sanat, medya, tasarım, mimari gibi sosyal değerleri; yani, sosyal sermayeyi ekonomiye entegre etmek ve olaya daha bütüncül bakmak demektir. Günümüzde kültür sermayesi; gelişmiş ülkelerin en önemli gelir kaynağı ve gerçek katma değeridir. Soru şudur: Sanatı, müzeleri Paris ekonomisinden çıkartabilir misiniz? Modayı Milano ekonomisinden çıkartabilir misiniz? Hollywood’u Amerika ekonomisinden ve dış politikasından çıkartabilir misiniz? Sözgelimi Adana’da “Altın Koza”, Antalyada “Altın Portakal” var, Mersinde neden “Altın Limon” olmasın?
g. Kültürü, sanatı ve sporu kent açısından işlevsel kılmalıyız
Mersin için de bir dönüm noktası olabilecek Cumhuriyetin 100. Yıldönümününde yaratıcı ekonomi ve kültür sermayesinin entegrasyonunu sağlayabilirsek; kenti her aşamada buna göre geliştirebilirsek; işte o zaman Mersin yaratıcı bir kent olur.Soruya devam edelim. “Bunun için kaliteli bir Etnografya müzemiz var mı? Konser ve tiyatro salonlarımız yeterli mi? Tarihi eserlerimiz restorasyon görüyor mu ve bunlar dünya turizminde bir destinasyon mu? Kaç tane festivalimiz var? Kentin görünümü bizi bir dünya kenti yapacak şekilde kurgulanıyor mu? Sanat Galerilerimiz dünya çapında ilgiyi çekecek kalitede mi? Kentin imarında konutlardan otellere, ibadethanelerden spor tesislerine, köprü ve üst geçitlerinden kaldırımlarına kadar bir bütüncül konsept düşünülüyor mu? Yoksa, bir birinden bağımsız bir kolaj görüntüsü mü veriyor.”
h.Yaratıcı kent ve yaratıcı ekonomi demek
Ticaretiyle, sanayisiyle, sosyal ve kültürel sermayesiyle, toplumsal istikrarıyla Mersin kalkış aşamasını hedef olarak belirlemeli ve bunları birbirine entegre etmeye çalışmalıdır. Kentin imarında konutlardan otellere, ibadethanelerden spor tesislerine, köprü ve üst geçitlerinden kaldırımlarına kadar bir bütüncül konsept düşünülmeli..

2. KENTİN ÖNÜNDEKİ ÜÇ HEDEF YILI

Üç hedef yılımız var ve bu aradaki süreleri master planları, kalkınma ve gelişme palanları ile planlamalıyız ki hdeflere etkili, süratlı ve doğru biçimde ulaşalım.
1)Kısa  vadeli hedefimiz 2019Seçiminin doğru yapılması; (iyi planlanırsa bir sıçrama tahtası görvini görecek olan bu husus, kötü planlandığında ayağımıza dolanabilir. O yüzden tedbirlerimizi şimdiden kılı kırk yararak almalıyız)
2)Orta vadeli hedefimiz 2023 Cumhuriyetin 100. Yılı (bütün Türkiyenin kilitleneceği bu hedefe Mersin de kilitlenmeli, yaptıklarıyla 2023 yılında Türkiyenin yıldız kenti olmalıdır. Bunu hakediyor çünkü.) ve,
3)Uzan vadeli hedef ise 2050 yılıdır. (2050 Mersinin Habitat II’nin belirlediği sürdürülebilir, yaşanabilir ve hakçalık bakımından artık Türkiye kantleriyle değil dünyanın yıldız kentleri ile yarışma dönemi olmalıdır)
Eğer kısa vadede gerekli yatırım ve atılımları yaparsak 2023 yılında ortaya çıkacak tablo bir sıçrama noktası olursa; 2033 yılına kadar Mersini Güneyin ve Türkiye’nin parlayan yıldızı ve model kenti yapabiliriz ve sonrası gerçekten dünya kenti Mersin şiarıdır.

3. KENTLEŞME AÇISINDAN ATILMASI GEREKEN 3 ADIM

1.Kentin eski dokusunu onarmalıyız. Böylece, kullanarak korumak gerek. Vilayetin  başlattığı -aslında büyükşehir belediyesinin üstenmesi gereken- tarihi yarımada restarasyonu buna işaret ediyor.
2. Kentin çürüyen dokusunu yenilemeliyiz. Ancak kentsel dönüşüm projeleri yaparken “proje demokrasisi” çerçevesinde katlanların onayını alarak ve katılımını sağlamak gerekir. Kant’ın deyimi ile “insan amaçtır, araç olarak kullanılmamalı”, insan yaşamı rantta feda edilmemeli. İnsanın ve paydaşların onayının alınmadığı projelerin başarı şansı yoktur. İkinci olarak kentsel öznel mimarı ve insanı yaşam alanı ranta feda edilmemesi gerektiği gibi kentsel dönüşüm içinde ortaya çıkan rantların adil paylaşımına dikkat edilmlidir.
3.Yeni çevre kentlerle  kenti  rahatlatmalıyız:Mersin yoğunluğu her geçen gün artan bir kent. Nefes alamaz hale gelen alanlar var. Trafik iş saatlerinde gittikçe tıkanıyor. Kentler de canlı varlıklar gibidir. Belki tavuklar gibi pat diye düşüp ölmezler ama siz ona can çekiştirirseniz  o da size çektirir. O yüzden rahatlatmak gerekir. Bu noktada eğitim, sağlık, spor vb çevre kentleri oluşturmamız elzemdir.

4. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN ÜÇ HUSUS

1.Mersini, Silifke -Tarsus hattında ve hinterlandında “Bir Bölgesel  Bileşik Kent” modeliyle planlamak lazım. Çünkü buralar artık iç içe geçmiş; kara ve deniz ulaşımı, atık ve arıtma tesisileri, hava ve deniz kirliliği diğer çevresel sorunlar, ekonomik kalkınma ve entegrasyon ancak bölgesel planlama anlayışıyla sonuca ulaştırılabilir.
2.Yaratıcı ve sürdürülebilir  bir ekonomiyle kentin bütün dinamiklerini  canlandırmak ve harekete geçmek gerek. Mersin yönetim dinamiklerini ve yaratıcı ekenomi modelini harekete geçirmeli.
3.Kentin gelişme stratejisine“Üniversiteler ve Kongreler Kenti”kimliğini eklemek gerekir. Mersinin üç üniversitesiyle kültür ve kongreler kenti olması gerekir.

SONUÇ

Sonuç itibariyle, ticaretiyle, sanayisiyle, türizmiyle, sosyal ve kültürel sermayesiyle, toplumsal istikrarıyla Mersin’in kalkış aşaması hedefini gerçekleştirmesi için bunları birbiriyle entegre etmeye çalışmak buna uygun yöneticiler seçmek gerekir. Yeni kentsel konsept vesilesiyle bu süreci başlatmalıyız. Bir dünya kenti, bir marka kent olmak istiyorsak, kent kültür sermayesinin yaratacağı o muhteşem katma değerden yararlanılmalı ve dünyadaki emsallerimizle yarışmalıyız. Bunu başarabilirsek (ki başaracağımıza inanıyorum) kısa sürede Mersini Akdeniz’in ve Türkiye’nin güneyde parlayan yıldızı haline getirebiliriz. Ben bu potansiyelimizin ziyadesi ile olduğunu düşünüyorum. Bu amacı gerçekleştirmeye katkı sunacak olan herkese şimdiden selam olsun.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları