loading
close
SON DAKİKALAR

Yetişkin mesleki eğitimin görünmeyen yüzü

Yetişkin mesleki eğitimin görünmeyen yüzü
Tarih: 24.10.2016 - 16:32
Kategori: Eğitim

Türkiye’de yetişkin mesleki eğitimi, hem kamu kurumları hem de özel kurum ve kuruluşlarca verilmektedir...

Günümüzde tüm dünyada yetişkin mesleki eğitimi, hem işsizlikle mücadelede hem de bir iş sahibi olan yetişkinlerin hızlı teknolojik değişimlerin sonucu mesleklerindeki yenilikleri yakalayabilmelerinde ya da bu değişimler sonucu yeni ortaya çıkan meslekleri öğrenmelerinde en etkili araçlardan biridir.

Türkiye’de yetişkin mesleki eğitimi, hem kamu kurumları hem de özel kurum ve kuruluşlarca verilmektedir. Kamusal olanlar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Halk Eğitimi Merkezleri ile Meslek Edindirme Merkezleri, İŞKUR ve bazı yerel yönetimlerce ücretsiz olarak sağlanmakta ve kurslar vinç operatörlüğünden halı dokumacılığına çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. İŞKUR tarafından yürütülen “İstihdam Garantili Kurslar” dışında kalan gerek kamusal gerekse özel yetişkin mesleki eğitim kurslarının hiçbirinin sonucunda bireylerin iş bulma garantisi yoktur. İŞKUR kursları da en fazla dokuz ay süreli istihdam garantisi sağlamaktadır. Bununla birlikte iş bulma konusunda daha etkili olabilecek kurslar ise ya sürücü kurslarında olduğu gibi tamamen özelleştirilmiş ya da bilgisayar ve autocad eğitimleri gibi gittikçe özelleştirilmektedir. Bu durum mesleki eğitimi metalaştırmakta, kişiyi iş bulmak için ayrıca bir harcama yapmaya mecbur bırakmaktadır.

Bugün yetişkin mesleki eğitimine yön veren kalkınma planları, hayat boyu öğrenme strateji belgeleri, ulusal istihdam strateji belgesi gibi tüm politika belgelerinde öne çıkan vurgu; neoliberal siyasaların ruhuna uygun bir biçimde mesleki eğitim programlarının piyasanın ihtiyaçlarına uygun şekilde planlanması ve yürütülmesi, istihdam edilebilirlik, rekabet, esnek çalışma ve girişimcilik üzerindedir. Öncelikli olarak istihdam edilebilirlik vurgusu işsizliği yapısal bir sorun olarak görmek yerine sorumluluğu bireylere yüklemekte, eğer işsiz kalmışlarsa suçu/ eksikliği kendilerinde aramaları gerektiğini ima etmektedir. Zira işsiz kalmışsanız eğer, kendinizi yeterince yetiştirememişsinizdir. Yeterli sayıda sertifika almamışsınız ve kendinizi her işe hazır hale getirmemişsinizdir. Eğer bir işiniz varsa onu koruyabilmek için işyerinde her türlü pozisyonda çalışacak becerileri edinmemişsinizdir. Yeterince esnek değilsinizdir. İşsiz mi kaldınız? Bütün suç sizindir!

Diğer taraftan yıllardır bir işi yapıyor olsa bile bir iş başvurusu esnasında kişinin bunu belgelendirmesi beklenmektedir. Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesi içinde “önceki öğrenmelerin belgelendirilmesi” adı altında sertifika almak zorundadır. Bu durum bazen trajik olaylara da sebep olabilmektedir. Örneğin yıllarca çobanlık yapmış kişilere “Sürü Yönetimi” altında eğitimler ve bu eğitimlerin sonucunda da belge verilmektedir. İşin ironik yanı ise bu eğitimleri verenlerin hayatları boyunca üç koyunu yan yana görmemiş olmasıdır.

Burada en önemli meselelerden biri bu eğitimlerin kime hizmet ettiğidir. Zira politika belgelerindeki en önemli vurgu, istihdam piyasasının isteklerine uygun işgücü yetiştirilmesi üzerinedir. Bu söylemler verilmekte olan mesleki eğitim kurslarının içeriğinde de belirleyici rol oynamaktadır. Açılacak olan mesleki eğitim kurslarına karar vermede istihdam piyasanın istekleri göz önünde bulundurulmakta, bireylerin kişisel ilgi, yetenek ve istekleri tamamen göz ardı edilmektedir. Önemli olan piyasanın ihtiyaç duyduğu ucuz işgücünün yetiştirilmesidir. Bu amaçla yeri geldiğinde kamusal olanaklar rahatlıkla kullanılmakta, sermayenin ihtiyaç duyduğu işgücü, kamunun desteği ve imkânları ile yetiştirilmektedir. Örneğin çok yakın bir geçmişte Artvin Halk Eğitimi Merkezi bakır ve maden işletmeciliği ile ilgili çeşitli kurslar açmıştır*. Her ne kadar Halk Eğitimi Merkezi yöneticileri bölgede (halkın bütün itirazlarına ve olumsuz ÇED raporlarına rağmen) faaliyet gösteren (ve sahibi millete küfür etmiş olan**) Eti Bakır A.Ş. ile aralarında bir protokol bulunmadığını beyan etmiş olsalar da bu kursların kime hizmet ettiği de açıktır.
Kısaca söylemek gerekirse neoliberal politikaların kamusal olanın içini boşaltarak insanları özel olana muhtaç etme ve bununla birlikte de kamu kaynaklarını sermayenin hizmetine sunma şeklindeki yaklaşımının en bariz olarak görüldüğü alanlardan biri yetişkin mesleki eğitimidir. Hâlihazırda mesleki eğitime indirgenmiş olan yetişkin eğitiminde bir meslek edinmeye yarayan eğitimler özel kurum ve kuruluşlarca yürütülmekte, kamusal olanlar “umut tacirliği” yapmaktan ve “sertifika fetişizmine” hizmet etmekten öteye geçememektedir. Diğer taraftan var olan kamusal mesleki yetişkin eğitim kursları da sermayenin ve istihdam piyasasının talepleri ve istekleri doğrultusunda planlanmakta, kişisel özellikleri göz ardı etmektedir.

Hızla gelişen ve değişen sanayi ve teknoloji ortamında gerek bireylerin kendilerini yapmakta oldukları işte geliştirmeleri ve yeniliklere uyum sağlamaları, gerekse de yeni ortaya çıkan meslekleri öğrenmeleri için yetişkin mesleki eğitimi elbette çok önemlidir. Ancak gözden kaçırılmaması gereken şey, bu eğitimlerin güvenceli bir meslek edindirmeye yönelik olduğu kadar özgürleştirici, bilinçlendirici ve güçlendirici bir biçimde olması, insan onuruna yakışır bütüncül bir eğitimi kapsaması zorunluluğudur.

* http://www.birgun.net/haber-detay/cengiz-in-iscilerini-devlet-mi-egitecek-122692.html
**http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/225704/_Bu_milletin_a..._koyacagiz__mahkum_oldu.html
1.Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Yaşam Boyu Öğrenme ve Yetişkin Eğitimi Doktora Öğrencisi

Nurcan Korkmaz - BirGün

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları