loading
close
SON DAKİKALAR

Zarrab'ın itiraflarında 7. gün: Zafer Çağlayan’a piyano ve kol saatini rüşvet olarak verdim

Zarrab'ın itiraflarında 7. gün: Zafer Çağlayan’a piyano ve kol saatini rüşvet olarak verdim
Tarih: 07.12.2017 - 17:24
Kategori: Gündem

New York'taki ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delme, bankacılık sahtekarlığı ve kara para aklama suçlamasıyla açılan Atilla Davası'nda, Zarrab'ın tanık olarak itirafları sürüyor.

ABD'de Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın tutuklu olarak yargılandığı ve Reza Zarrab'ın itirafçı olduğu davada yedinci oturuma gelindi.

New York'ta görülen davanın 6. duruşmasında sanık Mehmet Hakan Atilla'nın avukatı Zarrab'ı çapraz sorguya almıştı. Zarrab, Mehmet Hakan Atilla'nın 'çarka çomak sokan biri' olduğunu söyleyerek Süleyman Aslan'ı uyardığını söylemiş, Hakan Atilla'ya hiçbir zaman rüşvet vermediğini iddia etmişti.

New York'taki davanın konusu ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delme, bankacılık sahtekarlığı ve kara para aklama.

Duruşmadan notlar:

FBI ajanının kısa ifadesinden sonra tanık kürsüsüne Hazine Bakanlığı'nda da görev yapmış olan eski CIA direktör yardımcısı David Cohen, çağırıldı. Cohen, Terör ve Mali İstihbarat Müsteşarı olarak görev yaptığı dönemde Halkbank'la ilgili edindiği bilgileri anlattı.

Cohen, juri üyelerini OFAC'ın yapısı hakkında bilgilendirdi.

* Savcının sorgusunun ardından savunma avukatı Cathy Fleming'in söz almasıyla tekrar çapraz sorguya geçildi. Fleming, Sarraf'a cezaevindeki bıçaklı saldırı iddiası üzerine bazı sorular sordu.

Sarraf'ın 7 gün süren ifadeleri sona erdi.

FBI'in İran masasında karşı istihbarat elemanı olarak çalışan FBI ajanının kürsüye çağrılmasıyla dava devam etti. Sarraf'a ihtiyaç olması halinde yeniden sorular sorulma ihtimali var.

Zarrab, federal cezaevinden neden çıkarıldığının sorulması üzerine, cezaevinde birinin kendisini bıçakla öldürmeye çalıştığını söyledi. Sarraf, bu kişinin iş birliği yaptığı için kendisini öldürmek için talimat aldığını iddia etti.

Zarrab, güvenliği için endişe duyup duymadığı yönündeki soruya ise tehdit edildikten sonra endişe duymaya başladığını söyleyerek yanıt verdi. Sarraf tehditlerin ancak tanıklığı bırakması durumunda durabileceğini ancak yine de ifade vermeye karar verdiğini anlattı.

* Savcı, Zarrab'a işbirliği konusunda neden geciktiğini sordu ve Zarrab'dan "Yasalar ve adalet çerçevesinde iki avukatımın yürüttüğü siyasi girişimler vardı. Ayrıca işbirliği konusundaki zorluklar ortadaydı" şeklinde yanıt aldı.

Daha sonra savcı Zarrab'a teknelerinin ve para yığınlarının fotoğraflarını göstereren hala bunlardan faydalanıp faydalanmadığını sordu. Zarrab ise "Hepsine el kondu" yanıtını verdi. Zarrab; "Tüm malvarlığıma Türkiye Cumhuriyet tarafından el konuldu. 18 kişinin daha malvarlığına yine Türkiye hükümeti tarafından el konuldu. Bunların benimle bağlantılı olarak casuslukla suçlandığı söyleniyor. Onları tanımıyorum." dedi.

* Savcının "ifade vermesi durumunda cezaevinden çıkacağı yönünde bir vaat verilip verilmediği" yönündeki soruya Sarraf 'Hayır' yanıtını verdi. Ancak işbirliği anlaşması kapsamında ABD'de tanık koruma programına başvurma hakkı olduğunu söyleyen Sarraf, henüz böyle bir talepte bulunmadığını belirtti. Sarraf, işbirliği kapsamında yalan içermeyen, doğru beyana dayalı bilgiler verme taahhüdünde bulunduğunu söyledi. Sarraf, ifadesinde yalan söylerse anlaşmasının bozulacağını ve yeni suçlar ekleneceğini söyleyerek, "Bu herhalde hayatımda olabilecek en kötü şey olurdu" dedi.

* Savcı, Zarrab'a tutuklandığı dönem kendisine yöneltilen suçlamalardan nasıl kurtulduğunu sordu. Sarraf "Ödemeler yaptım ve bunlar kısmen rüşvet olarak verildi" şeklinde yanıtladı.

* Savcı Zarrab'a "Türk yetkililere rüşvet verdiniz mi?" diye sordu. Zarrab'ın 'evet' yanıtı üzerine sırasıyla Zafer Çağlayan'a verilen kol saati ve piyanoyu da rüşvet olarak verip vermediğini sordu. Sarraf bunları rüşvet olarak verdiğini kabul etti.

* Savcı, Zarrab'a İran'a ambargonun ihlaline ilişkin itirafçılık anlaşmasını hatırlattı. "ABD'li bir banka yaptığınız işin içinde NIOC'un (İran Ulusal Petrol Şirketi) olduğunu bilse ne yapardı?" sorusuna ise Zarrab "Parayı, gönderen kişinin olduğu yere geri gönderirdi" şeklinde yanıt verdi. Savcının "İşlemi gerçekleştirmezdi, değil mi?" sözlerini ise onayladı. Zarrab, Atilla'nın durumun farkında olduğunu ancak yine de onlara ayak uydurduğunu söyledi.

* İki gün süren çapraz sorgu sona erdi. Savcının bir kez daha Zarrab'ı doğrudan sorgulamasına geçildi.

Zarrab 'ekonomik cihadın' ne demek olduğunu bilmediğini ileri sürerek "Farsça yazı okuyamıyorum ve Ahmedinecad'a hitaben yazılan imzaladığım mektupta ne yazdığını bilmiyorum" dedi. Duruşmaya 21.00'da bir saatlik ara verildi.

Zarrab, İstanbul'da acil bir yere gitmesi gerektiği zamanlarda emniyet şeridini kullanmak için İstanbul polisine yalan söylemeye ihtiyaç duymadığını belirterek, "Emniyet şeridini kullanmak için yalan söylememe gerek yoktu. Zaten istediğim gibi kullanıyordum" diyor.

Zarrab'a para karşılığı cinsel ilişkiye giren kadınları iş amaçlı bazı kişilere temin ettiği yönündeki sözleri hatırlatıldı ve "Eşinize yalan söylediniz, doğru mu?" diye soruldu. Savcılar bu soruya itiraz etti. Atilla'nın avukatları, Zarrab'a para karşılığı cinsel ilişkiye giren kadınları sormaya devam etti.

Zarrab'a 2013 yılında Türkiye'de hakkında açılan soruşturma hakkında sorular soruldu. 2014'te dokunulmazlığı olan vekil ve bakanlara yönelik meclis soruşturması da gündeme geldi. Zarrab soruşturma komisyonuna gönderdiği ve o dönem gündeme oturan 'hediye kol saati' ile ilgili belgeyi hatırlamadığını söyledi.

Zarrab vatandaşlığa geçiş sürecini de anlattı.

* Mahkemede ilk kez Türkiye siyaseti de gündeme geldi ve Zarrab'a Gülen cemaati soruldu. Zarrab, "Gülen cemaatini hiç duydunuz mu?" sorusuna Evet yanıtını verdi. Avukat Fleming, Türkiye'deki farklı kesimleri ve siyasi grupları sorunca Zarrab politika analisti olmadığını söyledi. Zarrab Gülen cemaati için "Farklı gruplar onlar için farklı isimler kullanıyor. Bu nedenle, onlar siyasi bir grup mu, dini bir grup mu, yoksa terör örgütü mü bilmiyorum" dedi.

Zarrab daha önce Türkiye'de kendisine yöneltilen bazı suçlamaların doğru olduğunu söylemişti. Bunların gündeme gelmesiyle Sarraf, bir polis memurunun kendisine şantaj yapmaya çalıştığını da kabul etti.

Zarrab'ın daha önce yalanladığı ve 'sınırdaki olay' olarak bahsedilen iddia yeniden gündeme geldi. Atilla'nın avukatı Fleming, Zarrab'ın parayı Rusya'ya kaçıracakken sınırda yakalandığını iddia etmiş, Zarrabf iddiayı reddetmişti. Fleming, bu olayda yakalanan ve Zarrab'ın şoförü olan şahsın, nakit para taşırken durdurulan 14 kişiden biri olduğunu söyledi. (aktaran: @sebla_kucuk)

Zarrab'ın Happani için 'sağ kolum' ifadesini kullanması dikkat çekti.

* Sorgu önceki günlerde olduğu gibi uzun süre bazı ses kayıtlarının dinletilmesiyle devam etti. Kayıtlar, Zarrab ile Süleyman Aslan arasında 2013'te yapılmış telefon görüşmelerine ait. Görüşmede Zarrab, Aslan'a ""İşler Hakan Atilla'da o kadar takılmıyordu" dedi.

* Zarrab'ın TSİ 18.50 itibariyle tanık kürsüsüne geçmesiyle çapraz sorguya devam edildi.

* Reza Zarrab tanık kürsüsüne henüz geçmedi. (18.45)

* Duruşma öncesi işlemler TSİ 17.50 itibariyle tamamlandı. Duruşmaya geçildi.

* Duruşma öncesi görüşmelerde, savcı OFAC (Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi) düzenlemelerinde yer alan içinden çıkılmaz nüanslar hakkında yargıca sorular sordu. Yargıçın "Bu güney bölgesindeki dava daha önce emsali olmayan bir dava mı?" sorusuna Savcı 'Evet' şeklinde yanıt verdi. (çeviri: @sebla_kucuk)

* Hakan Atilla'nın avukatı Victor Rocco, müvekkilinin durumunda genel olarak kriminal ceza hukukuyla değil Amerikan finans sisteminden uzaklaştırılmayla yargılandığını belirtti. Atilla'nın avukatları müvekkillerinin faaliyetlerinin ABD'de bir bir etkisi olmadığını vurguluyor.

Rocco, Adalet Bakanlığı'nın ABD Hazinesi gibi davrandığını söyledi.

***

"Ailem için endişeliyim"

Reza Zarrab, duruşmanın öğleden sonraki son bölümünde, kaldığı hapishanede bir kişinin kendisine saldırıp öldürmeye çalıştığını iddia etti. Zarrab, “İşbirliği yaptığım için bana saldırdı ve beni öldürmek için talimat aldı" dedi.

Zarrab, güvenliğinden endişe edip etmediği yönündeki bir soruyu da, “Türkiye’deki ailem için endişeliyim” yanıtını verdi.

“Türkiye Cumhuriyeti malvarlığıma el koydu”

Savcı, Zarrab'a servetine, yat ve paralarına erişimi olup olmadığını sordu. Zarrab, “Türkiye Cumhuriyeti hepsine el koydu. Benimle alakalı olduğu iddia edilen ancak aralarında hiç tanımadığım kişilerinde bulunduğu 18 kişinin malvarlığına el konuldu“ dedi.

Zarrab, Türkiye’de hakkında casusluk soruşturması açıldığını da belirtti ve malvarlıklarına el konulan bu kişilerin kendisiyle bağlantılı olarak casuslukla suçlandığını; ancak onları tanımadığını vurguladı.

“Mesajlarda bahsi geçen damat, Berat Albayrak”

Savcı, Zarrab ile avukatı arasında 2014 yılında geçen bazı yazışmalarla ilgili çeşitli sorular da yöneltti. Zarrab mesajların konusunun Halkbank’la ticarete yeniden başlamak olduğunu söyledi. Savcının, “Orada damat ile başlayan bir mesaj var. Bu damat kimdir?” sorusunu ise “Berat Albayrak. Türkiye Enerji Bakanı. O dönem Enerji Bakanı değildi” şeklinde yanıtladı.

Savcı, Zarrab’a, “Mesajlarda ‘BB‘ ile görüşmeden bahsedilen bir yer var. Bu mesajdan ne anlıyorsunuz?“ sorusunu yöneltti. Sarraf bu soruyu da, “Başbakan ile görüşeceğini söylüyor ve genel müdürü de çağırıp (dönemin Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu) ‘Başlayın’ diyecekler” diye yanıtladı. Sarraf, Hakim Berman’ın “BB kim?” sorusuna da “Başbakan efendim” yanıtını verdi.

"Tanık koruma programına başvurmadım"

Savcı, Zarrab’a aralarında yapılan işbirliği anlaşmasıyla ilgili bazı sorular da yöneltti. Zarrab, savcılıkla yapılan bu anlaşma kapsamında tanık koruma programından yararlanabileceğini, ancak henüz bu programa başvurmadığını ifade etti.

Savcının, tanıklık karşısında cezaevinden çıkabileceği yönünde bir vaat verilip verilmedi sorusunu da Zarrab, “Hayır” diye yanıtladı.

Reza Zarrab, işbirliği anlaşmasını kabul etmek için neden beklediğini ise, “Birincisi ABD ile Türkiye arasında politik yollardan çözüm bekledim. İkincisi işbirliğinin risklerini göz önünde bulundurdum, düşünmem gerekti” sözleriyle anlattı.

"Zafer Çağlayan’a piyano ve kol saatini rüşvet olarak verdim"

Savcı Zarrab’a 2013 yılında hapisten nasıl kurtulduğunu yeniden sordu. Zarrab, savcılığın, “Türk yetkililere rüşvet verdiniz mi?” sorusunu “Evet” diye yanıtladı. Savcı, Zarrab’a eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'a verdiği kol saati ve piyanonun rüşvet olarak mı verildiğini sordu. Sarraf, bu soruları da, ”Evet” şeklinde yanıtladı.

Halkbank Zarrab'ı ABD’li yetkililere şikayet etmiş

Bugün yapılan duruşma savunma ile savcılığın delillerin sunumu ve tanıklarla ilgili çeşitli itirazlarıyla başladı. Hakim Richard Berman usül konusunda savunma ve savcılığın görüşlerini dinledi. Bu tartışmalar sırasında Atilla’nın avukatı Victor J. Rocco, çok önemli bir iddia ortaya attı. Rocco, 2014 yılının Ekim ayında Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve Atilla’nın ABD Hazine Bakanlığı yetkilileriyle Halkbank adına yaptıkları görüşmede Sarraf’ın yaptırım listesine konulmasını önerdiklerini iddia etti.

Eski CIA Direktör Yardımcısı ifade verdi

Jüri üyelerine ABD'nin yaptırım sistemini anlatmak üzere davet edilen eski CIA Direktör Yardımcısı David Cohen, Yabancı Varlıklar Denetleme Ofisi (OFAC) konusunda bilgi verdi. Cohen, OFAC'ın nasıl çalıştığını ve kurumun uyguladığı düzenlemelerin yapısını anlattı. Cohen, Terör ve Mali İstihbarat Müsteşarı olarak görev yaptığı dönemde Halkbank'la ilgili bilgi edindiğini ifade etti. İstanbul’da Halkbank yetkilileriyle bir araya geldiğini belirten Cohen’in tanıklığına Cuma günkü duruşmada devam edilecek.

Zarrab’ın, tanık olarak savunma ve savcılık tarafından yapılan sorgulaması yedi oturumda tamamlandı. Reza Zarrab, bundan sonraki süreçte, savunma ve savcılık anlaşırsa yeniden tanık olarak dinlenecek.

BirGün- Amerika'nın Sesi

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları