loading
close
SON DAKİKALAR

Ekrem İmamoğlu: Yöneten irade vaatte bulunmaz, yapar. Biz 31 Mart öncesi vaatte bulunduk, geldik 18 günde çatır çatır yaptık

Ekrem İmamoğlu: Yöneten irade vaatte bulunmaz, yapar. Biz 31 Mart öncesi vaatte bulunduk, geldik 18 günde çatır çatır yaptık
Tarih: 12.06.2019 - 14:12
Kategori: Gündem

İstanbul'un seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu Sivaslı iş insanları ve sanayicilerle bir araya geldi.

Ekrem İmamoğlu Sivaslı iş insanlarıyla buluşmasında yaptığı konuşmada "23 Haziran, 31 Mart'ta kazanılmış ve sonucu belli olmuş seçimin yenilenen haline vatandaş iradesini koyacağı bir seçim olacaktır" dedi.

Buluşmaya Sivaslı olan eski İBB başkanlarından Nurettin Sözen ile CHP Konya milletvekili Abdüllatif Şener de katıldı. İmamoğlu, konuşması sırasında örnek olması için getirdiği ''Sivas'ın 108 Günü'' kitabını Şener'e hediye etti. Konuşmasında, hemşehri derneklerinin siyaset üstü olması gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, ''Bir hemşehri derneği, memleketinin kültürüne hizmet etmeli ve kültürünü yaşatmalı. Bu prensipler doğrultusunda yol almalı. İstanbul'un bir varoluş biçimi var. İstanbul'da, Türkiye'nin muhtelif yerlerinden gelip hayata umutla bağlanmak istedikleri bu kentte bir araya gelip, bir şehir var ettiği bir ortamdayız. Hemşehriliklerini en derinden yaşamaya çalışan insanların, İstanbullu olmayı da en üst seviyede çözme noktasında çaba gösteren insanlar olmalı diye düşünüyorum. Bizim, İstanbullu olma konusunda sorunumuz var. Bunu aştığımız taktirde, buradaki renkliliği hepimizin zenginliği haline getirdiğimiz taktirde İstanbul'un kitlesel anlamda en önemli sorunlarından birini aşmış oluruz'' dedi.

İmamoğlu'nun konuşması şöyle:

"23 Haziran'da bir seçim yaşayacağız. Bu seçim normal bir seçim değildir. Bu seçim yapılmış bir seçimin hukuka aykırı bir biçimde 16 milyon insanın iradesini gasp ederek bir seçimin yenilenmesidir. Sanki bu seçim en adil koşullarda, demokrasinin bir parçasıymış gibi izlenimi ortaya koyanlara bir dakika diyorum. Bu seçim ne yazık ki  Türkiye'nin demokrasi yolculuğunda uğratılan haksız müdahaleyi düzeltme seçimidir. 23 Haziran, 31 Mart'ta kazanılmış ve sonucu belli olmuş seçimin yenilenen haline vatandaş iradesini koyacağı bir seçim olacaktır.

İstanbul'da yaşayan her vatandaşımızın hele hele cumhuriyet şehri olan Sivas'ın, Sivaslıların üst seviyede itinayla davranması gereken bir seçimdir. Sivas cumhuriyet tarihimizin belki de ilk Meclis kongresinin bağımsızlık mücadelesinin altınının çizildiği kongrenin yapıldığı bir kent. Bu kongre bir ülkenin varoluş biçimini tanımlıyor. Tam bağımsız Türkiye diyor. Milletin iradesinin kayıtsız şartsız varlığını tescil eden bir kongre. Böyle bir kentin insanları daha hassas davranacaktır. Ben Sivas'ı ziyaret ettim. Atatürk'e ve cumhuriyetin kuruluş dönemine çok ilgili birisi olarak, Mustafa Kemal'in orada 108 gün geçirdiğini çok da analiz edebilmiş değildim. Kongreye nasıl önem verdiğimi belirtmek isterim. Her yıl 30 Ağustos-9 Eylül arasında Beylikdüzü'nde sevgi ve barış buluşmaları festivalimiz var. Bunun en önemli anlarından birisi her yıl Sivas Kongresi'ni kutladığımız 4 Eylül'dür. Etkinliklerimiz olur. 108 günü bilince Sivas çok güzel bir kent. Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet dönemlerinin izlerini taşıyan çok özel bir şehir. Bu özelliğinin biraz daha öne çıkmasını istedim. Arkadaşlarıma araştırın dedim. 'Sivas'ta 108 Gün' diye bir eser çalıştık. Türkiye'de cumhuriyetle ilgili en fazla Ankara ziyaret edilir. Atatürk'ün kabri orada. Bu ülkeye hizmet etmiş herkesi anarız, hepimizin geçmişini anarız. Hepsi Kuvayı Milliye sürecinin neferleridir. İkinci bir adres daha var: Sivas. Cumhuriyet kenti olan Sivas, 23 Haziran'da cumhuriyete çok daha fazla sahip çıkmak zorundadır.

İstanbul dünyanın en mühim kentlerinden birisi. İstanbul Türkiye'nin motor gücü. İstanbul'da işler iyi gidiyorsa Türkiye'de işler iyi gidiyor demektir. Türkiye'nin ana gündemleri var. Seçilmiş bir hükümet var. Cumhurbaşkanı var. Yeni sistemle atadığı kabinesi var. Biz, diler ve isteriz ki, bu kadar yoğun süreç yaşanırken, siz işinize bakın. Burada da yerel seçim süreci yürüsün. Israrla bunun karşısında duruldu. Bugün geldiğimiz noktada, aslında bir nebze haklı çıktığıma seviniyorum. Mülki idareyi elinde tutan bir kısım insanlar anlıyorum ki İstanbul seçim süreciyle pek ilgilenmeyecekler. Bu beni mutlu ediyor.  Ülkenin sorunları var. Cumhurbaşkanının ülkenin ekonomik, dış politika ve birçok sorunlarıyla ilgilenmesini arzu ederim. 24 Haziran'da görevime başladıktan sonra yine hizmet yarışı yapacağız. 31 Mart öncesinde birileri 'beka sorunu var' dediğinde, yok böyle bir şey dedik kıyameti kopardılar şimdi beka sorunu olmadığını kendilerini dile getiriyorlar. Tek siyasi kadro bizde var diyen kibirli anlayışa şunu söylüyorum, şu salondan bile yönetecek birkaç kadro çıkar. Kibirli anlayış kimseye hizmet edemez, çevresine hizmet eder. İstanbul'da yaşadığımız süreç böyle bir süreç. İBB'nin işlemlerini halka açık hale getiren yeni bir yönetim anlayışı sergileyeceğiz. İBB partizanlık duyguları içine gömülmüş, yakın akraba ilişkisiyle yönetilir hale gelmiştir. Biz bu şehrin nimetlerini bir avuç insanla değil 16 milyon insanla paylaşmaya geliyoruz. 

Tüm söylemlerimiz kopya ediliyor. Kelimesi kelimesine... Bu bizi sevindiriyor. Söylediğimiz şeyler gerçek sorunlar. Beni şaşırtan, açıklamalar.... 2004'ten beri AK Parti iktidarı ile birlikte İstanbul'u yöneten kadrolarsınız . 'İnceledik 800 mahallede kreş yok' diyorlar. Gelir gelmez yapacağız, diyorlar. Nerdeydiniz, nereye geliyosunuz? Yöneten irade vaatte bulunmaz, yapar. Biz vaatte bulunduk 31 Mart öncesi, geldik 18 günde çatır çatır yaptık kardeşim. Vatandaşın zor günlerinde önceliğimiz sosyal politikalar olacak, dedik. Dini bayramlarda ücretsiz ulaşım vardı, resmi ve milli bayramları da ücretsiz yaptık. Suda indirim yaptık. İstanbul Valisi atanmış olarak vekillik yapıyor şu an. Açıklama yapılıyor rakibimiz tarafından. 'Doğalgaza yüzde 10 indirim yaptık' diyor. Sen kimsin, hangi sıfatla indirim yaptığınızı açıklıyorsunuz? Vali açıklasa anlarım. Komik tarafı yazın ortasında indirim yapılıyor, kimse doğalgaz kullanmıyor.  

Kopyalama beni mutlu ediyor. Halkını unutmuş, vatandaşını dinlemeyen iradeye vatandaşı hatırlattık. Bu millet bizden samimiyet istiyor, partiler üstü tavır bekliyor. Kimse şirketine patron seçilmeyecek. Biz emanetçi gibi ceketini alıp gidecek kişiler olarak göreve talibiz. İstanbul'un gelmiş geçmiş en demokrat başkanı olacağım, diyorum. Şeffaf olacağız. Herkese hesap vereceğiz. İsraf düzeni var. İstanbul'da bu düzeni değiştirmek için seferberlikler yapacağız. Başta eğitim olmak üzere, çocuk, kadın, gençler gibi bir çok hususta...

Yenilenen seçime Sivaslı dostlarımızdan en üst seviyede destek bekliyoruz. İstanbul'da yaşayan herkesten destek bekliyoruz. Bu şehri çok seviyorum. Şehirde en kalabalık nüfusa sahip Sivaslıların da şehri çok sevdiğini biliyorum."

İmamoğlu, toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İmamoğlu'na dün katıldığı bir TV programında "Binali Yıldırım, soruları istedi" sözleri üzerine Binali Yıldırım'ın sözlerini yalanlaması ve özür dilemesini istediği soruldu. İmamoğlu, ispatlayacağı bir şey olmadığını söyleyerek "Soruların tespitli olması konusunda ben burada yokken tatildeyken bazı ön görüşmeler olmuştu. Ben bunu söyledim. Bana ilk bilgi ulaştığında '10 soru biz hazırlayalım, 10 soru siz hazırlayın' dediklerinde o zaman İsmail Küçükkaya ismi ortada bile yokken buna gerek yok diyen kişiyim. Bu talebi getirip götüren iki arkadaşımız var. Konuyu büyütmeye gerek yok. Sayın Yıldırım'ın tercihi bu süreçten sonra 'Evet buyurun serbest sorularınızı sorun' diye dönüşmüşse bana mutluluk verir. O zaman bize iletilen bu yöndeydi. Bu konuları da sayın Küçükkaya bilmez. Dahil olmasına gerek yok. Çünkü bu görüşmeleri yürüten başka insanlar vardı. Bana ulaştırılan not '10 soru biz hazırlayalım, 10 soru siz hazırlayın moderatöre verelim' şeklindeydi. Ben bunu anlattım. İki tane genel başkan yardımcısı var ispatlı. Ben hala diyorum ki konu bellidir. 31 Mart seçimi sonrasında olanlar ve İstanbul. Sorularını sorsun biz de cevaplayalım." ifadelerini kullandı.

Bir başka gazeteci ise "Ordu'da yaşanan olayla ilgili siz valinin basitliğini anlattım demiştiniz ama reddetme ya da kabul etme gibi durum olmadığı için 'Evet orada bir hakaret var' olarak yorumlandı. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz?" diye sordu. İmamoğlu, "Orada polislere ne söylediğimi bile söyledim. 'Sizin bir kusurunuz yok, olaylardan dolayı kusura bakmayın' dediğimi söyledim. Vali Bey'in basitlik yaptığını da söyledim. Vali Bey, benim için pek inandırıcı bir insan değil. Vali Bey'i çok büyütmeyin gözünüzde. Islak imzalı bana ulaştırılan belgeler var. Engelliler gününde bile ne hikmetse Vali Bey bir ay önce bana hakaret etmeyi vazife edinmiş bir adam. Basitlik yaptı dedim aksi bir şey söylediğimi tabi ki reddediyorum. Kurduğu tuzağın hesabını versin. Her hesap verilir bu ülkede. Tuzak kurmuştur, yazık etmiştir. Biz de gittik öbür salondan uçağımıza bindik. 70 yaşındaki annem ve 72 yaşındaki babamla uçağa bindik ve ayrıldık. Engelliler gününde, Engelliler Derneği Başkanı'nın bizzat kaleme alıp altına da imzasını attığı, tanıklık yapacağını söylediği, Ordu Valisi'nin şahsıma hakaret eden söylemlerin olduğu tutanak. Ne alakası varsa. Ben ne tanırım ne bilirim Ordu Valisi'ni. Yüz yüze gelmiş miyimdir hiç hatırlamıyorum. 11-12 Mayıs günlerinde şahsıma yönelik hakaretler. Nasıl bir vazife edinmişse anlamış değilim. Onun için çok gözünüzde büyütmeyin. Bir tuzak kurmuştur. Bunu bilinçli yapmıştır. Bunu da tek tek tane anlattım" diye konuştu.

İmamoğlu, daha sonra Maltepe Fındıklı Mahallesi'ne geçerek otobüsten halkı selamladı.

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları