loading
close
SON DAKİKALAR

Dünya liderleri uyumlu dünyayı konuşuyor bizimkiler para bulma telaşında

Can Ataklı
Tarih: 23.01.2020
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı-Korkusuz

Can Ataklı: Her yıl olduğu gibi bu yıl da Davos’a dünya liderlerinden büyük ilgi var.

ANALİZ

AKP, inanan oldukça bunları söylemekten hiç bıkmayacak

Çağımız esasında bilgi çağı.

Ama Türkiye’de bilgi hak getire.

Türkiye algılarla yönetiliyor.

Bu nedenle önemli olan gerçek değil.

Önemli olan kitlelerin neyi gerçek olarak kabul ettiği.

Geçenlerde Hitler’in Propaganda Bakanı Göbels’in taktiklerini tekrar toparlayıp sunmuştum sizlere.

Göbels, kitlelere doğru olmayan şeylerin sürekli söylenmesi halinde sonunda herkesin buna inandığını söylüyor.

AKP iktidarı da ilk günlerden bu yana benzer bir taktiği uyguluyor.

Doğru olsun olmasın ortaya daima çok iddialı söylemlerle çıkıp bunları sürekli tekrarlıyor.

Bunlara karşı çıkanları trol ordularıyla lince tabi tutuyor.

Sonunda öyle bir an geliyor ki, bu iktidara muhalif olanlar bile bu söylemlerin bir kısmına inanmak durumunda kalıyor.

İktidarın hemen her fırsatta bıkmadan tekrarladığı bazı söylemlerden hemen akla gelenleri sıraladım:

Ekonomi şahlanıyor.

Türkiye, dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi.

Enflasyon düşüyor.

Suriye’de belirleyici ülke Türkiye.

İlk yerli otomobili yapıyoruz.

IŞİD terörünü yok ediyoruz.

PKK terörünü bu iktidar bitirdi.

FETÖ’nün siyasi ayağı CHP.

Tank yapıyoruz.

Erdoğan, Amerika’ya kafa tutuyor.

İsrail’e karşı dik duran tek lider Erdoğan.

Marmaray’ı Erdoğan yaptı.

Kanal İstanbul’da ilk kazmayı vuruyoruz.

79 yılda, bir ağaç bile dikilmedi.

Yerli yolcu uçağını yaptık.

En çevreci iktidar bu iktidar.

Hiçbir ülkeye asla baş eğmiyor.

Amerika’yı devre dışı bıraktı.

Rusya’yı masaya çekti.

İran’ı etkisiz hale getirdi.

Doğu Akdeniz bizden soruluyor.

Libya’da barışın anahtarı Türkiye.

Avrupalı liderler görüşmek için kapımızda kuyruk oldu.

Helikopter yapıyoruz.

Dünya bizi kıskanıyor.

Türkiye, bölgesinin en güçlü aktörü.

Erdoğan, dünyayı parmağının ucunda oynatıyor.

Dünya liderleri, Erdoğan’a imreniyor.

Bu iddialı söylemlerin tamamına inanan milyonlarca insan var.

Bir gün bunların çoğunun gerçek dışı olduğunu öğrendiği gün bu millet ne yapacak, düşünmek bile istemiyorum.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Dünya liderleri uyumlu dünyayı konuşuyor bizimkiler para bulma telaşında

Davos toplantıları yine başladı.

11 yıl öncesine kadar Erdoğan da başbakan sıfatıyla katılıyordu bu toplantılara.

Ama “One Minuts” olayından sonra biliyorsunuz “Bi daaa da gelmem buraya” diyerek Davos’u terk etmişti.

11 yıldır Türkiye, Davos’ta daha küçük heyetler tarafından temsil ediliyor.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Davos’a dünya liderlerinden büyük ilgi var.

Bu yılın ana teması; “Uyumlu ve sürdürülebilir bir dünya için ortaklıklar”

Açıkçası yine çevre konuşuluyor bu zirvede.

Gerçi bir sonuç alınıyor mu, orası meçhul tabii.

Çünkü dünyanın en zengin ülkeleri, çevreye çok duyarlı gibi davranmakla birlikte her zaman ön plana kârlarını koydukları için sorunun çözümü için çok önemli adımlar atılamıyor.

Bu yıl Davos’a 3 bine yakın iş insanı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katılıyor.

 

Bunun dışında Amerika Başkanı Donald Trump, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez gibi isimler da zirvede yer alıyor.

Ayrıca iklim aktivisti Gretha Thunberg, Huawei’nin kurucusu Ren Zhengfei, IMF Başkanı Kristalina Georgieva ve George Soros zirvenin flaş isimleri.

Türkiye’yi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal temsil ediyor.

Dikkat ettiyseniz Türkiye’den zirveye katılanların hepsi ekonomi yöneticileri.

Demek ki diğer ülkeler sürdürülebilir dünyayı konuşurken, bizimkiler de “sürdürülebilir para bulma çabalarıyla” Davos’a renk katacaklar.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Hız sınırları neden değişir?

İstanbul trafiğinde dikkatimi çeken bir noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kent içi trafik hız yasakları birbiriyle çelişiyor ve üstelik mantıksız.

Örneğin Bağlarbaşı ile TEM Otoyolu’nu bağlayan yolda iki tünel var.

Bu tünellerdeki hız limiti 80 kilometre.

Buna karşı aynı yola Yeni Çamlıca Cami’den gelip katılan tüneldeki hız limiti 70 kilometre.

Tünelse ikisi de tünel, yolsa ikisi de kent içi yol, peki neden birinde 70, diğerinde 80 kilometre hız limiti var?

Aynı şekilde İstanbul içinde birçok yolda hız limiti 60-70 kilometre iken, İstanbul dışındaki yerleşim yerlerinin yakınlarından geçen çevre yollarında hız limiti 50 hatta bazılarında 40 kilometre olarak belirlenmiş.

İstanbul’da kentin göbeğinden 80 kilometre hızla gidebilirken, örneğin Balıkesir’in çevre yolundan en fazla 50 kilometre hızla ile geçmek zorundasınız.

İşin kötüsü de şu: İstanbul içinde zaten 80’i pek geçemiyorsunuz ve bu nedenle kameralara yakalanıp yüksek ceza ödemiyorsunuz.

Ama İstanbul dışındaki yollarda farkında olmadan 80 kilometre ile bile gitseniz, 30 kilometre fazla hız yapmış sayılarak hayli yüklü bir ceza ödemek zorunda kalıyorsunuz.

Bunun mantıklı ve adil bir tarafı yok bence.

BUNU YAZMAK GEREK

Doğalgaz zammını yanlış söylüyorlar

Bir iki gündür doğalgaz faturaları kimi yandaş gazetelerde bile konu ediliyor.

Çünkü aralık ayının faturaları millete yeni gelmeye başladı.

Daha önceleri idareli kullanılan doğalgaz, aralık ayında kış şartlarının bastırmasıyla birlikte yükseldi.

Şimdi milleti fatura derdi sardı ister istemez.

2 oda bir salon evlerde ısınmak, yemek yapmak çamaşır/bulaşık yıkamak ve yıkanmak için doğalgaza 400 liranın üzerinde para ödenir mi?

Ödenmek zorunda kalınıyor işte.

Damat bey ise döviz fiyatlarını hatırlatarak “Şunun şurasında zaten iki zam yaptık, aslında daha fazla olması gerek” diyor, diyebiliyor.

Oysa zam iki kere değil, beş kere yapıldı.

Zam oranı da toplamda yüzde 57 değil, yüzde 70 aslında.

Nedense medya, işin kolayına kaçıp zamları üst üste koyarak hesap yapıyor.

Bir ekonomist izleyicim üstü üste konan zam oranlarına göre bir hesaplama yapmış.

Diyelim ki 1 Ağustos öncesi faturanız 100 lira olsun.

1 Ağustos zammı yüzde 9, yani faturanız 109 lira oldu.

Sonra 1 Eylül’de yine yüzde 9 zam geldi. Böylelikle 109 lira olan faturanız 118.8 liraya çıktı.

Ardından 1 Ekim’de yüzde 9 daha zam geldi. Bu durumda 118.8 lira olan faturanız 129.5 liraya çıktı.

Gelelim geçen yılın temmuz ayına.

31 Temmuz’da doğalgaza yüzde 14.9 zam geldi. Böylelikle 129.5 lira olan gaz bedeli 148.22 liraya yükseldi.

Hemen bir ay sonra 31 Ağustos’ta yüzde 14.9 daha zam yapıldı. Oldu mu bir yıl önce 100 lira olan faturanız 170.3 lira.

Demek ki zam oranı yüzde 57 değil, tam yüzde 70 olmuş.

Gelelim damat beyin “Az bile zam yaptık” sözüne.

O da doğruyu yansıtmıyor.

Doğalgaz 1 Ağustos 2018 ile 31 Ağustos 2019 arasında 13 ayda yüzde 70.3 artarken, dolardaki artış bu kadar olmadı.

1 Ağustos 2018’de dolar 4.94 liraydı, 31 Ağustos 2019 dolar 5.8 oldu.

Bu durumda bir yıllık dolar artışı yüzde 17.8 olurken, doğalgazdaki artış neden yüzde 70 oluyor, anlayan var mı?

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Yandaşların hedefindeki iki sanatçı: Cem Yılmaz ve Tarkan

Cem Yılmaz’ın son filmi Karakomik’i izlediniz mi?

İlk bölümü birkaç ay önce sinemalarda gösterilmişti.

Birer saatlik iki filmden oluşan filmler bunlar.

Ben hepsini izledim.

Şunu hemen söyleyeyim; “Cem Yılmaz çok güldürmüştür mutlaka” diye düşünerek sanatçının stand-upları gibi komik filmler bekleyenler yanılır.

Cem Yılmaz hemen her filminde değişik bir tarz deniyor.

Karakomik filmler, “Alacakaranlık Kuşağı” dizisini hatırlattı bana örneğin.

Sonunu tahmin etmenin zor olduğu gerilimli filmler bunlar.

Komik mi?

Bildiğimiz komik filmlerden değil ama çok gülüyorsunuz orası da ayrı.

Oyunculuk, çekim, kurgu harika.

Tabii bir de ben Cem Yılmaz’ı ve zekasını çok seviyorum.

Şu sıralar yandaş tetikçi kesimde bir Cem Yılmaz düşmanlığı var.

“Cem Yılmaz’ı boykot et” diye sosyal medyadan çığlıklar atıyorlar.

Halkı Cem Yılmaz’ın filmlerine gitmemeye çağırıyorlar.

Aynı şekilde birkaç gündür bir de Tarkan aleyhtarlığı başladı.

Neden iki sanatçı için bu tür kampanyalar açılır ki?

Hemen söyleyeyim.

Cem Yılmaz da Tarkan da iktidarın adamları değil.

Peki bu iki sanatçı Erdoğan veya AKP aleyhine mi davranıyor?

Hayır.

Ama lehine hiçbir şey yapmıyorlar.

Cem Yılmaz, “Libya’da kahramanlık tweetleri” atmıyor örneğin.

Tarkan, “Suriye’de destan yazıyoruz” demiyor örneğin.

Suçları bu işte.

Yandaş tetikçi tayfa “Madem bizden değil, o halde halkın bu kadar sevdiği insanlar da olmasınlar” düşüncesiyle hayasız saldırılarda bulunuyorlar bu iki sanatçıya.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları