loading
close
SON DAKİKALAR

Erdoğan’ın kesin emirleri bile 33 gün dayanıyorsa anlayın artık

Can Ataklı
Tarih: 19.09.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın 15 Ağustos’tan başlamak üzere Tarım Kredi marketlerinde fiyatların yüzde 35 düşürülmesi emrini vermişti.

Saray medyasının biat fotoğrafı

ANALİZ

Bir teki bile o “meşhur” görüntü sırasında ne konuştunuz?” diye sormaya cesaret edemedi

Özbekistan’daki “Şanghay örgütü” toplantısı şovu bitti şimdi sıra New York’ta.

Central Park’ta gezmiş Erdoğan, meğer dünyanın her ülkesinden sevenleri varmış onunla tanışmak için sıraya girmişler, kendisini kutlamışlar, dünyanın en iyi başkanı olduğunu söylemişler, fotoğraflar çektirmişler.

Tabii saray medyasının yalancısıyım, onlar öyle yazdılar.

Görüntüleri izleyince anlıyorsunuz aslında gerçeği,  Özbekistan’daki fotoğrafın çok işe yaradığını düşünen saray danışmanları “Bunun bir de halk versiyonunu çekelim, dünya halkları süper lideri bağrına basıyor diye yazdırırız altına” diye düşünmüşler.

Bakalım şu bir iki gün içinde New York’ta neler olacak.

Acaba Özbekistan’da çekilen fotoğrafın benzeri bu kez dünyanın hukuk ve demokrasi ile yönetilen ülkelerinin başkanlarıyla da çektirilebilecek mi?

Herkes Erdoğan’ın Şanghay ülkelerinin liderleri ile sohbet ederken çekilen fotoğrafını konuşurken gezinin son anlarında servis edilen bir fotoğraf çok ilgimi çekti.

Fotoğrafı yukarıda görüyorsunuz, bu fotoğraf saray medyasının biat fotoğrafıdır bana göre.

Koca bir salon, ortaya bir koltuk konmuş, etrafı boş, uçağa alınan gazetecileri abdesthane bardağı gibi ortadaki koltuğun iki tarafına dizmişler.

Uçaktaki bu tür fotoğraflara diyeceğim bir şey yok, orada AKP genel başkanı ortada oturur diğerleri de masanın etrafında yerini alır, ama bu ne böyle?

Tabii biat derken hem görüntünün çirkinliğine dikkat çekmek istiyorum hem de güya gazeteci olan bu kişilerin soru bile soramayacak kadar kimliklerini ve hatta ruhlarını teslim etmiş olmalarını dile getirmek istiyorum

Bu fotoğrafın çekilmesinden hemen önce Erdoğan güya bir basın toplantısı yapıyor.

Yine saray danışmanının dağıttığı sorular sözde gazeteciler tarafından soruluyor.

Erdoğan bir soru üzerine o meşhur fotoğrafın çekildiği anları anlatıyor ve şöyle diyor;

“İlham Bey o koltuğu bana bıraktı, kendisi yandaki koltuğa geçti. Çoğu Rusça bildiği için tercüman da konuştuklarımızı Rusçaya çeviriyordu. Oradaki sohbetimiz tabii hepsinin bayağı hoşuna gitti. Güzel bir anı oldu.”

Bir tek gazeteci bile “Efendim o sırada siz ne anlatıyordunuz da diğer liderler sizi gülümseyerek izliyordu?” diye sormuyor.

Zavallılar nasıl sorsunlar, karşılarında Fahrettin Altun duruyordur mutlaka ve o ne sorulacaksa önceden vermiş bir kere hadlerine mi kendi başlarına soru sormak.

Gazeteci kılıklı biri “Masa böyle kurulur, diğer masadakiler dağılabilir” diyor sırıtarak, Erdoğan cevaplıyor; “Ama biliyorsunuz bizimki altı kişilik masa değil.”

Derken Erdoğan yine çok eski bir gazeteci olan Merdan Yanardağ ile ilgili çok ağır sözler söylüyor, adeta RTÜK’e ve savcılara talimat verir gibi hem suçu dikte ettiriyor hem de “gereken yapılsın” diyor, oradaki bir gazeteci bile gıkını çıkarmadığı gibi kendi meslektaşlarına yönelik bu tavrı başlarıyla onaylıyorlar.

Gazeteci olarak artık içim kaldırmıyor bu manzaraları.

ÇOK GÜLDÜM

Turnikeden annesinin kartıyla geçen ama Kuran okuyan adam

Hafta sonunda yanlış bulduğu her şeye çekinmeden müdahale eden bir dostumla sohbet ediyorduk.

Laf dostumun daha önce yaptıklarından açılınca kendisi bile “Valla bir gün kaşım gözüm yarılmış halde geleceğim, ama ne yapayım haksızlıklara yanlışlara ses çıkarmayınca da olmuyor” dedi.

Sonra da “Bakın başımdan geçen son olayı anlatayım” dedi.

Ünalan’dan metroya 16.00 sıralarında binerken, turnikeden kartımı bastım. Görevli Akbil kartlarını kontrol ediyordu bir yandan.

Arkamdan gelen 30 yaşlarında sakallı bir genci durdurup kartına baktı. Annesinin yaşlı kartını kullanıyordu. Sakallı genç itiraz edemeden kartı görevliye verdi. Metroya bindiğimde rastlantı, vagonda yanıma oturdu.

Oturur oturmaz telefonunu çıkardı kulaklığını taktı, bir şeyler mırıldanıp okuduğunu görünce telefona baktım Arapça bir şey, az sonra onun Kuran olduğunu anladım.

Kibar bir şekilde “Ne güzel Kuran okuyorsunuz kutlarım sizi” dedim.

İlgi gösterdiğim için bana döndü, kulaklıklarını çıkardı ben de “Hangi ayeti okuyorsunuz, ne diyor?”  diye sorunca, “Okuyorum ama anlamıyorum” dedi.

“Peki” dedim yine kibarca “Biraz önce turnikeden geçerken tanık oldum, sizin gibi birisi, ayetleri telefonundan okuyan inanan birisi annesinin Akbil kartını kullanması doğru mu?” diye sordum. “Haklısınız doğru değil” dedi.

Aldığım bu cevap üzerine “Ben sizlerin sayesinde deist oldum” dedim.

Biz de “Sonra?” diye sorduk.

“Ne olacak?” dedi “Başımı belaya mı sokayım, hemen kalkıp yürüdüm, adam da arkamdan bakakaldı.”

Bİ SORALIM BAKALIM

Nasıl çalışıyorsunuz da bu paralar geliyor?

Ekonomik bir kriz yaşanıyor ama bu şimdilik büyük yıkımlara neden olmuyor.

Çünkü krize rağmen ortada dolaşan bir para var.

Bu para günü kurtarıyor şimdilik.

Sadece bu paranın kaynağı belli değil.

Merkez Bankası bile “Kaynağı belirsiz 24 milyar dolar girişinden” söz ediyor.

Bir kişiye 1 milyon dolar gelse hemen yakasına yapışan MASAK kimseye “Bu kadar para nasıl geliyor?” diye soramıyor.

24 milyar doların kaynağı merak bile edilmiyor.

Bizim saray medyası merak etmiyor ama yabancı medya merak ettiği için olarak saray danışmanları Erdoğan’ın bu konuda minik bir açıklama yapmasını uygun bulmuş.

Güya bir gazeteci “Türkiye’ye giren 24 milyar dolardan söz ediliyor, ne diyorsunuz?” diye sormuş.

Erdoğan “Çalışıyoruz, çalıştığınız zaman para da geliyor. Ülkemize duyulan güvenle dışarıdan da geliyor” diye cevaplamış.

Sonra eklemiş; “Üretim ekonomisinin neticesi olarak da şu anda biz hasılayı toplamaya başladık. İşte şu an itibarıyla mesela Merkez Bankamızın rezervi 115 milyar dolar civarında. Şimdi bunlara kalsa, bunlar Merkez Bankasının rezervini adeta sıfırlanmış gibi gösteriyorlar ama tablo öyle değil.”

Vallahi insan çok merak ediyor, ne yaptınız, nasıl çalıştınız da para geliyor ve en önemlisi bu para ne için geliyor, mal mı sattınız da geldi, birileri yatırım mı yapıyor, ne olduğunu biz de öğrensek ya.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Hayrola Hoca, ne oluyor iç savaş mı çıkaracaksınız yoksa

Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’yü komik bulduğum için bazı konuşmalarını ben de izliyorum.

Bazen ilginç çıkışları da oluyor bunları esprili biçimde anlatınca gülüyor insan haliyle.

Ama bu cüppeli hocanın son sözlerini kanım çekilerek dinledim.

İnsanlara “lükse düşmeyin” uyarısında bulunmuş cübbeli “Önümüzdeki günler çok hayır göstermiyor. İlerisi hayırdır ama çok vatan haini var. Çok din-devlet düşmanı var. Onun için bir temizlik de icap edebilir...” demiş.

Ardından da şu korkunç söylere gelmiş sıra;  “İnsan kenarda köşede onun için ekmek alacak para koymalı. İnsan bir senelik ihtiyacını, temel ihtiyaç maddelerini, bozulmayacak mallardan kilerinde, ambarında bulundurmalıdır. Bu sünnettir. Un, şeker, kuru fasulye, nohut gibi…”

Bu adamın bildiği bir şey mi var, iç savaşa mı hazırlanıyor bazıları?

ŞAŞIRDIM

Erdoğan’ın kesin emirleri bile 33 gün dayanıyorsa anlayın artık

Türkiye’de artık her şey AKP genel başkanının emriyle yapılıyor.

Bakanların ve diğer devlet görevlilerinin söylemleri ortada, hepsi bir açıklama yapacağı zaman “Sayın cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda” klişesini mutlaka kullanıyor.

Öyle ki sarayın bir danışmanı Balıklı Rum Hastanesi’ndeki yangın için bile “Sayın cumhurbaşkanımızın talimatları ile yangın söndürme faaliyeti başlamıştır” dememiş miydi?

AKP Genel Başkanı  Erdoğan’ın 15 Ağustos’tan başlamak üzere Tarım Kredi marketlerinde fiyatların yüzde 35 düşürülmesi emrini vermişti.

Ancak Erdoğan’ın bu kesin emri sadece 33 gün uygulanabildi.

Sözcü gazetesinin haberine  göre 16 Eylül’e kadar geçen süreçte kademeli olarak neredeyse bütün fiyatlara zam geldi.

Zaten indirim de “son kullanma tarihi” biten ya da bu süreye birkaç günü kalmış ürünlerde geçerli olmuştu.

Sarayın durumu hiç iyi değil galiba.

Erdoğan’ın emirleri bile uygulanmaz hale geldiğine göre varın anlayın artık.

Son günlerdeki panik ve telaş havasından da anlaşılıyor bu zaten.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları