loading
close
SON DAKİKALAR

Saray medyasına göre 'çok para kazanmak' ayıp, zamlara tepki göstermeleri daha da ayıp

Can Ataklı
Tarih: 15.03.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Akit isimli kağıt israfı bir gazete, akaryakıt fiyatlarının aşırı yükselmesine tepki gösteren sanatçı Şahan Gökbakar’ı hedef tahtasına koymuştu. Sözde gazete “Milyonları cebe indirip halktan biri gibiymiş gibi rol yapan komedyen, cebine en ufak etkisi olmayan mazot zammını eleştirdi” diye yazmıştı.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Yoksullaştırmaktan gurur duyuyorlar

Konu bildiğimiz konu aslında.

Bu iktidar 20 yıl boyunca halkı ciddi oranda yoksullaştırdı.

Bir kesim tamamen yardıma muhtaç hale getirilirken geniş bir halk kesimi ise “kıt kanaat geçinir” duruma sokuldu.

Evet konu bildiğimiz konu ama bunun resmi makamlarca açıklanması durumun vahametini ortaya koyuyor.

Ve ne gariptir ki bu korkunç tablo iktidar için sanki bir “şeref madalyası” gibi sunuluyor.

Yoksullaştırılan halktan hiç söz edilmeden Erdoğan iktidarının yoksullara nasıl yardım ettiği dile getiriliyor.

Haberi Sözcü’de gördüm ben de herkes gibi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, yoksullaşan ve yardıma bağlananlar için bir rapor yayınlamış.

Bu raporu göre devlet yardımı alan yoksul hanelerde yaşayanların sayısı da 11 milyon 370 bin kişi olarak gösterilmiş.

Sosyal yardımlar için bütçeden 2020 yılında 69 milyar lira çıkarken, bu rakam 2021’de yaşanan yoksul patlaması nedeniyle 97.8 milyar liraya yükselmiş.

Hanelere yapılan ortalama yardımın tutarı ise 2020 yılı için 572 lira olurken, yararlanan sayısı artınca tutar da 2021’de 552 liraya gerilemiş.

Görüldüğü gibi artan enflasyona rağmen para yardımlar artmıyor aksine düşüyor.

Buna rağmen iktidar buradan kendine pay çıkarıyor ve “Yoksullara yardım eden sanki devlet değil de bizzat saray iktidarıymış” gibi bir algı yaratılıyor.

Bakanlığın raporunda yer alan detaylarda ise en alt kademede olanların derin yoksulluğu gözler önüne seriliyor.

Geçen yıl oturulamayacak derecede eski, bakımsız ve sağlıksız evlerde yaşamak zorunda kalan 30 bin 363 hane tespit edilmiş ve burada yaşayanlara 119.6 milyon liralık yardım yapılmış.

Oysa bir yıl önce aynı durumda 23 bin 498 hane varmış burada oturanlara yapılan yardımlar 88.4 milyon lira tutmuş.

2021 yılında ilk ve ortaöğretimde okuyan 132 bin çocuğa da kırtasiye, önlük ve çanta gibi temel okul yardımında bulunulmuş. Buna karşı 2020’de aynı yardımdan sadece 42 bin öğrenci yararlanmış. Demek ki yoksul öğrenci sayısı bir yılda tam 90 bin kişi artmış.

“Bugün seçim olsa” anketleri yapan kamuoyu araştırmalarında AKP bütün olumsuzluklara rağmen hala yüzde 30’larda çıkıyor ve pek çok kişi de buna şaşırıyor.

Tabii işin gerçeği burada yatıyor.

Bir ülke için en korkunç şey halkın iyice fakirleşmesidir.

Ancak AKP iktidarı kendi yarattığı bu yoksullaştırmayı avantaja çeviriyor.

Yoksullaştırılan ve yardıma bağlananların büyük bölümü bunun sosyal devlet ilkesi nedeniyle halkın vergilerinden karşılandığı gerçeğini hiç bilmiyorlar ve iktidara şükrediyorlar.

Kimi sokak röportajlarında pahalılıktan medyayı özellikle CHP’ye sorumlu tutanlar işte bu algının esiri olanlar.

Yapılan bu yardımlar aslında çok kötü gıdalarla sadece doymayı sağlasa bile saray iktidarı yardım yapılan vatandaşlarda “Erdoğan giderse biz bunu bile bulamayız, muhalefet kuru etmek bile vermez” algısını yerleştirerek seçimde bunun kendisine oy olarak dönmesini sağlıyor.

Ama şimdilik.

BAŞIMDAN GEÇENLER

40 yıllık dergiden onur ödülü almanın keyfi

Gazeteci Emin Uçarer’i neredeyse 30 yıldır tanıyorum.

Nereden baksanız iki ayda bir kurduğu dost sofrasında bir araya geliriz.

“Ekonomi” dergisini çıkarır, hem de 40 yıldır, hiç ara vermeden.

Şubat ayında aradı “Mart’ta derginin 40’ıncı kuruluş yıldönümü var. Güzel bir tören hazırladık. Sana da onur ödülü vereceğiz” dedi.

Bu ödül işini çok sevmem, genellikle hatır gönül ilişkisi nedeniyle ama özellikle son yıllarda tamamen siyasi nedenlerle verildiğine inanırım.

Benim için gerçek bir halk jürisinin vereceği ödül önemlidir.

Bu nedenle Emin Uçarer’e “Ben törene geleyim ama ödül konusuna beni katmasan” diye ricada bulundum.

“Olur mu hiç?” dedi “Hatır işi ödüllerden değil bu, dergi abonelerine ve katkıda bulunanlara sorduk, pek çok kişi senin adını verdi.”

Eğer derginin okurları seçiyorsa mesele yok o zaman tabii.

Geçen hafta törene katıldım, Ekonomi dergisi okurlarının “Flash TV’de çok özgün haberler sunduğum ve Korkusuz’da gerçekten korkusuzca yazılar yazdığım” için verdikleri ödülü aldım.

Böyle bir ödül almak gerçekten çok keyifli.

FIKRA GİBİ

Saray medyasına göre “çok para kazanmak” ayıp, zamlara tepki göstermeleri daha da ayıp

Akaryakıt fiyatlarında indirim yapılıyor ya, saray medyası neredeyse zil takıp oynayacak.

5-6 liraya satılması gereken benzini 22 lira yapıp sonra 21 liraya düşürünce sanki devrim olmuş gibi davranıyorlar.

Tabii ne yapsın garipler, iktidarı sürekli övmek zorundalar.

Asıl misyon bu olunca fıkra gibi haberler de yayınlanıyor bu medyada.

Üzerinden biraz zaman geçti ama aklıma geldikçe hem hala gülüyorum hem de bu zavallılığa öfkeleniyorum.

Akit isimli kağıt israfı bir gazete, akaryakıt fiyatlarının aşırı yükselmesine tepki gösteren sanatçı Şahan Gökbakar’ı hedef tahtasına koymuştu.

Sözde gazete “Milyonları cebe indirip halktan biri gibiymiş gibi rol yapan komedyen, cebine en ufak etkisi olmayan mazot zammını eleştirdi” diye yazmıştı.

Komikliğe bakar mısınız?

Demek ki çok parası olan biri “halktan” olamaz.

Ama daha komiği çok parası olanlar yapılacak hiçbir zamdan etkilenmez bu nedenle zamları eleştirme hakları da olamaz.

Artık ne yapacaklarını şaşırdılar bunlar.

Belli ki saraydakiler de kendilerini destekleyenlerde akıl fikir aramıyorlar artık, işler o kadar kötü hale geldi yani.

Bİ SORALIM BAKALIM

Erdoğan’ın “açılacak” dediği 1000 marketten kaçı açıldı?

Henüz Ukrayna krizi ortalıkta hiç yoktu.

Döviz hızla yükseliyordu.

Dolayısıyla başta temel tüketim malları olmak üzere her şey pahalanıyordu.

AKP genel başkanı “dış güçleri” suçluyordu, “Cehape zihniyetinin” ülkeyi bu hale getirdiğini söylüyordu, zincir marketlerin fahiş fiyat uyguladığını ileri sürüyordu.

Erdoğan 3 Ekim 2021’de Kısıklı’daki evinin hemen karşısına açtırdığı Tarım Kredi Kooperatifi’nin marketine gitti, bir sürü şey aldı, çıkarken fiyatları “makul” bulduğunu söyledi.

Sonra da “Talimat verdim bunlardan 1000 tane daha açılacak, fahiş fiyatlarla mal satan zincir marketlerin oyunu bozulacak” dedi.

Erdoğan bunları söylediğinde Türkiye’de 47 ilde ve 227 ilçede olmak üzere toplam 483 Tarım Kredi Marketi şubesi bulunuyordu. Ayrıca 227 Tarım Kredi Market’in proje ve inşaat çalışmaları devam ediyordu.

Kasım sonu itibarıyla inşaatı ve içinin yapımı biten 63 yeni market daha hizmete girmişti.

Şimdi geldik Mart ayının ortasına.

1000 market sözü ne oldu?

Bunlar ne zaman açılacak ve halk daha “makul” fiyatlardan gıda ürünü alacak?

Çok çabuk unutuyoruz her şeyi değil mi?

Ama benim merakım, AKP’ye oy veren ve bu tür marketlere en çok ihtiyacı olanların bunu neden merak etmediği.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları