loading
close
SON DAKİKALAR

Seçimden kaçmak için çare aramaya başladılar

Can Ataklı
Tarih: 15.02.2023
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Millet kendi cebinden, zenginler milletin cebinden yardım yapıyor.

ANALİZ

Millet kendi cebinden, zenginler milletin cebinden yardım yapıyor

Bütün Türkiye deprem felaketi için ayakta.

On binlerce kişi işini gücünü bırakıp deprem bölgesine koştu.

Dağdaki çobanından İstanbul’un sosyete kızına kadar fedakar insanlar enkazların arasından canlı birini çıkarmak için çırpındı, çırpınmaya da devam ediyor.

Deprem felaketine uğrayanlara bir tas çorba olsun katkıda bulunabilmek için ne fedakarlıklar yapılıyor.

Deprem bölgesine koşamayanlar ise kendi güçlerine göre yardımda bulunmak için her yolu deniyorlar.

Kimi yeni aldığı kazağını, montunu, botunu bir koliye doldurup deprem bölgesine yolluyor.

Kimi ihtiyaç listesine bakıp oradan seçtiği bir şeyi alıp gönderiyor.

Kimi bulduğu bütün gıda maddelerini acilen bölgeye yetiştirmek için çareler arıyor.

Pek çok kişi de gücü oranında para yardımı yapmaya çalışıyor.

Bir de büyük maddi yardımlar var. Bazı büyük şirketler gerçekten çok ciddi miktarlarda bağışlarda bulunuyor.

Bu elbette takdir edilecek bir davranış.

Nitekim bazı büyük kuruluşlardan sağlanan yardımlar açıklandıkça herkesin içi rahatlıyor.

Ancak burada ilginç bir durum var.

Gelir İdaresi Başkanlığı, deprem nedeniyle yapılan bağış ve yardımların vergi boyutuna ilişkin ayrıntıları açıkladı öneki gün.

Buna göre, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunu kapsamında Cumhurbaşkanı’nca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni veya nakdi bağışların tamamı ilgili yıl vergi matrahlarının tespitinde indirim olarak dikkate alınacak.

AFAD, Türk Kızılay tarafından ilan edilen hesaplara yapılan bağışların indirilmesi için ödemeye ilişkin banka dekontları yeterli olacak. Ayni bağışlar AFAD ve yönlendirdiği kamu kurum ve kuruluşlarına da yapılabilecek.

Yine bu kapsamda yapılan ayni bağışların tamamı, bağışa konu malların içeriğine ve ilgili kurumlarca teslim alındığına ilişkin belge düzenlenmesi kaydıyla indirim konusu yapılabilecek ve yapılan bağış ve yardımlarda KDV hesaplanmayacak. Bağışa konu mallara ilişkin yüklenilen KDV’ler de işletmeler tarafından indirim konusu yapılabilecek.

Aslında bu şu demektir:

Vatandaş kendi gelirinden bağış yaparken, zenginler ise bağışlarını milletin cebinden yapmış olacaklar.

Oysa bizler, ücretliler, dar gelirliler, küçük esnaf yapacağı yardımları hiçbir şekilde vergiden düşemeyiz.

Bu durumda şunu sormak istiyorum;

Büyük şirketler milyonlarca liralık bağışlar yapıyorlar.

Eğer bunlar vergiden düşülmezse aynı miktarda bağış yapacaklar mı?

Kimse kızmasın darılmasın, kendisine “devlet” diyen AKP iktidarı şirketlerden büyük miktarda para toplayabilmek için vergi indirimi yaparak bunu yine milletin sırtına yüklüyor.

Bağışların vergiden düşürülmesi zenginlerin çok işine geliyor, çünkü bir kalemde çok ciddi miktardaki bir vergiden ve bunun bürokrasisinden kurtuluyorlar.

Gün dayanışma günü ise büyük zenginler “vergiden düşme” ayrıcalığının arkasına sığınmadan gerçekten, bu milletin diğer fertleri gibi gönüllerinden kopanı versinler.

BUNU YAZMAK GEREK

Seçimden kaçmak için çare aramaya başladılar

İktidar, giderek düşen oy oranını yükseltmek için sahte anketlerle algı oluşturmaya çalışırken korkunç deprem geldi.

Depremle birlikte iktidarın 23 yıl önceki büyük depremden hiç ders almadığı gibi en küçük bir tedbire bile başvurmadığı, deprem anında ise ne yapacağını bilemez hale geldiği gözler önüne serildi.

Şimdi bunun şokuyla “Seçimlerde ne yapacağız?” telaşına düştüler.

Çare olarak da seçimi bir yıl ötelemek istiyorlar.

Böylelikle bir yıl içinde deprem bölgesinde başarılı çalışmalar yapmış gibi görünüp “Belki durumu kurtarırız” hesabı yapıyorlar.

Oysa anayasa gereği seçimler ancak savaş durumunda bir yıl ertelenebiliyor.

Her ne kadar Anayasa mahkemesi 2012 yılında “deprem ve diğer mücbir sebepleri de savaş sebebi kapsamına sokmuş olsa bile” bunun Anayasa’ya aykırı olduğu bir gerçek.

Eğer ille de seçim ertelenecekse o zaman Erdoğan’ın istifa etmesi ve mecliste bir “ulusal birlik hükümeti” kurulması doğru olacaktır.

Bu konudaki ayrıntılı değerlendirmemi dün sabah yayınladığın YouTube konuşmamda anlatıyorum. İlgilenenler için linkini veriyorum;

 

Bİ SORALIM BAKALIM

Şu “devlet” dediğiniz nedir, kimdir?

Depremle birlikte “devlet” sözünü çok duyar olduk.

Günlerdir bir devlet edebiyatı sürüyor. Saray medyası devletin büyüklüğünü anlatıyor.

İktidar yetkilileri “Devletimiz güçlüdür” mesajları vermeye çalışıyor.

Troller “Devlete uzanan eller kırılır” havasında.

Peki dillerine doladıkları bu devlet nedir ve daha önemlisi kimdir?

Saray medyası ve iktidar yetkilileri aslında “devlet” derken “Erdoğan’ı” kastediyor.

AKP için devlet eşittir Erdoğan ve iktidarı.

Ancak burada dikkat çekici bir nokta var.

İyi ve güzel şeylerde devlet yerine ya Erdoğan ya da AKP iktidarı öne çıkarılıyor.

Bu durumlarda devletin adı pek geçmiyor. Oysa sıra iktidarın ve Erdoğan’ın başarısızlığına gelince devlet, devletin yüceliği, devletin kutsallığı öne çıkarılıyor.

Çok açık gerçek şudur:

İktidar devlet değildir, devleti sevk ve idare etmesi için milletin oylarıyla görevlendirdiği kişilerdir.

Başarısız olan devlet değil, devleti yönetmekle görevlendirilenlerdir.

Ortada on binleri aşan yitirilmiş canlarımız var, ama nedense bir kişi bile kendini sorumlu görüp istifa etmiyor.

Bu durumda devletin arkasına sığınarak kimse kendini kurtaramaz.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Üniversiteleri kapayan zihniyete bu fotoğraflar bir şey ifade eder mi?

Altına fazla yazı yazmaya bile gerek yok.

Atom bombası ile yok olmuş Japonya her şeye rağmen eğitimini kesmemiş.

korkunç olaydan bir ay sonra çocuklarına zor şartlarda da olsa eğitim vermeye başlamış.

Aradan uzun yıllar geçmiş.

Aynı Japonya bu kez depremin oluşturduğu tsunami ile sarsılmış.

Ama bir ay içinde barakadan bile olsa okullar açılmış eğitim başlamış.

Bizde ise ilk önlem olarak tüm yurtta okulları kapadılar.

Yetmedi üniversiteleri süresiz tatil ettiler.

ŞAŞIRDIM

Sarayın adamları talimatla yardım ediyor

Millet hiçbir çıkar beklentisi olmadan deprem yaralarını sarmak için seferber olmuş durumda.

Bazı büyük kuruluşlar da “vergiden düşürebilecekleri” yardımın dışında depremzedelerin imdadına yetişmeye çalışıyor.

Saraya yakın zenginler veya zenginleştirilenler ise talimatlarla yardım kampanyalarına katılıyor.

Bunu neye dayanarak yazıyorum?

Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın açıklamalarına göre.

Damat Bey, çok büyük yardım vaadinde bulunmuş.

Diyor ki: “Bizden ilk önce malzeme yardımı istendi, lojistik yardım yaptık. AFAD çadır desteği istedi, bunu sağladık. Çadır kentler için alan düzlemesi yaptık. Ben de zamanında güneydoğu bölgesinde konteynerde kaldım. Bunun için konut seferberliği başlattık.”

Bayraktar’ın yardım vaatleri AKP’liler arasında büyük sevinç yaratmış.

Sosyal medyada Bayraktar’ı övücü birçok mesaj gördüm.

“İşte adam” diyorlar örneğin.

Selçuk Bayraktar, 1000 konut yapacağını açıklamış.

1000 konutun maliyeti nedir?

Kabaca yapılan hesaplamalara bakarsak, toplu konut amaçlı binaların yerine, çıkılacak kat sayısına göre arsa bedeli hariç metrekare maliyeti 1360 lira ile 2970 lira arasında değişiyor.

Bu durumda 100 metrekarelik dairelerden oluşacak 1000 konutun maliyeti de 136 milyon lira 297 milyon lira arasında.

Demek ki Selçuk Bayraktar’ın böyle bir gücü var.

Ama nedense Bayraktar ve benzeri saraya çok yakın isimleri vergi listelerinde hiç görmüyoruz.

Vergi rekortmeni sıralamasına giremiyorlar ama bir çırpıda birkaç yüz milyon lira yardımda bulunabiliyorlar.

İlginç bir durum.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Dün “Sevgililer Günü”ydü ama…

Dün 14 Şubat’tı.

Hesapta “Sevgililer Günü”

Ama ilk kez bugün kutlanmadı, kutlanamadı.

Türkiye’de hiç kimseni belki aklına bile gelmedi 14 Şubat’ın Sevgililer Günü olduğu.

Ne reklamlar ne restoranların özel gün menüleri ne de pek çok kişinin telaş içinde hediye araması vardı.

Aslına bakarsanız beğenmeseklüzumsuz bir saçmalık olarak da değerlendirsek Sevgililer Günü ciddi bir ekonomik hareketlenmeye neden oluyordu.

Depremin fark edilmeyen, belki de fark edilmesine gerek de duyulmayacak etkilerinden biri de bu.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları