loading
close
SON DAKİKALAR

Yine 'Bir gece ansızın gelebiliriz' ama bu sefer farklı

Can Ataklı
Tarih: 07.09.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Şimdi aynı söylem Yunanistan için söyleniyor. AKP Genel Başkanı, dün Balkan gezisine çıkarken yine konuya değindi ve “Bir gece ansızın gelebiliriz” klişesini tekrarladı.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Sınavda ikinci olan ama sadece 2 dakikalık mülakatta elenen bir savcı adayının feryadı

Twitter mesajlarıma bakarken İrem Melis Akgün isimli bir Twitter kullanıcısının “zincir tweetleri” dikkatimi çekti.

Hepsini bir solukta okudum ve içim burkuldu.

Çünkü bu genç savcı adayımız girdiği yazılı sınavdaki büyük başarısını ve sonrasındaki mülakatta uğradığı hüsranı anlatıyordu.

İrem Melis Akgün tek örnek değil.

Bu konuda çok yoğun şikayetler geliyor.

Bu iktidar bir taraftan kendi yandaşlarına soruları önceden verip yazılı sınavlarda başarılı kıldıktan sonra buna rağmen onları geçenleri mülakatta eliyor.

Medyada yer alıp almadığını görmedim ama İrem Melis Akgün’ün tweetlerini size de sunmak istedim:

Kıymetli dostlar, bugün hakim ve savcıların görevlerini layıkıyla yerine getirememelerinden, bağımsız olamayışlarından ülkece yakındığımız günlerde, Hakim ve Savcı olma idealiyle çıktığım yolda yazılı sınavda Türkiye 2.si olmama rağmen sistem tarafından uğratıldığım haksızlığı sizlere aktararak bugünlere nasıl geldik, böyle kötülükler nasıl yapılabiliyor, bu kişiler nasıl bir sistem tarafından seçiliyor ve bu kötülüklere karşı neler yapılabilir sizlere anlatmak istiyorum.

– 25-26 Aralık 2021 tarihinde yapılan Avukatlar için Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavından 94,85 puan alarak 2. Sırada, Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavından 89,79 puan ile 99. Sırada başarılı olarak mülakata girmeye hak kazandım.

– Yazılı sınavdaki 2’ncilik derecem ile katılmış olduğum mülakatta sorulan sorulara eksiksiz olarak doğru cevap vermeme rağmen “BAŞARISIZ” bulundum.

– Yapılan mülakatta aday adaylarına tanınan 1 ila 2 dakika arası süre, mülakat değerlendirme kriterleri olan; adayların muhakeme gücünün, bir konuyu kavrayıp özetleme yeteneğinin, çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığının, genel ve fizikî görünümünün, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğunun ve liyakatinin, anlaşılması için takdir edersiniz ki kesinlikle yeterli değildir.

– Bu durum bile mülakatların ne kadar objektiflikten uzak olduğunu, idarenin tamamen keyfiliğine ve takdirine bırakıldığını, hatta yaşayanlar iyi bilecektir ki BAŞARININ DEĞİL “REFERANS”LARIN YARIŞTIĞI BU SÜREÇTE mülakatın tamamen göstermelik bir hal aldığını acı bir şekilde gözler önüne sermektedir.

– Bu mülakat sistemi; bugün mesleğini layıkıyla yapamayan, bağlı olmaları gereken ilkeler ADALET ve HUKUKA UYGUNLUK ilkeleri olması gerekmesine rağmen bunu yerine getirmeyip farklı motivasyon ve hırslara sahip olan, mesleğe alınırken bile denetimsiz ve kötücül sistem tarafından rekabeti bozucu davranışlara yönlendirilen ve tüm bunları yaparken de eğilip bükülebilen; bundan dolayı da bağımsız olma niteliğini kaybeden, gölgesinden bile korkar hale gelen Hakim ve Savcıları eseridir.

– Tüm bu sebeplerle kamuya alımlarda yapılan ve nice insanın hakkının yenilmesine sebep olan MÜLAKATLAR KALDIRILMALI ve liyakati tespite ilişkin daha adil bir sistem oluşturulmalıdır.

Kritik meslekler için mülakat yapılmaya devam edilecek ise de Kamu Denetçiliği Kurumunun 27/04/2020 karar tarihli ve 2020/6587-S.20.10469 sayılı ADALET Bakanlığının hiçbir haklı gerekçe olmaksızın uymaktan imtina ettiği kararı kapsamında yapılması gerekmektedir.

– Bu haksızlık ve kötülük düzenini değiştirebilmemiz, layık olanın hakkını alabildiği güzel ve adil günleri görebilmemiz maksadıyla desteklerinizi bekliyorum.

OKURDAN MESAJ

Bir şikayet de Halkbank’tan

Bankaların müşterilerini aşağılaması ile ilgili yazılarımdan sonra yakından tanıdığım bir okurum mesaj göndermiş.

“Ne kadar haklısın Can kardeşim” diyor bu tanıdığım ve devam ediyor “Bizi eşek yerine koyuyorlar.”

Bakın ne yazmış;

Selam Can emekli maaşımı Halkbank’tan alıyordum.

Buradaki hesabımı 29 Temmuz Cuma günü bir bankanın emekli maaşını taşıyanlara verdiği promosyondan yararlanmak için kapattım.

Taşıdığım esnadaki daha önceki promosyon farkına karşılık ne kadar ödemem gerektiğini sordum “138 lira” dediler hemen ödedim.

Yarım saat sonra yeni bankamda hesap açtırdım.

Ancak aynı günün akşam üzeri Halkbank’taki memure beni aradı ve “Hesabınızda bloke var, taşıyamıyoruz” dedi.

Saat olmuş 18.00, işim kaldı pazartesiye.

1 Ağustos günü Halkbank’a gittim eksik hesaplama yapılmış, benden 38 lira daha istediler onu da verdim

Ancak 1 Ağustos olduğu için 1 ay kaybettim bu ay da maaşımı yeni bankama taşıyamadım.

Sonradan öğrendim ki Halkbank herkese böyle yapıyormuş.

Altunizade şubesine gittiğimde ben oradayken en az 5/6 kişiye aynı işlemi yapmış, küfürler eden mi bağıranlar mı istersin gırla gidiyor.

Düşünebiliyor musun 300 bin kişiye böyle yapsalar paranın getirdiği ranta bakar mısın?

Ayrıca tepki öyle büyük olmuş ki banka şube müdürü polis çağırmış kapıda polis duruyordu.

İŞTE BUNU ANLAMIYORUM

Bu nasıl kur korumalı vadeli hesap işidir böyle?

İzmirli bir iş insanı dostum aradı.

Dedi ki “Bu kur korumalı vadeli hesap işi var ya, tam bir soygun.”

Sordum “Nasıl yani?” diye.

Dostum “Kur korumalı hesaba pek güvenmiyordum. Yurtdışı işler de yaptığım için mecburen bankada dolar hesabı tutuyorum” diye anlatmaya başladı.

Bir gün bankasından aramışlar “Sizin dolar hesabınızı kur korumalı sisteme çevirelim, çok kârlı” demişler.

Dostum bankaya gitmiş.

Anlatmışlar; “Dolarınızı bugün merkez bankasının açıklayacağı kurdan bozduracağız. Vadeli hesaba yatıracağız. Size yüzde 14 faiz uygulayacağız. Dönem sonu faizi alacaksınız ayrıca dolarınızı da aynen iade edeceğiz.”

İzmirli dostum “Bak bu makul” demiş ve hesabındaki 100 bin doları 7 Haziran 2022 günü merkez bankasının açıkladığı 16.78’den bozdurup üç aylık kur korumalı hesaba çevirmiş.

Üç ay sonra yani 6 Eylül günü bankaya gittiğinde kendisine sadece 100 bin dolarını verebileceklerini söylemişler.

Dostum “Peki faiz ne olacak?” diye sormuş.

“Dolar bugün 18. 22 lira oldu, faizi ödeyemiyoruz, merkez bankasının talimatı bu yönde” demişler.

Tabii iş insanı dostum ökeden deliye dönmüş.

Ama yapacak bir şey yokmuş, sistem böyle işliyormuş.

Siz bu kur korumalı vadeli hesap numarasından bir şey anladınız mı?

Devletin zoruyla kur korumalı sisteme binlerce iş insanı geçti/geçmek zorunda kaldı.

Hepsinin farklı vadeleri olduğu için belli ki bir anda büyük gürültü kopmuyor.

Ama sistemi böyle işletiyorlarsa çok yakında ciddi bir tepki doğacaktır.

ŞAŞIRDIM

Yine “Bir gece ansızın gelebiliriz” ama bu sefer farklı

Yunanistan’ın Ege’deki uluslararası deyimle “dog fight” ya da Türkçesi “it dalaşı” olayını son günlerde tırmandırması üzerine AKP genel bakanı Erdoğan “İzmir’i unutma, bir gece ansızın gelebiliriz” demişti.

Bu sözün gerçekte bir anlamı var mı?

Bana göre yok.

Çünkü “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözü ilk kez söylenmiyor.

Daha önce Suriye için söylenmişti.

Ardından Irak için de söylendi.

En yakın PYD için söylendi.

ABD himayesindeki PYD’ye böyle bir operasyon yapacağını söylemişti Erdoğan.

Ama hiçbiri olmadı.

Buna karşı bu sözler söylendiği sırada saray medyası coşmuştu.

Kimi akademisyen kılıklı kişiler ekranlarda ellerinde sopalar haritanın başına geçerek “Şuradan gireriz, buradan vururuz” diye açıklamalar yapıyorlardı.

Hatta öyle ileri gidenleri vardı ki neredeyse operasyonun saatini bile veriyorlardı.

Ama hiçbiri olmadı.

Bir taraftan Amerika bir taraftan Rusya “Sakın haaa” diye parmak salladılar.

Şimdi aynı söylem Yunanistan için söyleniyor.

AKP Genel Başkanı, dün Balkan gezisine çıkarken yine konuya değindi ve “Bir gece ansızın gelebiliriz” klişesini tekrarladı.

Ancak sanıyorum dikkatlerden kaçtı.

Bu kez söylenen bu söz bir anlamda geri adımın da işaretiydi.

Erdoğan aynen şöyle dedi;

“Savunma Bakanlığımız gerek NATO Genel Sekreteri ile gerek diğer temsilcilerle görüşmeleri sürdürüyor. Bu kilit atma konusunda hassasiyetimiz kararlılıkla devam ediyor. Yunanistan bunun farkında ve kendilerine çeki düzen verme durumuna girmiş bulunmaktalar. Oraya yönelik açıklamalarım bundan sonraki süreçte de Yunanistan Türkiye ile nasıl bir ilişki içerisinde olacağının herhalde kararını verecektir. Aksi takdirde hep söylediğin gibi yine söylüyorum. Bir gece ansızın gidebiliriz!”

Neymiş, Yunanistan Erdoğan’ın kararlı duruşu nedeniyle kendine çek düzen vermeye başlamış.

Yani ne olmuş?

Onu bilmiyoruz.

Ama Yunanistan geri adım atıyormuş.

İnanalım mı?

Başka çaremiz var mı?

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Aman Kemal Bey, sakın ha…

İktidarın bir erken hatta baskın seçim yapma ihtimali çok güçlü.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da bu konuya girmiş.

Mustafa Balbay’a verdiği özel röportajda “Türkiye seçim atmosferine girdi. Öyle ya da böyle erken seçim görünüyor. Yaptıkları son değişikliğin uygulanabilmesi için bir yıl geçmesi gerekiyor ya, nisandan sonra seçim güçlü olasılık” demiş,

Aman Kemal Bey aman, sakın ha.

Kasımdaki bir seçime bile karşı çıkmanız gerek artık.

Hele 2023’e sarkmış bir erken seçime evet demek inanın siyasete ve hatta Türkiye’ye ihanettir.

AKP’nin seçim kararı alabilmesi için sizin oyunuza ihtiyacı var.

Gerekçesi ne olursa olsun zamanından önce bir seçime evet dememelisiniz.

20 yıl beklendi, 2 ay mı beklemeyeceksiniz?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları