loading
close
SON DAKİKALAR

Montrö

Hüsnü Mahalli
Tarih: 02.04.2021
Kaynak: Hüsnü Mahalli-Korkusuz

Hüsnü Mahalli: Kanal İstanbul Projesi göründüğü ya da konuşulduğu gibi Katarlıları zengin edecek basit bir “ekonomik bir rant” konusu değildir.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un tartışma yaratan Montrö yorumu AKP’nin geleneksel Türkiye Cumhuriyeti tarihini sorgulama alışkanlığının devamıdır.

Kanlı Arap Baharı sonrasında bölgenin ideolojik liderliğine soyunan Batı’nın modeli” AKP önce Misak-ı Milli’yi sonra da Lozan’ı tartışmaya açmıştı.

Lozan’ı tartışmaya açmak Cumhuriyet’le hesaplaşmak Misak-ı Milli’den söz etmek ise AKP’nin Suriye hesaplarıyla ilgiliydi.

Montrö ise karmaşık ve çok tehlikeli tüm boyutlarıyla bu iki konunun devamıdır.

Cumhuriyet yoksa Montrö zaten olamazdı.

Cumhuriyet kurulmasaydı biz şimdi bambaşka konuları konuşuyor olacaktık ya da hiç konuşmuyor olacaktık çünkü bu ülke belki olmamış olacaktı.

Bu gerçeğin farkında olan 126 emekli diplomat dün tartışmaya açılan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin kritik tarihsel önemini vurgulayan yazılı bir açıklama yaparak “Atatürk Türkiyesi’nin, Lozan Antlaşması’ndan sonra en büyük diplomasi başarısı olan Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması Türkiye’nin İstanbul-Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi üzerindeki mutlak egemenliğinin kaybedilmesine yol açar. Bu nedenle derhal Kanal İstanbul Projesi’nden vazgeçilmelidir” dediler.

Daha önce de yazmıştım:

Şimdiye kadar her konuda olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa Montrö Sözleşmesi’yle ilgili tartışma neye mal olursa olsun Kanal İstanbul Projesi’nden asla vazgeçmeyecektir.

Kanal İstanbul Projesi göründüğü ya da konuşulduğu gibi Katarlıları zengin edecek basit bir “ekonomik bir rant” konusu değildir.

Kanalın tümünü satın alabilecek kadar paraları olan Katarlıların “manzara seyretme” gibi bir hevesleri olduğunu sanmıyorum.

Gerçekleştiğinde Kanal İstanbul Projesi Türkiye’nin bundan sonraki tüm dış politikasını yakından ilgilendirecektir.

Kanal İstanbul ve dolaysıyla başlatılan Montrö tartışması Boğazlar’ı ilgilendirdiği için öncelikle Rusya ile ilişkilere yansıyacaktır.

Tam da ABD’nin Ukrayna ve Gürcistan’ı NATO’ya almaya uğraştığı bir zamanda.

Tam da ABD’nin Bulgaristan ve Romanya limanlarında deniz üssü kurmaya ve kendi savaş gemilerini oralara yerleştirmeye çalıştığı bir dönemde.

Tam da ABD’nin Rusya’yı Karadeniz’de sıkıştırma planları yaptığı bir zamanda.

Tam da Biden’dan telefon beklediğimiz günlerde.

Tam da Suriye’de Rusya ve İran’la işlerin daha da karıştığı haberlerinin geldiği günlerde.

Tam da Tahran’ın Pekin ile imzaladığı ve bölge dengelerini karıştıracak 25 yıllık “stratejik anlaşma”ın tartışıldığı günlerde.

Bu ülkeye büyük hizmetleri olan hepsi çok değerli 126 diplomatın neden endişeli oldukları anlaşılıyor.

Son 10 yılda yani Kanlı Arap Baharı’ndan bu yana olduğu gibi AKP yine macera peşinde.

Her yerde sıkışan AKP başarısızlıkların hiçbirinden ders alma niyetinde görünmüyor.

Gerginlik, kavga ve savaşlarla beslenen AKP bu yöntemle toplumu kontrol altında tutabileceğini hesaplıyor.

Şimdiye kadar bu yöntemin göreceli olarak işe yaradığını sanan AKP ülkeyi ne hale getirdiğinin farkında olmayabilir ama 100 yıl öncesi emperyalist ülkelerin huyu değişmez.

ABD’nin ‘rızası’ için Montrö tartışması üzerinden Rusya’ya provakasyon yapmanın maliyeti çok yüksek olabileceği gibi tersi de doğru.

S-400 tartışması son örnek.

Bu tartışma nasıl gelişir ya da sonuçlanır bilinmez ama Ankara’nın Moskova-Washington hattında “istikrarsız” politika sürdürmesinin işe yaramadığı net olarak görünmektedir.

Son örnek Suriye konusu.

Rusya ile İdlib’te ABD ile Fırat’ın doğusunda sıkışıp kalmak.

Peki nereye kadar?

Putin “İdlib’te Nusra’yı korumaktan vazgeçin” diyor Biden ise Trump gibi “PYD/YPG’ye dokunursanız fena yaparım” tehdidinde bulunuyor.

Ankara bu durumdan memnun ise ya da “böyle olmasını ben istedim” diyorsa o zaman söylenecek hiçbir şey kalmıyor.

Montrö tartışması çok ciddi bir başlangıçtır ve herkes her şeye hazırlıklı olmalı!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları